Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Doktor olmak mı zor hasta olmak mı?

Üyelik
26 Mar 2010
Konular
24
Mesajlar
140
Reaksiyonlar
0
Bu konuyu uzun zamandır düşünüyordum taki gecen hafta ölen bir doktorumuzun haberini alana kadar Doktorumuza allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Dediğim gibi bu Ülkede Doktor olmakmı yoksa Hasta olmakmı zor halen anlaya bilmiş deyilim.
1990 Senesinden buyana yaklaşık 18 Operasyon gecirdim Hastane kapılarını aşındırdım Biz hastalarada yapılan
3.sınıf insan muamelelerindende sıkıldım yanlış teşhislerdende sıkıldım yanlış ilaç yazılmasındanda sıkıldım.
Bizlerinde insan oldugumuzu birilerinin hatırlaması gerekiyor bence evet şiddete sonuna kadar karşıyız.
Ve gecen hafta yaşadıgım bir olayı sizlerle paylaşıyım istedim.
Misafirlige gelen yigenime ufacık bir kene yapışmış görünce telaştan ne yapacagımızı şaşırdık
Bir panik bir telaş hemen Hastaneye koştuk açilden içeriye girdik dedilerki kayıt yaptırın.
o aceleyle yiyenimin nüfus kağıdını yanımıza almayı unutmuşuz sorunumuzu anlatıyoruz unutmuşuz diyoruz
ama ne ilgilenen ne çocuga bakan bir Hekim ortada yok varda yok Dr bey allahın aşkına cıkar diyoruz adam
nuhdiyor peygamber demiyor sinirlerim gerildi ses tonum yükselmeye başladı ve siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız yorumlarınızı lütfen çekinmeden yazın.:confused:
 
Evet bir dönem ana haber kanallarında hemen hemen her gün böyle vakalar görmüştük o yüzdendi kızgınlıgım ses tonumun yükselmesi ve benim yerimde kim olsaydı aynısını yapardı diye düşünüyorum.
 
Öldürülen bu sebepden öldürülüyor zaten!
Herkes sinirlerini zaptedemez.
Aslında bu işin baş sorumlusu tetikçisi kötü yöneticilerdir.

Bi gidin özel hastanede muayene olun. Bide gidin devlet hastanesinde muayene olun.
İkiside hastane, ikisi de dr. Peki sorun nedir?
Birinde muayne olurken içeri davet ediliyorsunuz. Birinde kapıda 5 kişi içerde 2-3 hasta böyle muayene olurmu?

Bi ülkede iki başlı ne sağlık hizmeti olur. ne devlet olur.
Bu devlet münafık. Her şeyi iki yüzlü.
Bi ülkede gazi ye ayrı bacak. Gazi olmayan dandik kullanılamayacak bacak takılıyorsa bu iki yüzlülük değilde nedir?

Kol, bacağın kaybının gazi olup olmamakla alakası nedir?
Ayrıca gazi ve şehitlik kavramı dini bir kavramdır.
Doğal afetlerde kolunu, bacağını, canını kaybeden de shit ve gazidir.
Ee hani müslümandınız. Hakiki gaziye bacak, kol takmıyorsunuz. Kapitalizm nato/amerikan(haclı) müttefiki askerine gazi diyorsunuz.
Orası beni ilgilendirmez. Ama benim hakkım olan protezimi takmıyorsan, gerçekleri böyle yüzüne vururum. Hakiki gazi ve şehit Allah katında görülendir...:confused:
 
saww haklısın hemde yerden göge kadar haklısın tam da bunu demek istemiştim yüregine sağlık.
 
