Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli aileleri neden çocuklarına baskı yapıyor?

Dexter07

Üye
Üyelik
2 Nis 2009
Konular
12
Mesajlar
103
Reaksiyonlar
0
Engelli Aileleri Neden Çocuklarına Baskı Yapıyor?

Engelli aileleri gözlemlediğim ve bizzat yaşadığım kadarıyla çocuklarına çeşitli konularda baskı yapıyor ve tahakküm etmeye çalışıyor.
Örnek vermek gerekirse; ne giyeceği, ne zaman yatıp ne zaman kalkacağı, akşam dışarı çıkma konusu, yalnız seyahat etme özgürlüğü, engelli kişi bilgisayar ve internet kullanıyorsa sürekli olarak kontrol altında tutma, konuşmalarına bakma v.b.
Bu liste daha da uzatılabilir. Sizce bunun nedeni nedir ve bunu nasıl engelleyebiliriz.

Görüş ve önerilerinizi bekliyorum...

Not: Sakın benim ailem bana hiçbir konuda baskı yapmıyor demeyin inanmam
 
inanmalisin ailem bu konuda çok duyarli birazda kişinin yapısına göre değişebiliyor neyse ki bana uygulanan hhiç bir kskıtlama mevcut değil istesem şuan arabaanin anahtarini alir giderrim antalyanin diğer ucuna;)
 
Esat kardeşim ne zamandan beri spastikler trafikte araç kullanabiliyorlar merak ettim doğrusu? Cezası hakkında bi bilgin var mı? Ben söyleyeyim sana hemen 1000 lira. Ailenin izin vereceğini pek sanmıyorum doğrusu...
 
net olarak bizi sevdikleri ve korumak istedikleri için tabiki
 
Aileler,engelli çocuğunun,eksikliğini bir şekilde telafi etme duygusuyla yardım etmeye çalışıyorlar...Aslında bu yardım mıdır tartışılır..Yukarda sıraladığınız şeyler engelsiz çocuklara da uygulanıyor,çünkü bizim aile yapımız kontrol etmeye ve korumaya yönelik..Sanki çocukları yapamayacak,onlar olmasa yaşayamayacak gibi davranıyorlar..Engelli ya da engelsiz çocuğa nadiren fırsat verilip yapamadığında da bak ben sana söylemrdim mi sen yapamıyorsun,bırak ben yapayım deniyor...
Oysa hayat düşe kalka öğrenilecek bir şey..Gün gelir aile olmadığı zaman kendi başına yaşamayı öğrenebilsinler demek gibi bir düşünceye sahip değiliz kültür olarak...Bir de aile iktidarı kaybetme korkusuyla,herşeyi kendi yaparak kontrolü korumak adına kendini işe yaramış hissediyor,çünk hayatında başka birşey yok...Bu şekilde var olduğunu ve değerli olduğunu hissediyor..Çocuklar evden gittiğinde çoğu anne-baba yalnızlık ve işe yaramıyor duygusuyla büyük sıkıntılar yaşayabiliyor...
 
sevginin ve korumanın sınırı olmaz ama çoçuğmu korumak adına ona
hiçbirşey yaptırmıyorlar sen yapamazsın,yorma kendini,kırıp
dökersin şimdi.....sebeplerle çocuğunu kısıtlayarak onu koruduğnu zannediyor
bilmeliki çocuğu birgün anne babasız kalacak ona her koşulda yaşamayı
öğretmesi gerektiğni bilmesi gerekir her anne babanın
 
Esat kardeşim ne zamandan beri spastikler trafikte araç kullanabiliyorlar merak ettim doğrusu? Cezası hakkında bi bilgin var mı? Ben söyleyeyim sana hemen 1000 lira. Ailenin izin vereceğini pek sanmıyorum doğrusu...


Esat Spastik mi ?_? Yok yahu adam her yere gidiyo bildiğim kadarıyla !
 
