Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli anne olmak: Oğluma...

ayla_saglamyasar

Yeni Üye
Üyelik
3 Şub 2010
Konular
5
Mesajlar
32
Reaksiyonlar
0
Hayatımın pırıltısı,

Sana hamile olduğumu öğrendiğim gün yaşadıklarımı anlatabilmem, söze dökebilmem mümkün değil biliyorum.. tarifi imkansız bir sevinç ve ona eş değer bir korku.. evet korkuyordum.. Kimseye itiraf edemediğim bir korku yaşıyordum. Engelimin beni başarısızlığa düşürme, yarı yolda bırakma, seni benden mahrum bırakma korkusu..
Sana hamile kalana kadar engelimin beni engellemesine hiçbir zaman izin vermedim. Bedensel engelime rağmen ailemden uzakta bir üniversiteyi yazıp okudum.Onur öğrencisi olarak mezun oldum. Sen engellisin yapamazsın denilen her şeyi inatla yapıp başardım. Ve şimdi evet şimdi Anne olacaktım.. Engelliyim diye çocuk sahibi olamayacağımı düşünenlerin başını önüne eğdiren bu haber benim yüzümde tebessüm içimde panik yaratmıştı. Baban bulutlarda baba olacağının sevincini yaşarken içimde kopan fırtınaları dışa vuramazdım.. Ya yürüken düşersem sana bişe olursa diye dokuz ayı panikle yaşadım .Her Dr. Kontrolünde engelli olma ihtimalın hakkında sorular sordum. Ense kalınlığını ölçttünüz mü, ense boy hizası normal mi gibi akla gelmeyecek sorular. Hatta parmaklarını bile tek tek saymışlardı.
Son 2 ayımda yattığım yatakta senin tekmelerinle konuştum. Her şeyi seninle paylaştım. Allahıma şükürlerimi sunarken dualarımı eksik etmedim. Beni oğluma kavuştur diye.. Ve doğum için gün aldığımzda korku, panik, sevinç ve heyecanı yaşadığım bir haftayı zor atlattım. Ya doğumda ters bir şey olursa ya sana zarar verirlerse diye kalp sancıları yaşadım. Ve o an geldiğinde annenin engeline inat seni sapasağlam kucağıma verdiklerinde mutluluğun ne demek olduğunu anladım.
Başarmıştık 9 ayı bu engelli bedende senle beraber tamamlamıştık, Doktorumuzun bile takdirlerini almıştık. Şimdi senle 5 yılı tamamlayacağız.. Dolu dolu geçen beş yıl… Engelimin anneliğimi engellememesi için mücadele ettiğim, potansiyelimin üstünde enerji sarf ettiğim 5 yıl.. Bebekliğin süresince seni oturmadan kucağıma alamadığım için çok ağladım. Sonra evin içinde kullanmak için aldığım kanguruyu taktığımda olimpiyat kazanmış sporcu edasında dolandım seninle evde.. Dışarıda yine kucağıma alamazdım ama evde seninle tekrar bütünleşmenin huzurunu yaşadım.
Zor bir bebektin, benim engellime inat hareketli, afacan uyumayan bir bebek.. Bense senden arta kalan zamalarımda bebeğimin gelişimini araştıran, okuyan ve değerlendiren bir anne.. Herşeyi erken yaşadık senle dişin 4 aylıkken çıktı, ilk cümleni 10 aylıkken kurdun, 11 aylıkken ilk adımını attın. Her şeyini programlı yaşıyorduk. Sen olunca işten çıkmış her anını yaşamak adına kendimi sana adamıştım. Bu durum hanemize maddi sıkıntılar getirmesine rağmen huzurluydum. Uyku saatin, mama saatin, banyo saatin hiç şaşmadı. Seni kontrol amaçlı götürdüğümüz her doktor gelişiminin normalden fazla olduğunu söylüyorlardı.
Kendimi tamamen dış dünyadan soyutlamış, sana dair bir dünya kurmuştum.Yorgunluk,uykusuzluk çoğu zaman tavan yapıyor çaresizlikten ağlama krizine girdiğim anlar oluyordu. Çünkü desteğim yoktu seni tek başıma büyütüyordum. Baban evde olduğu sınırlı saatlerde çok yardımcı oluyordu ama yoğun çalıştığından o da pek evde kalamıyordu.. Büyümeni sabırsızlıkla bekler olmuştum. Tek hayalim senle baş başa dışarıda boy gösterebilmekti. Elinden Tutup gezebilmek.. Sen 2,5 yaşındayken maddi sıkıntılarımız çözülmez duruma gelmişti. Baban işten çıkmış zor günler başlamıştı. Eşyalarımızı