Bir dernek için yazdığım, taslak olarak düşüncelerimi içeren bu yazıyı burada paylaşmak istedim. Belki bu düşüncelerimi benimseyen, geliştiren veya bambaşka fikirler sunan birileri olur.
1. Bölüm: Engelli Bireylerin Sorunları ve Bu Sorunların Çözümleri
Engelli olma durumunu bir örnekle açıklayarak başlamak isterim: Önünüzde üç metrelik bir kapı bulunduğunu ve kolunun, kapının en yüksek noktasında olduğunu düşünün. Boyunuz ise bir metre yetmiş santimetre olsun. Kapıyı açabilmek için çeşitli uğraşlar verir, zıplar, erişmeye çalışır ve üzerine çıkıp destek alacak bir şey ararsınız. Başarabilirseniz, kapının koluna ulaşıp açabilir ve yolunuza devam edebilirsiniz. İşte, engellilik de böyledir. Önünüzde çeşitli engeller sıralanır ve bunları aşmaya çalışırsınız. Fakat sorun sizde değil, sizi düşünmeden tasarlanan dünyadadır.
Engelli bireylere sorun çıkartmak yerine, herkesi düşünerek yapılmış şehirler, ülkeler; kısacası bir dünya tasarlamalıyız. Engelli bireylerin sorunlarını ve bu sorunların kısaca çözümlerini anlatmaya çalışacağım. Bunlar kendi bakış açıma göre yazılmıştır. Gelişebilir ve değişebilir olmasını göz ardı etmeyiniz.
Temel sorunlar:
1- En başta, bakış açılarını ve bu sistemin engelli bireyleri birilerine muhtaç bırakmaması gerektiğini söylemekle başlayacağım. Çünkü en büyük sorun, bana göre budur. Sorunların temelinde, toplumun bakış açısını, yetersiz ve sorunların köküne inmeyen geçici çözümler üretmesini, aslında bir kesimin normal insanlara göre tamamen dışlanmasıyla beraber, temel haklarından dahi mahrum kalmasını görmekteyim. Bunlara ek olarak, çoğunluğun bu konuların yeterince farkında olmadığından ve/veya bu konuları bilmediğinden eminim. Engelli bireyleri topluma entegre etmeye çalışmanın da en önemli gereksinim olduğuna inanıyorum. Sadece bir engel türüne göre kurslar açılacaksa da, bu, üst kısımda topluma entegre etmeye hazırlık aşaması olması gerekliliği olmalıdır. Yoksa, bir yerde yanlışlık yapılıyor.
2- Evrensel tasarım mimari bir terimdir. Durumunuz ve yaşınız ne olursa olsun, herkesi kapsayacak bir şekilde düzenlenmiş sosyal alanları, binaları ve şehirleri kapsar. Bunun için en başta, Evrensel Tasarım derslerini mimarlık gibi üniversite bölümlerinin bir parçası haline getirmek gereklidir. Bununla beraber, var olan mimariyi ve sosyal alanları da bu tasarıma uygun hale getirmek için çalışılmalıdır.
3- Eğitim için fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Yasalarca güvence altına alınan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42. Maddesinde geçen Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. ibaresi göz ardı edilmemeli, herkesin faydalanabileceği bir sistem geliştirilmelidir. Bireylerin doğuştan veya sonradan engelli olanlarla birlikte, tespiti, takibi ve eğitim sistemine entegre edilmesi gerçekleştirilmelidir. Engeli sonradan ortaya çıkarak eğitimlerini aksatmalarına neden olmuş bireylerin tespiti ve eğitimlerine devamının sağlanması en kısa sürede desteklenmelidir. Kaynaştırma eğitimine gerekli önem verilmeli ve 7 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ile birlikte takibi sağlanmalıdır. Ayrıca, engelli bireylerin gerekli görülmesi durumunda almaya ihtiyaç duydukları özel eğitimler için yetiştirilmiş insan ihtiyacı giderilmelidir.
4- İstihdam ise, günümüzün en büyük problemidir. Bir bakıma, eğitim yoksunluğundan kaynaklanır. Üretmeyen ve maddi özgürlüğünü sağlayamamış şekilde başkalarına muhtaç olarak yaşayanları bu durumdan bir şekilde kurtarmamız gerekiyor. Engelli kontenjanlarının denetiminin sağlanması ve geliştirilmesi üzerine -teşvik dahil- bir sistem geliştirilmesi ihtiyaçtır. İstihdam güncel sorunların da başında gelmekte, kademeli olarak sistemi iyileştirmek en önemli konular arasında yer almaktadır.
