Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Dünyada iken namaz kılmayanın başına gelecekler,kılanın başına gelecekler

ibo3535

Üye
Üyelik
28 Nis 2011
Konular
34
Mesajlar
191
Reaksiyonlar
0
Sabah namazını kılmayanın: Yüzünde nur kalmaz
- öğle namazını kılmayanın: Rızkından bereketi kaldırılır
- Ikindi namazını kılmayanın: Vücudunda kuvvet olmaz
- Akşam namazını kılmayanın: Evladının hayrını göremez
- Yatsı namazını kılmayanın: Uykusunda rahat edemez
Dünyadaki cezası- ömrü kısalır
- Salihlerin (nur) simasını yüzünden siler
- Yaptığı hiç bir amele sevap vermez
- Duası Allah katına çıkmaz
- Dünyadaki bütün mahlukat ona buğuz eder
- Salihlerin duasından nasibini alamaz
ölür iken- Zelil olarak ölür
- Aç olarak ölür
- Susamış olarak ölür (ne kadar içerse içsin susuzluğunu gideremez)
Kabirde- Allah kabrini daraltır. (kaburgaları birbirine girer)
- Kabrinde ateş yanar
- Allah ona yılan musallat eder ki kiyamete kadar ona eşlik ederek (vurarak) kıyamete kadar azap eder
Kiyamette- Allah ona yüzünün üzerinde sürünerek mulat eder ceheneme kadar
.: Karamelim.NeT namaz kılmayanların başına gelecekler - Karamelim.NeT
- Allah ona gazapla bakar ki yüzünün eti eriyip gider
- Allah onu en küçük günahlardan bile hesaba ceker af etmez
Rabbim namazı dosdoğru kılanlardan eylesin İNŞAAllah.
Amin

FAZİLETLERİ:
Resulullah "Bana haber veriniz ki kimin evinin önünden bir ırmak geçse ve beş defa o ırmaktan yıkansa onun üzerinde pislik kalır mı?" buyuruyor. Ashab da "elbette kalmaz" diyor işte günde beş vakit namaz kılanın durumu da böyledir. Yine Resulullah "insanlar beş sıkıntıda kalacaklardır. Birincisi ölüm anı ikincisi kabirde üçüncüsü münker nekir suallerine cevap dördüncüsü seyahat yani suallere cevaba göre günah ve hasenatın sevabının dağıtılması beşincisi Sırattır." buyurunca Hz.Ebubekir ve ashab ağlamaya başladı.

CEBRAİL (AS): "ALLAH-U TEALA EBU BEKİR'E SELAM SÖYLEDİ"
Bunun üzerine Cebrail (as) gelerek "Ya Resulullah Allah-u Teala Ebubekir Sıddık'a selam söyledi. O her zehirin bir de panzehiri her hastalığın bir şifası olduğunu bilmiyor mu? Kim sabah namazını kılarsa ölümü ve ölüm anındaki durumu kolay olur. Kim öğle namazını kılarsa Allah onun kabrini nurlandırır. ikindi namazını kılana münker ve nekir sorularına cevap kolaylaştırılır. Akşam namazını kılanın sevabı artırılır. Yatsı namazını kılan sırat köprüsünü yıldırım gibi geçer." buyurdu.
Resulullah Efendimiz "Eğer benim bildiğimi bilseydiniz muhakkak az güler çok ağlardınız" buyurmuşlardır. Hz. Ali (ra.) bildirdiği hadisi şerifte "Bir kimse hafife alsa namazını Allah-u Teala o kimseyi on beş bela ile cezalandırır.
1-Salih ve saliha kimselerin defterinden silinir.
2-Hayatından bereket kaldırılır.
3- Rızkının bereketi kaldırılır.
4-Bir hayır hasenatta bulunsa da onu kabul edilmiyor.
5-Duası kabul olunmaz.
6-Salihin duasından nasip almaz. Kendisi kılsa milyarlarca Müslümanın duasından nasibini alıyor.
7-Ölürken ateş içinde kalır su bile içemez
8-Ölümü ansızın olur. Tövbe edecek zamanı bulamaz.
9-Ölürken üzerine büyük ağırlık gelir.
10-Kabir onu sıkar.
11-Kabirde zulmette kalır.
12- Münker ve nekir suallerine cevapta kusurlu olur.
13-Kabrinden kalktığında Allah-u Teala ondan razı olmaz.
14-Hesabı şiddetli olur.
15-Cehenneme sevk olunur."

