Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Çiğdem Sezer

Fırtına

Aktif Üye
Üyelik
12 Haz 2007
Konular
52
Mesajlar
1,117
Reaksiyonlar
0
ZİRVE

bizden olma değil biz hatırlanmaktan
yıpranmış minder yüzleri gibiyiz aşka
nohut oda bakla sofa

"mesut insanlar fotoğrafhanesi"

şimşek çarpsın ki bu fotoğraftan çıkmayacağım
camlar kırılsın ki duvarlarıma alışacağım
narım çatlasın ki içime akacağım

ve hayatın huzurunda tam üç kez

hayal arzuyu emzirmeyecek
hayal arzuyu
hayal

bile edemeyecek hayat çarpsın ki
sütbeyaz tepeler gibi omuzları aşkın
kara gecede kendine yer edinemeyecek

bir ses bir kapıyı açıyor

"kaybolmuş güzellikler misafirhanesi"

sustukca geniş dokundukca ferah
aşkmış, sümerlerden çıkmış sonra maveraünnehir

çünkü aşk zirvedir
çünkü aşk zirvedir

annem ölümü görsün ki
cam ustası ateşi içime üflesin ki
ağrı'nın karı üzerime erisin ki

mucizelere inanmayacağım
çivilerime alışacağım
kusurlarımdan utanacağım

ama maveraünnehir
aklımı çeliyor
ve süt beyaz omuzları aşkın
arzuyu emziriyor

çünkü aşk zirvedir
çünkü aşk zirvedir

ölüme giden her dağcı bunu bilir

ÇİĞDEM SEZER
 
BEN SENDE NEHRİ

karın kapattığı yollara bakarken
sen gitmekten söz ediyordun
ben çemberin dönüp aynı yere gelmesinden

bak burası kaldığım yer; kış manzarası
aşk dediğin kardan adam
su içmez güneş yemez at çiğnemez
bak burası kaldığım yer; kalbi kar
kaldırmayanlar giremez

ben sende neleri...
fırtınaya tutulmuş yelkenli
çarpar gibi kabuğuna dünyanın
paramparça ruhumdan dökülenleri

ömrümce çalıştığım hayali
ayağım eşikte kulağımda deniz sesi
taş kırıcılar geldi duvar yapıcılar
öğrendim kirli duvarlara kara kalem hayatlar çizmeyi

doğurdum doğruldum yoruldum
ben sende neleri...

unuttum!

 
Annem Uçurum Doğuracak

böyle yalnız böyle iyi
bir öyküyü yeni baştan okur gibi
yeniden başlar gibi denize
ama hiç bilmediğim bir denize
yeniden başlar yeniden okur gibi
derindeki sözcükleri

bana bir kazma bana bir
bıçak.. suyu ikiye bölüp boğacak
bildiğim tüm öyküleri

böyle dilsiz böyle iyi
ölsem öldüğüm bilinir, kaldım
kapılar üstüme kilitli
gövde mi tin mi öykünün kirli mendili

bana bir kazma bana bir bıçak
bendeki uçurumu rüzgara bırakacak

uçurum dedim de bir avuç kum
hiçbir rüzgara bırakamadığım

iyiyim iyiyim iyi
bir öykü gibi başı sonu belli
hayatın kırık sandalyesine
yerleştirip sözcükleri
kurguluyorum evreni

böyle yalnız böyle suskun böyle iyi
gömdüm mü bir de sözcükleri

bana bir kazma bana bir bıçak
konuşsam annem uçurum doğuracak


Çiğdem Sezer​
 
SÜMBÜLTEBER

bunu yoksul günler için

çektim perdeleri, karanlığı törpüledim
siyah beyaz bir film, bir kadın
adı sümbülteber
koynunda kaçak tütün kokusu
yatağında geceden kalma izler
gökyüzü yastığının altında
bedeninde yıldızlar ve daha neler

geldim bir bahaneden çıktım bir ihtimale
dünyanın taç giyme günüydü, şaştım
ve ziller zurnalar ve defne
kral kim, soytarı nerde

dünya kaygan bir yerdi
sümbülteber bahane

çektim kapıları, duvarları yokladım
kan izi kin izi diş izi
bir ip boğazımda uzadıkca uzadı

burası dünya, tekin bir yer değildir
çekip gitmekle gitmemek arası
kalmanın binbir yaması söküğü ve oyuğu
ve kanlı bir bulutu
giyip çıkarmaması
burası dünya, acının ucuna bucağına
varmanın yol haritası

minneti yok sağ gözüne, bir kadın, adı sümbülteber
sol gözünde menevişler ve daha neler

