Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Betül Tarıman

öyküekin

Aktif Üye
Üyelik
22 Ağu 2009
Konular
57
Mesajlar
1,264
Reaksiyonlar
0
Neyzen

söyleyip gideceğim buradan
kendimi nasıl bir candan silip gittiğimi

beni kendime sevdiren söz
beni dertten korusun
kavuşmasın üzerime hallacın elleri
ömrüme uzak olsun

hayat sen öne geç ölüm arkaya
bir başlangıç biriktir
kimsesizliktir uzatır ölümün ipliğini
ele geçirilmiş hayatta üç nefeste çalar sur
çalsın hem ne olacak dün neysen şimdi de osun
dedi yürüdü neyzen

yürüdüm ifadenin ortasında kalpten bir yara didem
yani dünün biçimlendiği bir el hep aynı nezakete uzamış
değil tam on iki parmağı var on iki günde on dört ay
bereketsiz toprakmış yılda dört kez kendine batıp çıkıyor
batsın! sanki doğmuşum gibi ondan
haydarabat'tan zordu güç okunurdu yüzün diyor
and olsun ki kendime gideceğim
kalmaya geleceğim kendime bıraktığım yerden
söz de yorulacak derdime kapanmaktan
bir cam kırığı ıssızlık olsa ne fark eder
ne zaman şehla olduğumu söylesem
kimsesizliktir doğumun eşiğinde
uzatır derinliğin sesini üfler içime neyzen


Betül Tarıman


----------

Güz ve O

o kentte hüzün bitti
dil konuşsun şimdi
rüzgar bulutun
dal gövdenin yerine
tutulduğum fırtınada
gözlerim gözlerinde yıkandı
taşındım eğildiğim aynasına yüreğinin
defneler suya erişti
ışıklar ırmağa
geldim işte
içindeki o sen olan ben
çıkardım üzerimden
kırk kat kumaşını eskinin
sağlam diksin diye terzi
yüreğimin söküğünü
ipliğimi ipekten
iğnemi gümüşten seçtim
geçtim korku tünellerinden
adacıklar fundalıklardan
şiirler yazdım aşk üzerine
şiirler sevdamı anlatan
aynalarda yüzümü
vedalarda kalbimi tanıdım
seni sevdim
güzde gül rengini
geceyi uğultuda
seni sevdim
dalgalar kıyıya erişti
kışlar bahara

Betül TARIMAN
 
Irmak Su Ateş

uyandım, hüzündü... saçlarımı taradım, yoktun...
gitsindi diyemedim. hüzündü, geceye takılmıştı
biriktim dipsiz kuyulara ağladım.

gitme, ateşime su ver. yitirilecek bir an bile
yok... aşılacak tepe, yürünecek çöl... sararmış
bir yaprak yalnızlığı var içimde. çaresizim,
sarsılıp köpürmesi de ne bu göğün, saldırması
camlara. korkuyorum. yaşam zaten yanlış. ıslak
ve yakıcı. üstelik dünyanın lavları da kirli
akıyor damlarıma. yüzümde tutuklanmış bir
gün. yüzüm karanlık, paramparça

beni duy, anla, neden bu diş ağrısı sonsuz
öfke... kimseler bilsin istemiyorum. gizlediğim
mevsimi. kanayan sesimi uçurumda. gözlerimde
uçsuz bucaksız ırmaklar yıkanıyor. bu, son
fırtına mı bilmiyorum. hangi dağ başı. geçit
yok. ellerim seni arıyor. ellerin bitimsiz.
ayrılığın vedası mı onlar? direniyorum.
yaklaştıkça ırmağına kendime çıkıyor gittiğim
yollar.

gitme. bana bir şey söyle
kimsenin bilmediği bir söz, bir giz...

gitme.
gitmek, biraz da kendini tüketmektir.
yenilmektir, boşluğu görmeden korkuya.

