Doğuştan veya sonradan maruz kalınan rahatsızlık sebebiyle sağlık problemi yaşayan engelliler ve aileleri ciddi sorunlarla karşılaşıyor.
Münhasıran özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük hayatlarında kullanmaları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç (örneğin, görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinesi, kabartma klavye, sesli kitap; ortopedik özürlülerin kullandıkları ortez-protez gibi cihazlar) ile özel bilgisayar programlarının yurtiçi teslimi ve ithalatı KDV'den istisna tutuluyor. Belirtilen niteliklere sahip araç ve gereçler ile bilgisayar programlarının sadece engellilere satışında değil, yurtiçinde tüm aşamalardaki satışlarında ve ithalatında istisnanın uygulanması gerekiyor. Gümrük Vergisi'nden muaf tutulan engellilere özel üretilen araçlar KDV'den de istisna; fakat bu araçlar yurtiçindeki bir satıcıdan alınırsa KDV kapsamında kabul ediliyor. Halbuki bu tarz taşıtların engellilerin günlük hayatlarında kullanılmaları için özel olarak üretilen bir araç olarak kabul edilmesi ve yukarıda bahsedilen istisna maddesi kapsamında işlem görmesi gerekir. Çünkü aynı durumda bulunan iki engelliden aracı yurtdışından satın alan engelliye tanınan KDV istisnasının, aracı yurtiçinden alan engelliye tanınmaması yalnızca bu engelliler arasında bir eşitsizliğe yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda yurtiçinde otomobil üreten firmaların da cezalandırmasına sebep oluyor.
200 metrekareden düşük emlak için vergi yok
Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni bulunan engelliler, şartları taşıdıklarını sağlık raporuyla ispat etmeleri halinde Emlak Vergisi ödemeyecekler. Bu imkandan faydalanmak için mezkur meskende oturma şartı da yok. Yani engelliler sahip oldukları 200 metrekareden düşük meskeni kiraya da verseler Emlak Vergisi ödemeyecekler.
Bürokrasi, adeta Çin işkencesi çektiriyor!
Engellilere tanınan vergisel avantajlar maalesef bazı kişiler tarafından suistimal edilebiliyor. Bu yüzden devlet bu vergi avantajlarından faydalanmak isteyenlerden birçok belge istiyor. Ayrıca alınmayan vergi sebebiyle haksız kazanç elde edilmemesi için de bazı güvenlik müesseseleri getirilmiş durumda. Öncelikle Gümrük Vergisi'nden muaf araç almak için izin belgesinin alınması aşamasında uygulanan prosedür sebebiyle engelliler ve yakınları tarafından yaşanan sıkıntılara değinmek gerekiyor. Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri başmüdürü veya yetki vereceği başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanıyor. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'nde yürütmekte olup heyetin toplanacağı gün ilgili sakat ve malul kişilerin de anılan gümrükte hazır bulunmaları şartı var. Her ay sadece bir gün toplanan bu heyete iştirak etmek isteyen engelliler ve yakınlarının yaşadıkları trajedi önceki haftalarda gazetemizde haber konusu olmuştu.
ÖTV ödenmeden malûl veya engelli tarafından yukarıda belirtilen esaslara göre iktisap edilen veya ithal edilen aracın çalınma, kaza, doğal afet gibi elde olmayan sebeplerle elden çıkması halinde, beş yıl geçmeden ÖTV istisnasından faydalanma imkanı bulunmuyor. Yani engelli veya malûl tarafından, bu şekilde kullanılamaz hale gelen araç yerine yeni bir araç alınması halinde eski aracın tescil tarihinden 5 yıl geçmemişse ÖTV ödenmesi gerekiyor.
ÖTV ödenmeden alınan bu araçlar engelli dışında birilerine ne zaman satılırsa satılsın, alınmayan ÖTV'nin yeni alıcı tarafından ödenmesi gerekiyor. Bu da teknolojik gelişmelerin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde engellilerin araçlarını elden çıkaramama veya piyasaya göre ucuz satmalarına sebep oluyor. Bu uygulama sebebiyle aslında engellilere tanınan ÖTV istisnasından değil, bir ÖTV ertelemesinden bahsedilebilir.
