Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli sorunlarının çözümünde medyanın önemi [Tartışma]

M.Zahid

Üye
Üyelik
25 Ağu 2009
Konular
4
Mesajlar
148
Reaksiyonlar
0
Medyanın toplum üzerindeki etkileri tartışılmaz diye düşünüyorum.
Haber alma aracı olarak başlayan medya,günümüzde araç olarak kullanılmakta.

Siyasi,güncel,sosyal..her alanda etkilibir araç.
Çağımızda böyle önemli yer tutan medyayı bizler kendi haklarımızın savunulmasında,engelli sorunlarının gündem oluşturulmasında,hayatın her alanındaki önerilerimizin dikkate alınmasında,kısaca ''Bende varım'' mücadelesinde medyayı ne kadar kullanabiliyoruz?

Ciddi manada kullanabilseydik engelli insanların sıkıntılarını ,kabus gibi anılarını,film gibi yaşamlarını buradan okumazdık..

Medyayı kimler niçin kullanmıyorki
Buradadamı bir engel var bilmiyorum alışagelinmiş bir alışkanlık oldu bu engellilerde ''Yinemi bir engel''
Engelsiz bir yaşam dileğiyle
 
Her şeyden evvel güzel bir konuya değindiğin için teşekkür ederim.

Medya günümüzde o kadar etkili bir araç ki, birçok konulara hâkim ve yön verebilmektedir. Adeta medyada olduğun kadar varsın. Medyada gündeme geldiğin kadar etkilisin. Durum böyle olduğu zamanda medyadan ayrı ve ondan bağımsız olarak hareket etmek birçok konuda geride kalmak gibidir. Yani etkili olacaksan, sesini duyuracaksan medyanın bunda katkısı tartışılmaz…

Biz engelliler olarak, medyayı ne kadar etkili ve bizim sorunlarımız için kullanıyoruz? Sorusu da hemen aklımıza gelmektedir. Biz engellilerin medyada çok fazla etkin olamaması zaten bugün bulunduğumuz noktadan da anlaşılmaktadır. Oysa biz sesimizi medyada daha fazla duyurabilsek, bizleri medya biraz daha anlayabilse sanırım birçok konuda çok önemli mesafeler kat edebiliriz.

Medyanın duyarsızlığından dolayı engelli insanların sorunlarını gündeme taşımak yerine, daha çok reyting yapacak konulara eğilmesi de ayrı bir tartışma konusudur. Burada şu da bir gerçektir. Engellilerle ilgili yapılan bir programları kaç engelli insan izliyor veya kaç engelli ailesi izliyor? Bunları da düşündüğümüz zaman bu konuda çok geri planda olduğumuz bir gerçektir. Engelliler olarak medyada ve daha bir çok yerde daha çok söz sahibi olmadıkça bu sorunlar bitmez…
 
Rica ederim hocam
Asıl ben teşekkür ederim değerli yorumlarınız için.

Engelliler'in bu konuya ilgisiz kaldığına tamamıyla katılıyorum..
Başlığın görüntülenme sayısından anlaşılıyor zaten:)
 
Sakat örgütleri, aktivistler, akademisyenler o derece az ki-yok ki Türkiye'de, medyada sakatların haklarını savunacak kişilerin olmaması kaçınılmaz.
Önce "sakat" deyince benzer şeyi anlayan birileri ortaya çıkmalı, politik tavır açısından ortak paydaya sahip kişiler biraraya gelmeli, yazıp-çizmeli, bağırmalı, varolan sivil toplum örgütlerini "silkelemeli", sonra medya için hamle yapılmalı. Diye düşünüyorum. Aşağıdan yukarıya yani... Bu olmadan medya demek Türkiye'deki sakatlar açısından ezberlerin tekrarını yapan ve bu yanıyla sakatları en dibe kadar batıran bir aygıt demek.
 
Biz engellilerin en çok sevmediği davranışlardan birisi bizlere acınmasıdır eger medyadan yaralanmak istiyorsak izlediğimiz şimdiki porğramlarda olduğu gbi salya sümük ağlamak dugu sömürüsü yapmakdır bunuda yapamayacagımıza göre medyanın top on listesinde yer almamız beklenemez :)
 
OturanBoğa;
Yapıcı yorumlarınız için Teşekkürederim
günümüz şartlarında medyanın önemi çok büyük..
bu gücü kullanmak gerekiyorsa
biryerden başlanılmalı..