"NAMAZI TAM OLANLARA KIYAMETTEKİ SORGULAMALARDA KOLAYLIK GÖSTERİLİR"

Peygamber Efendimiz "Kıyamette muhasebeye evvela namazdan başlanır. Eğer namaz sorularına cevap verilirse diğer suallarde kolaylık gösterilir." buyurmaktadır.
"Namazı huşu ile kılanlar felah bulurlar." Mü'min suresi 1. ve 2. ayet mealidir. Namazı huşu ile kılmakta tarikat ile mümkün olur. Namazı ehven tutanların başına gelecekleri Resulullah(sav) şöyle buyurmaktadır: (Yani namazı tam manasıyla vaktinde kılamayan gelişigüzel kılanlara)
“Dünyada olan zararları :
1- Rızkından bereket kalkar
2- Hanesinden bereket kalkar
3- İman nurunu kaldırır.
4-Müslümanlar yanında da ayıplanır.

Ölüm anındaki zararları:
1- Susuz olarak vefat eder. Su yanında olsa dahi kullanamaz.
2- Aç olarak ölür
3- Ruhunu almak güç olur.
4- imansız gitmesi muhtemeldir.

Kıyamette ki zararları:
1- Kabirden kalkınca yüzü siyah olarak kalkar.
2-Hesabı gayet güç olur.
3- Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden uzak olduğu alnında yazılı olur.
4-Cehennemdekilere dahil olur.
Çünkü namaz edepsizlikten akıl ve şeriata uymayan her şeyden uzak tutar" buyuruyor Cenab-ı Allah. Ana babalar çocuklarını çok sever. Çirkin dahi olsalar çok sever. Eğer insan Cenab-ı Allah'ı severse her emri de hoş görülür ve sevilir. Bir ayeti kerimenin mealinde buyuruyor ki :
“Müslümanın cennette de cehennemde de makamı vardır. Eğer namazı devamlı olarak kılarsanız cennetteki makama ulaşırsınız.” Mesela; yatsı namazını kılarsanız yatsı için cehennemde yanan ateş söner. Sabah namazı için yanan ateş devam eder. Eğer sabah namazını kılarsanız o da söner. Böylece yanıp sönmeler devam eder.

HUŞU İLE NAMAZ NASIL KILINIR?
Namaza başlarken kendimizi sırat köprüsünün üzerinde görmemiz lazım. Sağımız cennet solumuz cehennem. Arkamızda ise Azrail as. Var. İki kaşımız arasında da Kabe'yi Muazzamayı göreceğiz.
Ellerimizi kaldırdığımızda da ellerimizin biri dünyayı öbürü de ahireti temsil edecek. 'Ya Rabbi emrin olan namazı huzurunda kılmak için geldim.' demeliyiz. Allahu Ekber deyip elini kaldırdığın zaman bütün aklın ve şuurunla beraber bu tekbiri alacaksın. Farzdır. Yani 'Ya Rabbi sen büyüksün' deyip dünyayı arkaya atıyorum diyorsun. Ellerini bağladığın zaman da 'Ya Rabbi ne kadar kötü düşüncelerim varsa huzuru ilahinde bunları dağıtıyorum1 diyorsun. Ondan sonra subhaneke ve fatihadan sonra rükuya varırsın. Rüku islam'la beraber gelmiştir. Önceden direk secdeye varılıyordu. Rükuda 'Ya Rabbi ben Sen'i noksan sıfatlardan tenzih ediyorum. Ya Rabbi ben kemal sıfatınla Sen'i takdis ederim' diyorsun. 'Ya Rabbi ben Sen'in büyüklüğünü söylemekten acizim. Sen kendi büyüklüğünü nasıl biliyorsan ben de öyle kabul ediyorum' diyeceksin.