5- Sağlık alanında yurt dışında bazı örneklerine ulaştığım engelli bireylerin bütün sağlık ihtiyaçlarının karşılanması gibi konularda devletin öncülük etmesi ve gerekli yasaların iyileştirilmesiyle beraber geliştirilmesi gereklidir.
Kısacası, engelli bireyler herkes gibi sosyal hayata karışmalı, eğitimlerine devam etmeli, üreterek ve maddi özgürlüklerini kazanarak kimseye muhtaç olmadan yaşamalıdır.
Güncel bazı sorunlar:
1- %40 engelli raporu sınırı ve %40ın altında rapor oranına sahip bireylerin hiçbir yasal hakkı olmaması (Sağlık Sorunu)
2- 2019 EKPSS atama tarihlerinin belirsizliği (İstihdam Sorunu)
3- Hissedilebilir zemin, rampa ve görsel veya sesli ikaz sistemlerinin eksikliği (Evrensel Tasarım Sorunu)
4- Engel grubuna uygun işlerde çalıştırılmamak ve mobbing (İstihdam Sorunu)
5- Tekerlekli sandalye temininin yetersizliği (Sağlık Sorunu)
6- Bazı hastalık gruplarının ilaçlarını devletin sağlamaması (Sağlık Sorunu)
7- İş hayatında engelli kontenjanındaki denetimi yetersizliği (İstihdam Sorunu)
8- Eğitime uyum sorunları (Eğitim Sorunu)
9- Evde bakım desteklerinin ve gerekli malzemelerinin sağlanmasının yetersizliği (Sağlık Sorunu)
10- Şehir içi ve şehir dışı ulaşım sorunları (Evrensel Tasarım Sorunu)
11- Engelli aileleri bilinçlendirme konusunda yetersiz kalınması. (Bakış Açısı Sorunu)
2. Bölüm: Engelli Bireylerin Sivil Toplum Örgütlenmesindeki Hataları
Türkiyede 1950de kurulan Altı Nokta Körler Derneği ve 1960 yılında kurulan Türkiye Sakatlar Derneği gibi köklü derneklerimiz mevcuttur. Fakat, 2019 yılına geldiğimizde, biz halâ yeni dernekler kurma ihtiyacı hissediyorsak ve temel sorunların değişmediğini görmüyorsak, sorun her birimizindir. Evet, bu köklü dernekler bize yol göstermiş ve ilk tuğlayı koymuştur. Buna itiraz etmek mümkün değildir. Ama biz bu sistemi geliştirmiyorsak veya geliştiremiyorsak, herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekmektedir.
Sadece İzmirde, faal olarak çalışan 96 engelli derneği ve 220 sağlık alanında faaliyet gösteren dernek vardır. Ben bunu, bataklığı kurutmak varken, herkesin kendi eline sinek ilacı alıp çevresine sıkması gibi bir örnekle bağdaştırıyorum. Benim için en basit kural birleş ve sesini herkese duyur olmuştur. Biz daha engelliler arasındaki empatiyi geliştirememişken, sorunlarımızı birbirimize anlatamıyorken, toplumdan bu empatiyi bekleyemeyiz. Kendimizi ifade etmenin önemini; bu konuların konuşulabilir olmasının, utanç veya kusur görmeden herkesin farkındalığını arttıracak çalışmalar yapılmasının gerekliliğini az çok herkes anlayabilir. Öncelikle, engelli bireylerin kendilerine olan inancını geliştirmeleri ve güncel sorunlara çözüm ararken, aynı zamanda sorunların temeline inerek bataklığı kurutmak için çalışması gerekmektedir. Bunun için ise, seslerini duyurabilecekleri bir platforma, yani her engelli ve hastalık grubunu kapsayacak bir yapı ile sivil toplum örgütlenmesine ihtiyaç vardır. Zamanla her kesimi kendisine çekecek bu yapı, toplumla kaynaşmayı ve farkındalığı sağlayacaktır.