dağıtıp, evimizden koparak Anneannenlere taşınmak zorunda bile kaldık. O ara kendimi senden bile soyutlayarak harıl harıl ders çalışmaya başladım. Devletin engelllier için açtığı sınavda senin için başarılı olmalıydım. Bu nedenle 3 ay tüm bakımını babana bırakıp gece gündüz çalıştım. Senin sesini duyuyor ama “ders çalışmalısın bu onun için deyip” dersten kalkmıyordum. Uyurken sana sarılıyor, öpüyor ve senden esirgediğim zamanlar için özürler diliyordum. Sen büyüklerin yanında kalabalık bir ortamda tamamen huy değiştirmiş, afacanlıkta sınır tanımaz hale gelmiştin. Seninle ilgilenemiyor, araştıramıyor; ne eğitimin ne yemen içmene bakabiliyordum. Tek yaptığım dersi çalışmaktı. Babanla da sorunlar yaşamaya başlamıştık. Sabırların tükenmesine yakın sınavı kazandım.
Sen, ben ve baban başka bir şehirde tam anlamıyla sıfırdan başladık her şeye… Önce evimizi tutuk, bize yetecek kadar döşedik. 37 ekran televizyon ve eksiklerimizin çok olduğu evimizde çalışma hayatına atıldım. Babanda iş arama sürecine girince sana bakacak birilerini bulma sıkıntısı yaşadık. Önce seni şımartacak kadar seven, sana zarar verme pahasınada olsa Hayır demeyen büyükannen geldi yanımıza… Bu durumda Yaklaşık 6 ay yine senle aramızda iletişim sorunu yaşandı, Sonra sancılı bir kreş hayatın… Benden kaynaklanmayan nedenlerle hiç istemesemde kuralsız, sınırsız ve hırçın bir çocuk olmuştun. Senin için işten kalan tüm zamanlarımı araştırarak, eğitimin için, davranışlarında yaşadığımız sıkıntıları çözebilmek adına yapabileceklerimizi belirleyerek geçirdim. Kreşten sürekli şikayetler geliyor ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Pedagoga bile gittim biz belki nasıl davranacağımız bilmiyoruz diye..
Sancılı bu dönem hiç bitmeyecek sanıyor her gece ağlıyordum. Arkadaşlarına vurduğunu, faaliyetlere katılmadığını., Sınıfta sürekli huzursuzluk çıkardığını söylüyorlardı. Ben ise önce sen ağırlıklı olarak seninle konuşuyor neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyordum. Kreşin para biriktirme merkezi olduğunu, çocuklara farklı bir birey olarak değilde programlanmış robot gibi davrandıklarını anlayıp kreş değiştirdik. Yeni kreşimizde de bir 6 ay mücadele ettik. Çünkü sen güdümlenecek bir robot değildin. Yüksek sesle söylenen hiçbir kurala uymuyordun. Korku kavramını biz yerleştirmemiştik sana ve sen büyüklerin sana zarar verebileceğini düşünmüyordun. Öğretmenin sana şiddet uyguladığında beni dövdü demedin. Hiç unutamıyorum “ Öğretmenim benim canımı yaktı boğazımı sıktı sizde onunu canını yakın” dedin. İnsanların birbirinin canını yakabileceğini acı bir tecrübeyle anlamış oldun.
Şimdi milli eğitime bağlı resmi bir bağımsız anaokuluna gidiyorsun. İlk dönem yaşadıklarının etkisi ile okul gitmememe sancıları yaşıyor, öğretmenlere resmen meydan okurcasına karşı çıkıyor, kurallara uymuyordun. Ama çok şükür şu an öğretmen ve sınıf değişikliği ile sorunları biraz aştığımıza inanıyorum. Ben her zaman sen merkezli yaşayan bir anne oldum ve bundan da mutluyum. Hep sen öncelikli yaşadım. Herkes ailem bile bana bu konuda kızssa da kendimi sana adadım. Hala da öyledir. Evde olduğumuzda her şeyi senle yaparız. Beraber yemek hazırlar, animasyon izler bazende bilgisayar oynarız. Aktiviteler ve hafta sonu gezdirmelerle sen odaklı yaşarız. Sen uyuyunca da sızmadıysam kitap okur babanla tv seyrederiz.
Yüzümün tebessümü, hayatımın amacı, yaşama sevincim canım oğlum her zorluğu rağmen bir gülüşünle yüreğimde mis kokulu bahçeler oluşturan meleğim iyiki senin annenim iyiki benim mücadelemsin. Seni çok seviyorum.
 
