Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Cesur şizofren yok mudur? Hepsi mi korkak?

Duman6Kestik

Yasaklı Üye
Üyelik
19 Şub 2018
Konular
40
Mesajlar
1,025
Reaksiyonlar
0
Şizofreni hastaların şikayetlerine bakıyorum hep korku, şüphe, tehlike sürekli kaçış halinde

Şizofrenler saldırganlık gösterdiğinde bile yaşadıgı korkudan ötürü mü saldırganlık gösteriyor?

Sokakta Şizofenleri görenler yanaşmıyor ondan korkuyor uzaklaşıyor ama onlar aslında korktukları için bu halde değil mi?

Yapılan korku filmlerinde hep roller şizofren kişiler oluyor ya da sürekli korku yaşayanlar şizofren olup akıl hastanesine yatırılıyor?
 
Korkularımızı yenersek şizofreniyi yenmiş sayılır mıyız?
 
ARKADŞAIM PSİKİYATRİ AKIL HASTALIĞI DEĞİLDİR hele şizofreni hiç değildir. DAHİ ŞİZOFRENLER bile var
 
@DJ_BORAN

Şizofreni bir akıl hastalığıdır. Zeka ile ilgisi yoktur. Dünyanın en zekisi de olabilir en aptalıda. Ama bu hastalığa yakalananlar da zeka geriliğine neden de olabilir.

ŞİZOFRENİ

Şizofreni bir akıl hastalığı, psikozdur.

Şizofreni (schizophrenia) teriminin karşılığı ruhsal yaşamda bölünme, parçalanma, yarılmadır. Bu durum hastanın gerçekle bağlantısını büyük ölçüde bozar. Duygu ve düşünce alanında bir çok belirtinin ortaya çıkmasına yol açar.

Geçen yüz yıldan kalma bir alışkanlıkla şizofreni için erken bunama (demence precoce ) terimini de kullanılır.

İlk kez 1860 yılında Morel genç yaşta başlayan, ruhsal yıkılmayla sonlanan hastaları tanımlama için erken bunama terimi ortaya atmıştır.

1896 yılında Kraepelin daha önce tanımlanmış hepefreni ve katatoni tipindeki hastalıklara basit ve pronoid tipleri de ekleyerek hepsini erken bunama tanısı altında toplamıştır.

1911 yılında Eugen Bleuler , Kraepelin'in sandığı gibi hastalığın erken yaşlarda başlamasını nve bunamayla sonuçlanmasının zorunlu olmadığını göstermiştir.

Araştırmalar toplumlarda bulunan bir yıldaki tüm vaka sayısının (Prevalans) genel nüfusa oranının %1 dolaylarında olduğunu ortaya koymuştur. Dünyanın Sağlık Örgütünün verilerine göre bu oran Asya ve Avrupa'da %0,85'dir. Bu orana göre dünyada 6 - 14 milyon arasında değişen şizofren hasta bulunduğu düşünülebilir.
Bir yıldaki yeni şizofreni vakalarının genel nüfusa oranı %04 - 7 arasındadır.

Şizofreni her ülkede ve her türlü ekonomik toplumsal ortamda görülür. Ekonomik düzeni düşük ve düzensiz kesimlerde yaşayanlarda daha sık görüldüğünü bildiren araştırmalar vardır. Bu bulguları kimi ortamın yarattığı sorunlara, kimi tedavide gecikmeye, kimi de hastaların bu ortamlara kaymalarına bağlamışlardır.
Şizofreninin nedenleri henüz aydınlanmamıştır. Şizofreninin nedenlerine ışık tutan görüşler, organik, ruhsal " toplumsal iki ana grupta toplanmıştır.

Günümüzde şizofreni tek bir hastalık olarak değil, bedensel, ruhsal toplumsal nedenlerin ortak etkilerine bağlı ruhsal bir tepki olarak kabul edilir.