şimdi bu konu başlığını görünce işte tam benlik bir soru dedim
nedenine gelince... çocukluktan beri hedefine dr olmayı koymuş ama hastaneye yolu bir böbrek hastası olarak düşmüş ve dr kadar hastaneyi tanıyıp tıbbi konulara vakıf olmayı öğrenmiş biri olarak, dedim ki yine düşündürücü bir soru...
ama yazdıklarınızı okuyunca ne oluyoruz dedim
ben hep drları savunan biriyimdir işte hep karşımdaki açısından olaylara bakmaya çalışırım mesela bir dr sinirli olabilir neden çünkü yoğun iş yükü altında ezilmiş olabilir uykusuzdur vs... herhalde drları .ok sevdiğimden olsa gerek... ve bence yanlış teşhis de kimi zaman dr dikkatsizliğinden de olabilmekte tabii... bunu da yabana atmamak gerekir... ama bildiğim acil servislerde şartsız şurtsuz bakılabiliyor neden böyle şeylerle uğraştırıyorlar anlamıyorum
zaten anne baba adı yazsanız kimlik no çıkar ya da biri hasta yanında bekler yarım saat sonra gelir verirsin kimliği...
ben de kardeşim için hastanedeyken tansiyonum düştü dedim ölçebilr misiniz ben böbrek hastasıyım dedi kayıt yaptır öyle... ne saçmalık değil mi? altı üstü bi tansiyon aletini takıcak onun için muayene ücreti alacak
şimdi ne oluyor neden böyle bilemiyorum
ama hasta olmak da zor, paran varsa tüm yollar açık, parası olmayana da Allah kolaylık versin
kene içinse, geçtiğimiz yıllarda tavuk ekipleri kuruldu keneleri yesinler diye neden şimdi böyle oldu ki acaba? ya sağlık personeli bilgili değil yeterince ya da onların da elinden bişey gelmiyor, açıkçası bilemedim:confused:
 
devlet öyle sıkı öyle gereksiz baskılar yapıyor ki doktorlara, doktorlar da ne yapacağını bilemiyor. doktordan çok onu her şeyde kimlik istemeye zorlayan sağlık sisteminin suçu.
 
Sistem hepmi bize işler be kara hepmi nelerini görüyoruz ve duyuyoruz benimle tartışması 15dk keneyi cıkarması
30sn yazık çok yazık!
 
her ne pahasına olursa olsun bizlerin bir çoğu doktor hatalariyla bu durumlara gelmişsek bile karşimizdaki bir doktorun sonunu yinede o şekilde sonlandırma selahayetimiz yoktur diye düşünüyorum hiç bir doktor hastasının sonunu umursamamazlık ve ölümcül olarakta düşüneceğini sanmıyorum hastalar doktorsuz doktorlarda hastasız yapamayacağına göre bu devran böylece sürüp gidecektır.ölümleri ve sakat kalmaları birazda ilahi taktır diye düşünmeliyız tabiki yüzde yüzlük hatalar hariçinde herkese sağlıklı yaşam dileğimle saygılar;
 
bugün nerde müslümanım diyen var, orda riyakarlık var.
 
iş yaparken müslümanım ben insanları kandırmam diyenden korkmalıyız yani, hani müslümandınız diye bişey yazmış ya arkadaş. zaten kendi dürüstlüğüne muhatabını inandıramamış ki müslümanlığını öne sürüyor.
 
sevgili kara arkadaşım yorumumun ardından yapmış olduğun yorum şayet benim yorumuma atiftaysa benim için bir anlam ifade etmiyor saygılar;
 
Ee hani müslümandınız. Hakiki gaziye bacak, kol takmıyorsunuz. Kapitalizm nato/amerikan(haclı) müttefiki askerine gazi diyorsunuz.
Orası beni ilgilendirmez. Ama benim hakkım olan protezimi takmıyorsan, gerçekleri böyle yüzüne vururum. Hakiki gazi ve şehit Allah katında görülendir...:confused:
bu cümlelere yönelik yazmıştım ben.
 
