Yeni Dönemde Emeklilerin Çalışması ve SGDP Uygulaması Nasıl Olacak? (1)
SSGSS Kanunu ilk defa yeni dönemde sigortalı olanlar için Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi (SGDP) ödeyerek çalışma olanağını kaldırıyor.
Ancak yeni yasadan önce sigortalı olmuş olanlar için yeni dönemde de SGDP ödeyerek hem emekli aylığı hem de çalışılan yerden ücret alınabilecek.
Peki yeni dönemden önce sigortalı veya emekli olup da yeni dönemde emekli olarak çalışmaya devam edenler için SGDP uygulaması nasıl olacak?
Yeni Dönemde 4/a sigortalısı (SSKlı) olarak çalışacak emekliler için SGDP nasıl olacak?
Hangi kurumdan emekli olursa olsun (SSK, Bağ-Kur, T.C. Emekli Sandığı veya özel banka-borsa sandıklarından), 1 Ekim 2008den sonra 4/a sigortalılığı kapsamında çalışanlar (Bugünün SSK sigortalılığı) için sosyal güvenlik destek primi oranı, o işyerinde yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre yüzde 1 ilâ yüzde 6,5 arasında değişen oranlarda olmak üzere saptanacak kısa vadeli sigorta kolları prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplam olacak. Bugün olduğu gibi bu yüzde 30un yüzde 7,5u işçinin cebinden, yüzde 22,5u işverenin cebinden çıkacak.
İşyerinde yapılan işin tehlike derecesine göre toplam oran yüzde 31 olabileceği gibi yüzde 36,5 da olabilecek. Yüzde 30 oranındaki bu primi ve kısa vadeli sigorta kollarından eklenecek yüzde 1-6,5 arasındaki ekini SGK'ya yine işverenler ödeyecek. Ancak yüzde 7,5unu SGDPli işçinin ücretinden kesecek. Örneğin 1000 YTL aylık kazancı olan emekli büro işçisi için işvereni yüzde 31i oranında 310 YTL SGDP ödeyecek. Bu 310 YTLnin 75 YTLsini işçinin ücretinden kesecek.
Bu 310 YTLnin tamamı işçinin ücretinden veya maaşından düşülmeyecek.
Sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına tutulması hâlinde bu sigorta kollarından gerekli yardımlar yapılabilecek.
Yeni Dönemde 4/b sigortalısı (Bağ-Kurlu) olarak çalışacak emekliler için SGDP nasıl olacak?
Şu anda Bağ-Kurdan emekli olup da yine Bağ-Kurlu olmasını gerektirecek ticari faaliyetlerini sürdüren Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarından yüzde 10 oranında SGDP kesintisi yapılıyor.
Çalışan ve Emeklilerin Kız Çocukları ile Memurların Erkek Çocuklarının Sağlık Yardımı Sorunu Ne Zaman Başlayacak? Kızlarda Kayıp Var da Erkeklerde Yok mu?
Her kurumdan çalışanların veya emeklilerin kız çocuklarının bu durumunun bir benzeri memurların 25 yaşından küçük çalışmayan ve öğrenimine devam etmeyen erkek çocukları için de söz konusu. Bilindiği gibi memurların erkek çocukları çalışmamaları ve evli olmamaları kaydıyla öğrenimle sınırlı olmaksızın 25 yaşına kadar sağlık yardımlarını alabiliyorlar.
Bu durumda olan erkek çocukları da çalışmıyor ve bekâr olma koşuluyla öğrenim yapmıyorlarsa 18 yaşına, lise ve dengi (çıraklık eğitimi dahil) öğrenime devam ediyorlarsa 20 yaşına, yükseköğrenime devam ediyorlarsa 25 yaşına kadar sağlık yardımı alabilecekler. Yani sağlık yardımından yararlanma bakımından eğitim şartıyla sınırlandırılmış olacaklar.
