Engelim ve ben
Arkadaşlar size engelimdem aslında engelsiz engelimden bahsedeceğim.İçimden geldi bunu sizlerle paylaşmak.Şu an çok duygusal anımdayım ve bu yazdıklarımı yüreğimden gelerek yazacam.Umarım yazdıklarımla sizleri sıkmam...Anlayışınız için şimdiden saygılarımla teşekkür ediyorum hepinize...
Daha önce de yazmış olduğum gibi ben 11 aylıkken sağ ayağımdan çocuk felci (polio sekeli) geçirmişim.O zamana kadar ayağımda hiçbir rahatsızlık yokmuş,hatta yeni yeni adımlarımı atmaya başlamışım.İşte bir gün yüksek ateşten dolayı kader olsa gerek sağ dizim çocuk felcinden dolayı tutmaz olmuş.3 yaşıma kadar hiç yürüyememişim.Canım annemim sayesinde ,yapılan dıştan destekli bir cihaz ile yürümeye başlamışım.O zamanlar 3 yaşımda olduğum için nasıl yürüdüğümü hatırlayamıyorum doğal olarak.Ama 7 yaşımdan sonra nasıl yürüdüğümü yani ayağımla ilgili herşeyi hatırlıyorum...
Ayağım rahatsız olduğu için ben 8 yaşımda okula başladım.Ama o cihaz çok ağır olduğu için okula annem beni hep sırtında taşıyarak götürdü hemde inanmıyacaksınız ama tam 8 sen beni canım annecim sırtında taşıyarak okula götürdü ve getirdi.Yani ben orta üçe giderken bile canım annecimin gittim okula.Çocuklar benimle dalga geçiyorlardı benim için çok zordu ama yine de söylenenlere ne ben ne de canım annecim aldırış etmiyordur.Çünkü bu Allah`tan gelen bir rahatsızlıktı.
8 yaşımda okula ilk başladığım zaman çok heycanlıydım.Benimle okulda çocuklar hep sakat sakat diye dalga geçerlerdi.Ama ben insanlara inat ve hayata inat bu söylenenlere hep gülüp geçiyordum.Ben çocukluğumu dolu dolu yaşadım.Kendimi asla bir engelli olarak görmedim.Ben de ip atladım,seksek oynadım,saklambaç oynadım, ve aklıma gelmeyen diğer çocuk oyunlarının hepsini oynadım.Çünkü ben de bir çocuktum ve benim de hakkımdı herşeyi dolu dolu yaşamak diğer çocuklar gibi.ben cihazım kırıldığında hep ağlıyordum ama yine de cihazımın kırılacağını bile bile ip atlıyordum.Her cihazım kırılışında canım annecim beni yine sırtlayıp ortapediye götürüyordu.İşin ters tarafı çok aksi bir çocuktum.Cihazım kırılınca o cihazı tamir edilmiş olarak kabul etmiyordum ve her seferinde bana yeniden yani sıfırdan cihaz yaptırıyorduk.
O küçük kız orta okula kadar taktir alarak okulunu başarıyla bitirdi ve artrık lise dönemi başladı.
Liseye gitmeden önce sanki bir mücize oldu..
Abim yurtdışındaydı ve ordan bana Türkiye de olan bir doktorun felç konusunda çok başarılı olduğunu ve felçli yürüyemiyen insanları yürüttüğünü söyledi.Yurtdışındaki felçli insanların çoğunu o doktorun yürüttüğünü söyledi ve benimde o doktora gitmem gerektiğini söyledi.
Ve biz canım annecimle ve canım babamla o doktora gittik.Çok heycanlıydım ve bir o kadar da korkuyordum.Acaba ne diyecek doktor beni de diğerleri gibi yürütebilecekmiydi bu sorular adeta beynimi kemiriyordu.Ben o zaman 16 yaşımda idim.Doktor ayağımı muayene etti ve çok ilgiç ki ayağımdan röntgen bile çekmeden ben seni yürütecem dedi hem de kendi ayağınla cihazı atacaksın artık dedi.O an yemin ederim ki arkadaşlar mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım ve sadece sustum.Ameliyat günü geldi çattı ve doktorum beni ayağımdan 10 kere ameliyat etti tam bir sene içinde.Tabi yapılan bu bir dizi ameliyatlar yüzünden 1 sene gecikmeli liseye başlamak zorunda kaldım.Ve artık kendi ayağımla cihazsız yürüyeceğim gün geldi çattı.Doktorum o ameliyatlardan sonra artık Özlemcim yürüyebilrisin dedi ama ben korkudan adım atamadım.Sanki yine dizim katlanacak ve ben düşecem gibi korkuyordum.Doktorum baktı ki bende heycan ve korku var aynen şöyle dedi.Özlemcim annenin elinden ve benim elimden tut ve korkmadan yürü.Hiç korkma sakın.3 adım attıktan sonra ben de elini bırakacam ve annen de elini bırakacak ve sen kendin yürüyeceksin tamam mı dedi.Ben de tamam dedim.İşte o an geldi ve ben artık yürüyordum.O an ki mutluluğumu anlatamam arkadaşlar.Mutluluktan ağladım.Çünkü artık gerçekten cihaz olmadan yürüdüm.Ya o yürüdüğüm an anlatılmaz bir duyguydu benim için...
Artık okula yani liseye kendim tek başıma gitttim.Çünkü artık ayağımda 6 kiloluk bir cihaz yoktu.Ben kendi ayağımla yürüyordum artık..Sadece hafif aksıyarak yürüyordum.
Sonra ünüversite dış ticaret bölümünü okudum. Artık 22 yaşındaydım be kendi ayaklarımın üstüne durmam gerekiyordu ve bunun için de çalışmam gerekiyordu.Tabi herşeyden önce bir bayan olarak ekonomik özgürlüğümün de olması gerekiyordu ve geleceğimin güzel olması için de sigortamın olması şarttı.
22 yaşımdayken uluslararası özel bir firmaya işe girdim.Ve bu uluslararası firmada Planlama Uzmanı olarak 7 sene çalıştım.
Şu an 29 yaşımdayım ve hayatı çok seviyorum.Ben hayat ne kadar zor olsa da hayatın yaşamaya değer olduğunu çok iyi biliyorum arkadaşlar.Hayata gülen gözlerle bakıyorum ve gülen gözlerim gün geçtikçe bir yıldız gibi parlıyorlar.
Herşeyimi aileme borçluyum.Ailemi canım kadar çok seviyorum ve tabi ailem de beni çok seviyor.Arkadaşlarım da çok iyiler sağolsunlar.Bana çok değer veriyorlar ve beni çok seviyorlar tabi bende arkadaşlarıma çok değer veriyorum ve onları çok seviyorum...
Allaha çok şükür şu an da ayağım çok iyi ve ben çok mutluyum...
Allah herkese acil şifalar versin.
ARKADAŞLAR İNANIN Kİ BU YAZIYI GÖZLERİMDEN DAMLA DAMLA SÜZÜLEN GÖZYAŞLARIMLA YAZDIM ŞU AN...