Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engellilerin mimari sorunlara karşın oy kullanabilmeleri için öneriler [Tartışma]

kuyucak

Üye
Üyelik
15 Mar 2007
Konular
50
Mesajlar
860
Reaksiyonlar
0
ENGELLİNİN ANAYSAL HAKKI; OY
..
Yıllardan beri hep ülkemizdeki engelli sayısı ve siyasette bir ağırlığımızın olması gerektiği arasında bir ters orantı olduğunu söyler dururuz..

Doğrudur.. Bunca sayısal çokluğumuza rağmen hiç de ciddiye alınır bir tarafımız olmamıştır.. Partiler programlarına kerhen bir iki cümle sıkıştırarak bu toplumsal çoğunluğa güya seslenmektedirler.. Oysa bu kadar yoğun sayıda çıkar birliği olması gereken kitle niçin göz ardı edilmektedir diye yıllardan beri tartışır dururuz.. Çok sayıda düşünce üretilmiştir bu konuda ve hatta engelliler partisi kurulması bile düşünülüp hayata geçirilmiştir. Engellilerin siyaset sahnesinde olması için önce oy kullanabilmesi lazımdır.. Oy kullanamayan kitlenin ağırlığı da işte bu kadar acıklı olur.. Oy kullanma hakkımız var, fakat pratikte bu hakkımız yok bizlerin.. Erişemediğim bir anayasal hakkı ne yapayım ben.. Demek ki bu konuda saldırmak lazım esas olarak.. Ve benim kullanabildiğim bir eylem karşısında ağırlığım olacak.. Bu eylem karşısında duruşlarını değiştirecek siyasi partiler.. Yoksa onlar uçan oyun, aslanın midesindeki oyun peşindeler.. Yani şu anda başlarına BELA olarak algılanmaktayız..

Bu gün yerel seçimler için oy kullanmaya çalışırken hep bu vardı kafamda.. Benim oy kullanmam epey bir zulüm oldu.. Hem bana zulüm oldu..Hem sandık başındakilere, hem bana refakat edenlere zulüm oldu..

Ve bir şey dikkatimi çekti.. Benden başka bu zulmü zevkle çeken pek de yoktu.. Neredeyse saat 3-5 arası beklememe rağmen ve binlerce insan görmeme rağmen gördüğüm engelli sayısı
sıfırdı.. Çözüm diye kafam zonklarken bir sürü şey geldi aklıma..
-Seçim kurullarına engelli diye bildirim yapılsa onlar engellilere uygun yer bulsalar.. Mümkün değildi.. Oy kullandığım okulun hiçbir uygun yeri yoktu..
-Her ilçede tek bir engelli sandığı olsa dedim.. Fakat engellilerin o kadar yolu gidip gelmesi birilerine bağımlı olması demekti.. Masraf demekti..
-Engelliler internetten oy kullanabilse dedim.. Olmazdı.. Bunun alt yapısı yoktu.

En sonunda galiba buldum.. Madem biz sandıklara gidemiyoruz.. Sandıklar bizim ayağımıza gelmeli.. Bildirimde bulunan engellinin , hatta yaşlıların (belli sakatlık oranları ve yaş sınırları dahilinde) ayağına gidebilir bu sandıklar.. Gayet de basit bir yöntemle;
Yüksek seçim kurulunun anlaşacağı bir noter memuru ve istekli parti görevlileri gözetiminde engellinin ayaklarına gidebilir bu zarflar.. Bu hem şık hem de çağdaş olur ayrıca.. Daha rahat olan engelli bireyde hiç kimseye minnet hissi duymadan iradesini ortaya koyabilir..

Bence bu konuyu tartışmaya açıp bir kampanya ile meclisten geçirmenin bir yolunu bulmalıyız.. Bakın ondan sonra parti programlarındaki engellilere yapılacak vaatlere.. Hatta engelli adaylar nasıl her partinin gözdesi olurlar.. Ne dersiniz?
 
