Kök Hücre Nakli
Columbia Üniversitesindeki araştırmacılar, C2J faresi embryonik kök hücrelerini in vitro (laboratuvar) ortamında retina pigment epiteli (RPE) hücrelerine dönüştürmüş, ve bu kök hücrelerini tavuk karası hastalığının fare modelinde (Rpe65/Rpe65 C57BL6) gözün retinası altına naklederek farelerin sadece 25%inin iyileştiğini göstermişlerdir. Fakat kök hücresi nakli yapılan farelerin 75%inde ise retina dekolmanı ve teratom tümörü geliştiği saptanmıştır. Bu nedenle gözde kök hücre nakli, deney hayvanları üzerinde araştırmalar başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra hasta insanlar üzerinde uygulanmalıdır.
Sarı Nokta ve Kök Hücre
Makula dejenerasyonu olarak ta bilinen yaşa bağlı sarı nokta (sarı benek) hastalığının nedeni kesin olarak anlaşılamamasına rağmen başlıca risk etkenleri arasında kişinin yaşı ve kalıtım gelmektedir. Bu hastalıkta hasar retina pigment epitelinde (RPE) başlar daha sonra fotoreseptörler kaybolur. Hastalığın tedavisi için RPE, retina, ve kök hücre nakli çalışmaları yirmi yıl önce başlamıştır. BU HASTALIKTA HENÜZ ONAYLANMAYAN UYGULAMALARIN, RESMİ KURUMLARDAN İZİN ALINMADAN İNSAN ÜZERİNDE TİCARİ AMAÇLA DENENMESİ SADECE ETİK YÖNDEN DEĞİL YASAL AÇIDAN DA SAKINCALIDIR.
Hangi İğne Daha İyi?
Makula dejenerasyonu ıslak tipinin iğne tedavisinde göz içine en sık verilen ilaçlardan olan bevasizumab ve ranibizumab etkinlik sonuçları 2010 Ekim ayında yayınlanan bir çalışmada karşılaştırılmıştır. Etkinlik yönünden iki ilaç arasında bir fark olmadığı anlaşılmış, fakat ilaç uygulamalarının bevasizumab için iki kat daha sık olduğu saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise yukarıda belirtilen her iki ilacın göz içine iğne tedavisinden sonra ölüm riski, kalp krizi, beyin kanaması ve felç gibi komplikasyonların, pegaptanib ve fotodinamik tedavilerine göre daha yüksek olmadığı ve güvenle kullanılabileceği bildirilmiştir.
Gen Tedavi
Gen tedavi çalışmaları, gözdeki kalıtsal hastalıkların tedavisinde çığır açmaktadır. Tavuk karası hastalığının (retinitis pigmentosa) bir çeşidi olan Leber'in konjenital amarozisine (LCA) bağlı kör doğan 8-44 yaş arasındaki 12 hastada yapılan gen tedavisi başarılı sonuç vermiştir. Bennett ve ark. tarafından Lancet dergisinde yayınlanan çalışmada, gen tedavi sonrası görmenin subjektif ve objektif ölçütlerine göre iyileşme saptandığı anlaşılmıştır. Retinanın kalıtsal hastalıklarında, gen tedavinin onaylanmasının çok uzak bir süreç olmadığı düşünülmektedir.
Biyonik Göz
İnsanda biyonik göz çalışmaları, elektriksel aktivitelerin düzenlenerek gözdeki sinir hücrelerine ve beyindeki görme merkezine iletilmesi prensibine dayanmaktadır. Halen devam eden klinik araştırmalarda amaç; tek başına hareket edemeyen kör hastalara günlük yaşantısını idame ettirecek görmeyi sağlamaktır. Son çalışmalarda, biyonik göz sonrası yapay görüş kalitesinin siyah-beyaz görüntüyle sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Biyonik göz olarak bilinen retina implantlarının insandaki ilk sonuçlarının olumlu olmasına rağmen, HENÜZ YETKİLİ OTORİTELER TARAFINDAN ONAYLANMADIĞI bilinmektedir.
