Merhabalar,
Öncelikle forumdaki tüm engelli ve engelli yakını dostları selamlamak isterim..
Hikayemiz 11,5 sene önce başladı. Kısıtlı kardeşim için araç alabileceğimizi öğrendik ve onun üzerine ailem toyota corolla aldılar. Mahkeme vasi'sine (babama) yetkilendirme verdi. Aracı aldık. 5 sene sonra yine mahkeme bize yetkilendirme evrakı verdi. Bu evrak ile sattık.
Daha sonra bir adet Dacia Duster aldık. yine Yetkilendirme evrakı ile aldık bu aracı. Senesi dolduğunda aracı satmak istedik. İlan çıktık. Şehir dışından gelen müşterileri mağdur ettik geri gönderdik. Sebebi ilke kez karşılaştığımız bir kanun. ''Kısıtlının hakkını korumak için, aracı devlet aracılığı ile ihale usulü satmak'' zorunda olduğumuz söylendi. Adana İmamoğlunda karşılaştığımız bu zorluk sırasında kısıtlımız ile aynı okula giden bir okul arkadaşının ailesi bizden sonra başvurmasına rağmen aracı aldılar. İmamoğlu adliyesi hakimi bize bilirkişi raporu almamız gerektiğini söyledi. Değer tespiti için bilirkişi raporu aldık. İhale tarihi belirlendi. Bizden 600TL para aldılar ama hiçbir yere ilan girmemişler. Neticede kimse almaya gelmedi aracı. 2 hafta sonraya 2. ihale belirlendi. Yine kısıtlı süre olduğu için kimse aracı almaya gelmedi. İlk başvurumuz ile bu 2. ihale arası 1,5 sene bizi bekletti bu hakim. Bu arada vasi olan Baba'mız hakkın rahmetine kavuştu. Şimdi aynı hakim annemin vasilik davasını bekletiyor. Sonra yine aynı terane olacakmış vs. Bize verilen bilgilere göre süreç yine aynı şekilde ilerlermiş. Üstelik aracı satışından sonra mahkeme paraya el koyuyormuş. O parayı bize başka zaman araç alacağımızda verecekmiş vs vs. Saçmalığın dik alası.!!
Öncelikle, daha önce kendi imkanları ile para biriktiren bireyin daha sonra kısıtlı hale gelmesi neticesinde ona alınan aracı yakınları kendi çıkarına satın kullanmasın diye devletin o kısıtlının haklarını korumaya çalışmasını anlarım ama bizim kısıtlımız doğuştan kısıtlı. Yani bu aracı biz kendimiz aldık. Bizim paramızı devlet bize vermeyecekmiş.
Babamızı kaybetmemiz nedeniyle artık eski otomatik küçük bir araç almak istiyoruz. Annem vura kıra o araç ile kullanmayı öğrensin, daha sonra yeni sıfır araç alma planımız var. Bu süre zarfında mahkeme paramıza el mi koyacak? Şu süreci kolayca çözebilmenin başka bir yolu var mı? Ne yapacağız arkadaş. Hakim efendinin odasına girip 2 kelime laf edemiyoruz. Suratsızın teki.! İnsanı katil ederler.. Süreç içerisinde stresten kalp krizi geçirip kaybettiğimiz babamıza mı yanalım, devlet eliyle süründürülmemize mi?
Lütfen yardım edecek akıl verecek yol gösterecek birisi çıksın, bizi bi yönlendirsin.
Şimdiden teşekkürler..
Öncelikle forumdaki tüm engelli ve engelli yakını dostları selamlamak isterim..
Hikayemiz 11,5 sene önce başladı. Kısıtlı kardeşim için araç alabileceğimizi öğrendik ve onun üzerine ailem toyota corolla aldılar. Mahkeme vasi'sine (babama) yetkilendirme verdi. Aracı aldık. 5 sene sonra yine mahkeme bize yetkilendirme evrakı verdi. Bu evrak ile sattık.
Daha sonra bir adet Dacia Duster aldık. yine Yetkilendirme evrakı ile aldık bu aracı. Senesi dolduğunda aracı satmak istedik. İlan çıktık. Şehir dışından gelen müşterileri mağdur ettik geri gönderdik. Sebebi ilke kez karşılaştığımız bir kanun. ''Kısıtlının hakkını korumak için, aracı devlet aracılığı ile ihale usulü satmak'' zorunda olduğumuz söylendi. Adana İmamoğlunda karşılaştığımız bu zorluk sırasında kısıtlımız ile aynı okula giden bir okul arkadaşının ailesi bizden sonra başvurmasına rağmen aracı aldılar. İmamoğlu adliyesi hakimi bize bilirkişi raporu almamız gerektiğini söyledi. Değer tespiti için bilirkişi raporu aldık. İhale tarihi belirlendi. Bizden 600TL para aldılar ama hiçbir yere ilan girmemişler. Neticede kimse almaya gelmedi aracı. 2 hafta sonraya 2. ihale belirlendi. Yine kısıtlı süre olduğu için kimse aracı almaya gelmedi. İlk başvurumuz ile bu 2. ihale arası 1,5 sene bizi bekletti bu hakim. Bu arada vasi olan Baba'mız hakkın rahmetine kavuştu. Şimdi aynı hakim annemin vasilik davasını bekletiyor. Sonra yine aynı terane olacakmış vs. Bize verilen bilgilere göre süreç yine aynı şekilde ilerlermiş. Üstelik aracı satışından sonra mahkeme paraya el koyuyormuş. O parayı bize başka zaman araç alacağımızda verecekmiş vs vs. Saçmalığın dik alası.!!
Öncelikle, daha önce kendi imkanları ile para biriktiren bireyin daha sonra kısıtlı hale gelmesi neticesinde ona alınan aracı yakınları kendi çıkarına satın kullanmasın diye devletin o kısıtlının haklarını korumaya çalışmasını anlarım ama bizim kısıtlımız doğuştan kısıtlı. Yani bu aracı biz kendimiz aldık. Bizim paramızı devlet bize vermeyecekmiş.
Babamızı kaybetmemiz nedeniyle artık eski otomatik küçük bir araç almak istiyoruz. Annem vura kıra o araç ile kullanmayı öğrensin, daha sonra yeni sıfır araç alma planımız var. Bu süre zarfında mahkeme paramıza el mi koyacak? Şu süreci kolayca çözebilmenin başka bir yolu var mı? Ne yapacağız arkadaş. Hakim efendinin odasına girip 2 kelime laf edemiyoruz. Suratsızın teki.! İnsanı katil ederler.. Süreç içerisinde stresten kalp krizi geçirip kaybettiğimiz babamıza mı yanalım, devlet eliyle süründürülmemize mi?
Lütfen yardım edecek akıl verecek yol gösterecek birisi çıksın, bizi bi yönlendirsin.
Şimdiden teşekkürler..