bu konuyu da evirip çevirip dine getirdiniz ya pesssss... tabiki doktor olmak hasta olmaktan çok daha kolay doktor hatalı teşhis koyar hasta ceremesini çeker doktor efendi maaşını alır doktor hata yapar hasta ölür kimse hesap sormaz medya umursamaz doktor öldürülür memleket ayağa kaldırılır birde bu doktor amcalar mikrofonu görünce başlarlar edebiyat parçalamaya bizler hastalar için hayatımızdan feda ediyoruz bunun karşılığı bu olmamalı türünden hikayeler okurlar bire zındık herifler o kadar fedekarsınızda bi keneyi cıkarmak için ne halt yemeye 40 dereden su getirtirsiniz o çok kıymetli vaktinizden 30sn feda edemezmisiniz doktor efendiler işlerine geldimi kanun böyle derler gelmedimi banane der cıkarlar
 
tmm hadi zındık doktorları dövelim, hiç bir hak isteyemez hale getirelim,zaten memlekette sağlık sistemi 100 senedir çogzel işliyor. sağlık bakanlığından fetva da aldık ya, hadi doktorları dövelim. 100 senedir içimizdeki biriken öfkeyi atamadık bir de öğretmenlere saldıralım, çünkü sistem çogzel işliyor aslında ama hep bu öğretmenler, bi de utanmadan zam istiyorlar, cıx cıx cıx. olur mu hiç bak ne güzel yönetiliyor memleket ama hep bu doktorlar öğretmenler, memurlar, işçiler...
 
saww haklısın hemde yerden göge kadar haklısın tam da bunu demek istemiştim yüregine sağlık.
kara,
Bak inanan çıkmış işine gelmediği içinmi öyle diyorsun.
Kusura bakma ben kimseye ne yaranma ne menfaat peşindeyim.
 
olurmu kara nasıl o mübarek zatlara yaptıkları herhangi birşey yüzünden hesap sorarız yanlış ilaç vermiş kullanmasaydınız deriz 3. sınıf insan muamelesi yapmışlar adamın sinirli haline gelmiş deriz doktor hatasınıdan biri ölmüş aman canım ne olacak bir üçüncü sınıf insan daha öldü boşverin abartacak bişey yok bunda fatiha okudunmu geçer gider zaten nufus fazla azaltmış oluruz demi ama... adam bunca sene okumuş hastasına her ne yaparsa yapsın hesap sormaya hakkımız yok
 
Doktor olmak özveri,güven,kimi zaman endişe,kimi zaman kaygı ama iş gereği meslekleri gereği zor olan şeyleri başarma ya da başaramama...Sizin hayatınızı kurtarırlar çok iyi dersiniz,başarısızlık durumunda arkasından demediğinizi bırakmazsınız..gerçekten doktorluk mesleğini kaldırmak çok zor diye düşünüyorum onların sadece meslek hayatlarındaki başarı ya da başarısızlık onlara göre belki..Ama her doktor bir değil tabi ki..ideallist olanlarda var..sadece hastasını düşünüp karar veren düzelmesini sağlayan iyi insanlarda var...
Ama Hasta psikolojisinin daha zor olduğunu düşünüyorum sürekli nolucak endişesiyle yaşamak daha zordur,yapılan tedavileri kaldırmaya çalışmak daha zordur.Benim düşüncem doktor olmak bir nevi zorlukları çok olsa da eğitimi,yıllarca verilen emekler..insanların hayat sorumluluğunu taşıma zorluğu çok fazla olan bir meslek..
Ama hasta olmak hayatını teslim etmenin daha zor olucağı kanısındayım..​
 