Keza erkek çocukları da kız çocukları gibi durumlarında değişiklik oluncaya kadar sağlık yardımlarından 1 Ekim 2008 tarihi öncesindeki şartlarla yararlanmaya devam edebilecekler.
GSS Yönetmeliği'ndeki Katılım Payı ile ilgili Bariz Hata Acilen Düzeltilmeli
Çoğu hükmü 1 Ekim 2008de yayımlanarak yürürlüğe girecek olan SSGSS Yasası yayımlandıktan sonra uygulamaya yönelik tereddütleri gidermek amacıyla çıkartılması gereken Yönetmelikler de çıkartılmaya başlandı. Kuşkusuz bunlardan en önemlileri olan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliği de 28.08.2008 tarih ve 26981 sayılı RGde yayımlanarak çoğu hükmü 1 Ekim 2008den geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiler.
Bunlardan Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliğinde sigortalılarca çokça merak edilen bir konu olan Katılım Payı ile ilgili 1 Ekim 2008 tarihi gelmeden düzeltilmesi gereken bariz bir hata var.
Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliğinin katılım payı alınmayacak halleri düzenleyen 39 uncu maddesi birinci fıkrasının (ğ) bendinde;Kurumca;
1) Sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığının, 2) Sigortalı ile hak sahiplerinin malûllük, iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığının, tespitine yönelik yapılan sevkler nedeniyle bu Yönetmeliğin 29 uncu maddesinde belirtilen katılım payı alınmaz deniyor.
Buradan hareketle hangi katılım paylarının alınmayacağını görmek amacıyla Yönetmeliğin 29 uncu maddesine baktığınızda Genel Sağlık Sigortası kapsamında Konuşma Cihazı teminini düzenleyen ve katkı payı ile ilgisi olmayan bir hükümle karşılaşıyorsunuz. Yönetmelikte katkı payı muayene için, ayakta tedavi ilaçları için, ortez, protez giderleri için, üreme tedavileri için ayrı ayrı değerlendirilmiş. Burada hatalı yer alan 29 uncu madde 33, 34 veya 35 inci maddelerden biri veya birkaçı olmalı.
Yönetmelik hazırlanırken gözden kaçan bir hatanın Resmi Gazetede yayımlanmasına kadar geçen safhalarda görülmemesi zincirleme bir hatayı gösterdiği için üzücü bir durum olsa da yapılması gereken uygulama başlamadan en yakın zamanda düzeltilerek Resmi Gazetede yayımlanması olmalı.
Yazım hatası yapılır, tashihi de kötü yapılıp zincirleme bir hataya da yol açılabilir. Fakat işin asıl yanı Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliğini kaleme alanların ve redaktörlerinin Türkçeyi tam anlamıyla bilmiyor olmaları.
Çok üzücü ama gerçek bu, çünkü Türkçeyi bilenlerin kulaklarını gözlerini tırmalarcasına hem 39 uncu hem de 43 üncü maddelerde hayati öneme haiz yazılması bir hatadan çok avamca sık yapılan bir yanlışı gösteriyor. Türkçeyi az-çok bilenler fark ederler ki doğrusu hayati önemi haiz dir. Çünkü haiz kelimesi sahip anlamına gelmez, elinde bulunduran, taşıyan anlamlarına gelir.
Türkçeyi doğru kullanmak bütün gazetelerden daha çok Resmi Gazetenin görevi ve yazanından kontrol edenine kadar herkes bu konuda üzerine düşeni yapmalı.
Şevket Tezel
SSK'lı çalışan emeklinin aylığından kesinti olmaz (Ali Tezel-24.05.2011)Emekli olduktan sonra vergi mükellefi-şirket ortağı olanların emekli aylıkların yüzde 15 kesinti yapılırken, emekli olduktan sonra SSKlı (işçi) olarak işe girenlerin emekli aylığından kesinti olmaz. İşyerinden aldıkları ücretlerden SGDP kesintisi yapılır.