Bu konuda benim önerim her seçim bölgesinde 1 - 2 sandığın düz girişli park yeri olan yerlere konulması ve daha önce ilçe seçim kurullarına dilekçe ile baş vuran engellilerin bu sandıklara yazılmasıdır. Buraya ulaşmada gene baş vuran engellilere belediyenin ulaşımı sağlaması yönünde tetbirler almasıdır.Oy kullanmaya hiç bir şekilde gidemiyecek olanlara ise öneriniz doğrultusunda eve gidilebilir. Yoksa her engellinin evine gidecek bir sistemi kurabileceklerini sanmıyorum.
Burada gene tekrarlıyorum beraber olduğumuz taktirde belli bir sivil toplum örgütü içinde beraber olabilirsek demokratik bir ortamda çok konularımızı halledebiliriz. Yoksa burada sen yaz ben okuyayım, ben yazım sen oku hiç bir şey olmaz....
 
Evde oy kulanmak önerisini ise yanlış buluyorum. Bir sebeple evden çıkamayan kişilere böylesi bir seçenek sunulması tamam, ama fazlası iyice dışlama içeriyor bence. Çözüm diye eve tıkılmak bence çok yanlış. Herkes işini yapsın ve düzayak yerde sandıklar oluşturulsun. Çözüm bu kadar basit. Yoksa başkalarının hatalı tercihleri sonucu karşımıza çıkan engeller yüzünde evden iş yapmak, evde sinema izlemek, evde kahve içmek vs.vs.vs zorunda bırakılabiliriz. Böylece sokaklar da temizlenmiş olur!
 
Seçimden bir ay önçe de burada yazmıştım. Engelli olarak oy kullanacaksanız İlçe Seçim Kuruluna baş vurmanız gerekiyor diye .Ancak bazı arkadaşlar "ne gerek var ,bana oy kullandırmayacak olan daha anasından doğmadı" gibi ifadelerle bu bilginin önemsenmesini engelledi. Ancak görüyoruzki oy kullanamayan bir çok engelli arkadaşımız bulunmakta.
Arkadaşlar ben bu dilekçeyi verdim ve sandık görevlisi arabama kadar gelerek oy kullanmamı sağladı. Niye bu dilekçeyi vermek zor geliyor. Ne bilsinler bizim engelli olduğumuzu
Çoğu sandık görevlileri malesef bu konuda eğitilmemiş, yanlış bir iş yaparım diye korkuyor, onları suçlayamayız. Ama lütfen önçeden dilekçe vererek, durumunuzu bildiriniz, onlarda sandık kurulunu haberdar edip önlem alıyorlar.
Bizim oy kullanmadıkça sayımız önemli değil, o nedenle mutlaka oy kullanacağız ki bizim isteklerimize değer versinler, biz oy kullanacağız, bunu engellemelerine karşı tüm anayasal haklarımızı kullanacağız. Bu girişim bile onların üzerinde önemli bir etki yaratacaktır.
sevgiler
 
Bu siteye girdiğim tarihten beri ilk defa Oturanboğa ile temelden farklı olduğum bir konu çıktı karşıma..

Birincisi bir konu başlığı açmıştım.. Anayasal hak olarak oy kullanma hakkımız diye;
O konuyu kapatıp kendi başlığı altına taşıdı yazdıklarımı.. Bundan zerre kadar rahatsız olmadım..Ancak konu çok farklıydı.. Bir tarafta bu rezilliği sergileme isteği vardı ve bunun sebebi olarak görülen YSK ayıplarını sergileme gayreti.. Ve aynen düşündüğüm oldu..
Herkesin oy kullanma rezaleti sergilendi.. On yıllardan beri bi şeyin değişmediği bir kez daha sergilendi.. Bunu sergilemeye karşı değilim ben..elbet yapılmalı..

Benim yapmak istediğim ise başka şeydi.. Bu sorunu YSK çözemez diyorum.. YSK kuruluna
Türkiye Cumhuriyetinin çözemediği sorunlarımızı çözmedi diye yüklenirsek haksızlık etmiş
olmasak bile sorunun ilelebet kalması için, sürüncemede kalması için savunma hakkı vermiş oluruz.. Bu sorunu YSK havale etmek topu dışarı atmaktır.. O top oyuna girmez orada kalır diyorum.. O topu hep beraber TBMM taşımalıyız diyorum ..

