Yüksek yaşla ehliyetin alakası vardır.
Taraf Ehliyeti
Medeni hukuktaki hak ehliyetinin karşılığı; usul hukukunda taraf ehliyetidir. Hak ehliyeti, doğumla başlar ölümle son bulur. Kişinin yaşı önem taşımaz. Bu konu fiil ehliyetinden farklıdır. HMK 50.maddede düzenlenmiştir. “Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir.” Taraf ehliyetinin bir dava şartı olduğu ise HMK 114/1-d bendinde gösterilmektedir. Dolayısıyla hâkim her zaman kendiliğinden dikkate alacak. Taraflar açısından baktığımızda ise, taraflar bunu her zaman ileri sürebilecekler. Taraf ehliyeti, dava şartı olduğundan kamu hukukuna ilişkindir. Taraf ehliyeti yoksa davayı usulden reddedecektir. “Ölüye karşı dava açılabilir mi?” Taraf ehliyeti bir dava şartıdır. Olmaması halinde dava usulden reddedilir. Taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetine karşılık gelir. Hak ehliyeti ise, doğumla başlar ölümle son bulur. Dolayısıyla kişi, ölmüş olduğu için hak ehliyeti son bulmuştur. Hak ehliyeti son bulan tarafın taraf ehliyeti de bulunmadığından dava usulden reddedilir. *Dava devam ederken taraflardan bir tanesi ölüyor. Bu durumda ne olacak?
Böyle bir durumda hâkimin davayı usulden reddetmesi gerekir. Ancak burada davayı hemen reddetmiyor. Ölen tarafın mirasçıları bu davaya devam edebilir mi edemez mi dikkate alınarak bir ayrım yapılıyor. Yani, şahsa sıkı suretle bağlı haklarla ilgili konularda hâkim bu davayı reddedecektir. Davanın, mirasçıları da ilgilendirdiği bir dava varsa buradabir süre verilecek (miras hukukuna ilişkin süre), ayrıca ölen kişinin hasmına da davaya mirasçılara karşı devam etmek isteyip istemediği sorulacak. Tüzel kişiler, taraf ehliyetine sahiptir. Adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur.
Dava Ehliyeti
Dava ehliyeti HMK 51.maddede düzenlenmiştir. “Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.” Medeni hukuka atıf yapıyor. Medeni hukuktaki fiil ehliyetine karşılık gelir. Dava ehliyeti bir dava şartıdır. Dolayısıyla, kamu düzenine ilişkindir. Hâkim resen gözetir. Taraflar yargılamanın her aşamasında ileri sürer. Fiil ehliyetinde ayrım yapıyorduk. Tam ehliyetlilerde bir sıkıntı yok. Sınırlı ehliyetsizlerde bazı konularda ehliyetleri yoktu. Bunların fiil ehliyetlerini, kural olarak kullanmaya hakları yoktu. Onların yerine kanuni temsilcileri kullanıyordu. Ancak bazı durumlarda tek başına da kullanabiliyor. Tam ehliyetsizlerin hakları, kanuni temsilcileri tarafından kullanılıyor. Dava ehliyetinin olmadığı bir kişi, dava dilekçesinde kanuni temsilcisini belirtmezse, bu dava usulden reddedilecektir. Burada hâkim, belli bir süre bekleyebilir. Dava açtıktan sonra hâkim hemen reddetmeyip kanuni, temsilcisine icazet verip vermediğini soracaktır. İcazet vermesi halinde dava devam eder. Şahsa sıkı suretle bağlı haklarda, kanuni temsilcisi icazet vermese de bu dava açılabilir. (İstisna)