Değerli arkadaşlar dün forumda sözünü ettiğim program taslağını aşağıda sunuyorum.
“ENGELLERİ AŞALIM HAYATI PAYLAŞALIM” PROGRAMI TASARIMI
PROGRAMIN AMACI
1-Engellilerin sorunlarını-ihtiyaçlarını-başarılarını-hayallerini ve eserlerini kamuoyuna duyurarak engellilerle ilgili doğru ve sağlıklı bir duyarlılık bilinci geliştirmek. Bu amaçtan yola çıkarak
a-Ülkemizdeki konuyla ilgili resmi ve özel kuruluşların çalışmalarına ayrıntılı olarak yer vermek
b-Engellilerin sosyal hayatta ve çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları ifade etmek ve bunların çözümlenmesine yönelik girişimleri tanıtmak.
c-Gelişmiş ülkelerde engellilerin sorunlarının nasıl çözümlendiğini oralardaki kurumsal ve toplumsal işleyişin nasıl organize olduğunu, bu ülkelerde yaşayan engellilerin ne gibi haklara ve imkanlara sahip olduklarını anlatmak.
d-Engelliliğin doğru tanımlanması için; özellikle raporlandırma-psikometri-ergonomi standartlarının gözden geçirilerek ülkemizdeki iş hayatının gerçeklerine ve ülkemiz insanının fizyolojik yaşlanma sürecine uygun özgün ve ortak bir standart ve tanımlama temeli oluşturmak. Bunun için her programda konuyla ilgili uzmanların görüşlerine yer vermek.
e-Sosyal engellilik adı altında sapıkça cinsel tercihlerin meşrulaştırılmasının önüne geçmek, Bunun için doğuştan gelen eşcinsellik ile sonradan ailelerin yanlış eğitimi ve yönlendirmesiyle şeklenmiş eşcinselliğin ayrımının yapılması ve bu tür eğilim bozukluklarının nasıl tedavi edilebileceği hususunda girişimlere ışık tutmak. Böylelikle toplumumuzda zaten bozuk olan engelli imajının sosyal engellilik adı altında daha da aşağılanmasının önüne geçmek.
2-Engelli insanların sahip oldukları hakların duyurulması ve yaşama geçirilmesi hususunda engellilere, onların yakınlarına ve tüm ilgililere katkı sağlamak.
3-Engelliliğin oluşum sebeplerini ve süreçlerini açıklayarak engelliğin oluşumunun önlenmesi hususunda kamuoyu bilinci ve kitlesel duyarlılık oluşturmak.
4-Engellilerin yaşam kalitesine ve çalışma yaşamlarında başarılı olmalarına katkı sağlayan teknolojik ürünler ile yeni tedavi yöntemlerinin tanıtılmasını sağlamak.
5-Engellilerin eğitim hayatlarında yaşadıkları sorunlara ışık tutmak ve bunların çözümüne ilişkin uzmanların önerileriyle mevcut başarılı uygulamalarını sunmak.
PROGRAMIN FORMATI
1-KONU SEÇİMİ: Açılış programında işlenecek konular genel başlıklar halinde açıklanır. Yayın süresi içersinde engellilerle ilgili güncel haberlere ve izleyicilerin talep yoğunluğuna göre gerekli düzenlemeler yapılır.
2-YAYIN ZAMANI: İnsanlar hafta sonuna doğru yorulma ve hafta sonu dinlenme ihtiyacı hissettiklerinden bu zamanlarda bilgilenme ihtiyacı hissetmezler. Bu programın bilgilendirici yönleri olduğundan Pazartesi veya Salı günü verilmesi uygundur. Yayın saati olarak sabah haberlerinden hemen sonraki saatler önerilir.
1-YAYIN SÜRESİ: Açılış-yayın-reklâmlar ve kapanışla beraber toplam bir saat. İkişer dakikadan açılış ve kapanış, 5 er dakikadan 10 dakika reklam olduğunda yayın için 46 dakika kalır.
2-TANITIM MÜZİĞİ: Açılış ve kapanış için özel bir müzik bestelenebileceği gibi konuyla ilgili bir sanatçının sevilen bir parçası, sanatçıdan izin alınarak entrümüntal olarak sunulabilir.
3-KONUKLAR VE SEYİRCİLER: Her hafta biri uzman-biri engellilerle ilgili bir kuruşlun yetkilisi olmak üzere iki konuk çağırılır. İzleyici olarak da engelli bireyler ve yakınları katılabilir.
4-YAYIN SPONSORLUĞU: Programı sunacak olan kanal başta reklam verenler olmak üzere konuyla ilgili kuruluşlara sponsorluk başvurusunda bulunabilir. Sponsorluk anlaşması sağlanan kuruluş ve kuruluşların yayın süresi boyunca vereceği reklamlara anlaşmada belirtilen tarife uygulanır.