21.04.2008 tarihinde TSK'daki görevimden istekle emekli oldum. Emekli Sandığı emeklisi olarak 1/1 derecesinden maaş almaktayım ve hâlihazırda başka bir yerde çalışmıyorum. Ancak, SSKlı olarak bir şirkette, 1.000-TL net ücretle işe girdiğim taktirde Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesilir mi, kesilirse benden ve işverenden kesilecek oran veya tutar ne kadar olur? Ayrıca bu kesinti emekli maaşımdan mı yoksa yeni işimdeki ücretimden mi kesilir? Hakan Öztoklu
Sayın okurum, siz Emekli Sandığından emekli olduktan sonra özel sektörde 4/alı (SSKlı) olarak işe gireceksiniz bu sebeple
5510 ve 506 sayılı Kanunlar gereğince aldığınız emekli aylığından herhangi bir kesinti yapılmayacak.
***Ücretinizden kesinti yapılacak
Emekli aylığınızdan değil ama SSKlı çalışacağınız işyerinden alacağınız ücretten SGDP kesintisi yapılacak. İşyerinden alacağınız brüt ücretten yüzde 7,5 oranında SGDP kesintisi yapılacak, işsizlik sigortası kesintisi yapılmayacaktır. Bu arada dilimlere göre yüzde 15den bağlayan da bir gelir vergisi kesintisi yapılacak.
***İşveren de katkı verecek
Brüt ücretiniz üzerinden ayrıca işveren yüzde 22,5 ve buna ilave olarak işyerinin tehlike sınıf ve derecesine göre yüzde 1 ile 6,5 arasında kısa vadeli sigorta primlerini ise işvereniniz ödeyecek. Öte yandan uygulama gereğince emekli çalışanların işveren teşviki hakları da olmadığından bu primlerde herhangi bir indirim de olmayacaktır.
***İşkazası geçirirseniz ikinci geliriniz olur
SGDP primleri kısa vadeli sigorta primleridir. Bu sebeple aldığınız ve almaya devam edeceğiniz emekli aylığına katkısı-etkisi olmaz. Sadece işyerinde çalışırken işkazası geçirir veya meslek hastalığına uğrar ve yüzde 10dan fazla uzuv veya işgücü kaybına uğrarsanız aldığınız emekli aylığına ilave olarak bir de kaybettiğiniz güce göre ikinci bir sürekli işgöremezlik geliriniz olacaktır.
Bağ-Kurdan ölüm aylığı için 3 yıl gerekiyordu
Babam 1973 kasım ayında vefat etmiş. Bağ-Kur primini 10 ay 13 gün yatırmış bu arada vefat etmiş ve iki yıl askerlik yapmış. Babam aynı zamanda çiftciymiş ve hem de kahve işletiyormuş ben şu anda eşimden ayrılmak üzereyim babamdan bana maaş baglanabilir mi? SGKya gittim araştırdım 40 gün eksik dediler. Yapılabilecek birşey var mı? Ayşe Yetik
Ayşe hanım, babanızın vefat ettiği yıllarda en az 3 yıl Bağ-Kur sigortalılık süresi olanların geride bıraktıklarına dul ve yetim aylığı bağlanıyordu daha sonra bu süre 2003 yılında 5 tam yıla çıkarılmıştır. Babanız üzerinden boşanmanız halinde size yetim aylığı bağlanması için 3 yıla ihtiyacınız var ama verdiğiniz bilgilere göre 3 yıldan 47 gün eksiği var görünüyor. Vergi dairelerinden araştırın Bağ-Kurun bilmediği vergi kaydı varsa bu iş olur.