Sarı Nokta ve DNA Hasarı
İnsan hücresinde enerjinin mitokondri (MT) tarafından üretildiği bilinir. Minnesota Üniversitesindeki araştırıcılar, MT işlev bozukluğunun yaşa-bağlı sarı nokta hastalığının gelişiminde anahtar rol oynadığını gösterdiler. IOVS dergisinde 26.Mayıs.2010 tarihinde yayınlanan çalışmaya göre, yaşlılarda MT geninin sadece bir bölgesinde DNA hasarı bulundu. Fakat, sarı nokta hastalarında MT DNA hasarı, bu genin tüm bölgelerinde saptandı. Bilimsel veriler, MT DNA'nın öncelikli olarak sarı nokta hastalığının ilerlemesiyle bozulduğunu kanıtladı.
Beslenme Önemli mi?
EVET. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığında akdeniz diyetinin olumlu rolü bilinmektedir. Akdeniz diyeti, balık içeren sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme şeklidir. Yeşil sebzelerin içinde bulunan lutein maddesinin yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ilerleme hızını yavaşlattığı düşünülmektedir. Kırmızı et ve tereyağı gibi kolesterol içeren besinler ise bu hastalıkta olumsuz rol oynamaktadır. Trans-doymamış yağları içermeyen, fakat omega-3 yağ asitlerinden ve zeytinyağından zengin diyetin ise sarı nokta hastalığı riskini azalttığı bildirilmiştir.
Şeker Hastalığında Göz Tedavisi
Şeker hastalığına bağlı yaygın makula (sarı nokta veya sarı leke) ödeminde, göziçine bevasizumab (avastin) iğne tedavisiyle iki yıl süre içinde görmeyi korumanın mümkün olduğu gösterildi. Diğer bir çalışmada ise göziçine bevasizumab iğne tedavisinin, şeker hastalığına bağlı yeni damar oluşumlu göz tansiyonu (neovasküler glokom) hastalarında olumlu sonuç verdiği anlaşıldı. Göziçine iğne tedavisi, şeker hastalarında da yaşa-bağlı sarı nokta hastalarında olduğu gibi güvenle ve etkili bir şekilde uygulanabilmektedir.
Stanford İmplantı
ABD Stanford Üniversitesinden 10.Aralık.2009 tarihinde yapılan açıklamaya göre, araştırmacılar retina altına yerleştirilebilecek yeni bir biyonik alet (subretinal implant) geliştirdiler. Henüz insanlar üzerinde uygulanmayan 3mm çapındaki 1000 elektrod içeren bu aletin klinik olarak uygulandığı zaman daha net bir görüntü oluşturabileceği düşünülmektedir. İlk deneyleri yapılan Stanford implantının çalışma prensibinin, Argus projesinde insanlar üzerinde uygulanan epiretinal implant gibi elektriksel uyarılara bağlı olduğu bilinmektedir.
Zararsız Virüs
Bazı zararsız adenovirüslerin, gen tedavisinde taşıyıcı olarak kullanıldığını biliyormusunuz? Sağlıklı genin, hasta dokuya nakledilebilmesi amacıyla adenovirüslerin tıpta yaygın olarak kullanılması için hedef doku üzerinde etkili olması, toksik olmaması ve bağışıklık sistemini bozmaması gerekir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından yayınlanan bir bildiri, bu tip virüslerin gözün kalıtsal LCA hastalığında, sağlam RPE65 genini başarılı bir şekilde taşıyabildiğini ve tedavi edilen hastalarda görme işlevinin en az bir yıl boyunca korunduğunu göstermiştir.
Vitaminlerin Etkisi
Ophthalmology dergisinde 13.Şubat.2010'da yayınlanan bir çalışmada, on yıl süreyle sadece gün aşırı E vitamini (600IU) veya plasebo alan 40,000’e yakın bayan sağlık çalışanında takip sonuçları açıklandı. Çalışma sonucunda, sadece E vitamini alınmasının yaşa-bağlı sarı nokta hastalığı riski yönünden faydalı veya zararlı bir etkisi olmadığı anlaşıldı. AREDS çalışmasında ise doktor kontrolünde yüksek doz A, C, E vitaminleri ve çinkonun ağızdan tablet yoluyla alınmasının yaşa-bağlı sarı nokta hastalığının kötüleşme hızını 25% oranında azalttığı bilinmektedir.
