Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Electronica-Techno-Trance-House-İdm-Ambient-New Age-Chillout

Laus_Deo

Üye
Üyelik
31 Mar 2005
Konular
17
Mesajlar
430
Reaksiyonlar
0
schatzzz Böyle bir istekte bulunmuş.Saygıdeğer yöneticilerimiz de kaldırmaz iseler bu başlığı koymayı uygun gördüm.

Eeeee buyrun Cadı Kazanına ozaman :twisted:

Şahsen rock ve metal bandları özel ilgi ve sevgi alanıma girmek ile birlikte ve gençliğimde başıma geçiresim gelen çift taraflı ışıklı DJ bandı dışında,kulağımın pasını gidermek,bazen ohmmmm yapmak,bazen de kafamdakileri hepten dağıtmak için Electronica,House,New age, veya chillout,ambient tarzında takılırım.Ehemm listem de dinlediğim kimseler illaki müzikal hayatlarının bir bölümünde rock yapmışlardır.Şöleki;

* Mike Oldfield >>> kii kendileri dönem dönem progressive rock'da yapmışlardır.:) Bende 1996 yılından >>>Voyager<<< ve 1999 yılından >>>Guitars<<< albümü var bu albumden en favori parçam muse olur. :)

* Kraftwerk >>> Alaman grup bir müddet prog ve symphonic rock yapsalarda kalplerinin derinliklerindeki aslan sanırım electronica,techno olmuş.müzikte yenilikçi akımlardan elbetteki nasibini alan grubun bendeniz hanesindeki albümü 2000 den >>>Minimum-Maximum<<< bu albümden en çok da 20. Yüzyılın en büyük Nüklüer felaketine atfen hazırladıkları clipleri ile >>>Radioactivity<<< dir.

*Björk >>> Yerim ben onun tuah giyisilerini o güzel sesini,önceden anlaşılmaz tarifsiz davranışlarını.Bayılıyom ben ona :D Kimm demişş İzlandalılar soğuk olur deyyüüü,ne alaka canım uyy yaktıı beee :) Nese severim ben kendilerini.Experimental olgusu her daim hissetirdi bana.sağolsun.Bütün sevgime karşılık tek albümü var oda 1997 yılından >>> Homogenic <<< bu albumün en sevdiğim parçası yer yer çello nağmeli >>> Hunter <<< :D

*Moby >>> Bir kel olarak kel müzisyenlerde ayrı bir cevher olduğunu hissederek Richard Melville Hall ( Moby ) dinlemekten ayrıca bir zevk alırım zaman zaman.Elektro gitarı eline aldığında büyük bir iştahla çalar Richard.Zamanında müziğindeki tüm o yapısal güzelliklere rağmen amerikalı rap grubu Public Enemy ile de beraber birşeyler yapmak istemişler ve bunun sonucu olarak 2004 yılında çıkardıkları >>>Make Love Fuck War<<< tam bir fiyasko olmuştu.Ennayetinde kendi işini kendin yap misali 2005 yılında bende de bulunan >>> Hotel <<< i çıkarmış iyi gişe hasılatı yapmış idi.O tarihten buyana pek fazla ortalarda gözükmeyen moby 2008 yılında çıkaracağı Last Night'ın hazırlıklarına tüm hızıyla devam etmekteymiş.

*Tangerine Dream >>> 1970 yılından beri albüm yapan değişken sanatçılı kimi parçaları neredeyse saat almış,aşmış alman grubu da pro/space rock yapanlardan zamanında.Çokkk küçük yaşlardan beri kendilerine tempo tutarak dinlerdim.Şimdilerde temposu devam etmekte,müzik eskimez bu bakımdan kanımca.1980 li yıllarda CD olayları yok iken kaset devrinden kalma orjinal kayıtları mevcut olup bu kayıtları zaman içersinde bozulmaya karşı korumaya almak için cd haline getirmiştim. Hangilerinimi ? 1981 yapımı >>> Thief <<< ve en beğendiğim albümü ben henüz beş yaşındayken piyasaya çıkardıkları albumü,şimdilerde internet online oyun aleminde imkansızı başaramayacak olsamda bilmem kaçıncı bölümüne atlama şerefine nail olduğum Ricochet oyunu ile isim benzerliği bulunan aynı adlı album >>> Ricochet <<< parça seçmeme gerek yok.zaten iki parça var.Biri 17 diğeri 21 dakikacık. :D

