Sakatlığı olan birinin öğrenci olması
Okula ilk başladığım günleri düşündüğümde, annemin beni okutmak için nasıl fedakârlık ettiği ve çaba gösterdiği aklıma geldi. Konuşmam pek anlaşılır olmadığı için “bu çocuk okuyamaz, akıl noksanlığı var” diyenlere karşı annemin ısrarla “benim kızım iyi, onun aklıda bir şey yok, o bu okulda okuyacak” diye direndiği ve bazen de yalvardığı hala gözümün önünde. En sonunda sınıf hocam, “tamam, ben okutacağım” demesi...
Kör, sağır, koltuk değnekli ve tekerli sandalye kullanıyor olabilirsin, ama bu okuyamayacağımız anlamına gelmez. Bu toplumda bizler de varsız, okumak bizim de hakkımız.
Evet, okumak en temel hakkımızdır, ve bu hakkı kimse elimizden alamaz. Okumak yaşamaktır...
Okula giderken çok zorluk çektim. Evden okula gitmem bir saatimi alıyordu. Ya benden kötü olanlar, onlar ne yapıyordu? Belki bu yüzden okulu bırakmış ya da ailesine yük olmamak için okumaktan vazgeçen onca engelli kardeşim vardır.
Daha ilkokulda başlıyor zorluklar... ‘Haydi engelliler okula’ kampanya duyduğumda çok mutlu oldum. En sonunda sesimizi duyanlar olmuş dedim. Toplumda zaten bizlere karşı yapılan ayrımcılık söz konusu. Ailelerde de bir koruma güdüsü var ki, aman hayata atılırsa ezilir... Bazılarıysa engelli çocuklarını saklıyor, onlardan utanıyor. Çocuğu okula taşımak onu ikinci kattaki sınıfına çıkmak için eziyet çekenler ve bir ayrımcılık yüzünden çocukları okula götürmek istemeyenler.
Aileler birçok sebepten dolayı çocukları okutmak istemiyorlar ve “bizler ölüne kadar bakarsız, gerisi Allah kerim” diyorlar.
Bayan olunca her şey daha zor oluyor. Zaten toplumuzda hala kadınlarımıza karşı bir ayrımcılık var, bir de engelli olunca kat kat artıyor.Liseye başlacağım zaman babam anneme şöyle demişti ‘’artık okumasın ben ona bakarım lisede nasıl yapacak ? Kötü niyetli insanlar var zaten ortaokulda bazı arkadaşlarını alay ediyordu, lisede çok olur ,benim maaşım bana da ona da yeter ? Annem şiddetle karşı çıkıp ‘’benim kızım aklı sağlam ve okuyacak ayaklarını üzerinde duracak , ben ölürsem bile o yaşayacak tek başına,gözüm arkada kalmayacak’’ demişti. Bir gün kardeşim bana şöyle demişti ‘’ senin gibi olanlara bakamıyorum rahatsız olmasınlar , çünkü sana nasıl baktıkları ve bundan nasıl rahatsız olduğunu görüyorum.’’ Evet sokağa çıktığım insanların bana deliymişim gibi bakması gerçekten rahatsızlık veriyor. Bundan rahatsız olan onca engelliler kardeşim eve kapanıyor ve okumaktan vazgeçiyorlar.
Okula gidip gelirken özellikle kışın annem ben gelene kadar eli yüreğinde beklerdi. Kışın yollar buzlu olduğunu için benim için yürümek çile oluyordu. Üniversite bünyesinde keşke bizim için servis aracı olsa, bütün engelli kardeşlerim okurdu seve seve. Bizlere göre bir otobüs bile yoktu. Bir apartman binasında asansör varken üniversitemizde, fakülte binalarında neden yoktu? Üniversitemizde o kadar kulüp vardı, ama engelliler kulübümüz yoktu. Oysa biz de ne güzel şeyler yapabilirdik.