[FONT=Verdana]merhaba aileler cocuklarının iyi yönde ilerlemelerini ve başarılı olmalarını [/FONT]
[FONT=Verdana]ister. hayata tutunabilmelerini bizimde bir özgüvence olmamızı,[/FONT]
[FONT=Verdana]sorumluluk sahibi olmamızı,toplumla iyi diyaloglar içerisinde bulunmamızı isterler.[/FONT]
[FONT=Verdana]Aile kavramı cok önemli bence.Tabikide normal hayatda geceleri dışarıda gezilmiyeceğini bir bayan olarak biliyorum.Ailemiz bizim üzülmemizi asla istemez.[/FONT]
[FONT=Verdana]Bu nedenle dir ki kücük kural demeyelimde uyarılarda bulunabilirler.[/FONT]
[FONT=Verdana]İyiki bir ailem var.anneme ev işlerinde yardım ediyorum.oooo eve geldim mii anneciğim meleğim benim jasmin yavrum masayı hazırlayalım. yemek yapalım.toz alalım.[/FONT]
[FONT=Verdana]babacımda kızım gömleklerimi ütülermiisin.sunu söyle mi yapalım ne dersin.kardeşlerim aa ablacım senin pastan cok güzel oluyor biz cayı koyalım sende yaparmısın. Tabikide üzüntülerimiz sevinclerimiz heyecanlarımız gülüşlerimiz oluyor .buda corabanın tadı ve tuzu bence.Benim üniversitede okumam için ve kendimi geliştirmem için hep arkamda ailem vardı.[/FONT]
[FONT=Verdana]Babam kızlar fenerbahcenin macı başladı cerezleri koydum beraber izleyelim vs[/FONT]
[FONT=Verdana]ya gercekten benim bir ailem var .iyi kide ben bunların cocuğum dedim.ve Allaha herzaman sükrettim .saygılar.[/FONT]
 
Bence bu baskılar sadece engellilere değil tüm normal insanlara da yapılıyor, şahsen ben kendimden bilirim çünkü 11 yaşında geçirdiğim hastalık sonucu işitme engelli oldum, bu yaşa kadar ailemin bana davranışı ne idi ise rahatsızlığımdan sonrada aynıydı, daima üzerime düşerlerdi, tabii rahatsızlığımdan sonra bisiklete binmeme gibi birkaç yasak koyuldu (araç korna sesini duymam çarparlar diye)... Ama bu aile baskılarının çoğu çocuk sevgisi sonucu oluşan koruma içgüdüsünden kaynaklanıyor bence (Canavar aileler bunun dışında :) )
 
slm .ben özel bir çocuga sahip anneyim.ben ENGELLİ degilim.bu kelimeyi sevmediğim için özel kelimesi bana daha güzel ve anlamlı geliyor.bizim gözümüzle yazıyorum.ewet tamamen içgüdüsel koruma ve yardım amaçlı yapılanlar.işin enteresan tarafı çocugunuzun biri özelse diğerinede aynı şeyi uyguluyorsunuz farkında olmadan kızım 14 yaşında diğeri 8 yaşında 2.sınıfa gidiyor.küçük olana işte farkında olmadan büyüge davrandıgım gibi davrandıgımdan anunla çatışıyoruz.beni bana bırak der gibi herşeyi ben yapayım ben bilirim edalarında.şimdi diyeceksiniz farkında degilim diyorsunuz bunu nasıl anlmışsınız.işte çocuk özgüvenini istiyor diye bağırıyor :).dediğim gibi 2.sınıfa gidiyor ama tavırları hala bebeksi,şımarık,sorumlulugunu bilmiyor v.s.bu sebeplerden dolayı okulun rehber öğretmeni ile konuştum.bunları o bana söyledi.!!!!bizler veli olarak sizleri koruma içgüdüsüyle hareket ediyoruz.farkında olmadan iyilikmi yapıyoruz ktülükmü!!!!!!!!?bunu siz dile getirmiyorsunuz ama benim yaşadıgım 2 örnek arasında ben farkına vardım.ama ne kadar uygulayabilecegim zamanla görecegim.hepinizi seviyorum.Allaha emanet olun.güzel dünyanın özel insanları.:)
 
insan kendi canına acımaz bu arada sevdiği içindir.ancak dışarıdan o gözle insanlar bakar.yazııık işiniz zor Allah yardımcınız olsun gibide laflarla süslerler.sanki zor bişeymiş gibi gösterirler.hiçde bile.insan canından bıkmaz.
 