Hep derim, bin kere daha diyeceğim.. Engellilerin ortak dili olmalı.. Söyledikleri ortak olmalı.. Evet engelliler sokakta olmalı.. Bu temel ilke olmalı.. Ancak şu an mümkün olmayan bir temel ilke uğruna da Anayasal hakkımız olan oy hakkımızı riske atmadan bir yol bulup bunu hayata geçirmenin uğraşı içine girmeliyiz.. Temel politikamız sokakta olmak olmalı ancak stratejimiz, yani kısa dönem politikamızda oy kullanmak olmalıdır.. Bunun nasıl olduğunun hiç önemi yoktur.. Yüzde yüze yakın olarak oy kullanma hakkımızı kullanabilsek
bunun bize aklın hayalin alamayacağı bir dönüşümü olacaktır.. Biz şu anda etkisiz eleman yada yutan elemanız..Yani neyle çarpılsak, çarpanda sıfırlanıyor yada çarpan değişmiyor..

Kendi bulduğum çözüm olan sandıkların (zarfların) engellinin ayağına gitmesi konusunda çok ısrarcı değilim… Ancak ortak bir çözüm bulma konusunda çok ısrarcıyım.. Bu çözüm YSK ‘nun tavrını sergilemekten bir adım öteye geçmelidir artık.. Yoksa burada herkesin oy kullanma maceralarını dinlemeye devam edeceğiz.. Bunu bizden iyide yapanda var..
ÇÖZÜM sunmalıyız.. Şu an bu olayı YSK Çözemez..

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11331322.asp?gid=229
 
arkadaşlar sorun yine biz engellilerde ben tekerlekli sandalyedeyim ve oyumu kullandım. nasılmı seçim sandığım 2. kattaydı ve seçim kuruluna engelli olduğumu yanıma gelmelerini bildirdim yarım saat kadar bi aracın içinde bekledim ve seçim kurulu başkanı gerekli kağıtlar va seçmen defteri ile yanıma indi aracın içi zaten seçim kabini gibi ben oyumu kullandım defteri imzaladım zarflarımı kurul başkanı aldı işlem bitti en tabii hakkımız olan oyumu böyle kullandım.. ama genel olarak bina engelliye uygun değilse bile bina girişine portatif kabin oluşturulabilir bir sandık ta buruya konur o gün için çok da zor masraflı bir şey değil önümüzdeki diğer seçimlerde düşünülmeli..
 
Bu siteye girdiğim tarihten beri ilk defa Oturanboğa ile temelden farklı olduğum bir konu çıktı karşıma..

:) Yok abi, bu o kadar kolay değil :)


***
Önce Levent'in eleştirisine ve önerisine karşılık düşüncelerimi söyleyeyim.
Levent, sakatların, sakat olduklarını belgeleyen rapor veya Özürlü Kimlik Kartı ile YSK'na başvurmalarını, böylece mimari sorunla karşılaşmayacak şekilde ayarlama yapılmasının sağlanmasını öneriyor. Yani sakatlar sakat olduklarını beyan ederlerse, YSK gerekli düzenlemeyi yapar, sorun da ortadan kalkar. Yani burada bir suçlu varsa, o suçlu YSK değil, sakatlıklarını YSK'ya bildirmeyen kişilerdir. Dolayısıyla bu kişilerin oy kullanırken çektikleri sıkıntılar için konuşmaya da hakları yoktur. Hele ki, "ne gerek var, bana oy kullandırmayacak olan daha anasından doğmadı" diyen benim yatacak yerim yok :)

Burada Levent'in önerisine tümden karşıyım. 1- Bana oy kullandırtmayacak kurumun alnını hala karışlarım, 2- Oy kullanma hakkı bir negatif haktır ve bu negatif hakkı kullanmak için fazladan bir çaba sarf etmeyi reddediyorum, 3- Negatif hakkın kullanılmasını sağlamak devletin ve seçimler söz konusu olduğunda YSK'nun görevidir, 4- Devlet/YSK işini yapmıyor diye ben mağdur olmuşsam devletin bu yetmezmiş gibi bir de bana fazladan görev yüklemeye hakkı yoktur, ve 5- Bu kadar temel bir negatif hak için dahi geri adım atmak "sakat hareketi" için trajikomik olacaktır.

