[SIZE=1][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Diabetik Ayak
[/FONT][/SIZE][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][SIZE=1]Şeker hastalığı, yani diyabet, tarih boyunca toplumların en önemli sağlık sorunlarından biri olmuştur. Yeni tedavi yaklaşımları ve geliştirilen ilaçlar sayesinde kan şeker düzeyleri kontrol altında tutulabildiğinden, diyabetin ölümcül olan akut komplikasyonlarına daha az rastlamaktayız. Ancak özellikle uzun dönemde gelişen komplikasyonlar açısından durumun çok iyi kontrol altında olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Etkilenen organa göre farklı hastalık profilleri ortaya çıkabilmektedir. Böbreklerde nefropati, gözlerde retinopati, el ve ayaklarda nöropati ve diyabetik ayak bunlardandır.
Ülkeler ve ırklar arasında diyabetin genel görülme oranı % 6–7 kadardır. Diyabetli hastaların hastaneye başvurma nedenlerinin %20' sini ayak sorunları oluşturmaktadır. Genel toplumda uygulanan ayak kesme ameliyatlarının % 50 – 70 kadarının diyabetli hastalarda olduğu saptanmıştır. Parmağı kesilen bir diyabetlide, ikinci bir ameliyat ihtiyacı riski iki yıl içinde % 50 olmaktadır. Diyabetlilerin sadece %30' u ayak sorunlarından uzaktır.
Ayak çok hareketli parçaları, kalın, dayanıklı örtüsü, yağ yastıkçıkları ve adele kompartımanlarıyla yürümek için son derece mükemmel bir mimari yapıya sahiptir. Hayat boyu atılan adımlarla, dünyayı dört defa dolaşacak kadar uzun mesafe kat ederiz ve bu uzun yolculuğumuz sırasında ayaklarımız ciddi bir basınca maruz kalırlar, işlevsel olarak ayağın bu mükemmelliği yanında, yapısında bulunan dokular yara iyileşmesi açısından hiç de uygun yapılar değillerdir. Yağ yastıkçıkları, tendonlar, kemikler eklemler ve eklem kapsülü kan dolaşımı zayıf, iyileşmesi kötü dokulardır.
Şeker hastalarında ayak yaralarının oluşumuna yol açan iki temel bozukluk vardır.
1. Sinir hasarı (nöropati)
2. Damar hasarı (anjiyopati)
[/SIZE][/FONT][SIZE=1][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Sinir Hasarı
Diyabet yüzünden ayak sinirleri zamanla zarar görür veya tamamen tahrip olur bunun sonucunda ayakta ağrı duyusu azalır. Zamanla ayak tamamen duyarsız hale gelir. Şeker hastası yaralanmalarının farkına bile varamaz olur. Yaralanmaların sonrasında bazen kırıklar ve buna bağlı olarak ayakta şekil bozuklukları ortaya çıkar. Böyle ayaklar kolayca vuruk ve yaralanmaya maruz kalır. Nöropatinin derecesi yaşla, diabetin süresi ile ve kan şeker kontrolünün kötülüğü ile paralel olarak artmaktadır. Nöropati nedeniyle ayak derisi kurudur, kolayca yırtılır, deride çatlaklar ve nasırlaşmalar ortaya çıkar. Ayakları soğuk olan ve üşüyen hastalar özellikle geceleri ayaklarını ısıtma ihtiyacı duyarlar. Bunun sonucu ağır yanıklar ortaya çıkar.
[/FONT][/SIZE][SIZE=1][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Damar Hasarı
Eskiden diyabetli hastaların kılcal damarlarında bozulma olduğu ve bu nedenle ayaklarında yara geliştiği ve gelişen yaraların ve kesiklerin iyileşmediği düşünülürdü. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda ayağa ve bacağa kan götüren büyük çaplı arterlerde (damarlarda) daralma veya tıkanıklık olduğu gösterilmiştir, bu yüzden ayağa giden kan akımı azalır ve ayaktaki küçük büyük her türlü yaranın iyileşmesi zorlaşır.
Sinirleri ve damarları hasar görmüş bir ayakta yarayı başlatan pek çok tetikleyici etken vardır. Bunlar arasında en sık görülen; uygun olmayan ayakkabı, yanıklar, çakıl, çivi raptiye vs gibi sivri cisimler, tırnak bozuklukları ve deride çatlaklardır.