----------

münocan;
Engelli insanların da bir çok üstün tarafı var..
Azmiyle ,hırsızyla.çalışkanlığıyla bir çok normal insanlardan çok daha başarılı engelli arkadaşlarımız var aramızda..
Bence bu üstün taraf ön plana çıkarılmalı..
 
Yeterince bilinçli/donanımlı + örgütlü değilsen sen medyayı değil medya seni kullanır. Nitekim çok örneklerini de gördük.. Bak bakalım çevrene.. Yukarıda saydığım unsurların hangisi var?:confused:
 
M.Zahid;

evt ön plana çıkarmalı ama nasıl yada böyle de sorulabilir bu güne kadar neden çıkarılmamış :( biraz geç kalmadıkmı gerçii burda çok güzel bir ata sözünü kullanmamızda mümkün ,zararın nersinden dönersen kadır dedikten sonra ,zarar yaptığımızı farkettik ,bizi zarara uğratan noktayı neşterle çıkarıp alalım hastalıklı noktalarımıza tedavi uygulayalım, geç kalmamıza ragmen belki tedaviye cevap verebilirz
 
Baben;

Ben bu haliyle herşey tamam demiyorum ki :)
Konu başlığım; ''Engelli sorunlarının çözümünde medyanın önemi''
Her normal insan gibi engelli insanlarda; ''Yeterince bilinçli/donanımlı+örgütlü'' olamazmı bu manada bir eksiğimiz varsa elbette onuda tartışmalıyız..
 
Peki normal insanların ne kadarı ''Yeterince bilinçli/donanımlı+örgütlü''?

Bu sözlerin anlamını bilen kişi sayısı bile çok çok az güzel yurdumda..

Artı %39'u okuma-yazma bilmeyen, büyük çoğunluğu engellerden dolayı evinden dahi çıkamayan devasa bir kitleden söz ediyoruz.. Normal insanlarla karşılaştırmadan önce bunları da göz önünde bulundur lütfen..
 
Sevgili Baben;
Aslında ne söylemek istediğimi anladın
ama burada amaç;
Birbirimizin kelime hatalarından faydalanarak üstünlük sağlamak deyil,oysa söylemek istediğimi çok iyi anladığını düşünüyorum.

Günlerden bir gün, pireler zıplamaya devam ederken genç öncü bir pire zıplamaktan sıkılır ve “yahu hep zıplayıp duruyoruz. Ancak bir türlü şu kabın sınırlarını aşamadık. Hep beraber daha yukarı zıplarsak buradan kurtulabiliriz. Neden daha yükseğe zıplamıyoruz” Sorusunu sorar.

Bir grup pire hemen karşı çıkar. “Daha önce bir çok kişi denedi ve kimse başaramadı. Sen mi kurtaracaksın bizi. Boşver daha yükseğe zıplamayı haline şükret. Hem eski köye yeni adet mi getireceksin”

Başka bir pire topluluğu ise şöyle der; “Buradan çıkıp ne yapacaksın. Hem dışarısı çok tehlikeli. Bu bizim kaderimiz. Böyle gelmiş böyle gider.”

Bütün çabalarına rağmen, çevresinde sadece bir grup atalet sahibi bilge pire olduğunu fark eder. Ve hep bir ağızdan bir türkü tuttururlar.

“Böyle gelmiş böyle gidecek. Bıktım illallah..
:)
 
Sevgili baben;
''Yeterince bilinçli/donanımlı+örgütlü''?
Bu özellikler sizde mevcut mu? Mevcut ise yaptığınız neler oldu?
Böyle bir özelliğe sahipseniz bunu nasıl bir şekilde kullanıyor sunuz?

Engellilerin değil bütün insanlığın sorunu değil mi bu sorun?
Bu konuda böyle insanlar olması için sizce ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Sizin bu yönde bir çalışmanız var mı? Varsa neler?
 