Güneş ve Sarı Nokta Hastalığı
Güneş ışığında varolan ultraviyole B dalgası (UV B 280-315nm) hücre DNAsına doğrudan zararlıdır. UV A (315-400nm) ise dolaylı yoldan DNAyı parçalar. Bazı çalışmalarda, güneş ışığıyla sarı nokta hastalığı arasında doğrudan bir ilişki tespit edilememiştir. Diğer bir çalışmada ise gençken bir günde 5 saatten fazla yaz güneşine maruz kalanlarda ise sarı nokta hastalığı riski oluştuğu bildirilmiştir. Riskin azaltılmasında C, E vitaminleri ve zeoksantinden zengin besinleri tüketmek yararlıdır. Güneş ışığından korunmak için şapka takmanın ve filtreli güneş gözlüğünün etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Kan Sulandırıcı İlaçlar
Almanya’da yapılan bir çalışma, yaşa bağlı sarı nokta hastalığında kan sulandırıcı ilaçların, retina altındaki geniş kanamaları tetiklediğini göstermiştir. Amerikan Oftalmoloji Dergisinde 23.Kasım.2009da yayınlanan çalışmada sarı nokta hastalarında hipertansiyonun retina altı kanama riskini arttırdığı belirtilmiştir. Hayati önemi bulunan kan sulandırıcı ilaçların kalp ve beyin hastalıklarında yaygın olarak kullanıldığı ve ilacı veren doktora sormadan tedaviyi sonlandırmanın ciddi sorunlara yol açabileceği bilinmektedir.
Retina Danışma Hattı
Bonn Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, göz kliniğini retina hastalıklarıyla ilgili danışmak için en fazla sarı nokta hastalığı olan bayanların aradığı anlaşıldı. Arayanların %59'u 60 yaş üzerindeki hastalardı. İkinci sıklıkta tavuk karası hastalığı tedavisiyle ilgili konularda soru yöneltildiği belirlendi. Retina Danışma Hattını 1.5 yılda 1400e yakın kişinin ortalama 9 dakika süreyle aradığı ve en sık danışılan konunun ise kuru veya ıslak tip sarı nokta hastalığı tedavisi olduğu gözlendi. Bu çalışmayla sarı nokta hastalığının danışılması gereken önemli bir göz sağlığı sorunu olduğu anlaşıldı.
Kök Hücre Nakli
Columbia Üniversitesindeki araştırmacılar, C2J faresi embryonik kök hücrelerini in vitro (laboratuvar) ortamında retina pigment epiteli (RPE) hücrelerine dönüştürmüş, ve bu kök hücrelerini tavuk karası hastalığının fare modelinde (Rpe65/Rpe65 C57BL6) gözün retinası altına naklederek farelerin sadece 25%inin iyileştiğini göstermişlerdir. Fakat kök hücresi nakli yapılan farelerin 75%inde ise retina dekolmanı ve teratom tümörü geliştiği saptanmıştır. Bu nedenle gözde kök hücre nakli, deney hayvanları üzerinde araştırmalar başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra hasta insanlar üzerinde uygulanmalıdır.
Sarı Nokta ve Kök Hücre
Makula dejenerasyonu olarak ta bilinen yaşa bağlı sarı nokta (sarı benek) hastalığının nedeni kesin olarak anlaşılamamasına rağmen başlıca risk etkenleri arasında kişinin yaşı ve kalıtım gelmektedir. Bu hastalıkta hasar retina pigment epitelinde (RPE) başlar daha sonra fotoreseptörler kaybolur. Hastalığın tedavisi için RPE, retina, ve kök hücre nakli çalışmaları yirmi yıl önce başlamıştır. BU HASTALIKTA HENÜZ ONAYLANMAYAN UYGULAMALARIN, RESMİ KURUMLARDAN İZİN ALINMADAN İNSAN ÜZERİNDE TİCARİ AMAÇLA DENENMESİ SADECE ETİK YÖNDEN DEĞİL YASAL AÇIDAN DA SAKINCALIDIR.