Negatif hak, "bir toplumda ayrım yapmadan, azınlık-çoğunluk demeden herkese tanınan haklardır". Birkaç örnek vererek daha net anlaşılmasını sağlayabiliriz: Yolda yürümek, eğitim almak, mal-mülk satın almak, kamuya açık mekanları kullanmak, hukuki yollara başvurmak, kamu hizmetlerinden yararlanmak vb. konular negatif haklardır. Kimse bu hakları kullanmak için özel bir izin almak ya da bazı şartları yerine getirmek zorunda değildir. Devlet bu negatif hakların uygulanmasından sorumludur. Bunlardan her hangi biri bir vatandaş tarafından kullanılamazsa, burada devlet bundan sorumlu tutulur ve gerekirse uluslararası sözleşmeler gereğince yaptırıma tabi tutulur.
Hah, işte, oy kullanma hakkı da bu negatif haklardandır. Yasalarla belirlenen şartları taşıyan her vatandaş oy kullanma hakkına sahiptir. Devlet bu hakkın kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük en en en küçük bir tartışmaya yer bırakmayacak kadar netken, YSK'nın "oy kullanmak isteyen sakatlar bana gelip dilekçe ve rapor verecek" demeye hakkı yoktur! Ve tabii, kimsenin de çıkıp "e oy kullanmak istiyorsan sakatlığını beyan etmen gerek. Et ki YSK ayarlama yapsın" demeye hakkı yoktur :)
Vatandaş yolda yürümek için, alışveriş yapmak için, okula gitmek için, mahkemeye başvurmak için vs. fazladan bir izin alıyor ya da bildirimde bulunuyor mu da, ben oy kullanmak için dilekçeymiş de yok efendim rapor muş da koşturup durucam?

Herkes işini yapsın. YSK ayağıma kadar gelsin ya da devletin kayıtlarına baksın ve sakatlığımı tespit etsin. Sonra benim oy kullanmam için gerekli tüm şartları oluştursun, seçim öncesinde bana sorsun "oy kullanmak konusunda bir yardıma ihtiyacınız var mı?", sonra oy günü oy sandıkları başında görevli kişilere "sandığınızda sakat kişi oy kullanacak bu kişiye öncelik tanıyın" diye gerekli bildirimi yapsın.
Ben de canım isterse salına salına gidip oy kullanayım, istemezse yayılıp çimenlere keyif yapayım. Artık o da benim bileceğim bi iş :)

Evde oy kullandırtma işine gelince. Dediğim gibi, önüme böyle bir seçenek konulması güzel olur. İstersem o seçeneği kullanabileceğimi bilmek hoşuma gider. Ama bunu tek seçenek olarak önüme sürmeleri, beni eve tıkmaları (evde kalmaya mahkum etmeye devam etmeleri) anlamına gelir. Töbe yanaşmam.
Dediğim gibi, herkes işini yapacak. Ben de keyfim nasıl isterse öyle hareket edeceğim...
 
Bence, buradaki asıl sorun, kamu binalarında halen rampa ve asansörlerin olmaması. Engelliler Yasası Temmuz 2005 yılında çıkmıştı. Yasaya göre, kamu binalarının engellilere uygun olarak yapılması için 7 yıl süre tanınmıştı. Kabaca bu sürenin dolmasına 3 yıl kalmış. Yani, bir daha ki seçimde daha rahat oy kullanabileceğiz.

Tabii, gönlümden geçen, yasanın uygulanması. Ama deneyimlerimiz, yasalardaki hakların yaşama geçirilmesi aşamasında eksiklikler olduğunu gösteriyor.

Öyleyse, ne yapabiliriz?

Bana Kuyucak’ın önerisi çok mantıklı gelmedi. Yani evde oy kullanma önerisi. Devlet, insanlar için var olduğuna göre, Y.S.K. bu konuda çalışmalar yapmalı diye düşünüyorum. Engellileri tespit etmeli ve bir veri tabanı oluşturulmalı. Sonra da, o verilere göre, engellilere uygun fiziksel çevreyi oluşturmalı. Bu konuda da, seçim görevlilerine gereken eğitimler verilmeli. Şu anda da, engellilere öncelik verileceği hükmü geçerli değil mi? Çünkü ben öyle biliyorum.