[SIZE=3][SIZE=2]Konu iel ilgili olarak bir gelişme olarak değerlendirebilirmi bilmem ama Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve TRT kurumu işbirliği ile TRT -1 Televizyon kanalında yayınlanması planlanan yapımcılığını Sinan Yaka, Ali Horzumlu ve Selen Kıratlının yaptığı ve çalışan ve belli görevleri ifa eden engelli insanların tanıtılacağı “Hayat Engel Tanımaz” adlı bir televizyon programının yapımına başlanmıştır[/SIZE]. [/SIZE]
Bunu belirttikten sonra bu konu ile ilgili olarak bir kaç cümle etmek istiyorum. Bir kaç yıl önce seyrettiğim şikago adlı bir filmi anımsadım. Ana tema hayatın bir gösteri olduğunu ancak böyle bir ilgi yaratırsan medyanın ilgisini çekebileceğini vurguluyordu. Evet arkadaşlar medya ancak toplumun dikkatini çeken olayları taşıyor gündemlerine. Bülent ne kadar sitem etsede malesef ölüm hakkını kullanan engelli bir insan medyatik oluyor. Yoksa engellilerin şu sorunu varmış bu sorunu varmış hikaye. Medya konusu çok geniş bir konu. Ama ne kadar kızılırsa kızılsın ancak bu şekilde yani ölüm hakkını isterse, sandalye tesliminde bir kaç ünlü gelirse medya ilgileniyor . Ne zaman para toplama kampanyası olursa medya ekranlarını açıyor. O nedenle gerçekleri iyi bilmeli ona göre tavır koymalıyız. Ben bilmiyorum ama bir günlük gazede de haftalık ve aylık sistemli şekilde engelli konulara yer ayıran varmı.Sanırım yok en azından benin takip ettiklerimde yok. 9 milyon engelli var ama buna bir sütün yer ayıran gazete yok.Ev hayvanları için nerdeyse günlük bir gazete sayfasının yarısını ayıran gazetelerin olduğu günümüzde
 
M.Zahid' Alıntı:
Sevgili Baben;
Aslında ne söylemek istediğimi anladın
ama burada amaç;
Birbirimizin kelime hatalarından faydalanarak üstünlük sağlamak deyil,oysa söylemek istediğimi çok iyi anladığını düşünüyorum.

Bu da nereden çıktı? :confused: Öyle bir şey yapmış da değilim, kimsenin yaptığını da düşünmüyorum.! Olsa bile önemi yok!

Şu sözünden yola çıktım..
Medyayı kimler niçin kullanmıyorki

Daha somut olmak gerekir diye düşünüyorum.. Kimlerin, niçin kullandığını güncel medyayla arası pek hoş olmayan bencileyin birine, somut örneklerden giderek anlatırsan daha kolay varırız menzile.. :)

Anlattığın "kıssa"yı beğenmedim.. :( Hem buradaki konuşmalarımızla ilgisi yok, hem şık olmamış, bence.. İlla birileriyle karşılaştıracaksan "normal insanlar" olsun, razıyım. ;)




Sevgili eshat,

Anketvari sorulara cevap vermeyi sevmem.. :( Kimseye de sormam.. Ayrıca olayı kişiselleştirmenin hiçbir anlamı ve yararı yok.. Yasal örgütlenmenin gerekliliğinden söz ediyoruz burada.. Tek kişilik örgüt olmaz ki! :(
 
Sevgili baben;

Olayı kişiselleştirmekten çok siz böyle bir yargılama yapmışsınızda ondan sordum..:( Cevap verip vermemeniz çok önemli değil zaten...:( Siz bilirsiniz...

Tek kişilik örgüt var diyede bir ibarem olmadı... Soru sormak örgüt kurmak değildir. Veya birilerinin örgüt olduğunu iddia etmek değilidr...:(
 
Şu sözünden yola çıktım..
Daha somut olmak gerekir diye düşünüyorum.. Kimlerin, niçin kullandığını güncel medyayla arası pek hoş olmayan bencileyin birine, somut örneklerden gidrek anlatırsan daha kolay varırız menzile.. :)
Somut örnekmi istiyorsunuz?
bu gün siyasette, ticarette.. hatta ve hatta terörde bile amaca ulaşmak için bir araç olarak kullanıldını bilmediğinizi düşünemiyorum..
sana sadece kendi yaşantımdan örnek vermek istiyorum.

Ben kamuda çalışmadan önce akaryakıt satışı yapıyordum bağzı kamu kurumlarında yapılan ihaledeki engellemeler haksızlıklar dan dolayı hiç bir resmi kurum ihalesi alamadık.
Sonra aklımıza bir firmanın yaptığı geldi
firma ortaklarından birisinin gazetesi vardı.
bu firma bir çok kurumun ihalesini almıştı
bende çıkarttım bir gazete
tabii ben bir takım nedenlerden dolayı yeni ihale zamanına kadar sürdüremedim.
Şimdi düşünün! Benim gibi küçücük ticaretle uğraşan birisi bunu düşünüyor. Kimbilir medya gücüyle neler yapılıyor,neler.