*Antimatter >>> melancholic ve de alternative rock semalarında bir küçük buse niteliğindeki harika ambient grup olup,biricik fun gurubum Anathema dan ayrılan inanılmaz deha,Anathema için tam bir kayıp ve te kişilik orkestra Duncan Patterson ve Duncan dan önce bir baltaya sap olamamış ,her daim sapını arayan bir balta tonunda ilerleyen keldaşım,saçsız kıralım ,Mick Moss ile beraber 1998 yılında dikilen fidan 2002 yılından itibaren 2007 yılına kadar bol hasatlı meyvalar vermiştir.Allahım bir müzik anca bu kadar büyüleyici,bu kadar fantastik,bu kadrda bukadar olur.budur kardeşim budur.Ambient,çünkü hislerrrr denizinde akıp giden su gibi.Fazla söze hacet yok.2007 ve en güzel albumü ve süper uçuş tılsımları ile dopdolu parçası diyeceğim.( Diğerleri kırılmasınlar ) >>> Leaving Eden <<< "For in the back of my mind i always thought i'd find my way to paradise" ( oooff off perfect ) :D

Evet gecenin bir yarısında bu işlerle ilgili yazabileceğim bundan daha ileri gitmez sanırım.Güzel paylaşımlarda buluşmak üzere saygı ve sevgilerimle hayırlı geceler.

RUHUNUZUN GIDASINI RUHUNUZDAN EKSİK ETMEYİN EFENDİM :)
 
schatzzz>>> Scooter hakikaten de techno trance denen türde bir numara.Çünkü,gerçektende >>> Techno Trance <<< denince dünya üzerinde bu akımla ilgilenen yada en azından onun kadar ilgilenen yok sanırım.

Bu arada Şu hususu da belirtelim; Müzik Paylaşım formumuzda açılan tüm tür başlıklarında türler hakkında kısa bilgiler vermeye çalışıyoruz.Böylelikle bu bölüme göz atan her kişi konu ile ilgili olarak az yada çok bilgi sahibi olduğu gibi çoğu zaman konu ile ilgili tartışmalara katılarak sahip oldukalrı bilgiyi bizlere paylaşıyor.

Hal böyle oluncave bu bölüm açıldığına göre başılk ile alakalı olarak bilgi vermeye başlayalım.

>>> TECHNO <<<

Şimdi Bu konu ile ilgili olarak bir soru atacağım ortaya ;

Trance yada Techno sizce dünya üzerinde rock müzikten sonra hatırı sayılcak kadar büyük kitlelere ulaşacak tarazda müzik yapmasında doksanlı yıllarda özellikle avrupada baş gösteren uyuşturucuya olan talebin artması sonucunda,uyuşturucu kullanan insanların pilot olmaktan ziyade astronot olup kendilerini evrenin hakimi hissetmeleri nedeni ile beyinlerinde yüksek volüm ve ritimli müzik dinleme eğilimi hasıl olduğundanmı çıkmıştır :?: ( Biraz uzun bir Soru oldu :shock: )
 
Sevgili arkadaşlar,

Herşeyden önce bir konu da anlaşalım. :D

Silinen mesajlar daha önce de belirttiğimiz gibi bir açıklamayı, bir bilgi ve bir paylaşımı içermediği sürece silinecektir. Bu yazdığım mesaj da dahil olmak üzere.

Bizler burada duvar yazıları şeklinde bir şey yapmıyoruz.Yazılar uzun olacak diye bir anlamda çıkartmayın bu yazdığımdan. Ama her önüne gelen bu da iyi, bak şu da iyi, sahi bunu dinleyin diye yazdığımız zaman yazı kirliliğinin önüne geçemeyiz.

Bu yüzden kendinize göre bir anlam da katmadan silinmiş mesajlara, sanırım ne demek istediğimi anladınız, yönteme bağlı kaldığımız sürece herşey çok güzel olacaktır.
 
andante' Alıntı:
Bizler burada duvar yazıları şeklinde bir şey yapmıyoruz.Yazılar uzun olacak diye bir anlamda çıkartmayın bu yazdığımdan. Ama her önüne gelen bu da iyi, bak şu da iyi, sahi bunu dinleyin diye yazdığımız zaman yazı kirliliğinin önüne geçemeyiz.