ALLAH SANA GÜNDE BEŞ DEFA RANDEVU VERİYOR!
Namaz Allah ile kulun buluşmasıdır. En büyük zikir namazdır. Allah sana beş sefer randevu veriyor günde. Namaz kulun Allah'la konuşmasıdır. Bu fırsatı kaçırmamak lazımdır.
SECDE YERİNE BAKMAK GÖZBEBEĞİNİ DİNLENDİRİR!
"Namaz gözümün nurudur " diyor Resulullah.. Kıyamda secdeye bakacaksın. Gözbebeğinin en iyi dinlendiği andır. Beyin hücresi tam kapasite ile namazda çalışıyor. Glikoz beyin hücrelerine namazda ayakta iken yüzde 25 rükuda yüzde 40 secdede ise yüzde 75 oranında intikal ediyor.

NAMAZ TANSİYONA BUNAMAYA İYİ GELİR!
Onun için beş vakit namaz kılan buna-maz. Aynı zamanda tansiyonu da yükselmez. Belden yukarda olan kan namazda rükuyla aşağı indiği için tansiyon düşer. Görüyorsunuz namaz ibadetinde Cenab-ı Allah peşin fayda veriyor.

İNGİLİZ DOKTOR ABDEST SUYUNU TAVSİYE EDİYOR!
Bir ingiliz doktor 746 çeşit hastalık vardır. Bunun 2/3'si abdest suyuyla giderilir" diyor. Çünkü ağızdan burundan giren mikrop abdest suyuyla temizleniyor. Namaz kılarsan vücudunun direnci artıyor. Allah seni bu abdestle koruyor. Sonra imanını kurtarıyorsun. İnsan namaz kılmaya mecburdur. Çünkü Cenab-ı Allah buyuyor ki: "Ben insanları ve cinleri Bana ibadet etsinler diye yarattım". Buraya dikkat edin. "Sizi ve cinleri kendim için yarattım beni tanıyasınız ibadet edesiniz diye yarattım" buyuruyor..
Beyninin altında gudde var. Bu vücuttaki yüzlerce guddeyi orkestra şefi gibi yönetir. Üzüntü huzursuzluk halinde burada spazm olur ve bütün diğerlerine -guddelerine- sinyal verir. Vücutta kasılma olur. Hormon kan damarının içine akamaz. Hormonal sistemde hastalık başlar. Bu durumda da doktor bir şey yapamaz. Bunun çaresi buradaki spazmı kaldırmak. Bu nasıl olur? Allah iman etmekle güvenmekle sevmekle olur. islam'ın altı şartını yaşarsan dosdoğru iman etmiş olursun. Böylelikle oluşan sevgide hormona akar. Demek ki Birbirimizi sevmeliyiz ihlas içerisinde yaşarsak Allah bize rahmet eder.

ALLAH-U TEALA BUYURUYOR: "İHLAS BENİM SIRRIMDIR. BEN ONU SEVDİĞİM KULUMUN KALBİNE VERİRİM"
İhlas nedir? Allah "O benim sırrımdır. Ben onu sevdiğim kulumun kalbine veririm" buyurur. Bunu melek bilmez ki sevap yazsın.. Şeytan bilmez ki bozsun ihlassız amel Allah tarafından kabul görmez.
Cenab-ı Allah insanı yaratırken bu guddeye insanın şifresini koyuyor. Bizim yaradılışımız bünyemiz Allah'a ibadet etmeye uygun şekildedir. Nefse muhalefet etmek şart. istersen evliya ol. Çünkü nefis Allah'ın en büyük düşmanıdır.

CENAB-I HAKK "SEVDİĞİM KULUMA MUSİBET VERİRİM" BUYURUYOR!
İslam'ın 6 şartını nefsinde aksiyon olarak yaşayan müstesnadır. Başına gelen musibete sabredeceksin. Cenab-Hakk ben sevdiğim kuluma musibet veririm buyuruyor. Çünkü kulunun günahlarından temizlenmesi için bu musibeti Cenab-ı Allah veriyor. Bela musibet geldiği zaman haline şükredersen Allah senden razı olur. Sabredersen Cenab-ı Hakk seni Sıddıklar zümresine koyuyor. Yani Peygamberlerden sonra geliyorsun.