saww yine söylüyorum, haklısın ama sadece haklısın... Ülkemiz resmi kurumlarında uygulanan şehitlik ve gazilik kavramları kutsal kitaptan değil kanun ve yönetmeliklerden gelen haktır. Benzerlik olabilir ama hiç bir resmi şehit Allahın huzuruna gittiğinde ben kanunen şehit sayılıyorum ama diyemez sanırım. İşin dini yönüne devlet karışmaz yani. Genel konuya gelirsek; doktor kim ki sizce? Benim ,sensin veya o yani bizden biri. Bu ülke kültürüyle yetişmiş biri sonuçta. Hani hasbelkader okusa o engelliye otobüste hakaret eden iett şoförü de doktor olabilirdi, o saatlerce kuyrukta beklediğimiz ama sadece iki gişe açık olduğu için sıranın hiç bitmediği bankanın müdürü de doktor olabilirdi, oturduğumuz kafede bizden sonra gelen tanıdığı müşterisine bizden önce servis yapan garson da doktor olabilirdi. Bu örnekleri çoğaltmak gayet mümkün. Ne derler bilirsiniz ''okumak cahilliği alır, eşeklik baki kalır.''
 
sorun meslekte değil yani sorun kültürde, örfte, gelenekte, düşüncede, ideolojide vs. doktor olmanın stresi o kadar kolay değil hele bir cerrahı düşünün mesela, 5 6 saat ameliyatta kaldığınızı düşünün, ben bu insanı kurtaramazsam ailesine nasıl kara haberi verebileceğim dediğinizi düşünün. bizim ülkemizde sağlık sistemi o kadar bozuk ki balık baştan kokmuş, siz kuyruktakilere saldırıyorsunuz. sağlık sisteminde ve tıp eğitiminde radikal bir değişiklik gelmedikçe doktora saldırmak manasız.
aynı şey eğitim sistemi için de geçerli. bugün öğretmenlerimiz pek nitelikli olmayabilir ama bunun nedeni öğretmenler midir, yoksa her gün bir yanı dökülen eğitim sistemi mi? onları bile bir öğrenci gibi yarışa sokan eğitim sistemi. meslek eğitimine önem vereceğine meslek lisesinden mezun olan çocuklara iş bulacağına onları bölümleriyle alakasız fakültelere yönlendirmek için çabalayan bi sistem ne kadar işler? üstelik şimdiki milli eğitim bakanı da kar zarar mantığıyla öğretmenlerden ne kadar kar edebilirim diye düşünen bir bakan işte engelli öğretmenlerden verim alamamış o yüzden engelli öğretmen almayacağız diye düşünen bir bakan. öğretmen için böyle düşünen bir sistem öğrencisi için nasıl düşünür? önceden öğretmen öğrencisinden saygı görürdü, doktor da hastasından saygı görürdü, şimdi bu iki meslek de bizzat kendi kurumları onlara sahip çıkmayıp onları değersizleştirdikçe öğrenciler öğretmenin tepesine çıktı, hastalar doktorların tepesine çıktı.
 
Herkes hasta tarafından görüş ifade etmiş. Ben de fiilen doktorluğu bırakmış bir doktor olarak diğer taraftan bir bakış açısı ortaya koyayım. Öncelikle belirteyim ki çok uzun yıllardır hem hastanelerden, hem de doktorlardan uzakta bir yaşam sürüyorum. Yani kimseyi korumaya ihtiyacım yok.

İlkokul'dan sonra Türkiye'genelinde sadece 1 Anadolu lisesi olduğu dönemde anadolu lisesine başladım. 7 yıl ağır ing. müfredatla okulu bitirdikten sonra üniv. sınavında ilk 100'e girip Hacettepe İng. Tıp fak. başladım. Bir 7 dene de tıp fakültesi sürdü. Diğer okullarda okuyan arkadaşlarım güle oynaya okurken tek bir sınav için 1 koli dolusu ders notu okumak zorunda kaldığım dönemleri hatırlıyorum. 20 yaşımda saçlarım döküldü.

Üniv. bitince hem doktora programına başladım, hem de Hacettepe Acil serviste doktorluğa başladım. Acil serviste gün aşırı gece-gündüz 12 saat, yani haftada 60 saat çalıştım. Bu dönemde aldığım maaş haftada 25 saat çalışan bir öğretmenle aynı idi. Nöbet başına aldığım para ile sadece 1 tost ve çay alınabiliyordu ki cebimden harcadığım para bundan fazlaydı.