( bu sana bakmaklığım
binbir geceden kalma
bunu yoksul günler için
unutma)

ah kalbim, beter ol, beter ol, beter

ÇİĞDEM SEZER
 
Ellerin Değince Denizlerime

kalkıp bir ağacı suluyoruz ellerinle
yağmura bakıyoruz

-hep yağıyor-

pirinçhan'da bir gramofon

-beni kör kuyularda-

ellerin öylece duruyor masada
kuyum ustası ellerin
bir şunu unutmuyorum
gülerdin, şenlenirdi bahçelerim

ben alıp ellerini uzaklara gideyim
ardım sıra kambur cüce
çevirsin çemberini
alıp gideyim ellerini.. ellerinin
tenimdeki gül dövmesini

kaç kış uyudum, unuttum
karlar nasıl erirdi soğuk göllerde
paslı dilim ağulu dilim kekeme
çamaşır günleri kapı önleri sevişmeme
saatleri evlerin, bir peygamber çiçeği
ağzında yarım bir cüzle
beni ezberle, diyor, beni ezberle
bir bunu unutmuyorum, bir de
parmak izlerini, ateşler içinde

kaç vurgun kaç hastalık
ölmedimse, telkâri gümüş
ellerin, işlediği için
bir gül
bir daha
köklerime

bir şunu unutmuyorum
aşk en güzel yenilgi
ellerin değince denizlerime


Çiğdem Sezer​
 
Yaşama (ma) k

sıradan şeyler olup bitiyor, dünyanın
her yerinde.. ağacın biri esniyor
toprak geriniyor.. gün
süzülüyor evlerimize

kap kacak börtü böcek naftalin
elbise dolap bana mısın demedin

ağacın esnemesi olağan-üstüdür
şehvetle açılmış ağzından, gökyüzü
görünür
gerindikce toprak, günün omuzlarından
yıldız tozu dökülür
eşiğin kapıyla sevişmesi olağan-üstüdür
anahtarın dönmesi kilidin inlemesi
pencere pencere olduğunu bilir, ordan
bakınca görünür dünyanın gözleri

ya şu gemi.. yelkeni ak, ne ülke ne bayrak

(deniz yok ki gemi nasıl yol alacak)

(gemi için bir düş deniz.. kurulacak)

'ben bu derde hande derman'

dedim, aşk
dedi, yalan
dedim, giden kim, neydi kalan
uyandın gibi bir sabah, kuşlar
havalanıyor dünyanın çatısından

bir yaşamaktır dövüp durdu kıyıları
ayağını değdirmedin
onca savaş onca ölüm onca kin
bana mısın demedin


Çiğdem Sezer​
 
Kapat Kapıyı Bezirgânbaşı

[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]yakama çürümüş çiçeği[/FONT]
[FONT=Verdana]taktım da geldim.. sesim [/FONT]
[FONT=Verdana]yokuşlarıydı içimin, indim çıktım[/FONT]
[FONT=Verdana]debelendim.. sen söktükce ben ördüm[/FONT]
[FONT=Verdana]düz ters lastik haroşa[/FONT]
[FONT=Verdana]çıplak gövdemi şiirle dövdüm [/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]‘sahtiyan‘ mı diyorlar bezirgânbaşı [/FONT]
[FONT=Verdana]kapat kapıyı, yenildim[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]baktım da kâğıt tanrılarına dünyanın [/FONT]
[FONT=Verdana]kendime kayalardan bir parça edindim[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]sesim dünyanın duvarlarına[/FONT]
[FONT=Verdana]çarpıp bana dönüyor[/FONT]
[FONT=Verdana]anne beni düşünme[/FONT]
[FONT=Verdana]içime ektiğin ağaç[/FONT]
[FONT=Verdana]tersine büyüyor[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]ben de büyüyeceğim.. kızarmış[/FONT]
[FONT=Verdana]elmalarımı kimseye vermeyeceğim[/FONT]
[FONT=Verdana]anne beni düşünme[/FONT]
[FONT=Verdana]emanetin olan uçurumu[/FONT]
[FONT=Verdana]kimselere düşürmeyeceğim[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]çeyiz sandığıma bıraktığın mühür[/FONT]
[FONT=Verdana]kalbindir.. söz[/FONT]
[FONT=Verdana]mührü kalbimde gezdireceğim[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]karanlık bastığında sarı bir ışık[/FONT]
[FONT=Verdana]gibi parlayan şeyi hiç yitirmeyeceğim[/FONT]
[FONT=Verdana]say ki deniz feneri, say ki orda bir yalnız[/FONT]
[FONT=Verdana]bir yalnıza çiçek açmadılar[/FONT]
[FONT=Verdana]say ki orda bir dalga[/FONT]
[FONT=Verdana]bir dalgaya kulaç atmadadır[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]yakama çürümüş çiçeği [/FONT]
[FONT=Verdana]taktım da geldim[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]-sakın anneme söylemeğin-[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]kapat kapıyı bezirgânbaşı[/FONT]
[FONT=Verdana]yenildim[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Çiğdem Sezer[/FONT]
 