DOKTORLAR HAYRETLER İÇERİSİNDE KALIYOR!
Veremli bir hasta çocuğu doktora götürüyorlar. Tahlilden sonra veremin dördüncü devresi görülüyor. Babasına "Amca bunu köyüne götür döşeğinde rahatça ölsün" diyorlar. Köye dönüyorlar. Köyün yaşlılarından biri bu çocuğa diyor ki: "Oğlum kabirde ilk sual namazdır. Namazını kıl ve kazalarını da boş zamanlarında kıl" diyor. Ve çocuk namazlarını ve kazalarını nafileleri kılıyor. Akciğerdeki zarlarda barınan mikrop vücut hareketleriyle ölür. Çocuk kazaları da kılmaya başlayınca "Anne bana pirzola yap köfte yap" diyor iştahı açılıyor iki ay geçiyor ve kendisinin iyileştiğini hissediyor. Gene istanbul'a gidip aynı doktora muayene oluyor. Doktorlar şaşırıyor bakıyorlar ki verem mikrobu ortadan kalkmış! Yerinde beyaz kireç şeklinde bir leke var. Çocuğa nasıl tedavi olduğunu hayretle soruyorlar. Nasıl oluyor bu işler? Namazdaki hareketler akciğerdeki mikrobun faaliyetini önlüyor. Namaz kılan insan vereme yakalanmaz. Diyelim ki mikrop vücuda girdi. Karaciğere sinyal gidiyor. "Bende verem mikrobu var. Daha özel hücre imal et" diyor. Ve karaciğer normal hücrelerin 6 misli hücre imal ediyor. Bu hücre mikrobu yutuyor ama hazmedemiyor. Ne olacak? Diğer hücreler onun etrafında kalsiyumla hava boşluğunu örüyorlar. Hava boşluğu kalkıyor. Verem mikrobu o hücrenin içinde havasız kalıyor ve ölüyor ve film çekilince o mikrop beyaz kireç şeklinde görünüyor. Tıbbi açıklaması budur.

Vay be yüce allah neye kadir nerde şifa olduğunu biz bilmiyoruz nerlerde arıyoruz halbuki şifa nerdeymiş
 
çok teşekkürler ibrahim.
namaz deyip geçmemek gerekir. kılarlarla kılmayanlar arasında dağlar kadar fark var.. kılmayan çarpılmış da haberi yok.
 
hiç bişey olmasa sağlık yönü var bu işin bilen bilmeyenle bir olur mu biz elimizden geldiği kadar bildirmeye calışalım gerisi ALLAH KALMIŞ
 
vay be diyorum başka bişey demeiyorum
 
namaz iki dünyadada yolda koymaz :)

güzel bir paylaşım teşekkür ederiz ibrahim bey
 
allah sevdiği kuluna bela verir kısmını çok araştırdım bi türlü anlamadım hem günahlarından dolayı müsibet gelir deniyor bir yandan topuklarına diken bile batsa günahlarına kefarettir deniyor ben t7 felçlisiyim kişisel olarak kimseye kötülüğüm olmadı ama hovardanın tekiydim şimdi allah beni sevdiğindenmi bu hale geldim yoksa evli hovardalığımdanmı cezalandım bu konuda detaylı bilgisi olan varmı
 
gorbi20;

Çok fazla bilgi sahibi değilim ama belki eşinizin bedduasını almışsınızdır.. Ya da birlikte olduğunuz kadınların hayatlarında telafisi mümkün olmayan zararlar yaratmışsınızdır onların bedduasını almışsınızdır.. Günahlarınıza kefaret olarakda hastalığınız verilmiştir.. Ya da kaderiniz böyledir, bedduayla alakası yoktur belkide.. :rolleyes:

Hayatımıza dahil olan insanlara karşıda sorumluluklarımız var.. Denir ya; "Gönül Allahın kabesidir onu yıkanın iki yakası bir araya gelmez" diye.. Eşinizi kırmış, ağlatmış olabilirsiniz hovardalık yaparken.. Çocuklarınız varsa aklı eren onlarda kırılmıştır belki kiiii çocukların gözyaşı yakar adamı!