Kanunlar ve tebliğlerle getirilen düzenlemelerin uygulanması aşamasında görevli bürokratların işi zorlaştırmaları ve her müracaatta belgelerin aslını istemeleri de engellileri ve yakınlarını maddi ve manevi külfet altına sokuyor.
alıntıdır
Münhasıran özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük hayatlarında kullanmaları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç (örneğin, görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinesi, kabartma klavye, sesli kitap; ortopedik özürlülerin kullandıkları ortez-protez gibi cihazlar) ile özel bilgisayar programlarının yurtiçi teslimi ve ithalatı KDV'den istisna tutuluyor. Belirtilen niteliklere sahip araç ve gereçler ile bilgisayar programlarının sadece engellilere satışında değil, yurtiçinde tüm aşamalardaki satışlarında ve ithalatında istisnanın uygulanması gerekiyor. Gümrük Vergisi'nden muaf tutulan engellilere özel üretilen araçlar KDV'den de istisna; fakat bu araçlar yurtiçindeki bir satıcıdan alınırsa KDV kapsamında kabul ediliyor. Halbuki bu tarz taşıtların engellilerin günlük hayatlarında kullanılmaları için özel olarak üretilen bir araç olarak kabul edilmesi ve yukarıda bahsedilen istisna maddesi kapsamında işlem görmesi gerekir. Çünkü aynı durumda bulunan iki engelliden aracı yurtdışından satın alan engelliye tanınan KDV istisnasının, aracı yurtiçinden alan engelliye tanınmaması yalnızca bu engelliler arasında bir eşitsizliğe yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda yurtiçinde otomobil üreten firmaların da cezalandırmasına sebep oluyor.
200 metrekareden düşük emlak için vergi yok
Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni bulunan engelliler, şartları taşıdıklarını sağlık raporuyla ispat etmeleri halinde Emlak Vergisi ödemeyecekler. Bu imkandan faydalanmak için mezkur meskende oturma şartı da yok. Yani engelliler sahip oldukları 200 metrekareden düşük meskeni kiraya da verseler Emlak Vergisi ödemeyecekler.
Bürokrasi, adeta Çin işkencesi çektiriyor!
Engellilere tanınan vergisel avantajlar maalesef bazı kişiler tarafından suistimal edilebiliyor. Bu yüzden devlet bu vergi avantajlarından faydalanmak isteyenlerden birçok belge istiyor. Ayrıca alınmayan vergi sebebiyle haksız kazanç elde edilmemesi için de bazı güvenlik müesseseleri getirilmiş durumda. Öncelikle Gümrük Vergisi'nden muaf araç almak için izin belgesinin alınması aşamasında uygulanan prosedür sebebiyle engelliler ve yakınları tarafından yaşanan sıkıntılara değinmek gerekiyor. Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri başmüdürü veya yetki vereceği başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanıyor. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'nde yürütmekte olup heyetin toplanacağı gün ilgili sakat ve malul kişilerin de anılan gümrükte hazır bulunmaları şartı var. Her ay sadece bir gün toplanan bu heyete iştirak etmek isteyen engelliler ve yakınlarının yaşadıkları trajedi önceki haftalarda gazetemizde haber konusu olmuştu.
ÖTV ödenmeden malûl veya engelli tarafından yukarıda belirtilen esaslara göre iktisap edilen veya ithal edilen aracın çalınma, kaza, doğal afet gibi elde olmayan sebeplerle elden çıkması halinde, beş yıl geçmeden ÖTV istisnasından faydalanma imkanı bulunmuyor. Yani engelli veya malûl tarafından, bu şekilde kullanılamaz hale gelen araç yerine yeni bir araç alınması halinde eski aracın tescil tarihinden 5 yıl geçmemişse ÖTV ödenmesi gerekiyor.
ÖTV ödenmeden alınan bu araçlar engelli dışında birilerine ne zaman satılırsa satılsın, alınmayan ÖTV'nin yeni alıcı tarafından ödenmesi gerekiyor. Bu da teknolojik gelişmelerin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde engellilerin araçlarını elden çıkaramama veya piyasaya göre ucuz satmalarına sebep oluyor. Bu uygulama sebebiyle aslında engellilere tanınan ÖTV istisnasından değil, bir ÖTV ertelemesinden bahsedilebilir.
Kanunlar ve tebliğlerle getirilen düzenlemelerin uygulanması aşamasında görevli bürokratların işi zorlaştırmaları ve her müracaatta belgelerin aslını istemeleri de engellileri ve yakınlarını maddi ve manevi külfet altına sokuyor.
alıntıdır