SGKnın dertli memurlarından mektup var
Hocam yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum. Gerek sigortalıların gerek işverenlerin sorunlarıyla ilgilenip çözümler sunuyor ve de bilgilendiriyorsunuz, teşekkür ederim. Sigortalı ve işverenlere gösterdiğiniz hassasiyeti eminim SGK personeli için de gösterirsiniz. Ben SGK'da v.h.k.i olarak görev yapıyorum, kendi nezdimde kurum personelinin sıkıntılarını size iletmek istiyorum ve sizinde köşenizde bu konuya yer ayırmanızı istiyorum. Sorunlarımızı elimden geldiğince maddeler halinde sıralayacağım. İsmi Saklı
1- MAAŞ : kurum personeli diğer kurumlara göre kat kat ağır iş yükü altında çalışmasına rağmen maaşlar inanın çok düşüktür. Herhangi bir kamu kurumu bizden daha iyi maaş almaktadır. (Mesela, YURT-Kur, PTT) tüm kurumlar personelinin özlük ve mali haklarını iyileştirirken bizde aksi yönde bir çalışma vardır.
2- GÖREVDE YÜKSEL(EME)ME : Kurumda göreve başlayan bir personel eğitim durumu ne olursa olsun şeflik sınavına girmek için (şef olabilmek için değil) neredeyse 15 sene çalışması gerekmektedir. Kriterlerinin pek de anlaşılamadığı bir puanlama sistemi neticesinde (ki bu kriterlerinin içinde Ankarada çalışan personelin haricinde kimsenin aldığı görülmemiş "takdir" belgesi de bulunmakta (bu da ayrı bir sorun konusu)). Bu durumda da sınava girebilme baraj puanına ancak 15 sene civarı çalışanlar ulaşabilmektedir. Bu durum personelde müthiş bir motivasyon eksikliği oluşturmaktadır. Fırsatını bulan personel başka Kurumlara geçmek için SGKdan ayrılmaktadır.
3- KADROLAŞMA : Kurumda son yıllarda, hiç olmadığı kadar kadrolaşma yaşanmaktadır. Muhafazakar görüşlü biri olmama rağmen sırf bu konudan dolayı kesinlikle hükümet yanlısı sendikaya üye olmuyorum. Oysa son zamanlarda bir yerlere gelebilmek için herkes Memur Sen'e geçiş yapmaktalar. En son Türkiye geneli müdür yardımcısı atamalarında %75-%85 oranında Memur-Sen üyeleri atanmıştır.
4-LİYAKAT : Genel idari hizmet kadrosunda çalışmayan, çalışma koşullarını, çalışma şartlarını bilmeyen, çalışan psikolojisinden anlamayan kişilerin yönetim kadrosuna getirilmesi, idare-çalışan arasındaki uçurumun büyümesine sebep olmaktadır. Müfettişlerin ''kabadayı'' ve ''memura yukardan bakma'' ve de ''efendi-köle mantalitesi'' özelliklerini ancak çalıştıkları personel bilir.
5- AST ÜST İLİŞKİLERİ : Bunun yanında hizmet verdiğimiz kişilerle memurların arasında çıkan en ufak tartışmada memur dinlenmeden hakkında derhal işlem yapılmakta savunması alınmaktadır. Bu duruma gelmesine sebep de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçerin "Bana şikayete gelen her vatandaş haklıdır" şeklindeki beyanatının vatandaş üzerinde yarattığı etkidir. Hal böyleyken memur kendini yalnız ve güvensiz hissetmektedir. devletin asli hizmetlerini yürütmesini sağlayan memuruna sahip çıkmaması ve üvey evlat muamelesi yapması anlaşılır değildir.
Hafta içi işe gelmeyen hafta sonu parasını alamaz
Hafta içinde herhangi bir gün izin alınınca ücret kesintisi hafta sonu mesaisinden kesilmesi uygun mudur? Yoksa gelmediği günkü yevmiye mi kesilir?Turgay Ermiş
4857 sayılı İş Kanunu gereğince haftalık çalışma süresi 45 saat olarak kararlaştırılmış bu çalışma karşılığında bir günlük haftalık tatil (ve tatil ücreti) hakkınız bulunmaktadır. Hafta içinde bir gün işe gelmediğiniz takdirde bir günlük ücretiniz kesileceği gibi hafta içinde tam çalışmadığınızdan çalışmadan verilen hafta sonu (Pazar) yevmiyenizi de alamayacaksınız.
Kaynak:Ali Tezel