Nehirr_yaren sevginin fazlası,sevdiğine zarar verir...Asıl sevgi,çocuğunun yapabileceği şeyleri yapmasına izin vermek,yapamayacağı şeylerde de yardım etmektir...Biz en çok sevdiğimize zarar veriyoruz...
O nedenle öyle bir mesafede durmalı ki aile,kendi ayakları üzerinde durmasına izin verip yapabileceği şeylere izin vermeli,yapamayacağı zaman ama çocuğu istediği zaman yardım etmeli..Kullanılmayan bazı özellikler körelir o nedenle,yaşam kavgasında bir çok özellik kazandırmak varken var olan özellikleri köreltmek faydadan çok zarar verir..Sevgi bazen fazla olduğunda boğar...Dengeyi kurmak gerekir,ama biz bağımlı anne-baba-çocuk modelinde bunu aşmakta zorlanıyoruz...
 
bunu ebeveyn oldugunda anlayacaksın.insanın elinde olmuyor bazı şeyler.içgüdüsel harelketlerin sonunda çıkıyor bazı şeyler.asla kötülükleri için degil buna katılmıyorum.
 
Şehribanu;

Hayat genel anlamda zaten bir denge üzerine kuruludur. Herşeyin azı da çoğuda zarardır. Bu konuda hemfikiriz.:) Velakin, çocukların yetiştirilmesi konusunda, çok bilinçsiz bir yapımızın olduğu alanen ortadadır. İnsan psikolojisinden anlamadığımız bir gerçektir. Hele çocukların psikolojik olarak daha hassas olduğunu düşünürsek bu konuda sanırım bir çok hataların olmasıda kaçınılmazdır.

Sevginin fazlasının zarar vermemesi içinde sevgimizi zamanlı ve gerktiğinde göstererek mantıklı ve bilinçli sevgi anlayışını benimsemeliyiz. Boş boş sevmek yetmez. Naçizane:)
 
SEKA diyor ki;Engelli Aileleri Neden Çocuklarına Baskı Yapıyor?
bu baskının engelli anne_baba olmasıyla alakalı değil diye düşünüyorum SEKA..benim çocuklarım 23 ve 21 yaşlarındalar.oğlum çalışıyor.kızım okuyor.engelli değiller.inan bende çoğu şeylerine karışıyorum.yanımda olmadıkları halde.oysa ben çocukken böyle bir ebeveyn olmıyacam derdim.ama olunuyor.Onları kaybetme korkusu,zarar verirler korkusu,üzülürler korkusu hayatınızı etkiliyor.klasik olacak ^^ben çocuğuma güveniyorum ama,çevre kötü^^zihniyeti hakim her anne_baba da.samimiyetle söylüyorum ebeveyn olmadan bilemiyeceksin.bu devirde okadar zor bir olayki çocuk sahibi olmak...
dilerim SEKA bu duyguları sende yaşarsın ve az bile yapıyorlarmış dersin..en güzel günler senin olsun:)
 
Sadece engelli çocuklara değil bence tüm çocuklara aileler baskı yapıyor. Buna bence baskı demeyelimde koruma diyelim. Aileler çocuklarını sevdikleri için, başlarına kötü birşey gelir düşüncesiyle yapıyorlar. Hiç bir anne baba evladının kötülüğünü istemez. Hep onların iyiliği için uğraşırlar. Benim ailemde de butür şeyler var. En çok da benim yemek yemem ile ilgili olur. Fazla yemediğim için sürekli biraz daha ye gibi ısrarlar olur. Birde üzerini kalın giy, üşütür hasta olursun gibi. Çocuklar anne babanın gözünde hiç büyümezlermiş. Hep çocuk olarak görürlermiş. Onlarda bizleri korumak için bu tür davranışlarda bulunuyorlar.
 