Aynen katılıyorum.Amaç paylaşmak tabi,ancak bilgi vermek bilgilendirmek de önemli hatta dinlemek yada dinletmekten daha da önemli bir konu bu.Bu form da bir çok müzik adamını ve grubu tanıttık.Tanıtırken hissetmeye çalıştık.Hissettikçe daha bir moral kaynağı oldu bize.Öğrenirken dinlemek ap ayrı zevk verdi herbirimize.Umarım Öğrenmeye ve öğretmeye dinlemeyi de katarak devam ederiz.


RUHUNUZUN GIDASINI RUHUNUZDAN EKSİK ETMEYİN EFENDİM :D
 
yutupdan kurtulsak diyorum başka bilindik bir siteden koysak şarkıları
yutup bildigimiz gibi karalama dan dolayı hep kapalı
başka bir siteden eklesek
iyi olmazmı
 
2 iranlı DEEP DİSH elektronik müzik dünyasının lideri.iran onlarrı amerikaya casus olarak göenderdigi 2 iranlı. ali ve sharam muhteşem 2 li.dinle ve dans et.
 
Vangelis,
New Age müziğinin önde gelen temsilcilerinden Vangelis (Evanghelos Odyssey Papathanassiou ), 29 Mart 1943’te Yunanistan’da doğdu. Müzikal kabiliyeti erken yaşlarda keşfedilmiş ve kendi bestelerini çaldığı ilk konserini henüz 6 yaşındayken vermiştir.

Gençlik dönemlerinde Yunanistan’da pop müzik dalında sevilen bir sanatçı olan Vangelis, Demis Russos ve Lucas Sideras’la birlikte kurdukları üçlü grupla ünlerini dünya geneline taşıdılar. Grubun dağılmasının ardından 1970’ten sonra müzik yaşamına solo olarak devam etti ve tarz olarak da elektronik ve enstrumantal müzikle ilgilenmeye başladı.

1980’ler Vangelis’in sanatında doruklara çıktığı dönemlerdir, zira film ve belgesel müziği alanındaki çalışmalarıyla müziğinde olgunluğa ulaştı ve hayran kitlesini dünya çapında arttırdı. Vangelis, New Age müziği dalında ürettiği eserlerinde daha çok synthesizer ve benzeri elektronik müzik aletlerinden yararlanmaktadır.
Vangelisin en popüler albümleri:
Blade Runner
Portraits (So Long Ago, So Clear)
Chariots Of Fire
Reprise 1990-1999
Voices
The Bounty (disc 1)
Picasso
China
Cavafy
Opera Sauvage
Antarctica(Bilumum su altı belgesellerinde bir çoğumuza yabancı gelmeyecek müziğin toplandığı albüm)
Themes(Vangelisin genel olarak yaptığı film müziklerinin toplandığı albüm)
 
Asıl adı Eithne Ní Bhraonáin olan Enya, İrlanda'nın en ünlü müzisyenlerinden biridir. 2001 ve 2002 yıllarında Dünya çapında albümleri en çok satan bayan vokal olmuştur. Özellikle Kelt müziğiüzerine eserler veren Enya, bu müzik türünün bu gün Dünya'da bu ölçüde tanınıp dinlenmesinde en önemli katkısı olan sanatçılardan biridir. Kökleri çok eskiye dayanan ve birçok ülkede geleneksel olarak yaygın olan Kelt müziğine yeni bir soluk getirip şarkıları, geleneksel tonları ve melodileri güçlü sesiyle çok yaygın bir kitleye hitap edecek şekilde yeniden yorumlamıştır. Böylelikle Loreena Mckennit'in de aralarında bulunduğu birçok ünlü vokaliste esin kaynağı olmuştur.