Kaynak:
makula.com.tr
Columbia Üniversitesindeki araştırmacılar, C2J faresi embryonik kök hücrelerini in vitro (laboratuvar) ortamında retina pigment epiteli (RPE) hücrelerine dönüştürmüş, ve bu kök hücrelerini tavuk karası hastalığının fare modelinde (Rpe65/Rpe65 C57BL6) gözün retinası altına naklederek farelerin sadece 25%inin iyileştiğini göstermişlerdir. Fakat kök hücresi nakli yapılan farelerin 75%inde ise retina dekolmanı ve teratom tümörü geliştiği saptanmıştır. Bu nedenle gözde kök hücre nakli, deney hayvanları üzerinde araştırmalar başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra hasta insanlar üzerinde uygulanmalıdır.
Sarı Nokta ve Kök Hücre
Makula dejenerasyonu olarak ta bilinen yaşa bağlı sarı nokta (sarı benek) hastalığının nedeni kesin olarak anlaşılamamasına rağmen başlıca risk etkenleri arasında kişinin yaşı ve kalıtım gelmektedir. Bu hastalıkta hasar retina pigment epitelinde (RPE) başlar daha sonra fotoreseptörler kaybolur. Hastalığın tedavisi için RPE, retina, ve kök hücre nakli çalışmaları yirmi yıl önce başlamıştır. BU HASTALIKTA HENÜZ ONAYLANMAYAN UYGULAMALARIN, RESMİ KURUMLARDAN İZİN ALINMADAN İNSAN ÜZERİNDE TİCARİ AMAÇLA DENENMESİ SADECE ETİK YÖNDEN DEĞİL YASAL AÇIDAN DA SAKINCALIDIR.
Hangi İğne Daha İyi?
Makula dejenerasyonu ıslak tipinin iğne tedavisinde göz içine en sık verilen ilaçlardan olan bevasizumab ve ranibizumab etkinlik sonuçları 2010 Ekim ayında yayınlanan bir çalışmada karşılaştırılmıştır. Etkinlik yönünden iki ilaç arasında bir fark olmadığı anlaşılmış, fakat ilaç uygulamalarının bevasizumab için iki kat daha sık olduğu saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise yukarıda belirtilen her iki ilacın göz içine iğne tedavisinden sonra ölüm riski, kalp krizi, beyin kanaması ve felç gibi komplikasyonların, pegaptanib ve fotodinamik tedavilerine göre daha yüksek olmadığı ve güvenle kullanılabileceği bildirilmiştir.
Gen Tedavi
Gen tedavi çalışmaları, gözdeki kalıtsal hastalıkların tedavisinde çığır açmaktadır. Tavuk karası hastalığının (retinitis pigmentosa) bir çeşidi olan Leber'in konjenital amarozisine (LCA) bağlı kör doğan 8-44 yaş arasındaki 12 hastada yapılan gen tedavisi başarılı sonuç vermiştir. Bennett ve ark. tarafından Lancet dergisinde yayınlanan çalışmada, gen tedavi sonrası görmenin subjektif ve objektif ölçütlerine göre iyileşme saptandığı anlaşılmıştır. Retinanın kalıtsal hastalıklarında, gen tedavinin onaylanmasının çok uzak bir süreç olmadığı düşünülmektedir.
Biyonik Göz
İnsanda biyonik göz çalışmaları, elektriksel aktivitelerin düzenlenerek gözdeki sinir hücrelerine ve beyindeki görme merkezine iletilmesi prensibine dayanmaktadır. Halen devam eden klinik araştırmalarda amaç; tek başına hareket edemeyen kör hastalara günlük yaşantısını idame ettirecek görmeyi sağlamaktır. Son çalışmalarda, biyonik göz sonrası yapay görüş kalitesinin siyah-beyaz görüntüyle sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Biyonik göz olarak bilinen retina implantlarının insandaki ilk sonuçlarının olumlu olmasına rağmen, HENÜZ YETKİLİ OTORİTELER TARAFINDAN ONAYLANMADIĞI bilinmektedir.