3.Bölüm: Engelli Federasyonları İle İlgili Bilgi ve Yapılacak Çalışmalar
Bir federasyon kurabilmek için kuruluş amaçları aynı olan en az 5 derneğin bir araya gelmesi gerekmektedir.
Derneğinizin tüzüğünüzün 13. Maddesi Amacın gerçekleştirilmesi için gerek görülmesi durumunda yurt içinde ve yurt dışında vakıf kurmak, Federasyon kurmak, kurulu bir Federasyona katılmak veya gerekli hallerde Federasyon üyeliğinden ayrılmak, gerekli izin alınarak Derneklerin kurabileceği tesisleri kurmak söz konusu durumu ele almaktadır.
Yapılması gereken, kuruluş amacı aynı olan ne kadar dernek varsa, hepsini ortak bir paydada toplayabileceğimiz, çok sesli ve aynı zamanda birlikten kuvvet doğar mantığıyla kurulmuş ve sürekli gelişen bir yapı kurabilmekle beraber, sürdürülebilirliğin sağlaması ana amaç olmalıdır. Bunun da karşılığı, İzmir için ilk olarak temelini atabileceğimiz Federasyon yapısı ile gerçekleştirilebilir.
Bu Federasyon, engelli derneklerinin öncülük edeceği ve zamanla toplumun her kesiminden insanları çekebileceği bir yapı şeklinde inşa edilmelidir. Bunun için de devlet kurumlarını, belediyeleri, üniversiteleri ve gönüllü olarak katkı sağlamak isteyen herkesi kendine çekme ihtiyacı hissedilmelidir. Aynı zamanda, koordineli çalışmayı sağlayabilecek bir köprü görevi üstlenmek gereklidir. Bu bahsettiklerim sadece İzmir için geçerli olup ana amaç, Türkiyeye bir model sunabilmek ve farkındalık oluşturmaktır. Önce yaşadığımız yeri güzelleştirmeyi amaçlamalı, sonrasında diğer şehirlere ve ülke geneline yayılma amaçlanmalıdır.
4. Bölüm: Federasyon Yapısını Oluşturabilmek Konusunda Fikirler
1. Yapılması gereken ilk adım, kurulmuş olan federasyon yapılarını incelemek ve fikir alışverişinde bulunma amacıyla gönüllü bir ekip kurulmasıdır. İl sınırları içerisinde ve bölgeyi de kapsayan engelli derneklerini bir çatı altında toplamak amacıyla kurulmuş Samsun Engelliler Federasyonu (SAMEF) ile iletişime geçilip gerekirse bu federasyonun yapısını incelemek, çalışmalarını öğrenmek ve ne ölçüde etkin olduklarını anlayabilmek açısından gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
2. Yeterli altyapı sağlandıktan ve gidilmesi gereken yol belirlendikten sonra, İzmirde bulunan kuruluş amaçları aynı olan derneklerle doğrudan iletişime geçilip hangi çalışmaları hayata geçirdikleri, ne ölçüde başarılı olabildikleri ve nelere ihtiyaç duydukları konularında fikir alışverişi yapılmalı ve etkin bir şekilde hareket edilmelidir. Yukarıda özetlediğim yapıdan bahsedilip düşünceleri alınmalı ve bu amaç üzerinden neler yapılması gerektiği birebir görüşmelerle tartışılmalıdır.
3. Üniversitelerin engelli birimleriyle iletişime geçilip bu konu hakkında fikirleri alınmalı ve yapılan araştırma veya tez konuları hakkında Bilimsel verileri arttırmak amacıyla neler yapılabilir? çerçevesinde destekleri ve görüşleri alınmalıdır. Üniversitelerde bulunan ilgili öğrenci kulüpleriyle iletişime geçilmeli, aynı zamanda gönüllü olarak çalışmak isteyenlerle bu yapıyı duyurma ve desteklerini alma amacıyla çalışmalar yapılmalıdır. Düşünce, düşünce ile gelişir ve genç insanları bu amaca ortak etmeye çalışılmalıdır.
4. Eğer sivil toplum örgütü yapılanması başarılı olursa, devlet kurumları ile iletişime geçilip amaçlar aktarılmalı ve yapmak istenen çalışmalar anlatılmalıdır. Destek alınabilir ise, koordineli çalışmak ve fikir alışverişinde bulunmak ile iletişim halinde olmak büyük önem kazanacaktır.