Yazı yazmakta zorluk çektiğim için sınavlarda yanıma yardımcı verilmesi lazımdı. Ama üniversitemiz bunu göz ardı ettiği için böyle yönetmenlik yoktu. Sınavlarımız bilgisayarda yapabilirdi eminim, hem bizim hem de hocalarımız için ne kolay olurdu... En zor sınavım sayısal derslerdi. Sorularını kafanızda çözmek ve karşınızdaki bunu teker teker anlatıp yazdırmak inanılmaz yorucu oluyordu. İlköğretim, lise ve üniversiteler artık bizim için bişeyler yapmalı ve eşit haklarına sahip olmalıyız. Üniversite hocam olan ve elinden geldikçe bana destek olan İbrahim Aksu bir gün bana, ‘’Bu okulda bulunan bir çok örgenciden daha çalışkan ve zeki bir insansın.’’ demişti. Bizler de birçok meslek dalında başarı olabiliriz, yeter ki şartlar eşit olsun
Devletimiz ve yardım sevenlerimiz bizlere daha çok imkân sunsa, engelli olmak bir çile olmaktan çıkar, ve hayatımız daha insanca, daha renkli olur.
Eğitim alarak ve iş sahibi olarak toplumda varolmak istiyoruz. Gözümüz, ayağımız, kolumuz, dilimiz, kulağımız olmayabilir, ama duygularımız, düşüncelerimiz, hayallerimiz ve umutlarımız var. İnsan ölene kadar hayattan mücadelesi bitmezmiş.
Bizden sonra gelen engelli kardeşlerimin zorluk çekmemesi için savaşacağım, onlara, “hepiniz başarabilirsiniz, çünkü ben başardım” diyeceğim. Çok değerli bir hocam, psikolojik danışman rehberlik uzmanı Ahmet Duman bana şöyle demişti: ‘’Engel kafamızda olmasın ‘’
Evet ,insanlarımız artık bizlere karşı bakış açılarını değişmeli ve bu ayrımcılığa son vermeliler.
İyi bir baba ,anne, dost , arkadaş, çalışkan bir eleman.müdür, doktor,mühendis, müzisyen, ve iyi bir insan olabilirsin, yeter ki bizeleri görmezlikten gelmemeliler.
Şunu unutmamak lazım ‘’ Bugünkü sağlam insanlar geleceğin engelli adayıdır’’
Saygılarımla
Not: Bülent Küçükaslan'a yardımlarından dolayı teşekür ederim
Okula ilk başladığım günleri düşündüğümde, annemin beni okutmak için nasıl fedakârlık ettiği ve çaba gösterdiği aklıma geldi. Konuşmam pek anlaşılır olmadığı için “bu çocuk okuyamaz, akıl noksanlığı var” diyenlere karşı annemin ısrarla “benim kızım iyi, onun aklıda bir şey yok, o bu okulda okuyacak” diye direndiği ve bazen de yalvardığı hala gözümün önünde. En sonunda sınıf hocam, “tamam, ben okutacağım” demesi...
Kör, sağır, koltuk değnekli ve tekerli sandalye kullanıyor olabilirsin, ama bu okuyamayacağımız anlamına gelmez. Bu toplumda bizler de varsız, okumak bizim de hakkımız.
Evet, okumak en temel hakkımızdır, ve bu hakkı kimse elimizden alamaz. Okumak yaşamaktır...
Okula giderken çok zorluk çektim. Evden okula gitmem bir saatimi alıyordu. Ya benden kötü olanlar, onlar ne yapıyordu? Belki bu yüzden okulu bırakmış ya da ailesine yük olmamak için okumaktan vazgeçen onca engelli kardeşim vardır.
Daha ilkokulda başlıyor zorluklar... ‘Haydi engelliler okula’ kampanya duyduğumda çok mutlu oldum. En sonunda sesimizi duyanlar olmuş dedim. Toplumda zaten bizlere karşı yapılan ayrımcılık söz konusu. Ailelerde de bir koruma güdüsü var ki, aman hayata atılırsa ezilir... Bazılarıysa engelli çocuklarını saklıyor, onlardan utanıyor. Çocuğu okula taşımak onu ikinci kattaki sınıfına çıkmak için eziyet çekenler ve bir ayrımcılık yüzünden çocukları okula götürmek istemeyenler.
Aileler birçok sebepten dolayı çocukları okutmak istemiyorlar ve “bizler ölüne kadar bakarsız, gerisi Allah kerim” diyorlar.
