Bundan7-8 yıl önce sabah İstanbul Sabiha Gökçen’den Antalya’ya gidip yine aynı gece Sabiha Gökçen’e döndüm.. Sol ayakta polio sekeli mevcut olduğundan uzun bacak yürüme cihazı kullanıyorum.. Uzun bacak yürüme cihazı olmaksızın birkaç yüz metreden fazla yürüyebilmek hemen hemen imkansız gibi bir şey benim için, bu nedenle de her ihtimale karşı yani kırılma, bozulma ihtimaline karşı yedek yürüme cihazımı ve yedek pabuçları da çantaya koyup tuttum Sabiha Gökçen’in yolunu.. Bismillah, havalimanına giriş kontrolünde çantanın içindekilere taktı önce güvenlik görevlileri ve x-ray’de iki uzun demir olarak görülenin ne olduğunu sordular, durumumu izah edince sıkıntı olmadan geçtim.. Diğer arama noktalarında da hem çantamdaki yedek cihaz hem de ayağımdaki cihaz nedeniyle sıkı bir kontrole tabi tutuldum.. Ben bu sıkı kontrolleri ve kısa sorgulamaları tenkit etmiyor ve YAPILMAMALI demiyorum, bilakis güvenlik sebebiyle bunlar yapılmalı.. Ancak bir kontrol noktasındaki bir emniyet görevlisinin (özel güvenlik elemanı değil, bizzat polis) tavrı son derece haysiyet zedeleyici idi.. Adam üst kontrolümü yaparken ayağımdaki cihaz eline geldi tabii ki ve bunun üzerine beni iyice aramak istedi.. Milletin ortasında pantolonumu sıyırmamı istedi..Ben de milletin ortasında soyunmayacağımı belirtip tutumuna itiraz edince biraz ağız dalaşı oldu ve bu esnada bir başka polis yanımıza geldi, ne olup bittiğini sordu ve durumu öğrenince beni hemen 5-10 metre uzaktaki perde ile çevrelenmiş (belli ki kişilerin detaylı aramaya tabi tutulması için yapılmış kapalı biralan) bir kapalı alana soktu ve orada pantolonumu indirdim ve durumumu anlayınca mesele kalmadı..
Bir hödük yüzünden tüm emniyet teşkilatını tenkit edemeyiz ancak yerliler kadar yabancı turistlerin de cirit attığı hava alanlarında görev yapan emniyet mensuplarının orada vazifeye başlamadan önce bu tür konularda yani nezaket ve incelik konularında eğitime tutulmaları iyi olur kanaatindeyim..