5. Belediyeler ile görüşülüp koordineli çalışma yapmak konusunda kendimizi ifade etmeli ve desteklerinin alınması amaçlanmalıdır. Engelli Meclisinin tekrar aktif hale getirilmesi ve güncel sorunları çözmeye çalışırken, sorunların temeline inilmesi için destekleri alınmalıdır.
6. Üniversitelerde bu konu hakkında araştırma yapmak isteyen akademik birimler ile koordineli çalışılmalı, söz konusu birimler teşvik edilmelidir. Bu konuda çalışmalar yaparken, bilimsel veriler olmadan sınırlı bir şekilde hareket edilebileceği unutulmamalı, bilimsel verilerin ışığında çalışmalar yapabilmek için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Bir şeyler yapabilmek ve sorunların temeline inmek için oluşturulan bu projenin hayata geçirilmesi her açıdan zordur. Bu durumun farkındayım. Yapabileceğimiz şeyler zorlu bir yolun üzerindeymiş gibi görünmektedir. Ama bir yerden başlamak önemlidir. Bu konuda adım atmak artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ötelemek ve geçici çözümler üretmek yerine, sorunları kökünden çözmeye odaklanılması benim açından önemlidir.
Derneğinizle bu konuda iletişime geçmemin sebebi, kamu kurumlarının ve çalışanlarının birleştiriciliği üstlenebilmesine olan inancımdan dolayıdır. Aynı zamanda, yetkililere sesimizi duyurma ve etkin çalışma yapabilme konusunda aktif olabilecek bir dernek olduğunuzu düşündüğümdendir.
Yazının başında da dediğim gibi, bu fikirler değişebilir ve geliştirilebilir olması konusunda her bakış açısına her zaman açık olmalıdır. Benim yapmaya çalıştığım, sadece bir kıvılcımı ortaya atmak oldu. Bu kıvılcımı korumak ve güçlü bir ateşe dönüştürebilmek için herkese ve her yapıcı fikre ihtiyacımız olduğunun farkındayım. Birlikte, bu konuda samimi çalışmalar yapabileceğimizi düşünüyorum.
Yazan: Efe Zeybekoğlu
1. Bölüm: Engelli Bireylerin Sorunları ve Bu Sorunların Çözümleri
Engelli olma durumunu bir örnekle açıklayarak başlamak isterim: Önünüzde üç metrelik bir kapı bulunduğunu ve kolunun, kapının en yüksek noktasında olduğunu düşünün. Boyunuz ise bir metre yetmiş santimetre olsun. Kapıyı açabilmek için çeşitli uğraşlar verir, zıplar, erişmeye çalışır ve üzerine çıkıp destek alacak bir şey ararsınız. Başarabilirseniz, kapının koluna ulaşıp açabilir ve yolunuza devam edebilirsiniz. İşte, engellilik de böyledir. Önünüzde çeşitli engeller sıralanır ve bunları aşmaya çalışırsınız. Fakat sorun sizde değil, sizi düşünmeden tasarlanan dünyadadır.
Engelli bireylere sorun çıkartmak yerine, herkesi düşünerek yapılmış şehirler, ülkeler; kısacası bir dünya tasarlamalıyız. Engelli bireylerin sorunlarını ve bu sorunların kısaca çözümlerini anlatmaya çalışacağım. Bunlar kendi bakış açıma göre yazılmıştır. Gelişebilir ve değişebilir olmasını göz ardı etmeyiniz.
Temel sorunlar:
1- En başta, bakış açılarını ve bu sistemin engelli bireyleri birilerine muhtaç bırakmaması gerektiğini söylemekle başlayacağım. Çünkü en büyük sorun, bana göre budur. Sorunların temelinde, toplumun bakış açısını, yetersiz ve sorunların köküne inmeyen geçici çözümler üretmesini, aslında bir kesimin normal insanlara göre tamamen dışlanmasıyla beraber, temel haklarından dahi mahrum kalmasını görmekteyim. Bunlara ek olarak, çoğunluğun bu konuların yeterince farkında olmadığından ve/veya bu konuları bilmediğinden eminim. Engelli bireyleri topluma entegre etmeye çalışmanın da en önemli gereksinim olduğuna inanıyorum. Sadece bir engel türüne göre kurslar açılacaksa da, bu, üst kısımda topluma entegre etmeye hazırlık aşaması olması gerekliliği olmalıdır. Yoksa, bir yerde yanlışlık yapılıyor.