DAĞILAN HARFLERİMİ TOPLAMA


iki omuz arası uzaklığında
dönüyor dünya. elinde sır kovası

masallar eksik çocukları uyutmaktan gelmiyor
uzamıyor saçları bozkırdaki ağacın
kuşların kursağında kalmış bir mektup gibi
kurumaya durmuş damarı yaprakların

düşhanem düşüşhanem kederim
kendine çarpa çarpa sendeleyen sözlerim

acı ten'e ten gece'ye gece kim
senden gelip sana giden harfleri hecelerim
A'acıydı
B'burda
F'nin kırıktı zaten ayağı
hiç çıkmazdı sokağa

-dağılan harflerimi toplama!

ben dünyayı bağışlamadım o da bağışlamasın
ipe dizilmiş kardeş ölüleri anne gözleri
bir dağın bir dağa ettikleri

gövdem boydan boya ayak izleri

geceye uzadım sabaha kısa
kaldı karanlığın giydirdikleri

ben dünyayı bağışlamadım
virgs.gif
o da...
 
Varlığa Ve Yokluğa

insan ne zaman alışır hayata
baba

yağmurun değdiği her yerdi yüzün
seni sordum da irkildi toprak
ölümü bildim, büyüdüm
çocukluğum mevsimsiz bir leylak
bir yelkovan gidişi
bir akrep
yürüyüşü
ötesi iyilik, güzellik...alıştığımız
bir yarayı sarıp sarmalamak

gecikmiş sözlerin ağırlığı heybemde
bir karanfil, solgun, öyle
kedere bulanarak
nasıl dökülürse
döküldü toprağına sözlerim de

söküp nallarını atların
koşturmak gibi karanlığın evine
öldün.. yokluğunda
varlığı bildim

insan nasıl alışır içindeki cam kırıklarına
baba

Çiğdem Sezer​
 
Dur, Gitme


[FONT=Verdana]geldiğim yol ateş ve taştan
harcı yeryüzü bir yaşamak yalanı
geldiğim yol, sil baştan[/FONT]
[FONT=Verdana]al bu kızıllığı bir kuş uçuşu
al bu kızıllığı bir dağ geçişi
al ve sına kalbinde
bir derenin çağıl çağıl akışı[/FONT]
[FONT=Verdana]ben bunları kendime
söyledim, dilimde bir kesiğin
yıllardır kanayışı[/FONT]
[FONT=Verdana]dur, gitme! bir tek kurşun
sekip duruyor kalbimde
yarım, diyorum.. yaşamak diyorum
orman ağlar mı, gördüm diyorum
ölü bir balerin ağaçların dibinde
dur, gitme! bir tek kurşun
sekip duruyor kalbimde[/FONT]
[FONT=Verdana]buzlar çözülüyor ve suyun kiri
tenimizde.. kaygan, soğuk
bir yılan süzülüyor, susuyoruz
nicedir yanmayan bir madenci feneri
gibi eksiliyoruz[/FONT]
[FONT=Verdana]şimdi gece açık bir yara, ya da
ıssız bir lunapark hüznünde
ölü bir balerin süzülüyor yeryüzünün kalbine
dur, gitme[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Çiğdem Sezer[/FONT]
 
Üst Alt