Dediğim gibi çok fazla din bilgim yok, ama ah almanın insanın başına her türlü belayı getireceğini biliyorum.. Bu dünyada çekmek en güzeli bana göre,,İyi kötü ödeniyor günahların bedeli bu dünyada.. Ahrete kalmasın hesabımız..:)
 
bi misubet bin nasiyattan iyidir demişler demek ki baya bi nasiyat etkili olmadı sonrada böyle olmuş olabilir TABi en iyisini ALLAH bilir benim ki ufak bi ihtimal ama Unutmayın ki siz allah sevgili kuluymuşunuz ki bi yerden sonra durdurmuş bunu devamlı yapıpta hiç pişman olmadan hiç tövbe etmeden ölseydiniz demek ki allah size bi tövbe kapısı açmış eğer kaybetiğiniz bişeyler varsada zaten herşey alah ın bu dünyada zaten onun olduğuna göre bizim bişey olmadığına göre kaybetiğimize üzülmemen lazım bu sağlığımızda olabilir tövbe kapısı acılmış bence bi an önce yapabildiğiniz kadar eşinizden cocuklarınız cocuklarınızdan helalik isteyin sonrada yolunuzu şeytana değil allah yoluna cevirin küçük bi hikaye yazacam cok kısa bi gün bi adam yolculuk ediyormuş yanına şeytan oturmuş yolculuğu sırasasında ve o sırada ezan okunmuş şeytan adama demiş ki ezan okunuyor namaz kılmıyormusun adam hayır demiş kılmıyorum demiş şeytanda demiş ki allah bana bi kez secde etmem için emir verdi ben karşı geldim huzurundan kovdu sen günde 5 defa allah emir ediyor ve karşı geliyorsun buna sen benden betermişin diyerek adamın yanından uzaklaşmış zaten allah imandan hemen sonraki gelen şey islamiyetin şartlarında namazdır acık ve net bu yani herşeyin bi kefareti var mesela hastasındır oruç tutamazsın kafereti var paran yoktur zekat vermezsin gene paran yoktur hacca gidemezsin bunlarda sıkıntı olmaz ama ne şartta olursa olsun namazın kafreti o vakti kılmakla olur yani hiç bir bahane kabuıl etmiyor namaz ne hastalığı olursan ol ne şarrta olursan ol kılınmazsı lazım zaten kişini hastalığına göre otutarak ve cok rahatsızsa yatarak bile hatta hiç bir ere tutumuyorsa gözlerini acıp kapatarak bile içinden dualarını okurak kılınmasını emir etmiş savaşlarda bile bırakılmasın demiş allah demek namaz bu kadar önemli sadece yatıp kalkmak anlamındada görmemek lazım bir hadiste peygamber efendimiz s.a.v dinin direği namaz demiş ve başka bi hadiste gözümün nuru namaz demiştir ve peygamber efendimizin hakkın rahmetine kavuşmadan en son sözü ümmetime söyleyin namazına dikkat etsinler demiş ve bu son sözleri olmuştur

ASABI MUHAMMED ŞİİRİ

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri ağlar gönlümüzde.
Önce sen ağlarsın.
Abdullah bin mesud’a
“ Bana kuran oku” demiştin.
“Ya Rasulallah! Kur’an sana indirilmişken
Sana mı kur’an okuyayım” demişti.
“O’nu başkasından dinlemeyi de severim” buyurmuştun
İbn’i mesut nisa suresini okumuş,
Bir ayete gelmişti:
“Her ümmetten birer şahit,
Onların üzerine de Habibim
Seni bir şahit olarak getirdiğimiz zaman
Onların hali nice olur”
“Şimdi yeter” demiştin.
İbn-i mesud gözlerini kaldırıp bakmıştı sana,
Gözyaşların mübarek sakalına inmişti.

Hani bir defasında ashabına kuran okuyordun;
“ Sakının o ateşten ki
Onun yakıtı insanlar ve taşlardır” diyordun.
Önünde oturan siyahi bir adam,
yüksek sesle ağlamaya başlamıştı.
O ağlayışa Cibril inmişti semadan.
“ Ya rasulallah, huzurunda ağlayan bu zat kimdir?” demişti
Sen de
“ Habeşli biri” demiş ve onu övmüştün.
Cebrail’se şu müjdeyi vermişti;
“Allah buyuruyor ki:
İzzet ve celâlime, arş üzerindeki hakimiyetime yemin ederim ki
Dünyada benim korkumdan ağlayan bir kulun gözünü
Cennette çok güldüreceğim.”

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hesap gününden korkar gönlümüzde.