Enya 17 Mayıs 1961 yılında müzikle uğraşan bir ailenin dokuz çocuğundan beşincisi olarak İrlanda'da dünyaya geldi. 1980'de kardeşleri Maire, Pol ve Ciaran ile amcaları Noel ve Padraid Duggan'ın bulunduğu Clannadadlı gruba dahil oldu. Grubun çıkardığı Crann Ull ve Fuaim adlı albümlerde piyanist ve arka vokal olarak görev aldı. 1982'de gruptan ayrılan yapımcı ve yönetici Nicky Ryan'ı izleyerek tek başına kariyer yapmaya koyuldu.
Nicky Ryan ve eşi Roma ile çalışmalarına hız veren Enya, Ghaoth Ón Ghrian (Güneş rüzgarı) ve Miss Clare Remembers (Bayan Clare hatırlıyor) adında iki adet enstrümental parça kaydetti. 1984'te Kurbağa Prens adlı sinema filmi için yaptığı şarkılarda ilk olarak Enya ismini kullandı. 1987'de Sinead O'Connor'un The Lion And The Cobra (Aslan ve Kobra) adlı albümünde arka vokalist olarak yer aldı.
Enya 1987'de BBC tarafından hazırlanan Keltler adlı belgeselin müziklerinin yapımında görev almak üzere kontrat imzaladı. Bu müzilker Enya'nın ilk solo albümü olan ve şarkıcının kendi adını taşıyan albümde yer aldı fakat fazla ilgi çekmedi. Enya'nın kariyerindeki dönüm noktası, hemen sonraki sene çıkardığı Watermark(Su izi) adlı albüm oldu. New Age Kelt müziğinin çok başarılı bir sentezi olan ve üzerinde kılı kırk yararcasına çalışılmış bu albümde, özellikle Orinoco Flow (Orkinoslar Uçarken) adlı hit parça uzun süre müzik listelerinin tepesinde yer buldu. Enya, çok güçlü olmamasına rağmen hassas, duygulu ve temiz sesiyle büyük bir hayranlık uyandırdı.
1991 yılında başka bir hit albüm olan Shepherd Moons'u (Ay'ın kılavuzluğunda) çıkardı. Bu albümün satış rakamları Watermark'ı bile geride bıraktı. Watermark'taki çizgisini geliştirerek devam ettiren Enya'nın bu albümünde özellikle Caribbean Blue (Karayip mavisi) adlı parçası çok sevildi. Bu albümdeki bazı parçalar ilerleyen zamanlarda çeşitli filmlerde kullanıldı.

1995'te Grammy ödülü kazanan The Memory of Trees(Ağaçların hafızası) albüm piyasaya çıktı. Bu albümün, müzikal bakımdan ortalama dinleyiciye biraz daha uzak olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yine de başta albümle aynı adı taşıyan parça olmak üzere albümdeki bazı parçalar herkes tarafından çok beğenildi. Bu dönemlerde, artık birçok kişinin gözünde Enya adı New age ile özdeşleşmiş hale geldiyse de, Enya bunu şiddetle reddetmiş ve yalnızca Kelt müziği yaptığını söylemiştir.
Enya 1997'de iki yeni parça da içeren Paint the Sky with Stars (Gökyüzünü yıldızlarla boya) adlı koleksiyon albümünü çıkardı. Bu dönemde James Cameron'un Titanik adlı filminin müziğini yapması için getirilen teklifi reddetti. Bunun üzerine teklif götürülen James Horner'ın bestelerinde Enya'nın tarzını taklit etmesi, bu parçaların daha sonra yanlışlıkla Enya'ya mal edilmesine neden oldu.
5 yıllık bir aradan sonra Enya'nın A Day Without Rain(Yağmursuz bir gün) adlı albümü piyasaya çıktı. Bu albüm yine Enya'nın oturmuş ve bilinen tarzının tüm özelliklerini taşıdığı halde, kendini çok fazla tekrar eden parçalarla bazı hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıştır. 11Eylül saldırılarından sonra Only Time (Yalnız zaman) adlı parçasını içeren bir single çıkartıp gelirlerini 11 Eylül mağdurlarına bağışlamaya karar verdi.
Şarkı bestelemekte titizliğiyle bilinen ve aceleci davranmayan Enya, 2005 yılında Amarantine'i çıkardı. Enya bu albümüyle de her zamanki istikrarını fazla ödün vermeden korumayı ve her zamanki kaliteli ve derin müziğini, zevkleri ve yaşam tarzları gittikçe farklılaşan bir kuşağın beğenisine sunmayı bilmiştir.
 