Bedensel, organik nedenler arasında kalıtım önemli rol oynar. Ayrıca, Kretschmere göre beden yapıları ince uzun ve zayıf olan astenik tiplerde ve içedönük (şizotimik) mizaçlarda daha sık görülür.
Ruhsal nedenler arasında, kişilik katmanları arasında yer alan benliğin gerilemesi (regression) üzerinde durulmaktadır. Bu gerileme ruhsal - cinsel gelişmede özsever (narcissistic) döneme doğru olur. Böylece ruhsal - cinsel güç bedene, benliğe çekilir. Kişinin çevreyle toplumla ilişkisi bozulur.

Toplumsal nedenler arasında çocukluk çağının yaşandığı aile ortamı üzerinde durulmuştur. Ailesinden yalancı, yüzeysel ilgi ve sevgi gören, yada aileden birbiriyle çelişen iletiler alan çocuklarda şizofreninin daha sık görüldüğü bulmuştur.

Şizofreni genellikle gençlik çağında başlar. Tipik bir başlama biçimi yoktur. Belirtiler kısa zamanda gelişebileceği gibi, çok sinsi ve yavaş olarak da gelişebilir. Bu durumda belirtileri fark etmek, tanımak çok zordur. Çoğu kez gençlik çağına özgü ruhsal, toplumsal sorunlar yada kimlik bunalımıyla karışabilir.

Sinsi ve yavaş gelişen şizofreni vakalarında ki başlangıç belirtilerini şöyle toplayabiliriz.

- Duygulanım ve coşkuda çabuk değişmeler, iniş çıkışlar
- Uykusuzluk yada kara basanla birlikte olan uyku bozuklukları.
- Nedensiz korku ve ürküntü.
- Çevreyle bağlantının, ilişkinin azalması.
- Kişiye ve çevreye yabancı alışılmamış, şaşkınlık uyandıran, yadırganan davranış, tutum ve eylemler.
- Başarısızlık, uyumsuzluk, tedirginlik.
- Zaman zaman ortaya çıkan durgunluk ilgisizlik, isteksizlik ya da aşırı kaygı, sıkıntı ve taşkınlık nöbetleri.
- Şizofreni de duygulanım alanında ilgi azalması, duygusal tepkilerde küntleşme soğukluk, uygunsuzluk belirtilerin başında yer alır. Kimi hastada anlamsız, nedensiz, kaygı ve panik ortaya çıkar. Benliği parçalanıyormuş, dünya yıkılıyormuş gibi düşüncelere kapanan hastada anlamsız ağlamalar, gülmeler, taşkınlık, saldırganlık olabilir.
- Düşüncenin biçimi ve çağrışımı bozulur. Düşüncede, konuşmada duraksamalar (blocage) olur. Düşünce sırasında simgelerin, sözcüklerin akımı değil bunlar arasındaki benzerlik ses uyumu etkinlik kazanır. Birkaç sözcükten parçalar ya da birkaç sözcük bir araya getirilerek yeni sözcükler türetilir. (neologisme) .
- Düşünce içeriği bozulur saplantılı, takıntılı düşünce biçimi ya da gerçek dışı düşünceler sabuklamalar ortaya çıkar. Sabuklamaların içeriğinde, bedensel, cinsel büyüklük, küçüklük, düşmanlık, kötülük görme gibi düşünceler yer alır.
- Algı bozuklukları arasında görme ve işitmeyle ilgili sanrılar sıktır.
- Devinim (hareket) bozuklukları arasında donakalım (catatonia) balmumulaşma (flexibilitas cerea) basma kalıp hareketler (stereotype) yapmacık hareketler (manierisme), beklenmedik tepki (impulsion) sık görülür.

Dört tip şizofreni vardır;

- Basit tip; Belirtileri sinsi ve yavaş başladığından tanınması zordur. Duygulanım bozuklukları, ilgisizlik, isteksizlik, küntleşme, duygusal tepkilerde azalma, yüzeysellik vardır.
- Hebefrenik tip; Çok genç yaşta başlar. Taşkınlık, saldırganlık biçiminde hareket düşünce biçimi ve çağrışım bozuklukları ön plandadır.
- Katatonik tip; Donakalım (Catatonia) biçiminde devinim bozukluklarıyla ile birlikte olan karşı çıkma ya da telkinle ortaya çıkan belirtiler sık görülür.