Şeddat bin evs korkar yatağına girdiğinde
Sağına soluna döner durur, uyuyamaz.
“Allah’ ım!” der,
“ Cehennem ateşi uykumu kaçırdı”
Sonra kalkar sabaha kadar namaz kılar.
Ebu derdâ düşer gönlümüze:
“Keşke ailemin koçları olaydım da
Kendilerine misafir geldiğinde beni yedirselerdi.” der.
Imran bin husayn’ düşer gönlümüze;
“Keşke bir tepede kül olaydım da
Fırtınalı bir günde rüzgâr savursaydı.” der.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Peygamber sevgisini öğretir bize.

Ashabından biri sana gelmişti;
“Ya Rasulallah” demişti
“Seni o kadar çok seviyorum ki
Aklıma geldiğinde gelip seni görmesem
Canım çıkacak gibi oluyor.
Sonra ahireti düşünüyorum.
Cennete girsem bile
Seninle birlikte olamayacağım
Aşağı mevkilerde kalacağım
Bu da zoruma gidiyor.
İstiyorum ki ahirette de yanında olayım.”
Sen de;
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuştun.

Abdurrahman bin Sad anlatıyor Ya Rasulallah!
Diyor ki;
“Bir gün Ömer’in oğlu Abdullah’la otururken ayağı kasılıp kaldı.
Ayağına ne oldu? dedim
Şuradan itibaren sinir toplandı, dedi
Ben de dedim ki,
En çok sevdiğin insanın adını an da iyileşsin.
“Ya Muhammed!” dedi ve hemen ayağını uzattı.”

Ya rasulallah,
Sen abdest aldığında
Ashâb-ı Güzîn efendilerimiz koşarak
Abdest suyunu alır yüzlerine sürermiş.
Bir defasında sormuşsun;
“Niçin böyle yapıyorsunuz?”
“Bereket ve hayır umuyoruz” demişler
Sen de buyurmuşsun ki;
“Allah ve Rasulünün sevgilisi olmak isteyen,
Doğru söylesin, emanete riayet etsin,
Komşusunu incitmesin.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hamd eder Allah’a, şükrü öğretir bize.

Eba Eyyûb-el Ensâri ona öğrettiğin kelimeleri söyler;
“Allah’tan başka ilâh yoktur. Mülk ve saltanat O’nundur.
Hamd O’nun hakkıdır, O’nun ortağı yoktur.”
 