KİTARO(1953- )

Asıl adı Masanori Takahashi olan Kitaro, Vangelis ve Yanni gibi bu müziğin en çok tanınan temsilcilerinin başındadır. Ancak, diğerlerinden farklı olarak, müziklerinde Batı formatlı ezgilerden ziyade, parçası olduğu Uzak Doğu kültürünün izleri görülür.

4 Şubat 1953’te Japonya’da dünyaya gelen Kitaro, müzikal ilgi ve becerisini kendi imkânlarıyla geliştirmiş, lise döneminde kurduğu “Albatross” adını taşıyan müzik grubuyla bu alandaki üretiminin ilk eserlerini ortaya koymuştur. Kitaro’nun hayatınını değiştiren iki önemli olay, dönemin ünlü müzisyenleri Fumio Miyashita’yla ve onunla dünya turuna çıktığında Almanya’da karşılaştığı Klaus Schulze’yle tanışması olmuştur; zira ruhsal tedavi ve meditasyon müzikleri yapan Fumio Miyashita sayesinde müziğe bakışı değişmiş, Klaus Schulze vasıtasıyla da ileride müziğinin ana enstrümanı olarak kullanacağı “synthesizer”la tanışmıştır.

Kitaro’nun dünyayı dolaşma macerası, Tayland, Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkelerine yaptığı gezilerle devam eder. Felsefi anlamda olgunlaştığı bu dönemlerde, gezip gördüğü yerlerden aldığı etkileri müziğine yansıtmayı da iyi başarmıştır. Hayata bakışını kendi ağzından şöyle özetler, “İç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta ve de ona kesinlikle benzemeyen bir başka ülkede, mesela Kalküta’nın herhangi bir sokağındaki bir dilenciyle eşit olduğumu farketmemdir”.

Müzikal anlamdaki bilinen ilk çalışmaları 1980’lerin başından itibaren ortaya çıkmaya başlar. Bu dönemden sonra müziğinde de olgunluk dönemine geçer. Yaptığı müziğe kesin bir etiket koymak yanlısı değildir; genel olarak “müziğinin ruhsallığı çağrıştırdığını ve önemli olan şeyin dinleyiciyi düşünme ve hissetmeye sevketmesi” olduğunu söyler. Yanni’yle benzer yönleri, her ikisinin de müzikal yazma ve okuma eğitiminden yoksun olmasıdır; nota bilgisi olmadığı için kendi tarzını kendisi yaratmıştır, notalar yerine resimler çizer.

Enstrüman çalma becerisi ise Vangelis gibi çeşitlidir, birçok tuşlu, vurmalı ve üflemeli sazı çalabilme yeteneğine sahiptir. Felsefi inanışı ise Budizm ve Şinto geleneklerini temel alır.

http://www.msxlabs.org/forum/muzik-ww/29516-kitaro-kitaro-kimdir-kitaro-hakkinda.html

Kitaro-silk road
http://www.video75.com/9hyp51MBTDx/kitaro-the-silk-road/

kitaro-heaven and earth
http://www.video75.com/LB82h7PXw1x/kitaro-heaven-and-earth/