2- Evrensel tasarım mimari bir terimdir. Durumunuz ve yaşınız ne olursa olsun, herkesi kapsayacak bir şekilde düzenlenmiş sosyal alanları, binaları ve şehirleri kapsar. Bunun için en başta, Evrensel Tasarım derslerini mimarlık gibi üniversite bölümlerinin bir parçası haline getirmek gereklidir. Bununla beraber, var olan mimariyi ve sosyal alanları da bu tasarıma uygun hale getirmek için çalışılmalıdır.
3- Eğitim için fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Yasalarca güvence altına alınan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42. Maddesinde geçen Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. ibaresi göz ardı edilmemeli, herkesin faydalanabileceği bir sistem geliştirilmelidir. Bireylerin doğuştan veya sonradan engelli olanlarla birlikte, tespiti, takibi ve eğitim sistemine entegre edilmesi gerçekleştirilmelidir. Engeli sonradan ortaya çıkarak eğitimlerini aksatmalarına neden olmuş bireylerin tespiti ve eğitimlerine devamının sağlanması en kısa sürede desteklenmelidir. Kaynaştırma eğitimine gerekli önem verilmeli ve 7 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ile birlikte takibi sağlanmalıdır. Ayrıca, engelli bireylerin gerekli görülmesi durumunda almaya ihtiyaç duydukları özel eğitimler için yetiştirilmiş insan ihtiyacı giderilmelidir.
4- İstihdam ise, günümüzün en büyük problemidir. Bir bakıma, eğitim yoksunluğundan kaynaklanır. Üretmeyen ve maddi özgürlüğünü sağlayamamış şekilde başkalarına muhtaç olarak yaşayanları bu durumdan bir şekilde kurtarmamız gerekiyor. Engelli kontenjanlarının denetiminin sağlanması ve geliştirilmesi üzerine -teşvik dahil- bir sistem geliştirilmesi ihtiyaçtır. İstihdam güncel sorunların da başında gelmekte, kademeli olarak sistemi iyileştirmek en önemli konular arasında yer almaktadır.
5- Sağlık alanında yurt dışında bazı örneklerine ulaştığım engelli bireylerin bütün sağlık ihtiyaçlarının karşılanması gibi konularda devletin öncülük etmesi ve gerekli yasaların iyileştirilmesiyle beraber geliştirilmesi gereklidir.
Kısacası, engelli bireyler herkes gibi sosyal hayata karışmalı, eğitimlerine devam etmeli, üreterek ve maddi özgürlüklerini kazanarak kimseye muhtaç olmadan yaşamalıdır.
Güncel bazı sorunlar:
1- %40 engelli raporu sınırı ve %40ın altında rapor oranına sahip bireylerin hiçbir yasal hakkı olmaması (Sağlık Sorunu)
2- 2019 EKPSS atama tarihlerinin belirsizliği (İstihdam Sorunu)
3- Hissedilebilir zemin, rampa ve görsel veya sesli ikaz sistemlerinin eksikliği (Evrensel Tasarım Sorunu)
4- Engel grubuna uygun işlerde çalıştırılmamak ve mobbing (İstihdam Sorunu)
5- Tekerlekli sandalye temininin yetersizliği (Sağlık Sorunu)
6- Bazı hastalık gruplarının ilaçlarını devletin sağlamaması (Sağlık Sorunu)
7- İş hayatında engelli kontenjanındaki denetimi yetersizliği (İstihdam Sorunu)
8- Eğitime uyum sorunları (Eğitim Sorunu)
9- Evde bakım desteklerinin ve gerekli malzemelerinin sağlanmasının yetersizliği (Sağlık Sorunu)
10- Şehir içi ve şehir dışı ulaşım sorunları (Evrensel Tasarım Sorunu)
11- Engelli aileleri bilinçlendirme konusunda yetersiz kalınması. (Bakış Açısı Sorunu)
2. Bölüm: Engelli Bireylerin Sivil Toplum Örgütlenmesindeki Hataları
Türkiyede 1950de kurulan Altı Nokta Körler Derneği ve 1960 yılında kurulan Türkiye Sakatlar Derneği gibi köklü derneklerimiz mevcuttur. Fakat, 2019 yılına geldiğimizde, biz halâ yeni dernekler kurma ihtiyacı hissediyorsak ve temel sorunların değişmediğini görmüyorsak, sorun her birimizindir. Evet, bu köklü dernekler bize yol göstermiş ve ilk tuğlayı koymuştur. Buna itiraz etmek mümkün değildir. Ama biz bu sistemi geliştirmiyorsak veya geliştiremiyorsak, herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekmektedir.