SEKA;
pardon spastiklerin araç kullanmasi yasak mi? hani nerde kanun hem ben spastikerlin gelişmişiyim kasimalar filan hiç yok hatta koşabiliyorum...dediğin ağir spastikler içn olabilir ayaini-elini kontrrol edemeyenler için g eçerli olabilir bende bunlari hiç biri yok bilmem anlatabildin mi ben sportifim kardeşim yaz aylari hergün 2saat denize gider 100metre açilirim ;)
 
Son model spastik olduğunu da ilk kez duyuyorum :D
 
Son model Spastik derken?
Ayrıca araba olmadan önce 2 yıl dağ bisikleti kullandım, hergün en az 2 saat.
Dağ bisikletinin anlamını biliyorsusndur umarım!
Hem sen benim spastik olduğumu nereden biliyorsun, siteden çok az kişi bilir?
 
Şehribanu en güzel açıklamayı yapmış bu konuda.Bende bikaç şey eklemek istiyorum.Bizim ülkemizde anne baba bağımlılığı maalesef ki çok fazla.Bunun açık örneğini bu konudaki yorumlardada görmek mümkün.Büyük çoğunluk bizi sevdiği kolladıkları için baskı yapıyorlar demiş.,Ancak Şehribanunun dediği gibi Türkiyede sadece sevgi adına değil ailede söz sahibi olmak adına yapılan baskılar çok daha fazla.Çünkü ülkemizde "başkaları ne der çocuğum bir hata yaparsa bundan ben sorumlu tutulurum" düşüncesi çok yoğun yaşanılıyor.Özellikle bu çocuk engelliyse bu korku ve baskılar çok daha yoğun bir şekilde yaşanıyor.Sakat çocuğa yaklaşan her insan çıkar amaçlı olarak algılanıyor.Çünkü sakat bir insanı kimse adam yerine koymaz düşüncesi maalesefki hakim ailelerimizde.
Ebeveynler baskı yaptıklarını genekllikle çocuğu korumak olarak açıklarlar kendilerini savunurlar.Oysa başkaları ne der düşüncesinde olduklarının genelde kendileride farkında değildir.Birde üstüne"sizinde çocuğunuz olsunda görelim bakalım"diyerek hatalarını körüklerler..
Oysa çocuğunu aşırı dışlamaktan olduğu kadar aşırı kollamaktan kaynaklanak ve çocuğun kendine güvenini oluşmasını engellemekten kaynaklanan psikolojik sorunların temelini atarlar...
Aile kurumu elbette çok önemli Ve güçlü bağları olması gereken bir kurum.Çocukların eğitilmesi korunması kollanması anne baba çocuk ilişkileri çok önemlidir ve güçlü olmalıdır düşüncesine bende katılıyorum.Ancak aileler gücü elinde tutmak amacıyla başkaları ne der düşüncesiyle değil gerçekten çocuğunun sağlığı ailenin sağlılığını üstün tutarak Hiç bir konuda aşırıya kaçmadan (başkalarını)aklından çıkararak çocuklarını eğitmeliler.
 
burada sekayı sanırım en ıyı ben anlıyorum...namı dıger nısanlım oldugundandır.buradakı prens hazretlerıne bır sözum yok .zıra konuyu anlamamıs kavgaya sebebıyet vermıs ....neyse...

her anne baba cocugunu koruma ıcgudusuyle hareket eder ...ancak onların bır bırey olduqunu onlarında secımlerı ,kararları ,dusuncelerı olduqunu ,özel hayatları olduqunu nedense hep qörmezden qelırler ...anne baba duygusunu anne baba olmadan kımse bılemez bunda herhanqı bır zıt fıkrım olamaz...

ancak toplum olarak cocuk dunyaya getırmeyı bırer tapulu esya qıbı qörmekteyız .kaldı kı ; onu korumaktan cıkıp onu kaybetmek korkusuyla fazlaca baskıcı olabılıyor anne babalar....cocuk elden qıdıyor korkusu ...

hele hele cocuk bır de evlenmeye kalkınca bu duyqu tamamen bır savas halıne donusuyor...

bunun cok yoqun sevqıyle anne babalık ıcgudusuyle alakalı olduqunu dusunmuyorum.....
 