kitaro-song for peace
http://www.video75.com/3ukB_EO27wx/song-for-peace-kitaro/
 
LİSA GERRARD
6435.jpg


Güçlü sesiyle herkesi büyüleyen Lisa Gerrard Hem sinemayı hem müziği günü gününe takip edenler bir ayrıntıyı kaçırmamışlardır herhalde. Oscar adaylarından Al Pacino’nun başrolünde oynadığı “The Insider - Köstebek” ile şu sıralarda gösterimde olan “Gladyatör” filminin müziklerindeki ses. (Daha önce de “Baraka” filminde dikkat çekmişti.) Eğer “Dead Can Dance” grubunu sevenlerdenseniz salonda yankılanan sesi hemen tanımışsınızdır. Değilseniz bu sesi dinledikten sonra mutlaka kim olduğunu öğrenmek istemişsinizdir. Adı geçen filmlere ve Dead Can Dance grubuna ses veren sanatçının adı Lisa Gerrard.
Avustralyalı gizemli şarkıcı Lisa Gerrard müzik kariyerine deneysel ortaçağ-gotik müziği yapan ikili Dead Can Dance ile başladı. Grubun diğer elemanı müzisyen Brendan Perry idi. Aslında grup 1981 yılında Lisa Gerrard, Paul Erikson, Simon Monroe ve Brendan Perry’den oluşan bir dörtlü olarak kurulmuş, zamanla eleman sayısı ikiye - geçmişe tutkun artistik tarzıyla dikkat çeken Gerrard ile daha düz bir stile sahip Perry’ye - inmişti. İkili hepsi de övgü toplayan sekiz albüm çıkardı. Avrupa folk müziğini, özellikle ortaçağ ve rönesans dönemini pop ve world-beat esintileriyle harmanlayan müziklere imza attılar. Dead Can Dance, müziklerinde orkestra temeline ve insan sesine ağırlık verdi. Akustik parçalarında Yunan buzukisi, yang chin, darbuka, el çırpıması, Hint zilleri, tambur, tamburin ve kastanyetlerle zengin bir perkusyon yarattı. Tema olarak ise kayıp güzellikleri, pişmanlık ve üzüntüyü, ilham ve asaleti, insanoğlunun varoluşuna bir anlam kazandırma çabasını işlediler.
1995’te Gerrard ilk solo albümünü yayınladı. “The Mirror Pool” adını taşıyan albüm, Dead Can Dance’in çizgisine çok yakındı. Gerrard albümüne özellikle bu ismi verdiğini, çünkü “müziğin yapısının yansımalara izin verdiğini” dile getiriyor. 1996 tarihli “Spiritchaser” albümü için yeniden biraraya gelen ikili, bir dünya turnesine de çıktı. Gerrard’ın ikinci solo çalışması “Duality” 1998 yılında yayınlandı. Gerek grup gerekse solo çalışmalarının yanısıra Gerrard, bir gotik müzik grubu olan “The Mortal Coil”de de vokal yeteneklerini sergiledi. Sanatçının müzik dışındaki etkinlikleri arasında bir de resimli çocuk kitabı bulunuyor.İsmen olmasa da Lisa Gerrard’ın sesine ve müziğine aşina olan çok kişi var. Geçtiğimiz aylarda sinemalarımızda da gösterilen Al Pacino ve Russell Crowe’lu “The Insider-Köstebek” filminin müziklerinde tam 10 Gerrard parçası yer alıyor. Yine sinemaseverlerin yoğun ilgisine mazhar olan “Gladyatör”ün soundtrackinde de Gerrard imzası var.Şimdi Lisa Gerrard hayranları sanatçının yeni çalışmalarını heyecanla bekliyor desek abartı olmaz her halde.
[FONT=TIMES NEW ROMAN, TIMES]Müziğin mistik sesi: Lisa Gerrard[/FONT]

Lisa Gerrad-space weaver
06 Space Weaver video klip izle indir yükle download Video75 Türk Video Arama Motoru


lisa gerrard-abwoon
[FONT=TIMES NEW ROMAN, TIMES]Lisa Gerrard Abwoon video klip izle indir yükle download Video75 Türk Video Arama Motoru[/FONT]

lisa gerrad-sea whisperer

http://video75.com/ZqJVGRdT9UR/lisa-gerrardthe-sea-whisperer-city-of-angels-dead-can-d/
 
Pozitive reaction müzikde dünyanın en iyi dj'i bana göre tehnaz Space Evolution

izleyin sizde beğeneceksiniz,pozitive reaction ve trance energyde benim favorim rus asıllı dj tehnazdır,tehnazı 3 yıldır izliyorum promo djlikten bugün dünyanın en iyi dj'leri arasına girdi,ritm enerji konusunda tüm dj'lerden ayrılıyor çünki enerji ve ritm diğerlerinde bu kadar yok,kendi blogumdada tehnazı fırsat buldukça trance müzik severlre duyurmaya tanıtmaya çalışıyorum
tehnaz

 
bu başlıkta bir problem mi var moderatorumuz cevap verirseniz sevinirim.
başlıgı ilk açtıgımda parola İD falan soruyor ? benden başkası giremiyormu buraya anlamadım gitti :)

Yoo, şu an hiç bir problem yok UnFee ..
O anlık bir sorundu sanırım. :)
 



her ne kadar rock ve metal ağırlıklı dinlesem de Trance müzik te dinlemekten büyük keyif alırım bu da benden olsun :D COSMIC GATE

Bonus



SATRIANI
 
Üst Alt