3 yıl boyunca bin türlü hasta ve hasta yakını ile karşılaştım. Bunlardan 20-30 tanesi tarafından çeşitli şekillerde saldırıya uğradım. Örneğin serum şişesini kırıp üstüme yürüyen oldu. Bu kişilerin çoğu ya aşırı alkollu, ya uyuşturucu almış, ya da başka psikolojik sorunları olan kişilerdi. Aynı serviste çalışan arkadaşlarımdan silah çekilenler de oldu. Defalarca soruşturmalara maruz kaldık. Savcılığa sevk edilip ifade vermek zorunda kalanlarımız oldu.

Acil serviste içtiğimiz çayı, isli bir çaydanlıkta kendi paramızla aldığımız çay ve şekerle yapıp içmek zorundaydık. O zamanlar cep telefonu olmadığı için bir başka hastaneyi aramak için dahi santralden hat istemek zorunda kalıyorduk. Tek bir ambulans ayarlamak için 1,5 saat telefon başında kaldığım nöbetler oldu. Hasta yoğunluğundan sedye üstünde hasta yatışı yaptığımız, 1 hafta boyunca sedyede takip ettiğimiz hastalar vardı. Umutsuz vaka diye kliniklerin yatırmadığı, ama gönderirsek öleceğini bildiğimiz hastalar elimize kaldı.

Benimle beraber mezun olan arkadaşlarımın tümü benzer şartlar altında kaldı. Kimi kliniklerde fıçı nöbeti tuttu, kimi Türkiye'nin en ücra köşelerine mecburi hizmete gönderilip yıllarca ailesinden, arkadaşlarından uzakta yaşamak zorunda kaldı. Bazı arkadaşlarımız yurtdışına gidip kendilerini kurtardı.

Ben 3,5 yıl sonunda hem ruh sağlığım, hem sosyal yaşamın açısından dayanılmaz hale geldiği için istifa ettim ve başka bir sektöre geçtim. Şu anda kimi doçent, kimi profesör olmuş arkadaşlarımdan hangisini görsem "sen kaçtın kurtuldun, en iyisini yaptın" diyor. Elbette pek çok kişiye göre belli bir noktaya gelmiş bir doktorun yaşam standartları oldukça yüksek gözükür. Ama bunun için ödenen bedeli pek çok kişi bilmez.

Bu alandan yıllarca uzak kalmış biri olarak, sağlık sisteminin eskiye göre daha iyi olduğunu düşünüyordum. Ama 4-5 ay önce bir böbrek taşı düşürdüğüm için Ankara'nın en büyük hastanelerinden birine gitmek zorunda kaldım. Ve meslekten biri olmama rağmen bana sunulan sağlık hizmeti yerlerde sürünüyordu. Çünkü, her ne kadar teknoloji ve imkanlar geliştiyse de zihniyet hala değişmediği için orada çalışan sağlık personelinin kendi kendine çözmesi gereken çok sayıda sorun olduğu gibi duruyordu. Yaklaşık yarım saat süren hastane maceram, kendi isteğimle hastaneden ayrılıp bir nöbetçi eczane bulup, kendi ilaçlarımı kendim alıp kendim kullanmamla sona erdi.

Uzun lafın kısası, bu sistemde hasta olmak da zor, doktor olmak da zor. Ama hem hasta, hem doktor olmak daha da zor.