TÖVBE DİEŞİİRSEL Bİ YAZI YAZŞMIŞ DURSUN ALİ ERZİNCALI
Evladının acısıyla yanan bir anne kalkıp uzatırsa dergâhına titreyen ellerini bu tövbemi sunuyorum o ellerle birlikte
Gecenin bir vaktinde herkes istediğiyle, sevdiğiyle hemhalken; yetim kalmış bir yürek sessiz sessiz ağlarken bakarsa bir an olsun yıldızsız gökyüzüne ve melekleri inleten bir edayla seslenip derse derinden ve LEBBEYK nidaları gelirse göklerinden, o öksüz haykırışa katıyorum tövbemi
Günahları yüzünden mahkûm olur ya insan, kimse görmesin diye görüp gülmesin diye kirlenen ellerini
kapatır ya yüzüne ve günlerce acıyla inim inim inler ya; vicdanından yükselen alev gibi bin sesle uykusuz gecelerin ışıdığı zamanda karanlığın gündüze yakın olduğu anda secdelere kapanıp YA RABBİM ben pişmanım, ben pişmanım EY RAHMAN diyerek geçer ya kendisinden o pişman baygınlığa sunuyorum tövbemi
Rahmeti yok etmek için yola çıkan ÖMER’e, kız kardeşine karşı bazen şefkatli abi, bazen güvenli baba. HATTAB OĞLU ÖMER’in eline bulaştığı kardeşinin kanıyla, sonra aynı ÖMER’in Peygamber nazarını gözleriyle içerken günahlara döktüğü inci taneleriyle süslüyorum tövbemi
Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
Simsiyah ve pis köle diye hakaretler var Habeşlinin gözlerinde; güneş batmayı hiç bu kadar istememiştir, çöl serinliğe böylesine hasret duymamış ve bir taş pamuk kadar hafif olmayı bu denli istememiştir. Çünkü bir BİLAL vardır ortada ve kucağında bir kaya. İnkâr tekliflerine ızdırap yüklü o dil taptaze bir ruhla cevabı dillendirir: BİR BİR. Kumların üstündeki O simsiyah bedenden dökülen terlerle yıkıyorum tövbemi
Savaştan dönen nazlı NEBİ! Üstü başı toz toprak içinde. Onu bu halde merhamet timsali kızı FATIMATÜZZEHRA görünce gözyaşlarına engel olamaz. Bir yandan babacığının yüzünü gözünü siler, bir yandan da anne gibi konuşur: “Seni yaradana kurban olayım. Sana böyle ne yaptılar.” Ey FATIMA yakışmasa da bu varlık o ismi anmaya, seni her anışta anne dedim, FATIMA annem dedim. Bir menekşem var şimdi ismini HÜSEYİN koydum. Ona her su verişte içimin KERBELASI serinler. Sonra sen sanki tebessüm edersin ötelerden. Senin o güzel ismine katıyorum tövbemi.
Ahhhhhhh TAİF! Dünya kendi haline bırakılsa dönmezdi. İyice yaklaşarak kavururdu dünyayı güneş kendi haline bırakılsaydı eğer. Toprak parça parça bölünür TAİF denen noktada dağlar dümdüz olurdu, O evet deseydi eğer. Binbir umutla gelen göklerin sevgilisi, yerlerin efendisi sızıyı yudumladı ve gök ehli ağladı. Ona atılan her taş sonsuza dek mahsun kalacak. O bir evet deseydi sineler çatlayacak, TAİF yok olacaktı ama kanlar içinde ellerini kaldırıp “ALLAHım” dedi RESUL. Bir anda her şey sustu İSRAFİL doğruldu, MİKAİL doğruldu, AZRAİLde pür dikkat ve hüzün CEBRAİL’de. Melekler ihtizazda, işaret bekliyor arş, kainatta tek ses yok. Çünkü arşa doğru uzanan bu eller MUHAMMEDe (sas) aitti ve biliyor ki alem O ne istese olur, sema biliyor ki reddedilmez isteği “ALLAHım” dediyse HABİB, hele acı içinde gözlerinde yaş baktıysa maveraya kanı donar dünyanın, ukbanın donar kanı. Açıldı son NEBİnin nurdan nur dudakları ve seslendi yarine “ALLAHım acziyetimi sana şikayet ediyorum sana şikayet ediyorum acziyetimi” kainatı titreten bu şefkat seslenişiyle sunuyorum tövbemi.
Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
ALLAHım günahkar bir sesleniştir bu günahların yükselemeyeceği yüce katına. Şanın ne yücedir SENin ki MÜLK elindedir ve SEN her şeye KADİRsin. KUDRETtin her şeye galiptir ve SEN çok bağışlayansın. Yedi göğü birbiriyle ahenk içinde yaratan SENsin, dünya semasını kandillerle süsleyensin. SENin ilmin en gizli işlerin bütün inceliğine nüfuz eder. SEN her şeyden hakkıyla haberdarsın, haberdarsın benden. Dünümden, bugünümden ve yarınımdan. Bir ömrü işte böyle yele verdim savurdum, şimdi pişman perişan gelip duaya durdum. Geçmişi ve geleceği yüreğime aldım da kendimi avuttum, nefsimi unuttum. Kalbimin cennetinde nefsime uyan ADEM o yüce dergahına gözlerimden seslenir ve NUH toplar kalbimde ne kadar duygu varsa nefsimin tufanından korumaya çalışır İBRAHİM’in ateşe atıldığı mancınık yüreğimdedir benim, EYYUP bana sabreder
Kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN, zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım, huzuruna alsan da beni böyle perişan, benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
(D. Ali ERZİNCANLI)
 
arkadaşlar verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim benim içimi biraz daha olsa aydınlattınız ben zaten felç olmadan 1 yıl önce 5 vakit namazıma başlamıştım halen bu halde devam etmekteyim fakat hovardalığa gelince beddua aldığımı sanmıyorum ben değil onlar bana geliyorlardı fakat en büyük günahlardan olduğunu inkar edemem fakat çok pişmanım arkadaşımın dediği gibi belki ben durmayacaktım allah bana dur dedi ama yaptıklarımın ne kadar boş olduğunu bu hale gelince anladım o yürümek elini yüzünü lavobada yıkamak ne bileyim her şey o kadar güzelmişki şu anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor eşimle beraber hayal kuruyoruz dışarıya çıksak ıslana ıslana yürüsek meğer o bile ne kadar güzelmiş birde sorum olacak ben toprak bir tava aldım onunla teyemmüm ediyorum bunu hocalara danışmadım internetten araştırdığım kadarıyla teyemmüm bana geçerli benim gibi göğsünden aşağısı tutmayan bel kontolü olmayan kişi varmı nasıl abdest alıyo
 