Bence, bu konuda tüm sivil toplum örgütleri birleşmeli. Platformlar oluşmalı. Gerek bu konuda gerekse diğer sorunlarla ilgili çözüm önerileri gereken yerlere sunulmalı.
 
dün sevgili kuyucak'in yazisini gördügümde heyecanlandim, hemen bishiler yazmak istedim ama firsatim olmadi... shimdi de gerek kalmadi galiba; oturanboga icimde ne varsa hepsini görürcesine dökmüsh sanki ortaya :)... neredeyse noktasina, virgülüne kadar aynen katiliom kendisine...

her konuda oldugu gibi oy kullanmada da engelliler'e kolaylashtirici secenekler, imkanlar sunmak ayri bisheydir, onlari tikali kaldiklari köshelerine iyice tikamak cok ayri bisheydir... dolaisiyla sevgili kuyucak, önerdigin kisa dönem politikasina uyarak engellilerin gizli sakli köshelerinden sessiz sedasiz kullandiklari oylardansa bu rezaleti, bu "ayip etmenin arapcasini" gözler önüne sererek kullandiklari oylar cok daha ishe yaricana inaniom - bunun oldukca eziyetli bishi oldugunu her ne kadar inkar edemessem de :(...

daha önce de aktüel olaylardan dolayi gündeme gelmishti bu konu... merak edildigi icin almanya'daki uygulamalari iyi kötü arashtirip kendi tecrübelerimi de ekleyerek anlatmaya calishmishtim ama silindi malesef - mesajimin da bashligin da forumun da yerinde yeller esio :)... ezberimde olmadigi icin pat diye yazamam tekrardan, yeniden incelemem gerekir ama shunu söyleyebilirim ki;

[FONT=Arial][FONT=Verdana]her ne kadar türkiye'deki engellilerin oy kullanirken cektigi rezaletle karshilashtirilamasa da hürriet gazetesinde [/FONT][FONT=Verdana]bahsediligi kadar da güllük gülistanlik degil burdaki durumlar da... bahsettigim "arashtirmalarimi" yaparken ceshitli forumlarda engellilerin shikayetlerini dile getiren mesajlarla da o mesajlara karshi yazilan "ne abartiosunuz canim o kadar, posta yoluyla oyunuzu kullanin olsun bitsin bu ish!" mealindeki mesajlarla da oldukca cok karshilashtim...[/FONT] [/FONT]

[FONT=Arial]selamlar :)...[/FONT]
 
Herkes işini yapsın. YSK ayağıma kadar gelsin ya da devletin kayıtlarına baksın ve sakatlığımı tespit etsin. Sonra benim oy kullanmam için gerekli tüm şartları oluştursun, seçim öncesinde bana sorsun "oy kullanmak konusunda bir yardıma ihtiyacınız var mı?", sonra oy günü oy sandıkları başında görevli kişilere "sandığınızda sakat kişi oy kullanacak bu kişiye öncelik tanıyın" diye gerekli bildirimi yapsın.
Ben de canım isterse salına salına gidip oy kullanayım, istemezse yayılıp çimenlere keyif yapayım. Artık o da benim bileceğim bi iş :)

Oy oy oy :) Peki bu dediklerin kaç yüzyıl sonra olacak türkiyede değerli Oturanboğa??? :) ve de nasıl olacak???ve de kimler bunları ciddiye alıp ilgilenme zahmetine girecek ?daha pazar günü karga tulumba memurların ayağına kadar taşınmak zorunda kaldığını söylemiştin.:) demekki negatif hakkın için hala fazladan bir çaba sarfediyorsun.:)
hak verilmez alınır demişler.Bi şekilde sesimizi duyurmazsak gelecek seçimlerde yine aynı şekilde memurları yormadan onların ayağına kadar gidip onları oyumuzu kullanıp vatandaşlık görevimizi yapmış olmakla şereflendiririz bence.:)
 
Avrupa'da oy kullanmak engel değil
Türkiye'de milyonlarca engelli insan var. Bu insanların büyük bir çoğunluğu aynı zamanda seçmen. Ancak Türkiye'de pek çok alanda olduğu gibi, oy kullanma işlemi sırasında da engelliler unutuluyor.

Oy kullanmalarını kolaylaştırmak için herhangi bir düzenleme yapılmıyor. Avrupa'da ise engelli insanların oylarını kullanması için seçim bürolarında özel düzenlemeler yapılıyor.

Avrupa'nın birçok ülkesinde olduğu gibi Almanya'da da engelilerin seçimlerde kolaylıkla oy kullanması için çeşitli önlemler alınıyor.