Bazı hastaların ayakları, diyabetik ayak gelişmesi yönünden ne yazık ki diğerlerine göre daha büyük bir risk altındadır. Bu hastalar;
1. Daha önce diyabetik ayak, ülser öyküsü veya karşı taraf ekstremitede ayak ülseri olanlar,
2. Nöropati ve / veya iskemik damar hastalığı semptom ve bulguları olanlar,
3. Ayak deformiteleri olanlar,
4. Ciddi görme bozukluğu olanlar,
5. Kötü şeker kontrolü olanlar,
6. Ayak bakımı kötü olan hastalar,
7. Uzun süreli diğer komplikasyonları olanlar,
8. Alkol ve sigara alışkanlığı olanlar,
9. Yaşlı diyabetik hastalar,
10. Diyabet eğitimi almayan hastalarda diyabetik ayak riski fazladır.
Yüksek risk grubunda olan hastalarda daha sık oluşabilen iyileşmesi güç yaralar, sonunda hastanın ayağını kaybetmesine sebep olabilmektedir. Kazalar hariç, ayağını kaybeden insanların yarıdan fazlası diyabetik hastalardır. Bu kayıpların, en az yarısının doğru bir eğitim ve hastanın kendi ayaklarına iyi bakması ile önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ayak problemlerinin erken tanı ve tedavisi, gelecekteki ayak ülser riskini azaltacaktır. Bizlerin amputasyon olarak adlandırdığı ayakların kesilmesi ve kaybı da böylece aynı oranda azalacaktır. Diyabetik ayak yaralarının oluşmadan önce önlenmesi çok önemlidir ve özenli bir bakımla bu yaraların önlenmesi mümkündür.
Ayak bakımı ve korunması için yapılması gerekenler;
1. Ayaklar her gün 37 oC su ile yıkanılıp, yumuşak bir havlu ile kurulanacak. Parmak aralarının iyice kurulanmasına dikkat edilecek.
2. Parmak araları hariç, ayağın diğer kısımlarına nemlendirici losyon veya krem sürülecek. Özellikle, topukların çatlamasını iyi bir bakım ile önlemek gerekmektedir.
3. Ayaklar her gün kesik, sıyrık, mantar ve olası kabarcıklar açısından kontrol edilmelidir. Ayak tabanını görmek için gerektiğinde ayna kullanılmalıdır. ( Şekil 1)
4. Ayaklar üşüdüğü takdirde mutlaka çorap giyilmelidir; tuğla, sıcak su şişesi, elektrikli ısıtıcı, soba bu amaçla kullanılmamalıdır. Hastanın yattığı yerde kalorifer peteği bulunmamalıdır.
5. Tırnaklar düz kesilmelidir. Kenarlarının yuvarlak kesilmesi tırnak batmasını kolaylaştırmaktadır. (Şekil 2)
6. Nasır ve ölü dokular kesilmemelidir. Nasırlar için kesinlikle nasır ilacı, yakı ve asitler kullanılmamalıdır. Bu konuda doktorunun ya da ayak hemşiresinin önerileri alınmalıdır. (Şekil 3)
7. Çıplak ayakla kesinlikle yürünmemelidir. Ev içinde giydiği terlikler travmatize edici olmamalıdır.
8. Deniz kıyısı, havuz kenarı gibi sıcak ve sert zeminli yerlerde çıplak ayakla dolaşılmamalıdır. Ayak ağrılarını gidermek amacıyla kızgın kum ve kaplıca sularının uygulanmasının sakıncaları hastaya mutlaka anlatılmalıdır.
9. Ayakkabıların içi giymeden önce her zaman yabancı cisim, batıcı madde, pürüzlü yüzey, yırtık açısından kontrol edilmelidir. (Şekil 4)
10. Pamuklu ve yünlü çorap giyilmeli, sıkı çoraplardan kaçınılmalıdır. Çoraplar her gün değiştirilmelidir. Çorap bağı kullanılmamalıdır.
11. Ayakkabılar ayağa uygun ve rahat olmalıdır. Ayakkabılar yumuşak deri olmalıdır. Tabanları kalın olmalıdır. Bayanların yazlık ayakkabı seçiminde açık burunlu ayakkabıları tercih etmemesi önerilir.
12. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir.
13. Parmak aralarına bağları giren sandaletler giyilmemelidir.
14. Kışın yün çorap giyilmeli, içi yün muflonlu botlar giyilmelidir.
15. Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır.
16. Ayakkabı satın almadan evvelki akşam her iki ayağın şekli bir karton üstüne çizilip, kesilmeli; bu kalıplar alınacak ayakkabılara denenmelidir. (şekil 5)
17. Görmesi bozuk olan hastaların aileleri ayak bakımı açısından eğitilmelidir.
18. Ayaklar her muayenede düzenli olarak kontrol edilmelidir.
19. Hasta kendi günlük kontrolünde, olağan dışı bir olguyla karşılaşır ise; ilgili kişilerle durumu mutlaka paylaşmalıdır.
Günlük hayatta çok dikkat edilmeyen ayakkabı seçimi, diyabetik ayak oluşumunda ve yaranın kötüleşmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Ayağa uygun ayakkabılar giyilmelidir. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir. Ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar ve ucu açık veya dar ayakkabılar uygun değildir. Ayakkabı numaraları marka ve modeller arasında farklılıklar gösterir. Ayakkabı genişleyebilmesi açısından bağcıklı olmalıdır. Ayakkabı günün ikinci yarısında alınmalı ve mümkünse günün ikinci yarısında giymek üzere bir numara daha büyük ikinci bir ayakkabı alınmalıdır. Ayrıca uzun süre kullanılmış, yıpranmış ayakkabılar rahatlığını yitirir ve sorunlara neden olur. Eğer ayaklarda şekil bozukluğu varsa mutlaka özel yapım ayakkabı tercih edilmelidir.
Özellikle diyabetik nöropatisi olan hastalar ayaklarda sürekli bir üşüme hissinden ve ayaklarını ısıtamadıklarından yakınırlar. Ayaklarını ısıtmak için kullandıkları radyatör ya da elektrikli ısıtıcı gibi ısı kaynakları sonucunda ayaklarında yanıklar oluşabilir. Bu hastaların ısı alıcı sinirleri bozuk olduğundan ayaklarının yandığını geç fark ederler ya da hiç fark etmeyebilirler.
Ayak tırnaklarının kesilmesi ve bakımı da diyabetik ayak gelişiminde olukça önemli bir yer tutmaktadır. Ayak ve tırnak bakımı düzenli olarak yapılmalı ve eğer hasta iyi göremiyorsa mutlaka yakınlarından yardım almalıdır. Tırnak batmalarından korunabilmek amacıyla ayak tırnakları düz olarak kesilmeli ve mutlaka tırnak makası kullanılmalı, kenarlarını düzeltmeden diğerine geçilmemelidir.
Diyabetik ayak oluştuktan sonra tedavisi mutlaka" diyabetik ayak ekibi" tarafından yapılmalıdır. Bu ekipte yer alması gerekenler kişiler şunlardır:
- Diyabetolog veya diyabet konusunda eğitilmiş iç hastalıkları uzmanı
- Diyabet eğitim hemşiresi
- Ortopedist
- Enfeksiyon hastalıkları uzmanı
- Podiatrist Ortez/protez uzmanı
- Damar cerrahisi uzmanı
- Plastik cerrah
- Psikiyatrist
- Dermatolog
Diyabetik ayak tedavisinde büyük önem arz eden noktalardan biride şeker hastasının eğitimi ve kan şekerinin iyi kontrol edilmesini sağlamak olmalıdır. Metabolik kontrolü kötü olan hastaların ayaklarının daha büyük bir risk altında olduğu akılda tutulmalıdır. Hasta ile hekim işbirliği içinde olarak, kan şekerini normal sınırlar içinde tutmaya çalışmalıdırlar. Diyabetik hastaların mevcut risk faktörlerinin tedavisinde en önemli noktanın da şeker hastalarının iyi eğitilmesi olduğu unutulmamalıdır.