Nişanlıma aynen katılıyorum. Aileler çocuklarını yetiştirmek, hayata hazırlamak değil onları istedikleri gibi yönetip kendi egolarını tatmin etmeye çalışıyorlar. buna itiraz edecek engelli arkadaşlar tabii ki olacaktır ama onlar da bu gerçekleri kendilerine dahi itiraf edemezler. kendi ailelerine bunu yakıştırmak istemezler. ama gerçek tüm açıklığıyla ortadadır. arkadaşlar lütfen pollyanna'cılık oynamayı bırakalım biraz. sorunlarımızı çozmek daha kolay olacaktır bunu yaparsak...
 
Bence engeli olmayan bir çocuğu da olsa aynısını yapar, annelik babalık içgüdüsünde var herhalde.
 
Güzel kardeşim, ana baba içgüdüsü elbette.
Başımın üstündeler.. Ancak bu paylaşamamakta var, artı biz en iyisini biliriz de var. Biz onların yerine düşünürüz hesabıda var. Yani anlayacaqın var oğlu var. Hiç mi bunalmadınız, hiç mi kendi kararımı kendim versem diye düşünmediniz, bırakın bu işleri....
 
ben anlamadım ne alakası var engellı olupta baskı altına alındıgını
hayır hıcde baskı gormedım ıster ınan ıstersen ınanma
sadece kız cocuklarına bıraz daha tetbır vardır belkıde o nedenle ola bılır bılmıyorum bayanmısın erkekmı ama
bu boyle ben 32 yasındayım ama sıdıye denk hıcde bır baskı gormedım aılemden ustelık aılem bana benden dahada guvenclerı vardır tabıkı bu guvenı bosa cıkarmadım bende,ayrıca ben herseyımı paylastım yetıskınlıgımde ve genclıgımde buda onemlı bence;
sunuda soylemeden gecemıcem belkıde sen cok suskunsun aılenle bırseylerı paylasmıyorsun oyuzdende aılen senı kontrol altına almıstır.
en azından annenle bırseylerını paylasırsan guvenc verırsın ozaman bırazdaha rahat olursun
veya aılen senın suskunlugun karsısında uzuluyor korkuyorlar takıp edmek zorunlugunu hıssedıyırlardır benım tahmınım bunlar sadece.
 
Çocuklarını koruma içgüdüleri o anne babanın kendi yapısına bağlı.

İçinde evladını koruma güdüsü olanın çocuğu engelli yada engelsiz hiç fark etmez yemesinden yatmasına kadar herşeyine karışır.

Bizler sadece anne babamızı kendimize göre yorumluyoruz. Üzerimize titrediğine, engelimden ötürüdür diyoruz yada vurdumduymazsa anne babam beni sevmediler diyoruz.
 
Benim 2 kardeşim var, tüm konularda eşit davranırlar. Sadece bana okumak konusunda biraz ısrarcılar o kadar. Doğal olarak haklılar, gir bir devlet işine kurtul demek istiyolar söyleyemeseler bile...
 
Herkese iyi akşamlar ,

Yazılanların yüzde 80 inin sonuna kadar okudum.

Size hem hikayemi hemde aralıklı olarak fikirlerimi söyleyerek paylaşım yaparak katkı sağlamak istedim.

Liseye kadar çok başarılı , takdirsiz teşekkürsüz bir dönem bile geçirmeyen , doğuştan müzik kulağına sahip , resim ve tiyatro yeteneği olan ve bunu kullanan , sanatsal gücü ve sosyallik açıdan toplumsal gücü iyi gelişmiş bir bireydim.