Çoğu arkadaşımızda şöyle bir kanı var: Doktor için hastanın bir önemi yok... ölürse ölür, gibi... Ne yazık ki bu doğru değil! Bir doktor için hastasını kaybetmek bir yana, hastasına kalıcı bir zarar vermiş olmak dahi günlerce, aylarca sürecek bir vicdan azabıdır. Ancak, hata yapmak da insana mahsustur. Hiç bir doktor hatasız olamaz. Duygusuz olabilirler! Çünkü bu işin doğası duygusuz olmayı gerektirir. Dört bir yanınız bir kısmı umutsuz hasta ile çevriliyken, her gün bir kaç kişinin ölümünü görüyorken duygularınızla işinizi yapmaya devam edemezsiniz. Eğer duyguları işe karıştırırsanız yapmayın daha iyi. Bu nedenle mesleği bırakan veya tıbbın biyoloji, patoloji vs. gibi hastalarla ilgilenmeyen alanlarına geçen çok arkadaşım oldu.

Hastalar açısından şu bakış açısına hak veriyorum. Doktorlar hastalarını yeterince dinlemiyor, yeterince bilgilendirmiyor veya yeterince empati kurmuyor. Evet, bunlar doğru. Ama buna neden olan şey ülkemizdeki sağlık sistemi. Bir doktorun, hastanın tckimlik numarasıyla ne işi olabilir ki? Eğer sistem bundan doktoru sorumlu tutuyorsa doktor ne yapsın? Gelişmiş ülkelerde bu sorunlarla Sosyal Hizmet uzmanı denilen kişiler ilgilenir. Doktor hastanın güvencesi olup olmadığını bile bilmez, o kısmıyla hiç ilgilenmez.

Ülkemizde ise hasta olan Ahmet'in güvencesi olmadığı için abisi Mehmet'in kimlik kartıyla işlem yaparlar, hasta ölünce bu durum ortaya çıkar, doktoru yargılanır hapis cezası alır.

********************************************
Eski bir doktor öyküsü anlatmak istiyorum.. Eski zamanlarda Pariste bir doktorlar sokağı varmış. Bu sokaktaki evlerde doktorlar hasta bakarmış. Her doktor ölen her hastası için evin önüne bir fener asmak zorundaymış.

Ağır hastası olan birisi hastasını bu sokağa getirmiş. Bakmış başlardaki ünlü, tanınmış ve başarılı doktorların evlerinin önünde yüzlerce fener var. Sokak boyu yürümeye başlamış. Fenerler azalmış, azalmış, sokağın sonuna doğru bir evin önünde hiç fener yokmuş. Adam da "hah demiş, hastalarını hiç öldürmeyen bir doktor bulduk sonunda..." Hastasını doktora göstermiş. Doktor muayene edip ilaçlarını vermiş, hastayı göndermiş.

Ertesi gün hasta ölmüş. Hastanın yakını hemen doktorun yolunu tutmuş. Hışımla doktora "ünlü, başarılı doktorları geçtim, çok hastaları ölmüş diye sana geldim. Senin daha önce hiç bir hastan ölmemiş. Sana güvendim ama sen benim hastamın ölmesine yol açtın." demiş. Bunun üzerine doktor şöyle demiş: "O gördüğün doktorlar şimdiki başarılı, deneyimli hale gelene kadar çok hasta kaybettiler. Ama siz benim ilk hastamdınız."

Yani, her doktor hata yapabilir. Bunun bedeli hiç de az değildir. Bu hatalardan ders çıkartarak sağlık hizmetleri şimdiki haline ulaşabilmiştir. Ne yazık ki tıp, matematik veya fizik gibi somut bir bilim dalı değildir. Pek çok konuda deneme yanılma yoluyla mesafe kateder.

************************************************

Her neyse... Konu öyle dışarıdan göründüğü kadar basit bir konu değil. Sadece bunu yansıtmak istedim. Sağlık sisteminden bir hasta olarak ben de hoşnut değilim. Buradaki pek çok eleştiriye de hak veriyorum. Ama konuları yorumlarken tek taraftan değil, her iki taraftan da bakmakta fayda olduğu kanısındayım. Umarım bir nebze olsun bu bakış açısını yansıtabilmişimdir.
 