[/FONT][/SIZE]
alıntıdır
[/SIZE][/FONT]
[/FONT][/SIZE][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][SIZE=1]Şeker hastalığı, yani diyabet, tarih boyunca toplumların en önemli sağlık sorunlarından biri olmuştur. Yeni tedavi yaklaşımları ve geliştirilen ilaçlar sayesinde kan şeker düzeyleri kontrol altında tutulabildiğinden, diyabetin ölümcül olan akut komplikasyonlarına daha az rastlamaktayız. Ancak özellikle uzun dönemde gelişen komplikasyonlar açısından durumun çok iyi kontrol altında olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Etkilenen organa göre farklı hastalık profilleri ortaya çıkabilmektedir. Böbreklerde nefropati, gözlerde retinopati, el ve ayaklarda nöropati ve diyabetik ayak bunlardandır.
Ülkeler ve ırklar arasında diyabetin genel görülme oranı % 6–7 kadardır. Diyabetli hastaların hastaneye başvurma nedenlerinin %20' sini ayak sorunları oluşturmaktadır. Genel toplumda uygulanan ayak kesme ameliyatlarının % 50 – 70 kadarının diyabetli hastalarda olduğu saptanmıştır. Parmağı kesilen bir diyabetlide, ikinci bir ameliyat ihtiyacı riski iki yıl içinde % 50 olmaktadır. Diyabetlilerin sadece %30' u ayak sorunlarından uzaktır.
Ayak çok hareketli parçaları, kalın, dayanıklı örtüsü, yağ yastıkçıkları ve adele kompartımanlarıyla yürümek için son derece mükemmel bir mimari yapıya sahiptir. Hayat boyu atılan adımlarla, dünyayı dört defa dolaşacak kadar uzun mesafe kat ederiz ve bu uzun yolculuğumuz sırasında ayaklarımız ciddi bir basınca maruz kalırlar, işlevsel olarak ayağın bu mükemmelliği yanında, yapısında bulunan dokular yara iyileşmesi açısından hiç de uygun yapılar değillerdir. Yağ yastıkçıkları, tendonlar, kemikler eklemler ve eklem kapsülü kan dolaşımı zayıf, iyileşmesi kötü dokulardır.
Şeker hastalarında ayak yaralarının oluşumuna yol açan iki temel bozukluk vardır.
1. Sinir hasarı (nöropati)
2. Damar hasarı (anjiyopati)
[/SIZE][/FONT][SIZE=1][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Sinir Hasarı
Diyabet yüzünden ayak sinirleri zamanla zarar görür veya tamamen tahrip olur bunun sonucunda ayakta ağrı duyusu azalır. Zamanla ayak tamamen duyarsız hale gelir. Şeker hastası yaralanmalarının farkına bile varamaz olur. Yaralanmaların sonrasında bazen kırıklar ve buna bağlı olarak ayakta şekil bozuklukları ortaya çıkar. Böyle ayaklar kolayca vuruk ve yaralanmaya maruz kalır. Nöropatinin derecesi yaşla, diabetin süresi ile ve kan şeker kontrolünün kötülüğü ile paralel olarak artmaktadır. Nöropati nedeniyle ayak derisi kurudur, kolayca yırtılır, deride çatlaklar ve nasırlaşmalar ortaya çıkar. Ayakları soğuk olan ve üşüyen hastalar özellikle geceleri ayaklarını ısıtma ihtiyacı duyarlar. Bunun sonucu ağır yanıklar ortaya çıkar.
[/FONT][/SIZE][SIZE=1][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Damar Hasarı
Eskiden diyabetli hastaların kılcal damarlarında bozulma olduğu ve bu nedenle ayaklarında yara geliştiği ve gelişen yaraların ve kesiklerin iyileşmediği düşünülürdü. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda ayağa ve bacağa kan götüren büyük çaplı arterlerde (damarlarda) daralma veya tıkanıklık olduğu gösterilmiştir, bu yüzden ayağa giden kan akımı azalır ve ayaktaki küçük büyük her türlü yaranın iyileşmesi zorlaşır.
Sinirleri ve damarları hasar görmüş bir ayakta yarayı başlatan pek çok tetikleyici etken vardır. Bunlar arasında en sık görülen; uygun olmayan ayakkabı, yanıklar, çakıl, çivi raptiye vs gibi sivri cisimler, tırnak bozuklukları ve deride çatlaklardır.