Sarı Nokta ve DNA Hasarı
İnsan hücresinde enerjinin mitokondri (MT) tarafından üretildiği bilinir. Minnesota Üniversitesindeki araştırıcılar, MT işlev bozukluğunun yaşa-bağlı sarı nokta hastalığının gelişiminde anahtar rol oynadığını gösterdiler. IOVS dergisinde 26.Mayıs.2010 tarihinde yayınlanan çalışmaya göre, yaşlılarda MT geninin sadece bir bölgesinde DNA hasarı bulundu. Fakat, sarı nokta hastalarında MT DNA hasarı, bu genin tüm bölgelerinde saptandı. Bilimsel veriler, MT DNA'nın öncelikli olarak sarı nokta hastalığının ilerlemesiyle bozulduğunu kanıtladı.
Beslenme Önemli mi?
EVET. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığında akdeniz diyetinin olumlu rolü bilinmektedir. Akdeniz diyeti, balık içeren sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme şeklidir. Yeşil sebzelerin içinde bulunan lutein maddesinin yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ilerleme hızını yavaşlattığı düşünülmektedir. Kırmızı et ve tereyağı gibi kolesterol içeren besinler ise bu hastalıkta olumsuz rol oynamaktadır. Trans-doymamış yağları içermeyen, fakat omega-3 yağ asitlerinden ve zeytinyağından zengin diyetin ise sarı nokta hastalığı riskini azalttığı bildirilmiştir.
Şeker Hastalığında Göz Tedavisi
Şeker hastalığına bağlı yaygın makula (sarı nokta veya sarı leke) ödeminde, göziçine bevasizumab (avastin) iğne tedavisiyle iki yıl süre içinde görmeyi korumanın mümkün olduğu gösterildi. Diğer bir çalışmada ise göziçine bevasizumab iğne tedavisinin, şeker hastalığına bağlı yeni damar oluşumlu göz tansiyonu (neovasküler glokom) hastalarında olumlu sonuç verdiği anlaşıldı. Göziçine iğne tedavisi, şeker hastalarında da yaşa-bağlı sarı nokta hastalarında olduğu gibi güvenle ve etkili bir şekilde uygulanabilmektedir.
Stanford İmplantı
ABD Stanford Üniversitesinden 10.Aralık.2009 tarihinde yapılan açıklamaya göre, araştırmacılar retina altına yerleştirilebilecek yeni bir biyonik alet (subretinal implant) geliştirdiler. Henüz insanlar üzerinde uygulanmayan 3mm çapındaki 1000 elektrod içeren bu aletin klinik olarak uygulandığı zaman daha net bir görüntü oluşturabileceği düşünülmektedir. İlk deneyleri yapılan Stanford implantının çalışma prensibinin, Argus projesinde insanlar üzerinde uygulanan epiretinal implant gibi elektriksel uyarılara bağlı olduğu bilinmektedir.
Zararsız Virüs
Bazı zararsız adenovirüslerin, gen tedavisinde taşıyıcı olarak kullanıldığını biliyormusunuz? Sağlıklı genin, hasta dokuya nakledilebilmesi amacıyla adenovirüslerin tıpta yaygın olarak kullanılması için hedef doku üzerinde etkili olması, toksik olmaması ve bağışıklık sistemini bozmaması gerekir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından yayınlanan bir bildiri, bu tip virüslerin gözün kalıtsal LCA hastalığında, sağlam RPE65 genini başarılı bir şekilde taşıyabildiğini ve tedavi edilen hastalarda görme işlevinin en az bir yıl boyunca korunduğunu göstermiştir.
Vitaminlerin Etkisi
Ophthalmology dergisinde 13.Şubat.2010'da yayınlanan bir çalışmada, on yıl süreyle sadece gün aşırı E vitamini (600IU) veya plasebo alan 40,000’e yakın bayan sağlık çalışanında takip sonuçları açıklandı. Çalışma sonucunda, sadece E vitamini alınmasının yaşa-bağlı sarı nokta hastalığı riski yönünden faydalı veya zararlı bir etkisi olmadığı anlaşıldı. AREDS çalışmasında ise doktor kontrolünde yüksek doz A, C, E vitaminleri ve çinkonun ağızdan tablet yoluyla alınmasının yaşa-bağlı sarı nokta hastalığının kötüleşme hızını 25% oranında azalttığı bilinmektedir.