NOT:Şimdi burada benim yaptığım şey doğru deyildi bunu başta itiraf edeyimde tartışma bu yöne odaklanmasın.
 
eshat dostum,

5 satırlık yazında 7 tane soru işareti, üç tane "siz" kullanmışsın. 5 soru salt bana yönelik.. Bu, buradan "kişiselleştirme" gibi görülüyor!;)

Anladım.. Art niyetli değilsin de.. Bu tür sorular kavgada bile sorulmaz! :p Çünkü ucu-bucağı belli değildir.. Herkes istediği yere çeker. Hele forum gibi sanal ve genel yerlerde!

O sadece, durum yargılamasından ibaret.. Vaziyet-i coğrafya yani.. Benim kişisel bir yargım değil.. Google Amca kolayca bulur sanırım.:p Ama aslında bir buz dağı gibidir! Görünmeyen kısmı görünen kısmından çok çok çok daha büyüktür.. O nedenle, ne Baben, ne eshat, ne başka biri şu aşamada, oturup bıdı bıdı tartışmaktan başka bir şey yapamaz! Ama tartışmak da iyidir. "Doğru" başka türlü bulunmaz çünkü..:)



Sevgili M.Zahid,

İşte orada benim dediğime geliyoruz.. Gazete çıkarmak, bunun sürdürebilirliğini sağlamak, yaygınlaştırıp etkili bir güç haline getirebilmek; hem bilinçli/donanımlı elemanlar ister, hem büyük boyutlu parasal ya da örgütlü destek ister.. Yoksa amatör bir hoş seda olarak geçip gider! De bakayım.. Bunların hangi biri var bizde?.. Ve de yeterli mi?
 
Bir ders bana Ülkemizde Hüseyin Üzmez ve Münevver olayı ..

Medya koşullanmazsa, doğruyu, yani bana göre gerçek resmi gösterirse, hem halkla bütünleşir hem de saygınlığını kazanır.. Ortak bir bilinç yaratılır ve amaca ulaşılır ..

Medyada kendine dersler çıkarmalı bu olaylardan.. Yönlendirme, arka çıkma, yorumlama, görmeme huyundan vaz geçmeli artık .. İki olayda da belki başka nedenlerden, istemeden, resmi tüm gerçekliği ile çizdi halkın kafasına.. Mutlaka altında başka nedenler vardır.. Birinde amaç Üzmez’i üzmek değildir, onun sırtından başkalarını dövmektir .. Cinayette ise belki tanıdıklar vardır medya içinde kurban ile akraba, dost.. Fakat nedeni ne olursa olsun iyi yapmıştır.. İşte gerçek gazetecilik ve Medya olayı budur.. Ulusun ortak bilinci böyle oluşur.. Tasada kaygıda ve de kederde böyle oluşur ortak bilinç.. Medya bu olayı ince ince incelemeli ve gerçek yerinin halkın yanı olduğunu görmelidir .. Halkla bütünleşmenin karşısında iki olayda da, devlet geri adım atmak yada hızlanmak zorunda kalmış ve de çürüyen yerlerini kesip atmasını bilmiştir .. Gerçek anlamda devlet de kazanmıştır bu olaylardan ..

Akşam yemeklerinde gözümüzü, şehit cenazelerinden karelerle gözyaşına boğuyorsa medya ve arkasından saygısızca eğlencelerle karşımıza çıkıyorsa ben ona güvenmem .. Çünkü arada sadece dakikalar oluyor .. Demek ki ikisini de benzer şekilde kullanıyor diyorum .. Terör amacına ulaşmış olur diye iğrenç bir bahane sürüyorlar ya deliriyorum .. Oysa ortak sevince ve üzüntüye dinamit koyuyorlar ve patlatıyorlar .. Saygı beyler, saygı .. İnsan düşmanının bile acısına saygı gösterir..

Gelelim bu dersler ışığında, Engellilere karşı Medyanın tutumuna.. Yönlendirme yapmasın.. Yorum yapmasın .. Resmi çıkarsın ortaya.. Eğitimi kendi değil, bizden olanların isteklerine bıraksın.. Resmi ortaya çıkarsa aklın yolu bir zaten ..
 
Selamlar. Bence bize medyanın destek olması için özürlüler önce bir noktada birleşmeli. Senin söylediğini bir başkası reddeder aksini yaparsa, Medya sana ne yapsın. Özürlüler dikkat çekecek basarılar kazanmalı ki ! Medyada da yer bulsun. Bu iş öyle itiş kakış ile olmaz. Önce söz birliği gerekir, gerisi yavaşta olsa eninde sonunda olur. Biz daha medeni insanlar gibi birbirimizin düşüncesine saygı gösteremediğimiz için, Bu sitede birçok arkadasımız yasaklanmadı mı ? Peki bunların yaşanmaması için biz ne yaptık. Bu iş öyle 1, 2 Kişinin elini taşın altına koymasıyla düzelmez. Bunu Herkez tavizsiz yapmalı. Bu iş tek ses, tek vücut olmaktan geçer. Oda bizde yok.!!! iyi geceler....
 