BU PROGRAM FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI
Ben çok küçükken düzgün konuşan fakat aile içinde yaşadığım korkular ve evin en küçüğü olduğumdan sık sık sözümün kesilmesi sebebiyle kekeme olan bir engelliyim. Küçükken okulda ismim sorulduğunda zorlukla söyleyebilirdim.
Özellikle lise döneminde konuşmamda rahatlama oldu.
Üniversite döneminde bu konuşmamdaki akıcılık biraz daha düzeldiyse de tam bir iyileşme hiçbir zaman olmadı.
Zaman zaman denediğim sesli okuma-nefes kontrolü-hipnoz-bilgisayar ortamında yavaş okuma gibi tedavi yöntemleri belli bir süre için etkili sonuç verse de kalıcı olmadı.
Askerlik hayatım tam bir komediydi. Bunları uygun zaman ve zeminde anlatmayı umuyorum.
İş hayatında konuşmanın çok büyük önemi olduğundan benden beklenen oranda başarılı ve verimli olamadım.
Psikolojik sorunlarımdan kaynaklanan kişisel kusurlarımı kabul etmekle beraber çevremde kekemeliğimin bazında engellilerin zavallı, iş yapamaz, sürekli izin alıp ortadan kaybolur veya asla iyi duruma gelemez, kariyerinde yükselemez,… türünden önyargılarla kuşatılmış olduğunu gördüm. Yani engelli insanlar gözle görülmeyen zincirlerle hayat boyu hapse mahkum edilmişlerdi. Bu çok üzücü ve onur kırıcı bir durumdu ancak aileler seyrediyor, devlet seyrediyor, STKları seyrediyor,…fakat hayat akıp gidiyordu. Bu hep böyle gitmemeliydi. Bir şeyler yapılmalıydı. Ama nedir nasıl bir şeydir bir türlü karar verilemiyordu. Bu konuda tam bir kaos ve keşmekeş hakimdi.
Bu gidişe artık bir dur demek için, şahsım bazında tüm engellerin hayatın tüm olanaklarından en iyi biçimde faydalanmaları, iş hayatında kolayca iş bulmaları, buldukları işte başarılı olabilmeleri için kendimce etkili bir yöntem arayışına girdim.
Aklıma önce kekeme oluşum nedeniyle telefon faturama indirim yapılması talebi geldi. Önceleri konu medya çok ilginç geldiğinden haberim yazılı görsel basında belli bir yer işgal etti. İnternete adımın ünlü kişilerle yan yana anılması beni mutlu etti. Fakat yine yalnızdım. 8 milyon insanı ilgilendiren bir davada yalnızlığa mahkum edildim. İnternetten derlediğim bilgilerle dava dilekçelerimi yazıyordum. Avukat tutacak param yoktu Zonguldak Barosu bile bir sürü kredi kartı borcum olmasına rağmen ve açlık sınırında maaş almama rağmen adli yardım isteğimi red etti. Sakatlar Derneği Zonguldak Şubesi başkanı Hüseyin Bey bile sen memursun seni sendikan savunsun dedi. . Ne bağlı olduğum sendika ne tüketici derneği yardım talebime rağmen beni yalnız bıraktı.
Bu arada kamuda yaşadığım işyeri sorunları sonunda işsiz kalmıştım. Daha sonra Telekom davasının 11.duruşmasına katılamadığımdan dava düşmüştü. Bu son durum beni derinden üzmüştü. Bu konuda kendisi de engelli olan çalışan bir arkadaşla sohbet ederken benin yayıncılık eğitim gördüğüme atıfta bulunarak böyle bir program hazırlayıp sunabileceğimi ifade etmişti. Bu fikir bana da cazip gelmişti. Fakat bir program nasıl hazırlanır, ilgililere öneri olarak nasıl sunulur bilmiyordum. Yine de bir umut ve inançla işe sarıldım. Zaten kaybedecek bir şeyim yoktu. Ancak kazanırsam yani projem kabul görüp başarılı olursam bundan sadece ben değil ülkemizdeki 8 milyon engelli ve onların aileleri mutlu olacaktı. O insanların hayır dualarını alacaktım. Bu benim için olağanüstü bir kazanım olacaktı.
Belki amatörce hazırlanmış, belki zamansız bir çalışma gibi gelse de ülkemiz yayıncılığında belki bir ilk olabilecek bir projenin mimarı olduğum düşünüyorum.
Bu projemin hayata geçirilmesi hususunda ilginizi ve desteğinizi bekliyorum.
Cümleten Allah’a emanet olun, Allah yardımcımız olsun.