İşte o önlemlerden bazıları:
  • Almanya'da oyunu kullanamayacak kadar hasta ve engelli olan kimselere, oy pusulasını doldurmak için bir yardımcı tayin edilir.
  • Görme özülü olan insanlar için kabartmalı seçim pusulaları hazırlanıyor.
  • Tekerlekli sandalye kullanan engelliler için ise özel düzenlemeler yapılıyor. Bu kişilerin oylarını rahat kullanması için sandalye ile kendi başlarına girip çıkabilecekleri seçim ofisleri oluşturuluyor. Oylarını zemin katlarda kullanmalarına dikkat ediliyor.
  • Akıl sağlığı yerinde olmayan ve daha zor öğrenen engelliler için seçimlerde nasıl oy kullanacaklarını basit bir dille anlatan internet siteleri bile var.
İnternet üzerinden oy
Avusturya'da merkez sağ partilerden ÖVP, engellilerin oylarını internet üzerinden kullanmasını öneriyor. ÖVP, Avusturya'da yapılacak yerel seçimlerde engellilerin, evlerinden ayrılmadan internet üzerinden oy kullanmasına olanak sağlamak için yasa değişikliği yapılmasını öneriyor.

Avrupa'da oy kullanmak engel değil - Hürriyet

Daha kaç yılımızı alır acaba bunların Türkiyede yapılması??
Sözüm "meclis" den içeri :)
 
[FONT=Verdana]Sayın Bülent bey,[/FONT]
[FONT=Verdana]Yanıtınızı ve benim görüşlerime katılmadığınızı bildiren görüşlerinizi okudum.Bu arada "şeker kız" rumuzlu arkadaşımız kısaca ve katıldığım şekilde size yanıt vermiş. [/FONT]
[FONT=Verdana]Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, genel olarak fiziksel engellilerin sorunları ile bir fiziksel engelli olarak her düzeyde mücadele vermekteyim. Hep belirtiyorum haklarımızı aramak için burada kendimiz yazıp kendimiz okumak bir sonuç sağlamıyor. Tabiyki yazalım dertleşelim ama bu yüzyılda engelli haklarının Birleşmiş Milletler düzeyinde önemli bir bildiri ile sağlanmasının yapıldığı günümüz dünyasında daha dışa açık girişimler yapılması taraflısıyım.[/FONT]
[FONT=Verdana]Öncelikle seçim konusuna gelirsek ben 2007 seçimlerinden önce de bu konu ile ilgili girişimler yapmış medyaya gitmiş ve Tempo dergisi benimle bu konuda yapılan söyleşiyi o haftaki sayısında yayınlamıştır. Gene genel olarak engelli konularında Eyüp Can'ın bir yazısı üzerine yazdığım yazıyı hiç yapmadığı bir şekilde "kendi değimidir" yanıtımı köşesine aynen taşımıştır. Örnekleri çoğaltmam mümkün. Ama fazla uzatmadan 2009 seçimlerinden öncede burada dikkatli olmamızı bir an evvel İlçe seçim Kuruluna baş vurmamız gerektiğini belirtmiştir. Sanırım hatırlarsınız. Sizin yanıtınızda da malumdur. [/FONT]
[FONT=Verdana]Şimdi son yazınızdaki görüşlerinize de hiç bir şekilde katılmadığımı bildirmek istiyorum.Çok ütopik bir görüşle konuya yaklaşıyorsunuz. Bu dediğiniz yaklaşım 100 yıl sonra bile ülkemizde uygulanmaz. Önemli olan sonuçlara kısa sürede varılması ve çözüme dönük akılcı öneriler üretilmesidir. Öncelikle temel görüşüm sizinle ayni paralelliktedir. Yani ayırımcı şekilde yaklaşıma bende karşıyım. Ben engelliler için yaz kampına karşıyım, engelliler şuna buna karşıyım. Önerim olabildiğince her yerin özürlülere uygun hale getirilmesidir.Toplumdan koparılmamıza ayrı bir yere konulmamıza şiddetle karşıyım. Ancak dediğim gibi akılcı olmamız lazımdır. Her yerin fiziksel ve mimari olarak bize uygun olması da maalesef mümkün değildir. Ama bundan sonra bu konulara dikkat edilmesi gereklidir. Son kanunla ilgili olarak hemen belirteyim. Belirtilen 7 serede önemli bir çözüm olmayacak bence bu süre mutlaka yeniden ve yeniden uzatılacaktır. Hiç kuşkunuz olmasın. [/FONT]
[FONT=Verdana]Seçimler genellikle okullarda yapılmakta ve genellikle alt yapısı bizlere ve daha da acısı küçük engelli çocuklara uygun değildir. Benim oy kullandığım okulda bırakın üst katları zemin kaka ulaşmak için bile 20 basamak çıkmak zorunda kalınıyordu. Ben iki seçimdir dilekçe ile baş vurdum bilemiyorum bundan mıdır ama iki seçimde de arabamda oy kullanma imkanını buldum.[/FONT]
[FONT=Verdana]YSK bilindiği gibi kalıcı bir kurum değildir. Kalıcı kurumların bile çözüm üretmediği ülkemizde bunlardan çözüm beklemek gerçekten haksızlık olur. Bunlar benim yakınlarım değil ama binlerce okulda bunlardan çözüm beklemek akılcı bir beklenti olmasa gerek .[/FONT]
[FONT=Verdana]Lütfen hayalci olmayalım, Anlını karışlamak görüldüğü gibi çözüm olmamış. Gerçekçi olmakta fayda var. Negatif haklarla ilgili örneklerle oy kullanma haklarındaki sorunları kıyaslamak yanlış sanırım. Ki belirttiğin konularda bile yani her gün yaptığımız fiillerde bile sonuç alabiliyor muyuz ki 4-5 yılda bir yapılar seçim olayında bunu bekliyorsunuz.[/FONT]
[FONT=Verdana]Ancak bunlardan sakın ha bu konuda tepkisiz olmayalım. Akılcı, ülkemiz gerçeklerine uygun çözümler üretip devletimize baş vuralım. Olmazsa yargıya baş vuralım. Olmazsa AİHM.ne gidelim ama bu yüzyılda "anlını karışlamakla" maalesef çözüm bulunmuyor.[/FONT]
[FONT=Verdana]Yukarıda belirttiğim gibi günlük hayatımızda kaç tane adliye binası kaç tane hastahane, hangi yollar hangi kültürel yerler bizlere uygun söylermisin.... hala halkımızın önemli bir kısmı engelli haklarına riayet ediyor. Özürlü otoparkta normal araba görmüyor musun iki katlı iş merkezinde asansöre binmek için dakikalarca beklemiyor musun. Öce negatif hakları bunlarda sağlayabildikmiki ????? maalesef kocaman bir HAYIR[/FONT]
[FONT=Verdana]Konular çok zamanı geldikçe tartışırız Benim bu konuda hemen aklıma gelen öneri geçen günde belirttiğim gibi her seçim bölgesinde engelliler için sandık ayrılması ve buraya ulaşım için mahalli idarelerin önlemler alması, bizimde gerek seçim kuruluna ve gerekse belediyelere önceden baş vurarak haber vermemizdir. [/FONT]
[FONT=Verdana]Amacımız ayni yaklaşımlarımız farklı olabilir. Ama akılcı ve sonucu ulaşabilir görüşlerle mücadele edilmesi taraftarıyım.[/FONT]
[FONT=Verdana]Sevgiler[/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
 