"Medya" üzerine çok sözler söylendi bu forumlarda.. Bir arama yaptım..Şimdiye kadar "medya" kelimesi 146 başlıkta 271 mesaj içerisinde kullanılmış.. Az sayılmaz hani.. ;) Bir de benzer anlama gelen kelimeler var.. Onları saymadım artık.. :)

Bir buçuk yıl kadar önce şunları demişim:

Baben' Alıntı:
.. 80'lerden sonra bütün dünya bir SHOW dünyası oldu ve onun kuralları biçimlenmeye, yazılmaya başlandı..

Bu dünyada gemiler para ile yüzüyor.. "Paranın" da adresi: Rek-lam-laaaaar.. E.. reklamın iletileceği kişi sayısı önemli tabii.. Buna da kısaca "reyting" deniliyor.. Yani "ne kadaa ekmek, o kadaa köfte". :p Reytingin fazla olması için gösterinin o kadar "sıradan" ve aynı zamanda "sıra dışı" olması gerekiyor. Yani herkesin yapabileceği ama çok az kişinin üstün başarı göstererek altından kalkabileceği alanlar olması gerekiyor.. Örneğin futbol, basketbol vb.. Başlı başına bir sektör bunlar.. Dünyanın parasını kırıyorlar her maçta.. Bu, özetin özeti.. Çok daha geniş ve karmaşık bir yapısı var. İlgili okullarda ders hatta özel bir bölüm bile olabilir. ...

Gelelim sakatlara.. "Sakatlar" bu dünyanın neresinde?

Bazı "sıra dışı" durumlar dışında ne yazık ki, Bülent'in yukarıda anlattığı gibi, vicdan rahatlatma (o bile show amaçlı kullanılıyor) malzemesi olmaktan öteye gidemiyor..
Toplumların değişiminde 1,5 yıl çok çok kısa bir zaman dilimi.. :( On yıllardır değişmeyen şey 1,5 yılda mı değişecek? Pehh :p



Hasanım, Kuyucağım :)

Hani; türkülere, şarkılara konu olmuş "Namus Belası" diye bir kavram vardır.. Feodaliteden kalma.. Bir türlü kıramadığımız, aşamadığımız.. Hah işte o.. Bizcileyin bütün toplumlarda; din ve toprak vb. mülkiyetiyle birlikte ennnn çok ilgi gören kavramların başında gelir.. Onu deyince akan sular durur..

İşte.. değindiğin iki konu da onun üzerine.. Yani medyada "reytingi acccayip"

Demem o ki.. Yok 4. güçmüş, yok resim gösteriyormuş, yok ortak bilinçmiş falan hepsi hikâye..

Medya, işine gelmeyen yani reytingi yüksek olmayan işin üzerine gitmeeeez! Yaz bi kenara bunu..:p

Ben de ona "nedeni ne olursa olsun" diye arka çıkamam.. Gerektiğinde, her yaptığının arkasında bir pushtluk ararım.. Kusura bakma..;)
 
Baba..
En başta koydum zaten ve seninde gözünden kaçmamış.. ''Nedeni ne olursa olsun''
Medya da puştluk aramayan kalmadı ki zaten; Baksana topyekün bitirmek için uğraşıyorlar onu.. Ceza Güvence teminatını bile toplamak yıkım olacak hale geldi..

Bunlardan bir ders almalı bence medya..
-Rayting halkla bütünleşmiktir..
-Halkla illa puştluk üzerinden, namus ve dallasvari ilişkileri üstünden birleşilmez.
-Eğer halka gerçekler üzerinden birleşilseydi, bu cezaları verenleri halk tükrüğüyle boğardı.. Onlar bindiği dalı kesmişse, başka dala geçsinler diyorum..
 
Yaa haklısın da...

Ben artık ciddiye bile almıyorum medyayı..;)

Hele böyle yok "sorunların çözümünde medyayı kullanalım", yok "ders çıkarmalı" söylemi çok saçma geliyor bana.. Sorun o değil ki.. Daha başta.. Bi soralım bakalım.. Sorunları çözmeye, ders çıkarmaya niyetleri var mı, hangi durum işlerine daha çok geliyor? Sorun mu? Çözüm mü?
 