Bayan olunca her şey daha zor oluyor. Zaten toplumuzda hala kadınlarımıza karşı bir ayrımcılık var, bir de engelli olunca kat kat artıyor.Liseye başlacağım zaman babam anneme şöyle demişti ‘’artık okumasın ben ona bakarım lisede nasıl yapacak ? Kötü niyetli insanlar var zaten ortaokulda bazı arkadaşlarını alay ediyordu, lisede çok olur ,benim maaşım bana da ona da yeter ? Annem şiddetle karşı çıkıp ‘’benim kızım aklı sağlam ve okuyacak ayaklarını üzerinde duracak , ben ölürsem bile o yaşayacak tek başına,gözüm arkada kalmayacak’’ demişti. Bir gün kardeşim bana şöyle demişti ‘’ senin gibi olanlara bakamıyorum rahatsız olmasınlar , çünkü sana nasıl baktıkları ve bundan nasıl rahatsız olduğunu görüyorum.’’ Evet sokağa çıktığım insanların bana deliymişim gibi bakması gerçekten rahatsızlık veriyor. Bundan rahatsız olan onca engelliler kardeşim eve kapanıyor ve okumaktan vazgeçiyorlar.
Okula gidip gelirken özellikle kışın annem ben gelene kadar eli yüreğinde beklerdi. Kışın yollar buzlu olduğunu için benim için yürümek çile oluyordu. Üniversite bünyesinde keşke bizim için servis aracı olsa, bütün engelli kardeşlerim okurdu seve seve. Bizlere göre bir otobüs bile yoktu. Bir apartman binasında asansör varken üniversitemizde, fakülte binalarında neden yoktu? Üniversitemizde o kadar kulüp vardı, ama engelliler kulübümüz yoktu. Oysa biz de ne güzel şeyler yapabilirdik.
Yazı yazmakta zorluk çektiğim için sınavlarda yanıma yardımcı verilmesi lazımdı. Ama üniversitemiz bunu göz ardı ettiği için böyle yönetmenlik yoktu. Sınavlarımız bilgisayarda yapabilirdi eminim, hem bizim hem de hocalarımız için ne kolay olurdu... En zor sınavım sayısal derslerdi. Sorularını kafanızda çözmek ve karşınızdaki bunu teker teker anlatıp yazdırmak inanılmaz yorucu oluyordu. İlköğretim, lise ve üniversiteler artık bizim için bişeyler yapmalı ve eşit haklarına sahip olmalıyız. Üniversite hocam olan ve elinden geldikçe bana destek olan İbrahim Aksu bir gün bana, ‘’Bu okulda bulunan bir çok örgenciden daha çalışkan ve zeki bir insansın.’’ demişti. Bizler de birçok meslek dalında başarı olabiliriz, yeter ki şartlar eşit olsun
Devletimiz ve yardım sevenlerimiz bizlere daha çok imkân sunsa, engelli olmak bir çile olmaktan çıkar, ve hayatımız daha insanca, daha renkli olur.
Eğitim alarak ve iş sahibi olarak toplumda varolmak istiyoruz. Gözümüz, ayağımız, kolumuz, dilimiz, kulağımız olmayabilir, ama duygularımız, düşüncelerimiz, hayallerimiz ve umutlarımız var. İnsan ölene kadar hayattan mücadelesi bitmezmiş.
Bizden sonra gelen engelli kardeşlerimin zorluk çekmemesi için savaşacağım, onlara, “hepiniz başarabilirsiniz, çünkü ben başardım” diyeceğim. Çok değerli bir hocam, psikolojik danışman rehberlik uzmanı Ahmet Duman bana şöyle demişti: ‘’Engel kafamızda olmasın ‘’
Evet ,insanlarımız artık bizlere karşı bakış açılarını değişmeli ve bu ayrımcılığa son vermeliler.
İyi bir baba ,anne, dost , arkadaş, çalışkan bir eleman.müdür, doktor,mühendis, müzisyen, ve iyi bir insan olabilirsin, yeter ki bizeleri görmezlikten gelmemeliler.
Şunu unutmamak lazım ‘’ Bugünkü sağlam insanlar geleceğin engelli adayıdır’’
Saygılarımla
Not: Bülent Küçükaslan'a yardımlarından dolayı teşekür ederim