Hasta başkasının konuşmasını, mimiğini, jestini taklit eder.
Paranoid Tip:Bu tipte algı ve düşünce bozuklukları ön plandadır.
Aşağıdaki özellikler şizofreninin gidişini olumsuz biçimde etkiler.
- Duygu ve düşünce bakımından iyi gelişmemiş, olgunlaşmamış kişilik yapısı.
- Aile içi iletişim, ilişkilerin bozuk olması.
- Kalıtımsal yüklülük.
- Aşırı içedönük mizaç.
- Sinsi ve yavaş başlangıç.
- Hastaneye yatma sürelerinin uzun olması.

Bleule'e göre şizofren hastaların "iyileşir"de hafif bir iz kalır. -de
kişilikte çekme ve yıkılmaları. -de de bunama ortaya çıkar.
Şizofreni tedavisinde biyolojik, ruhsal, toplumsal tedavi yolları yöntemleri kullanılır. Şizofreni tedavisi yıllarca sürebilir. Bu nedenle aile, hasta ve hekim, sabırlı ve umutlu olmalıdır.

Biyolojik tedavinin temelini nöroleptik tipinde psikotrop ilaçlar oluşturur. Bu tip ilaçlar şizofreni tedavisinde yeni bir çağ başlatmıştır.
Gerektiğinde elektroşok tedavisi de uygulanmaktadır.
Ruhsal tedavide, açıklayacı destekleyici yapıcı, yol gösterici, içgörü kazandırıcı tedavi yöntemleri kullanılır.

Toplumsal tedavinin amacı hastanın yeniden topluma uyumunu sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için hastanın becerilerini, yeti ve yeteneklerini kullanmasına ve bunların geliştirilmesine yardımcı olan her yoldan yararlanılır.

Ayrıca ben korku üzerine konuştum, zeki dahi insan olamazlar demedim
 
şizolar genlede korkak ürkek olur
korkuyu yenmek şizofreniyi yenmek değildir.
 
VurdukDibine

Hı hı %45 şizofren raporum var İstanbul Çapa tıp fakültesinden verdiler Laf olsun diye. Sen onlardan daha çok biliyorsun.
 
mmmy1983

Şizofrenlerin çoğunda başka insanlardan zarar görme "korkusu" vardır. Haklısın; bu korkuyu yenmek tek başına şizofreniyi yenmek anlamına gelmez. Zaten hezeyan vb. bazı şeyler hiçbir zaman değişmez.
 
Konuşmam çok ciddi ver sert, kesin. Sinirli insanın konuşmasını andirıyor. Degıstirip daha slow ve sarhoş gibi konuşmaya çalişmaya başliycam. Kaslar gevşek, takmayan bakışlar davranışlar sergileme vakti. 7/24 alkol alıp dediğim gibi olmak yanlıştır,zaten ilacla.alkol gitmez
 
perseküsyon

kesinlikle söylediklerine katılıyorum kardeşim.
korkudan kastım korkaklık değil hepimiz insanız başka tür korkularımızda olabilir.
ancak şizofrenlerde seninde dediğin gibi zarar görme korkusu aşırı derecede var hele de atak döneminde.
 
mmmy1983

Psikiyatrlar buna nikimde yazan "perseküsyon" tabirini kullanıyorlar. Ama bu yanılsama bir şey değil. Etrafımdaki hemen herkes menfaatçi Maddi olarak bir şeyler koparma derdindeler. Birisi borç ister; durumum yok diyince bir daha arayıp sormaz vs. Bunun gibi o kadar çok şey sayabilirim ki Ben artık kendimi koruma moduna geçtim Başkalarından hiçbir beklentim yok. Ailemin yanında rahatım. Allah hepimizin anne / babasına uzun ömürler versin.
 
vakanüvis_faruk

Öyle zaten. Korumaya çalışması kaçması hastalığı getiriyor. işte savaşmak yerine kaçmak korkak yapar.ilaçların vereceği cesarette bi yere kadar
 
insanların menfaatçiliğine karşı kendimizi korumaya almış olmamız şizofreniye bir tanım ise hepimiz şizofreniz.
 
zehrastare
Fakat onlar bilinçsizce bunu yapıyor. Beyni kendine ayrı bir dünya bile kurabiliyor.