Bazı hastaların ayakları, diyabetik ayak gelişmesi yönünden ne yazık ki diğerlerine göre daha büyük bir risk altındadır. Bu hastalar;
1. Daha önce diyabetik ayak, ülser öyküsü veya karşı taraf ekstremitede ayak ülseri olanlar,
2. Nöropati ve / veya iskemik damar hastalığı semptom ve bulguları olanlar,
3. Ayak deformiteleri olanlar,
4. Ciddi görme bozukluğu olanlar,
5. Kötü şeker kontrolü olanlar,
6. Ayak bakımı kötü olan hastalar,
7. Uzun süreli diğer komplikasyonları olanlar,
8. Alkol ve sigara alışkanlığı olanlar,
9. Yaşlı diyabetik hastalar,
10. Diyabet eğitimi almayan hastalarda diyabetik ayak riski fazladır.
Yüksek risk grubunda olan hastalarda daha sık oluşabilen iyileşmesi güç yaralar, sonunda hastanın ayağını kaybetmesine sebep olabilmektedir. Kazalar hariç, ayağını kaybeden insanların yarıdan fazlası diyabetik hastalardır. Bu kayıpların, en az yarısının doğru bir eğitim ve hastanın kendi ayaklarına iyi bakması ile önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ayak problemlerinin erken tanı ve tedavisi, gelecekteki ayak ülser riskini azaltacaktır. Bizlerin amputasyon olarak adlandırdığı ayakların kesilmesi ve kaybı da böylece aynı oranda azalacaktır. Diyabetik ayak yaralarının oluşmadan önce önlenmesi çok önemlidir ve özenli bir bakımla bu yaraların önlenmesi mümkündür.
Ayak bakımı ve korunması için yapılması gerekenler;
1. Ayaklar her gün 37 oC su ile yıkanılıp, yumuşak bir havlu ile kurulanacak. Parmak aralarının iyice kurulanmasına dikkat edilecek.
2. Parmak araları hariç, ayağın diğer kısımlarına nemlendirici losyon veya krem sürülecek. Özellikle, topukların çatlamasını iyi bir bakım ile önlemek gerekmektedir.
3. Ayaklar her gün kesik, sıyrık, mantar ve olası kabarcıklar açısından kontrol edilmelidir. Ayak tabanını görmek için gerektiğinde ayna kullanılmalıdır. ( Şekil 1)
4. Ayaklar üşüdüğü takdirde mutlaka çorap giyilmelidir; tuğla, sıcak su şişesi, elektrikli ısıtıcı, soba bu amaçla kullanılmamalıdır. Hastanın yattığı yerde kalorifer peteği bulunmamalıdır.
5. Tırnaklar düz kesilmelidir. Kenarlarının yuvarlak kesilmesi tırnak batmasını kolaylaştırmaktadır. (Şekil 2)
6. Nasır ve ölü dokular kesilmemelidir. Nasırlar için kesinlikle nasır ilacı, yakı ve asitler kullanılmamalıdır. Bu konuda doktorunun ya da ayak hemşiresinin önerileri alınmalıdır. (Şekil 3)
7. Çıplak ayakla kesinlikle yürünmemelidir. Ev içinde giydiği terlikler travmatize edici olmamalıdır.
8. Deniz kıyısı, havuz kenarı gibi sıcak ve sert zeminli yerlerde çıplak ayakla dolaşılmamalıdır. Ayak ağrılarını gidermek amacıyla kızgın kum ve kaplıca sularının uygulanmasının sakıncaları hastaya mutlaka anlatılmalıdır.
9. Ayakkabıların içi giymeden önce her zaman yabancı cisim, batıcı madde, pürüzlü yüzey, yırtık açısından kontrol edilmelidir. (Şekil 4)
10. Pamuklu ve yünlü çorap giyilmeli, sıkı çoraplardan kaçınılmalıdır. Çoraplar her gün değiştirilmelidir. Çorap bağı kullanılmamalıdır.
11. Ayakkabılar ayağa uygun ve rahat olmalıdır. Ayakkabılar yumuşak deri olmalıdır. Tabanları kalın olmalıdır. Bayanların yazlık ayakkabı seçiminde açık burunlu ayakkabıları tercih etmemesi önerilir.
12. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir.
13. Parmak aralarına bağları giren sandaletler giyilmemelidir.
14. Kışın yün çorap giyilmeli, içi yün muflonlu botlar giyilmelidir.
15. Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır.