Aslında medyanın sorunları çözmek amaçlı değilde, reyting kavgasıyla birilerinin nemalanma gayretleri dikkatleri çekmektedir.

Aslında medyanın hayatımızda bu kadar var olması medyayı biz değilde medyanın bizi kullanması gibi bir sonucu ortaya çıkartmaktadır. Şöyle bir baktığımızda, kmin evinde televizyon yoktur? Kimin evinde akşam televizyon izlenmiyor? İnsanlar misafirliğe bile gittiğinde televizyon izlemektedir.

Medya bize değil de sanırım biz medyaya mahkum gibiyiz.. Üzücü ama gerçek bu...
 
Engelleri Aşalım Hayatı Paylaşalım TV Programı

Değerli arkadaşlar,bundan birkaç yıl evvel başlıkta yazdığım gibi bir program önerisi hazırladıydım. Birkaç sayfa tuttuydu. Şimdi o yazının bulunduğu word dokümanı zarar gördüğü için buraya takdim edemiyorum.

Arkadaşların önerileriyle geliştirilecek bir TV programı önerisi hazırlanırsa sorunlarımzıın kamoyunua duyurulması ve ilgililerin harekete geçmesi daha kolay olur diye düşünüyorum.

Konuyu medyadan bir arkadaşıma açtığımda bana söylediği şey şuydu: Bu tür programlara firmalar reklam vermez. Arkadaşlar o zaman biz de tüketimden gelen gücümüzü ortaya koyarak. Reklam veren firmalara engelliler olarak destek olacağımızı reklam talebimizi ödeme gücü olduğu halde ret eden firmaların de ses ve iletişim kayıtların deşifre ederek onları boykot edelim.

Kapitalist sömürgecilere 10 milyon engelli ve bağlı ailelerle birlikte ortak gücümüzü gösterelim artık.

Hasan Başar www.engelsizadalet.com (Bülent Bey bana kızmayın lütfen ben radyo-tv program yapımcılığı mezunyum işim yok bir sitem var. Ona umut bağladım.Lütfen linki silmeyin beni bir istisna kabul edin.)
 
Değerli arkadaşlar dün forumda sözünü ettiğim program taslağını aşağıda sunuyorum.



“ENGELLERİ AŞALIM HAYATI PAYLAŞALIM” PROGRAMI TASARIMI​

PROGRAMIN AMACI
1-Engellilerin sorunlarını-ihtiyaçlarını-başarılarını-hayallerini ve eserlerini kamuoyuna duyurarak engellilerle ilgili doğru ve sağlıklı bir duyarlılık bilinci geliştirmek. Bu amaçtan yola çıkarak

a-Ülkemizdeki konuyla ilgili resmi ve özel kuruluşların çalışmalarına ayrıntılı olarak yer vermek
b-Engellilerin sosyal hayatta ve çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları ifade etmek ve bunların çözümlenmesine yönelik girişimleri tanıtmak.
c-Gelişmiş ülkelerde engellilerin sorunlarının nasıl çözümlendiğini oralardaki kurumsal ve toplumsal işleyişin nasıl organize olduğunu, bu ülkelerde yaşayan engellilerin ne gibi haklara ve imkanlara sahip olduklarını anlatmak.
d-Engelliliğin doğru tanımlanması için; özellikle raporlandırma-psikometri-ergonomi standartlarının gözden geçirilerek ülkemizdeki iş hayatının gerçeklerine ve ülkemiz insanının fizyolojik yaşlanma sürecine uygun özgün ve ortak bir standart ve tanımlama temeli oluşturmak. Bunun için her programda konuyla ilgili uzmanların görüşlerine yer vermek.
e-Sosyal engellilik adı altında sapıkça cinsel tercihlerin meşrulaştırılmasının önüne geçmek, Bunun için doğuştan gelen eşcinsellik ile sonradan ailelerin yanlış eğitimi ve yönlendirmesiyle şeklenmiş eşcinselliğin ayrımının yapılması ve bu tür eğilim bozukluklarının nasıl tedavi edilebileceği hususunda girişimlere ışık tutmak. Böylelikle toplumumuzda zaten bozuk olan engelli imajının sosyal engellilik adı altında daha da aşağılanmasının önüne geçmek.

2-Engelli insanların sahip oldukları hakların duyurulması ve yaşama geçirilmesi hususunda engellilere, onların yakınlarına ve tüm ilgililere katkı sağlamak.

3-Engelliliğin oluşum sebeplerini ve süreçlerini açıklayarak engelliğin oluşumunun önlenmesi hususunda kamuoyu bilinci ve kitlesel duyarlılık oluşturmak.

