Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Einstein ve şoförü...

ahmedd29

Üye
Üyelik
22 May 2009
Konular
48
Mesajlar
667
Reaksiyonlar
0
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile
gidermiş. Yine bir konferansa
gitmek... üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
Einstein'a;

"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken
ben de arka sıralarda
oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her
şeyi kelimesi
kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte
bulunmuş:
"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç
tanımıyorlar... O halde
bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim
yerime sen konuş,ben de
arka sırada seni dinlerim." Şoför, gerçekten
çok şahane ve başarılı bir
konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru
cevaplamış. Tam yerine
oturacağı sırada bir kişi,
o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir
fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:

"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok
garip" demiş.
Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı
işaret ederek şöyle devam
etmiş:
"Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
göreceksiniz, o bile cevaplayacak."

Netice:
AKILLI İNSANLAR, AKILLI İNSANLARLA
ÇALIŞIR...


 
Hikayeyi çok beğendim ama netice kısmına katılmıyorum.Akıllı insan çalışmaz çalıştırır.
 
çok zeki ve yetenekli insanlar sıra dışı şeyler yapmayı ve düşünmeyi sever.
 
Çok zekice bir cevap, güzeldi. :) Paylaştığınız için teşekkürler.
 
Vermeyince Ma’bud, ne yapsın Mahmud!?..

Sultan II. Mahmut bir gün tebdil-i kıyafet gezerken bir adama rastlar adam örse çekiç vururken her hamlede “Tıkandı da tıkandı” dermiş. Padişah bunun sebebini sorunca adam anlatmış. “bir gün bir rüya gördüm. Rüyamda bir sürü çeşme vardı bazıları şırıl şırıl akıyordu, bir tanesinden ise sadece damlalar vardı. O sırada bir pîr-i nuranî belirdi ve bana bu çeşmeler şunun, şunun, şunun dedi daklayan çeşmeyi de göstererek bu çeşme de senin dedi. Ben de damlayan çeşmeyi açmak için çeşmeyi bir çöple açmak istedim fakat çöpü çeşmeye sokunca orada tıkandı kaldı ve ddamlayan çeşme tamamen durdu. O gün bugündür de işlerim kötü gitti iflas ettim. Ben de “tıkandı da tıkandı” zikriyle boş örsü dövüyorum” padişah bunu dinleyince adamı merak eder ve adamı araştırtır. Meğer adam herkes tarafından “Tıkandı Baba” diye tanınırmış. Adamın tüm işleri ters gidermiş; çeşmeden suı doldurmak isterse çeşmeyi kurbağa tıkar, pazara bir mal almak için gitse ona sıra geldiğinden mal tükenirmiş…Padişah bu adama acır ve bu adam sevinsin diye Ramazan ayında ona dilimlerinin altında altınlar olan bir tepsi baklava gönderir. Adam da bu baklavayı yemektense satmanın daha iyi olacağını düşünür ve satar. Bunu öğrenen padişah bu kez adama içi altınla dolu bir kızarmış hindi gönderir bu kez yine aynı adam gelir ve bunu da satın alır. Padişah bunu da öğrenir ve adamı saraya çağırır. Niye çağrıldığını bilmeyen adam endişelenir.
Padişah olup bitenleri adama anlatır ve adam heyecandan bayılacak gibi olur. Padişah merhamete gelir ve adama bir şans daha tanır onu sarayın hazine odasına götürüp eline bir kürek verir ve küreğe gelecek bütün aktınların adamın olacağını söyler. Heyecandan ne yaptığını bilmeyen adam küreği altınların içine sokar fakat ters tuttuğu için payına sadece bir tane aktın gelir. Tıkandı Baba düşer bayılır ve padişahın ağzından şu sözler dökülür:
- Vermeyince Ma’bud, ne yapsın Mahmud!?..
 
Üst Alt