Bence bunu diyante bi sormakl lazım en güzel cvp burdan alabilirsiniz inetreten telefonu vardır sanırım
 
hovardanın tekiydim şimdi allah beni sevdiğindenmi bu hale geldim yoksa evli hovardalığımdanmı cezalandım bu konuda detaylı bilgisi olan varmı

Hovardalığınızı siz itiraf etmeseniz kim bilebilir?
Kimse
Günahlar anlatılmaz!.
Burası çok önemli
Kişinin günahları gizli kalırsa şahit olmassa Yaradanın bunları affetmesi Rahmet i Gadabından çok olduğu için büyük bir ümittir.

Böyle büyük bir günah anlatılmamalıdır. Bunun cezası şeri hükümlere göre recmdir.
Sizin dediğiniz gibi olsa insanların günahlarından dolayı başlarına musibetler gelseydi.
Ooo dünyada size sıra gelene kadar bir sürü firavun var.
Hz Eyüp A.S. başına gelen musibetler hastalıklar hiç bir kulun başına gelmemiştir.
Kaldıki kendisi günahsız peygamberdir. Peygamberler günahsızdır.

Başınıza gelenlerin hikmeti Allah katındadır.
En doğrusunu yaratan bilir.
 
Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz; sabredenleri müjdele." (Bakara, 2/ 155).

Bu ve benzeri âyetlerden Allah Teâlâ'nın insanları çeşitli sıkıntılara uğratarak imtihan ettiğini ve bu imtihanı sabredenlerin kazandığını öğreniyoruz.

Ayrıca hastalık ve musibetler hakkında, bir çok hadis rivayet edilmiştir, bunlardan bir kısmını şöylece zikredebiliriz:

Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Bir kul, salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar."(1)

Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:

"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak taşa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur."(2)

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Ümmü's-Saib radıyallahu anhâ'nın yanına girdi ve:

"Niye zangırdıyorsun, neyin var?" dedi. Kadın:

"Humma (sıtma)! Allah belasını versin!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:

"Sakın hummaya sövme! Çünkü o, insanların hatalarını temizlemektedir, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlediği gibi!" buyurdular."

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir hummalıyı ziyaret etmişti. Hastaya:

"Müjde! Zira Allah Teâla Hazretleri diyor ki: "Humma benim ateşimdir, ben onu mü'min kuluma musallat ederim, ta ki, ateşten tadacağı nasibi(ni dünyada tadmış) olsun." Rezin tahric etmiştir.(3).

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Allah bir kuluna hayır murad etti mi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad etti mi onun günahlarını tutar, kıyamet günü cezasını verir. Mükâfatın büyüklüğü belânın büyüklüğü ile (orantılıdır). Allah bir cemaati sevdi mi onları musibete müptela eder. Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz."(4)

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kıyamet günü, afiyet ehli kimseler, bela ehline sevapları verilince, dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler."(5)
 
gerçekten çok güzel şeyler yazdınız içim o kadar rahatladıki size teşekkür ederim allaha dua ediyordum benim canımı alması için çektiğim ağrılar ve felç olup hiçbişey yapamamaktan dolayı tabi hayırlıysa ölmem diye dua ediyorum direk al canımı demiyorum kafam o kadar karışıkki bide heralde başkasına muhtaç olmaktan kaynaklanıyo sıkıntım çünkü ben 36 yaşıma kadar hiç kimseye şunu benim için yapıver demezdim hep başkasının işini görmekten zevk alırdım mahallenin büyükleri beni çok sever hep işlerini görüürdüm birden muhtaç haline gelince bide ağrılarım olunca heralde bunalıma girdim ama inşallah atlatacağım
 
hayata kimin ne olacağı ne zaman olacağı hiç belli değil işallah en kısa zamanda iyileşirsin kardeşim
 
özür dileyerek bişey söylemek istiyorum islamın şartı 5 değilmi İngiliz doktor abdest suyunu öneriyor kısmında islamın şartı altı şartından bahsedilmiş
 
Üst Alt