4-Engellilerin yaşam kalitesine ve çalışma yaşamlarında başarılı olmalarına katkı sağlayan teknolojik ürünler ile yeni tedavi yöntemlerinin tanıtılmasını sağlamak.

5-Engellilerin eğitim hayatlarında yaşadıkları sorunlara ışık tutmak ve bunların çözümüne ilişkin uzmanların önerileriyle mevcut başarılı uygulamalarını sunmak.


PROGRAMIN FORMATI
1-KONU SEÇİMİ: Açılış programında işlenecek konular genel başlıklar halinde açıklanır. Yayın süresi içersinde engellilerle ilgili güncel haberlere ve izleyicilerin talep yoğunluğuna göre gerekli düzenlemeler yapılır.

2-YAYIN ZAMANI: İnsanlar hafta sonuna doğru yorulma ve hafta sonu dinlenme ihtiyacı hissettiklerinden bu zamanlarda bilgilenme ihtiyacı hissetmezler. Bu programın bilgilendirici yönleri olduğundan Pazartesi veya Salı günü verilmesi uygundur. Yayın saati olarak sabah haberlerinden hemen sonraki saatler önerilir.

1-YAYIN SÜRESİ: Açılış-yayın-reklâmlar ve kapanışla beraber toplam bir saat. İkişer dakikadan açılış ve kapanış, 5 er dakikadan 10 dakika reklam olduğunda yayın için 46 dakika kalır.

2-TANITIM MÜZİĞİ: Açılış ve kapanış için özel bir müzik bestelenebileceği gibi konuyla ilgili bir sanatçının sevilen bir parçası, sanatçıdan izin alınarak entrümüntal olarak sunulabilir.

3-KONUKLAR VE SEYİRCİLER: Her hafta biri uzman-biri engellilerle ilgili bir kuruşlun yetkilisi olmak üzere iki konuk çağırılır. İzleyici olarak da engelli bireyler ve yakınları katılabilir.

4-YAYIN SPONSORLUĞU: Programı sunacak olan kanal başta reklam verenler olmak üzere konuyla ilgili kuruluşlara sponsorluk başvurusunda bulunabilir. Sponsorluk anlaşması sağlanan kuruluş ve kuruluşların yayın süresi boyunca vereceği reklamlara anlaşmada belirtilen tarife uygulanır.

BU PROGRAM FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI
Ben çok küçükken düzgün konuşan fakat aile içinde yaşadığım korkular ve evin en küçüğü olduğumdan sık sık sözümün kesilmesi sebebiyle kekeme olan bir engelliyim. Küçükken okulda ismim sorulduğunda zorlukla söyleyebilirdim.
Özellikle lise döneminde konuşmamda rahatlama oldu.
Üniversite döneminde bu konuşmamdaki akıcılık biraz daha düzeldiyse de tam bir iyileşme hiçbir zaman olmadı.
Zaman zaman denediğim sesli okuma-nefes kontrolü-hipnoz-bilgisayar ortamında yavaş okuma gibi tedavi yöntemleri belli bir süre için etkili sonuç verse de kalıcı olmadı.
Askerlik hayatım tam bir komediydi. Bunları uygun zaman ve zeminde anlatmayı umuyorum.
İş hayatında konuşmanın çok büyük önemi olduğundan benden beklenen oranda başarılı ve verimli olamadım.
Psikolojik sorunlarımdan kaynaklanan kişisel kusurlarımı kabul etmekle beraber çevremde kekemeliğimin bazında engellilerin zavallı, iş yapamaz, sürekli izin alıp ortadan kaybolur veya asla iyi duruma gelemez, kariyerinde yükselemez,… türünden önyargılarla kuşatılmış olduğunu gördüm. Yani engelli insanlar gözle görülmeyen zincirlerle hayat boyu hapse mahkum edilmişlerdi. Bu çok üzücü ve onur kırıcı bir durumdu ancak aileler seyrediyor, devlet seyrediyor, STKları seyrediyor,…fakat hayat akıp gidiyordu. Bu hep böyle gitmemeliydi. Bir şeyler yapılmalıydı. Ama nedir nasıl bir şeydir bir türlü karar verilemiyordu. Bu konuda tam bir kaos ve keşmekeş hakimdi.
Bu gidişe artık bir dur demek için, şahsım bazında tüm engellerin hayatın tüm olanaklarından en iyi biçimde faydalanmaları, iş hayatında kolayca iş bulmaları, buldukları işte başarılı olabilmeleri için kendimce etkili bir yöntem arayışına girdim.