Sadece İzmirde, faal olarak çalışan 96 engelli derneği ve 220 sağlık alanında faaliyet gösteren dernek vardır. Ben bunu, bataklığı kurutmak varken, herkesin kendi eline sinek ilacı alıp çevresine sıkması gibi bir örnekle bağdaştırıyorum. Benim için en basit kural birleş ve sesini herkese duyur olmuştur. Biz daha engelliler arasındaki empatiyi geliştirememişken, sorunlarımızı birbirimize anlatamıyorken, toplumdan bu empatiyi bekleyemeyiz. Kendimizi ifade etmenin önemini; bu konuların konuşulabilir olmasının, utanç veya kusur görmeden herkesin farkındalığını arttıracak çalışmalar yapılmasının gerekliliğini az çok herkes anlayabilir. Öncelikle, engelli bireylerin kendilerine olan inancını geliştirmeleri ve güncel sorunlara çözüm ararken, aynı zamanda sorunların temeline inerek bataklığı kurutmak için çalışması gerekmektedir. Bunun için ise, seslerini duyurabilecekleri bir platforma, yani her engelli ve hastalık grubunu kapsayacak bir yapı ile sivil toplum örgütlenmesine ihtiyaç vardır. Zamanla her kesimi kendisine çekecek bu yapı, toplumla kaynaşmayı ve farkındalığı sağlayacaktır.
3.Bölüm: Engelli Federasyonları İle İlgili Bilgi ve Yapılacak Çalışmalar
Bir federasyon kurabilmek için kuruluş amaçları aynı olan en az 5 derneğin bir araya gelmesi gerekmektedir.
Derneğinizin tüzüğünüzün 13. Maddesi Amacın gerçekleştirilmesi için gerek görülmesi durumunda yurt içinde ve yurt dışında vakıf kurmak, Federasyon kurmak, kurulu bir Federasyona katılmak veya gerekli hallerde Federasyon üyeliğinden ayrılmak, gerekli izin alınarak Derneklerin kurabileceği tesisleri kurmak söz konusu durumu ele almaktadır.
Yapılması gereken, kuruluş amacı aynı olan ne kadar dernek varsa, hepsini ortak bir paydada toplayabileceğimiz, çok sesli ve aynı zamanda birlikten kuvvet doğar mantığıyla kurulmuş ve sürekli gelişen bir yapı kurabilmekle beraber, sürdürülebilirliğin sağlaması ana amaç olmalıdır. Bunun da karşılığı, İzmir için ilk olarak temelini atabileceğimiz Federasyon yapısı ile gerçekleştirilebilir.
Bu Federasyon, engelli derneklerinin öncülük edeceği ve zamanla toplumun her kesiminden insanları çekebileceği bir yapı şeklinde inşa edilmelidir. Bunun için de devlet kurumlarını, belediyeleri, üniversiteleri ve gönüllü olarak katkı sağlamak isteyen herkesi kendine çekme ihtiyacı hissedilmelidir. Aynı zamanda, koordineli çalışmayı sağlayabilecek bir köprü görevi üstlenmek gereklidir. Bu bahsettiklerim sadece İzmir için geçerli olup ana amaç, Türkiyeye bir model sunabilmek ve farkındalık oluşturmaktır. Önce yaşadığımız yeri güzelleştirmeyi amaçlamalı, sonrasında diğer şehirlere ve ülke geneline yayılma amaçlanmalıdır.