Betül Tarıman
 
SUDA

mışıl'a, kedime
ben çıkıyorum
kaldırıp gözlerimi ikindiden

benim adım gülin
meğer ki suda bahar imişim
yüzer imişim geceme
at kestaneleri, yosunlar
arasında geçermiş adım

peki şimdi ben bir ayna olsam
bin ayna parlasam pazarda
baksa münire, süleyman
amcam uğur, güliz
sokaktan kızlar geçer öyleyse
ne çok güz boğulur suda

uzağa düşerim uçurumun siyahından
aydınlıktır bakışlarım
saçılmış kumaşlar bile tezgahımdan
derin mavilerle geçer

çünkü sevgiliyimdir
yatkınımdır ya gitmeye
ağır ağır açan
ağır bir ay penceremde
ay o tortusu zamanın
bir görünüp yok olur akşamda

benim adım gülin
meğer ki suda yaprak imişim
yüzer imişim geceme
kahve falları, sıvasız evler
arasında geçermiş adım
diye yazdım bilinsin
benim adım gülin

ben geceme teşekkür ederim

Akatalpa Şubat 2001
 
Şaraptan Taşan Hazdır Şarkılar

Aşk bir gün gelebilir
Aşkta kedere yolculandım
Eskicidir aşk
Şarkılar aralar kapısını
Gitmekle bitmez derinimin sarhoşu
Bana bir gül at
Şarkılar bahanedir
Ben aşka

Konuklarıdır şarkıların vedalar
Ve gri ve lâl
Hüzün kurmuş iki mevsim arasına
Üşüyorum tanrım
Sokak üstüme kapansa
Aşk bir gün gidebilir
Coğrafyası ahşap
Unutabilir darmadağın
Ev tutmuş kendine çıkışsız
Oyundadır ölümle
Çoktandır “gülnihal”

Betül Tarıman
 
Mahan .


yordunuz beni
acı dolu taştı fincan
işte ben bu kadarım
incecik bir kadınım
bir su kabıyım ellerinize
suyun azaldığı yerde
bir buğu kadarım

saçılsam bilmezsiniz
nişan alsam ipteyim
bana bir fırsat verilse
ben derine gülle inerim
gülde bahar vardır mahan
eşiğinde yorulan evlerin aşk
bana kapıyı aç
daha çok kadınım şimdi
siyah bir kadın ancak

salihayım ben, dükkân önleri
ölü böcek kabukları kadarım
gözlerimde huzur evi kederi
beykoz'da başdöndüren
bir koku kadarım

dergi kapaklarından gemiler yaptım
asansörlerden korktum hep
olmadı bakışlarımın sevgili rengi
ölmeye yatmak istedim dün öğlen
ölüm ki siyah bir kadındır
siyah bir kadın
siyah bir kadını ancak

sözle toplar kendinden .
[FONT=Arial, Helcetica, Verdana][SIZE=3].[/SIZE][/FONT]
 
VİRANŞEHİR

ben mah periyim gerçeğim güzelliğim yeryüzüne insin
başlayayım bir fasıl daha akmaya görmediklerime

geçti dalgınlığımla açıkladığım gerçek geçti
bana leylî bir şehir yasef yasef
elin kızı dökülüp saçılmış taş taşır
anlaşılır haliyle kendine eğilir bu şehir

anlamak için kendimi ve önceyi
telefonu yüzüme ben kapattım ben yasef yasef
bendim o küsünce derdiyle kızılırmak'ı geçmiş kırık âsâ
umudum kalmasın diye ardımdan gelen zamana
ben o balkanlı bir sayfa daha koymayacağım araya araya

büyüyeceğim uyumsuz atlar üstüne eğilsin şehir
sen zeynep ol uyumun yası ol sen şefik
gülün toprağı harf harf dağılmış
kendiyle dolaşırken dağlar üstüne çağrılsın şehir

ben mah periyim gerçeğim iyiliğim yedi iklim seçsin
kendimi bir odaya ummadıklarıma zamanıdır bahçeler eğitmenin

BETÜL TARIMAN
 
Üst Alt