Aklıma önce kekeme oluşum nedeniyle telefon faturama indirim yapılması talebi geldi. Önceleri konu medya çok ilginç geldiğinden haberim yazılı görsel basında belli bir yer işgal etti. İnternete adımın ünlü kişilerle yan yana anılması beni mutlu etti. Fakat yine yalnızdım. 8 milyon insanı ilgilendiren bir davada yalnızlığa mahkum edildim. İnternetten derlediğim bilgilerle dava dilekçelerimi yazıyordum. Avukat tutacak param yoktu Zonguldak Barosu bile bir sürü kredi kartı borcum olmasına rağmen ve açlık sınırında maaş almama rağmen adli yardım isteğimi red etti. Sakatlar Derneği Zonguldak Şubesi başkanı Hüseyin Bey bile sen memursun seni sendikan savunsun dedi. . Ne bağlı olduğum sendika ne tüketici derneği yardım talebime rağmen beni yalnız bıraktı.

Bu arada kamuda yaşadığım işyeri sorunları sonunda işsiz kalmıştım. Daha sonra Telekom davasının 11.duruşmasına katılamadığımdan dava düşmüştü. Bu son durum beni derinden üzmüştü. Bu konuda kendisi de engelli olan çalışan bir arkadaşla sohbet ederken benin yayıncılık eğitim gördüğüme atıfta bulunarak böyle bir program hazırlayıp sunabileceğimi ifade etmişti. Bu fikir bana da cazip gelmişti. Fakat bir program nasıl hazırlanır, ilgililere öneri olarak nasıl sunulur bilmiyordum. Yine de bir umut ve inançla işe sarıldım. Zaten kaybedecek bir şeyim yoktu. Ancak kazanırsam yani projem kabul görüp başarılı olursam bundan sadece ben değil ülkemizdeki 8 milyon engelli ve onların aileleri mutlu olacaktı. O insanların hayır dualarını alacaktım. Bu benim için olağanüstü bir kazanım olacaktı.

Belki amatörce hazırlanmış, belki zamansız bir çalışma gibi gelse de ülkemiz yayıncılığında belki bir ilk olabilecek bir projenin mimarı olduğum düşünüyorum.

Bu projemin hayata geçirilmesi hususunda ilginizi ve desteğinizi bekliyorum.

Cümleten Allah’a emanet olun, Allah yardımcımız olsun.
 
bizim çalışan örgütlerimiz ne yazıkki yok derecede istenilse başarılmayacak deyildir bir kim beşyüz milyar istemisiniz prokramında acun beyin yaptıgı yapılacak ve sesimiz duyrulacak bu gün trt te her türlü yayını yapıyor neden bu trt te engelliler içinde bir yayın açmasın ama buna mücadele edecek engelliler federasyonu yok bizim halkımız duraylıdır ve böyle bir program yapılsa engelinide dertlerinin çözüleceginede inanıyorum engelilerin bir engelli gününde hatırlanmasını istemiyorum yapmacık sözlerle deyil her zaman hatırlanmasını istiyorum SAYGILARIMLA
 
Bu güne kadar hep medyanın neden engellilere yer vermediği konusun da birçok tartışmalar da bulunduk ailelerle nekadar engelli veya otizm hakkın da program yapıldıysa takip etmeye başladım ve gördüğüm bana göre bu benim şahsi fikrim bir tel no veriliyor ama o tel bağlantısı gerçekleşmiyor sonra da ailelerin ilgisiz olduğun dan bahsediliyor ben bunu kabul etmiyorum kendi adıma oysa biz ailelere bu imkan verilse bir nebzede olsa toplum engelin anlamını kavrayacak her zaman toplumun kabul etmediğini söylüyoruz bilinçsiz toplumun kabul etmesini beklemek zaten sorun burda olması gereken toplum bilgilendirme programlarının yapılması
(Berk in annesi)
 
Engelli sorunları konusunda gündem oluşturmak için hem bireysel anlamda bizlere,hemde engelliler adına çalışmalar yapan STK lara büyük işler düşüyor.
 
Merhaba arkadaşlar

Biz yeni bir şirket kurduk bu şirketin konusu engelli hakları. Bu konuyla ilgili bir web sitesi hazırlandı bu web sitesinde herkes yararlana bilecek ulasal ve uluslar arası haklarını öğrene bilecek. Bu konuyla ilgli basınla bir çok görüşmeler yaptık bir kaç radyo programına konuk olarak çağırıyor ama genelde basın yayın organları para ile ölçtü bu konuyu. Basın = Para
 
Üst Alt