Öğretmen Lisesi nin hazırlık sınıfında okurken bir gün öncesinde babam eve gelir ve bir öğrenci velisinden benim sigara içtiğime dair bir duyum alır. Eve gelince bana ilk söylediği şu. " Şunun ağzını koklayın "

Evde misafir vardı ve ben herkese ağzımı koklattım. Ve tabi bir acayip oldum. ( O zamanlar 13 - 14 yaşlarında ergenlik çağında bir gencim ) Sonra babam bana sordu. " Bana dosdoğru söyle sigara içiyormusun ? " Kısa ve net bir cevap. " Hayır içmiyorum " Babam bana bir bakış attı. Bakışları tamamıyla güvensizlik doluydu. Tabi ben yıkıldım. Üzülerek ve ağlayarak odama gittim.

Bir sonraki sabah kalktığımda kulağımda çok şiddetli bir çınlama. Neyse zar zor annemle konuştum derken çınlama gidip geliyor. Bazen şiddeti düşüyor bazen yükseliyor. Şiddeti arttıkça da başım dayanılmaz şekilde ağrıyor. O gün hafif baş dönmeleri , mide bulantıları yaşadım derken. O gün okulda dersler bittikten sonra okulumuzun bahçesinde basketbol oynuyorduk. Okulumuzun çevresinde bir olay olmuş ve olay çok önemli değil. Bu olay sebebiyle bizden şüphelenilmiş. Ben suçsuz yere yediğim bir polis tokatıyla da birlikte kulaklarım işitmesini kaybetti.

O akşam devlet hastanesinden tıp fakültesine acilden sevk edilerek 15 gün tıp fakültesinde yattım. Doktorun teşhisi ; çocuk şok üstüne şok yaşamış. Ve kafasına aldığı darbe sonucu da kafa ile beyincik arasında bir sinir varmış. Benim o sinirim neredeyse tamamen körelmiş. Bilateral orta-ileri derecede sensörinöral tip işitme kaybı.

Bu olaydan tam 6 ay sonra sağ kulağıma 1 yıl sonra da sol kulağıma işitme cihazı verildi. Artık ebedi cihaz kullanacaktım.

Derken cihaza alışma süreçleri vs. Daha birçok şey. Engelli yaşamının getirdiği ve gerektirdiği zorluklarla da mücadele etmek koşturmak gerekecekti.

Ailem bir yere kadar ilgi alaka gösterdi , çabaladı vs. Ve cihazlı yaşamımıza başladık. Fakat işitme kaybım nedeniyle benim dersler , performansım komple aşağı düştü. Haftada 24 saat temelden gördüğüm ingilizce dersinden bile sınıfta kalmış birisi oldum. Liseyi zar zor bitirdim. Derken bir bisiklet hayalleriyle hedeflerime sıkı sıkı sarıldım.

Babam öğretmen annem ev hanımıydı. Aileme de maddi açıdan yük olmak istemediğim için ( maddi açıdan yük olmak istesem bile olmayan parayı verecek değillerdi sonuçta ) kendi ufak tefek harçlıklarımı biriktirir , gizli gizli okul servisine binmez hep bunları biriktirirdim.

Lise 3 te bir kere bile teşekkür dahi alamadım. Lise 3 e girerken ailem bana bir bisiklet sözü verdi ve bende onlara güvendim inandım. O yıl çok çok olağan üstü bir şekilde çalıştım. İmkansızları başaracak bir cesaretle.

Teşekkür dahi alamayan ben takdir getirdim üstüne ilk girişte öss yi kazandım. Ve ailem söz verdiği bisikleti almadı. Yukarıda bahsettiğim biriktirdiğim harçlıklarımla üniversiteye gittiğimde ailemin söz verdiği bisikleti de kendim aldım. O gün bugündür profesyonel anlamda bisiklet sporuna ilk adımımı atmış oldum.