16. Ayakkabı satın almadan evvelki akşam her iki ayağın şekli bir karton üstüne çizilip, kesilmeli; bu kalıplar alınacak ayakkabılara denenmelidir. (şekil 5)
17. Görmesi bozuk olan hastaların aileleri ayak bakımı açısından eğitilmelidir.
18. Ayaklar her muayenede düzenli olarak kontrol edilmelidir.
19. Hasta kendi günlük kontrolünde, olağan dışı bir olguyla karşılaşır ise; ilgili kişilerle durumu mutlaka paylaşmalıdır.
Günlük hayatta çok dikkat edilmeyen ayakkabı seçimi, diyabetik ayak oluşumunda ve yaranın kötüleşmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Ayağa uygun ayakkabılar giyilmelidir. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir. Ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar ve ucu açık veya dar ayakkabılar uygun değildir. Ayakkabı numaraları marka ve modeller arasında farklılıklar gösterir. Ayakkabı genişleyebilmesi açısından bağcıklı olmalıdır. Ayakkabı günün ikinci yarısında alınmalı ve mümkünse günün ikinci yarısında giymek üzere bir numara daha büyük ikinci bir ayakkabı alınmalıdır. Ayrıca uzun süre kullanılmış, yıpranmış ayakkabılar rahatlığını yitirir ve sorunlara neden olur. Eğer ayaklarda şekil bozukluğu varsa mutlaka özel yapım ayakkabı tercih edilmelidir.
Özellikle diyabetik nöropatisi olan hastalar ayaklarda sürekli bir üşüme hissinden ve ayaklarını ısıtamadıklarından yakınırlar. Ayaklarını ısıtmak için kullandıkları radyatör ya da elektrikli ısıtıcı gibi ısı kaynakları sonucunda ayaklarında yanıklar oluşabilir. Bu hastaların ısı alıcı sinirleri bozuk olduğundan ayaklarının yandığını geç fark ederler ya da hiç fark etmeyebilirler.
Ayak tırnaklarının kesilmesi ve bakımı da diyabetik ayak gelişiminde olukça önemli bir yer tutmaktadır. Ayak ve tırnak bakımı düzenli olarak yapılmalı ve eğer hasta iyi göremiyorsa mutlaka yakınlarından yardım almalıdır. Tırnak batmalarından korunabilmek amacıyla ayak tırnakları düz olarak kesilmeli ve mutlaka tırnak makası kullanılmalı, kenarlarını düzeltmeden diğerine geçilmemelidir.
Diyabetik ayak oluştuktan sonra tedavisi mutlaka" diyabetik ayak ekibi" tarafından yapılmalıdır. Bu ekipte yer alması gerekenler kişiler şunlardır:
- Diyabetolog veya diyabet konusunda eğitilmiş iç hastalıkları uzmanı
- Diyabet eğitim hemşiresi
- Ortopedist
- Enfeksiyon hastalıkları uzmanı
- Podiatrist Ortez/protez uzmanı
- Damar cerrahisi uzmanı
- Plastik cerrah
- Psikiyatrist
- Dermatolog
Diyabetik ayak tedavisinde büyük önem arz eden noktalardan biride şeker hastasının eğitimi ve kan şekerinin iyi kontrol edilmesini sağlamak olmalıdır. Metabolik kontrolü kötü olan hastaların ayaklarının daha büyük bir risk altında olduğu akılda tutulmalıdır. Hasta ile hekim işbirliği içinde olarak, kan şekerini normal sınırlar içinde tutmaya çalışmalıdırlar. Diyabetik hastaların mevcut risk faktörlerinin tedavisinde en önemli noktanın da şeker hastalarının iyi eğitilmesi olduğu unutulmamalıdır.
[/FONT][/SIZE]
[FONT=Verdana][SIZE=1]
Şekil 1[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]
Şekil 2[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]Şekil 3[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]Şekil 4[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][SIZE=1]
Şekil 5[/SIZE]
[SIZE=1]Şekil 1[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]
Şekil 2[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]Şekil 3[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=1]Şekil 4[/SIZE][/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][SIZE=1]
Şekil 5[/SIZE]
alıntıdır
[/SIZE][/FONT]