duygularınızı çok güzel anlatmışsınız. sizinle aynı duyguları paylaşıyorum.
 
Güzel bir azim tebrik ederim... çocuğunuz çok şanslı
 
yazdıklarınız çok güzel şeyler.Keşke her anne sizin gibi olsa..
 
Anne olmak..?

Bır anne nasıl olunur ? Merak edıyorum anne olmadığım ıçın öğrenmek ıstıyorum. Inşallah bır gün olurum ümidiyle
 
Yaşadıklarınızı o kadar güzel anlatmışsınız ki sevinçlerinizi ve sıkıntılarınızı yüreğimde hissettim..Siz en zoru başarmışsn, tebrikler..Bundan sonraki hayatınız umuyorum ve diliyorum çok daha güzel olacak..:)
 
Zorlu bir mücadele ama beraberinde getirdiği mutluluk çok büyük..
Mutluluğumuzun sonsuza kadar sürmesi dileğiyle...
 
Tebrikler bu sözleri okuyup gözünden yaşlar süzülmeyecek insan yoktur sanırım. allah daima sizleri sağlıklı ve mutlu kılsız..
 
Rabbim mutlulugunuzu daim etsin evladinizdan hic ayri dusurmesin... Sizin yazdiklarinizi okudukca kendi hayatim film seridi gibi gecti gozlerimin onunden.. Ben henuz yolun basindayim beni neler bekliyor bilmiyorum ama bende engelli ve 3 aylik hamile bir anne adayiyim. Ayni korkular ayni telas bendede var ne olacak beni ne bekliyo sorusu heran beynimi kemiriyo... Ama rabbime inancim sonsuz derdi veren rabbim dermanini ve ilacini da veriyor. Benim ilacim ve sifam yolda nasip olursa temmuzda gelicek. Hamile olan kadin hamilelikte bir hastaliga sahip olursa o bebek ona kok hucre gonderirmis. Ben inaniyorum o bana sifa verecek ayak bilegimde hareket edecek hislerimde donecek.. Rabbim inancimizi ve umutlarimizi eksik etmesin, yar ve yardimcimiz olsun...
 
Ayla Hanım;
yazdıklarınız annelere ve anne adaylarına ders kitabı olabişlecek nitelikte ve bir o kadar da duuygusal,malum nedenle yazıları çift görerek zorla okuyabildim.
Rabbim mutluluğunuzu daim etsin,yavrunuzla birlikte sağlık ve huzur dolu bir hayat bahşetsin inşaallah size.
 
Mesajlarınızı okudukça derdımı unutuyorum bazen ama anne olma duygusunun baskısı o kadar acıkı bazen kendımı tutamayıp hüngür hüngür ağlıyorum geceler benım ıçın zından oluuyor
 
Her kelimeni içimden hissederek okudum. Bazen duygulandım, bazen o güzel yüreğin değdi yüreğime tebessüme ettim Ayla. Nasıl bir hissiyata nasıl bir yüreğe sahipsin taa buradan hissedebiliyorum. Eşin ve biricik bebeğinle sana mutluluklar dilerim. Rabbim sizinle olsun:eek:
 
Üst Alt