Güneş ve Sarı Nokta Hastalığı
Güneş ışığında varolan ultraviyole B dalgası (UV B 280-315nm) hücre DNAsına doğrudan zararlıdır. UV A (315-400nm) ise dolaylı yoldan DNAyı parçalar. Bazı çalışmalarda, güneş ışığıyla sarı nokta hastalığı arasında doğrudan bir ilişki tespit edilememiştir. Diğer bir çalışmada ise gençken bir günde 5 saatten fazla yaz güneşine maruz kalanlarda ise sarı nokta hastalığı riski oluştuğu bildirilmiştir. Riskin azaltılmasında C, E vitaminleri ve zeoksantinden zengin besinleri tüketmek yararlıdır. Güneş ışığından korunmak için şapka takmanın ve filtreli güneş gözlüğünün etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Kan Sulandırıcı İlaçlar
Almanya’da yapılan bir çalışma, yaşa bağlı sarı nokta hastalığında kan sulandırıcı ilaçların, retina altındaki geniş kanamaları tetiklediğini göstermiştir. Amerikan Oftalmoloji Dergisinde 23.Kasım.2009da yayınlanan çalışmada sarı nokta hastalarında hipertansiyonun retina altı kanama riskini arttırdığı belirtilmiştir. Hayati önemi bulunan kan sulandırıcı ilaçların kalp ve beyin hastalıklarında yaygın olarak kullanıldığı ve ilacı veren doktora sormadan tedaviyi sonlandırmanın ciddi sorunlara yol açabileceği bilinmektedir.
Retina Danışma Hattı
Bonn Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, göz kliniğini retina hastalıklarıyla ilgili danışmak için en fazla sarı nokta hastalığı olan bayanların aradığı anlaşıldı. Arayanların %59'u 60 yaş üzerindeki hastalardı. İkinci sıklıkta tavuk karası hastalığı tedavisiyle ilgili konularda soru yöneltildiği belirlendi. Retina Danışma Hattını 1.5 yılda 1400e yakın kişinin ortalama 9 dakika süreyle aradığı ve en sık danışılan konunun ise kuru veya ıslak tip sarı nokta hastalığı tedavisi olduğu gözlendi. Bu çalışmayla sarı nokta hastalığının danışılması gereken önemli bir göz sağlığı sorunu olduğu anlaşıldı.
Kök Hücre Nakli
Columbia Üniversitesindeki araştırmacılar, C2J faresi embryonik kök hücrelerini in vitro (laboratuvar) ortamında retina pigment epiteli (RPE) hücrelerine dönüştürmüş, ve bu kök hücrelerini tavuk karası hastalığının fare modelinde (Rpe65/Rpe65 C57BL6) gözün retinası altına naklederek farelerin sadece 25%inin iyileştiğini göstermişlerdir. Fakat kök hücresi nakli yapılan farelerin 75%inde ise retina dekolmanı ve teratom tümörü geliştiği saptanmıştır. Bu nedenle gözde kök hücre nakli, deney hayvanları üzerinde araştırmalar başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra hasta insanlar üzerinde uygulanmalıdır.
Sarı Nokta ve Kök Hücre
Makula dejenerasyonu olarak ta bilinen yaşa bağlı sarı nokta (sarı benek) hastalığının nedeni kesin olarak anlaşılamamasına rağmen başlıca risk etkenleri arasında kişinin yaşı ve kalıtım gelmektedir. Bu hastalıkta hasar retina pigment epitelinde (RPE) başlar daha sonra fotoreseptörler kaybolur. Hastalığın tedavisi için RPE, retina, ve kök hücre nakli çalışmaları yirmi yıl önce başlamıştır. BU HASTALIKTA HENÜZ ONAYLANMAYAN UYGULAMALARIN, RESMİ KURUMLARDAN İZİN ALINMADAN İNSAN ÜZERİNDE TİCARİ AMAÇLA DENENMESİ SADECE ETİK YÖNDEN DEĞİL YASAL AÇIDAN DA SAKINCALIDIR.
Kaynak:
makula.com.tr