Hayatım hep mücadelelerle , kanaatkar bir şekilde , insanlara , eleştirilere , aileye , kısacası herşeyle mücadele ederek bugünlere kadar geldim. Ailem sporuma kesinlikle destek olmazdı. Akrabalarım tarafından mutlaka eleştirilirdim.

Derken bugünlere kadar geldim.

Şu anda engelli haklarım konusunda ailem bunlardan faydalanıyor. Faturalar benim üzerime. Mükemmel dudak okurdum. Babamla kardeşimin nasıl olsa dudağımı okuyorsun. Niye sesimi çıkartayım. Senin için kendimi yormak zorundamıyım tavırları ve bunu açık açık yüzüme söylemeleri beni çok kırmıştı incitmişti. Ve ben dudak okumayı bıraktım.

Bununda iletişimlerimde hep zararını gördüm. Şimdi sevmesemde nefrette etsem tekrar dudak okumayı sökmeye çalışıyorum ama çok zoruma gidiyor. Ayrıca aile bireylerinin birşeyi anlayamadığım zaman tekrar etmeye üşenmeleri , burun kıvırmaları , gaale almamaları , yok bişey demeleri gibi durumlar beni çileden çıkartıyor. Cihazım alınalı tam 9 yıl oldu ve yenilenmesi gerekiyor. Fakat ailem bu konuda duyarsız davranıyor ve cihazlarımı almıyor. Diyeceksiniz ki maddi durumunuz zaten iyi değilmiş. Bence normal karşılayabilirsin.

Babam emekli oldu 50 bin lira civarında emekli maaşı aldı. Sonrasında memlekette bir evimiz vardı. Onu da sattılar. 80 - 100 bin lira civarında bir para ellerine geçti. Ama çift kulak arkası cihazım için sadece 4bin lirasına kıyıp benim cihazımı alamadılar / almak istemediler.

Şimdi benim her türlü engellilik haklarımdan faydalanıyorlar. Üzerine bugünlere kadar binbir mücadeleyle geldiğim saygınlığımı kendileri aleyhine kullanıyorlar. Kısacası zerre destek olmayan ailem şimdi benimle gurur duymak istiyorlar / duyuyorlar. Açıkçası ben bu durumdan biraz rahatsızım.

Özet olarak şunu diyebilirim ki sağlıklı bir yaşamdan engelli bir yaşama geçiş yapmış birisi olarak eski ilgi alaka destekle sonraki yaşamımdaki ilgi alaka ve destek arasında dağlar kadar fark gördüm. Ve şu an nasıl olsa cümleleri anlayamadığım için , dudak okumaktan soğuduğum için ailede dışlanmış bir birey gibi , kendi halinde takılan birisiymişim ya da evdeki 2. sınıf vatandaşmışım gibi bir durum söz konusu.

Ailelerin davranışları ve tutumları bence menfaatle çok bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Ne kadar iyi niyetli ve duygusal da olsalar , bazen menfaat çok önemli rol oynadığını düşünüyorum. Özellikle parasal menfaatler.

Ailem kötümü. Aslında iyi niyetliler. Fakat bu iki söz konusu iki durumun farkında olan ve bunu gerçekten hisseden birisi olarak , bazen kulaklarımı kaybetmek yerine bunları yaşamak bunlara katlanmak yerine keşke ölseymişim dediğim çok oldu.

Bu gerçekten çok kırıcı bir durum.

Paylaşımların artması dileklerimle. İyi geceler.

Eklemeyi unuttuğum kısımları tekrar düzenlemek istedim.

- Babam o polisten davacı olmadı.
- Şu an kekelemelerim arttı ve sözcükleri toparlamakta zorlanıyorum.
- Yukarıda bahsettiğim yeteneklerimi kaybettim. Sadece bisiklet sporuyla profesyonel anlamda uğraşmaya devam ediyorum. Ve ÖMSS sınavıyla birlikte atama bekliyorum.
 
Üst Alt