VurdukDibine
Korkak demenizi doğru bulmuyorum. Bunu bilinçli yaptıklarını düşünmüyorum. Ek olarak kaçmak korkaklık belirtisi değildir kimi zaman.
 
çivici katil var paranoid tip şizofreni hastası manisada yatıyor ne korkagı 5 kişinin kafasına çivi çakti öldürdü şizofren bir gerçektir bu alemde kimseye güven olmaz millet birbirini düdükleme peşinde
 
@BÜTÜNÜYLE FARKINDAYIM
Neden cinayet işlemiş? Asıl buna bakmak gerek korkutuğu için mi o insanları öldürmüş yani saldırganlığının altında korku yatıyor çünkü bende de ilaç kullanmadan önce paranoid hezeyanlar oluyordu. Beni öldürecekler zayif animda saldiracaklar belli bir gorünüslü bi ırka karşı beslemiştim bunlari bıçak silah yanimda taşima düsunceleri oluyordu kafamda hep onları öldürme planları kuruyordum


@vakanüvis_faruk
Vay uyanık vay hem kaçıyorsun hem de cesurum diyorsun yani:cool:
 
şizofren bir gerçektir ...

inanmıyorumm ...akademik olarak müdahale edebilmek için elimden geleni yapacağım. mümkün ise elimden geleni yapacağım.

çok saçma bulduğum şey şu: başkaları senin adına karar verebiliyor. bir dedikoduyla bir oldubittiyle takk hastanedesin ...saçmalık.
 
şizofren olmaya bilirsin ama beyinde şizofreniye geçmişsen ben onu kastediyorum gerçekte şizofreni var sen şizofren olmaya bilirsin şizofren olanlarında hastaneye düşmeside zorla yatırılması başka konu tartılaşacak italyada akıl hastaneleri kapandı yıkıldı burası türkiye herşey olabilir dikkat etmek lazım anti-psikiyatri diye bir hareket var onu araştırabilirsin

469548_353196068065021_1480923756_o.jpg


284994_208468785871084_1031906_n.jpg
 
@BÜTÜNÜYLE FARKINDAYIM

Bilmiyordum ama bilim dünyasında yer edinmiş o yüzden... Kalem kılıçtan keskin

Bu arada neden şizofren olmayabilirsin dedin. Akademide olduğum için mi? Beni 3-4 yıl muayene etmiş doktorum sen borderlinesin sen şizofren olmasın demişti ama 3 hastaneden şizofreni tanısı var.

Diğer taraftan bitek ben değilim akademide bu durumda olan ve ben yolun başında sayılırım... Ama inşallah başarılı olacağım

Bence her zaman yapılabilecek güzel şeyler vardır ümidimizi yitirmeyelim
 
Halusünasyon dışında şizofrenide olan bütün semptomları yaşadım. Korkudan ziyade "başkalarından zarar gelir" endişem vardı. Leponexe geçtikten sonra son 1-2 senedir çok şükür stabilim. Allah hepimize şifa versin...
 
Her insan eşsiz ve benzersizdir. Tek tip insan yoktur. Bu olmadığı gibi tüm şizofren hastaları şöyledir böyledir denilemez.
 
özgür kıza katılıyorum.
şizofreni hastalığının çok çeşidi var
kimisini hastaneye düşürüyor ve kendi öz bakımını yapmaktan aciz hale getiriyor kimi de bizim gibi çalışma imkanı bulabiliyor.
genelleme yapmaktan kaçınalım arkadaşlar.
şizofren var şizofren var.

bazılarımız şöyle düşünüyor eminim çok zekiyim ondan şizo oldum. yanlış çok zeki olmakla aptal olmak arasında ki fark yüzünden hastalığa yakalanmaz insan.

bu hastalığın çok etkeni var en başta da kalıtsal etkenler var.
ailede genlerde varsa çevresel faktörlerle birleşip hastalığı başlatabiliyorsunuz.,

Allah tüm şizofren kardeşlerimize yardım etsin.
doktorun iyisi ile karşılaştırsın evet doktorlar paragöz ve üçkağıtçı
 
Üst Alt