4. Bölüm: Federasyon Yapısını Oluşturabilmek Konusunda Fikirler
1. Yapılması gereken ilk adım, kurulmuş olan federasyon yapılarını incelemek ve fikir alışverişinde bulunma amacıyla gönüllü bir ekip kurulmasıdır. İl sınırları içerisinde ve bölgeyi de kapsayan engelli derneklerini bir çatı altında toplamak amacıyla kurulmuş Samsun Engelliler Federasyonu (SAMEF) ile iletişime geçilip gerekirse bu federasyonun yapısını incelemek, çalışmalarını öğrenmek ve ne ölçüde etkin olduklarını anlayabilmek açısından gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
2. Yeterli altyapı sağlandıktan ve gidilmesi gereken yol belirlendikten sonra, İzmirde bulunan kuruluş amaçları aynı olan derneklerle doğrudan iletişime geçilip hangi çalışmaları hayata geçirdikleri, ne ölçüde başarılı olabildikleri ve nelere ihtiyaç duydukları konularında fikir alışverişi yapılmalı ve etkin bir şekilde hareket edilmelidir. Yukarıda özetlediğim yapıdan bahsedilip düşünceleri alınmalı ve bu amaç üzerinden neler yapılması gerektiği birebir görüşmelerle tartışılmalıdır.
3. Üniversitelerin engelli birimleriyle iletişime geçilip bu konu hakkında fikirleri alınmalı ve yapılan araştırma veya tez konuları hakkında Bilimsel verileri arttırmak amacıyla neler yapılabilir? çerçevesinde destekleri ve görüşleri alınmalıdır. Üniversitelerde bulunan ilgili öğrenci kulüpleriyle iletişime geçilmeli, aynı zamanda gönüllü olarak çalışmak isteyenlerle bu yapıyı duyurma ve desteklerini alma amacıyla çalışmalar yapılmalıdır. Düşünce, düşünce ile gelişir ve genç insanları bu amaca ortak etmeye çalışılmalıdır.
4. Eğer sivil toplum örgütü yapılanması başarılı olursa, devlet kurumları ile iletişime geçilip amaçlar aktarılmalı ve yapmak istenen çalışmalar anlatılmalıdır. Destek alınabilir ise, koordineli çalışmak ve fikir alışverişinde bulunmak ile iletişim halinde olmak büyük önem kazanacaktır.
5. Belediyeler ile görüşülüp koordineli çalışma yapmak konusunda kendimizi ifade etmeli ve desteklerinin alınması amaçlanmalıdır. Engelli Meclisinin tekrar aktif hale getirilmesi ve güncel sorunları çözmeye çalışırken, sorunların temeline inilmesi için destekleri alınmalıdır.
6. Üniversitelerde bu konu hakkında araştırma yapmak isteyen akademik birimler ile koordineli çalışılmalı, söz konusu birimler teşvik edilmelidir. Bu konuda çalışmalar yaparken, bilimsel veriler olmadan sınırlı bir şekilde hareket edilebileceği unutulmamalı, bilimsel verilerin ışığında çalışmalar yapabilmek için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Bir şeyler yapabilmek ve sorunların temeline inmek için oluşturulan bu projenin hayata geçirilmesi her açıdan zordur. Bu durumun farkındayım. Yapabileceğimiz şeyler zorlu bir yolun üzerindeymiş gibi görünmektedir. Ama bir yerden başlamak önemlidir. Bu konuda adım atmak artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ötelemek ve geçici çözümler üretmek yerine, sorunları kökünden çözmeye odaklanılması benim açından önemlidir.
Derneğinizle bu konuda iletişime geçmemin sebebi, kamu kurumlarının ve çalışanlarının birleştiriciliği üstlenebilmesine olan inancımdan dolayıdır. Aynı zamanda, yetkililere sesimizi duyurma ve etkin çalışma yapabilme konusunda aktif olabilecek bir dernek olduğunuzu düşündüğümdendir.
Yazının başında da dediğim gibi, bu fikirler değişebilir ve geliştirilebilir olması konusunda her bakış açısına her zaman açık olmalıdır. Benim yapmaya çalıştığım, sadece bir kıvılcımı ortaya atmak oldu. Bu kıvılcımı korumak ve güçlü bir ateşe dönüştürebilmek için herkese ve her yapıcı fikre ihtiyacımız olduğunun farkındayım. Birlikte, bu konuda samimi çalışmalar yapabileceğimizi düşünüyorum.
Yazan: Efe Zeybekoğlu