Yuhh kurumlar personeline sahip çıkmıyormuş. Kuyruklu yalan.
Daha dün Şevket kardeşimizi öldürmedilermi?
% 100 suç var ortada. Usulsüz kol ve bacak nakli yapıldı. Açın bakın sağlık bakanlığı dirsek üstü ve diz üstü nakillere izin vermemişken.
Aleni bir şekilde usulsüz operasyon yaptılar. Bu insan canı almak değilde nedir?
Hani bu dr. lar içerimi girdi. Katil zanlısı olarak mahkemeyemi çıktı?

Önce Allah ın mahkemelerini kurun! Bakın bakalım ondan sonra can almak o kadar kolaymı.
Öyle can alıp 3 sene yatıp çıkarırsan böle önüne gelen cellat olur çıkar.
Öldürenin yaşama hakkı yoktur. Ancak o canın sahipleri af edebilir.

Bu zor şartlarda mesleğini iyi niyetle icra eden dr. larımızı bu tenkitlerin dışında tutup saygı duyuyorum.
 
zaten kurumlar "zor şartlarda mesleğini iyi niyetle icra eden dr" lara sahip çıkmıyor diyoruz. sistemi öyle kuruyorlar ki hasta ile doktor birbirine düşsün, hastayı doktora doktoru hastaya kırdıralım. ses çıkartamasınlar diye.
evet hasta yakını haklı, annesine erkek doktor iğne yapmasın. http://video.ntvmsnbc.com/#doktora-igne-dayagi.html
evet öğrenci velisi haklı, kendisinden aldığı terbiyeyi okulda öğretmene gösteren çocuğa kızmayacaksın Yine Öğretmen Dövdüler

çocuğunu okula bıçakla gönderen öğrenci velisi çok haklı, ne de olsa öğretmenler 2 ay tatil yapıyor, maaşları da 1700 euro ya hani, rahat yaşıyorlar ama rahat battığı için öğretmenler isyan ediyor. Yine Öğretmen Bıçaklandı
 
Deyerli arkadaşlar 75 milyonluk ülkede yapılan saçmalıklardan herkes sorumlu diyildir.Ama bizim ülkemizde doktor birinci vatandaş gariban hasta üçüncü vatandaş mamelesi görüyor hastanelerde bu gerçeyide söyleyelim.Daha fazla birşey söylemek istemiyorum.
 
Ben tutanak tutulup hastaya işlem yapıldıktan en geç 15gün içinde evrakların getirilmesi gerektiğini biliyorum eğer getirmezseniz cezasının size devredildiğini biliyorum (hani eskiden ssk karnemiz vardı kimlikle işlem yapılmıyorduya,ozaman öyleydi)Şahsen ben karnemi unuttuğumda tutanak tutmuşlardı milyar değerinde:)

Hiçbir işlem yapmayıp da geri göndermeleri çok çok saçma olmuş..Şikayet dilekçelerimi hiç ihmal etmezdim:)

Bir de geçmiş olsun.. Yiğeniniz nasıl oldu önemli olan o..
 
Hasan DURMUŞ;

Hasan bey güzel de bu devran böyle gitmese daha güzel olmaz mı?.Doktorlar toplanıp tv de Neden doktorlarımız öldürülüyorlar diye ne panel ne oturum yapmıyorlar?.Çünkü başkasına suç atmak çok kolaydır.Cinayetleri önlemek isteseler o da çok kolay.Ama kimse bunu istemiyor.Cinayet sadece ve sadece çuvaldızı kendine yani doktorlara batırmakla önlenir.Bu da işlerine gelmiyor.Doğru çalışmak,düzgün,çalışmak,hakkı ile çalışmak çok zordur çünkü.Kimse dokunulmazlık zırhını bırakmak istemiyor.Ama bazıları demek ki çizmeyi aşıyor,da böyle cinayetler önlenemiyor.allah herkese akıl,fikir versin.
 
Kim diyodu yaff müşteri herzaman haklıdırrr bitti:p
 
Üst Alt