Bunun nasıl olduğunun hiç önemi yoktur.. Yüzde yüze yakın olarak oy kullanma hakkımızı kullanabilsek
bunun bize aklın hayalin alamayacağı bir dönüşümü olacaktır.. Biz şu anda etkisiz eleman yada yutan elemanız..Yani neyle çarpılsak, çarpanda sıfırlanıyor yada çarpan değişmiyor..
bence var önemi; kendinin degil, onlarin bakish acisindan bakarak bunlari yazdigindan eminim tabii ki, sevgili kuyucak... ama cözüm, insanliga yakishmayan bu bakish acisini destekleyen, hakli cikaran türden olmamali... oy kullandigimiz icin "adam" yerine konmak degil, "adam" yerine kondugumuz icin oy kullanma hakkimizin garanti altina alinmasi olmalidir amac... cözüm bunu desteklemelidir... gerci, herkes akin akin bizim ulashamadigimiz sandiklara giderken, boy gösterebilirken bizim -hic kimseye zahmet vermeden, ortaligi karishtirmadan- gözlerden uzak evlerimizden sessiz sedasiz kullandigimiz oylarin ne birinci ne de ikinci amaci desteklicene inanabiliom :)...



Oy oy oy :) Peki bu dediklerin kaç yüzyıl sonra olacak türkiyede değerli Oturanboğa??? :) ve de nasıl olacak???ve de kimler bunları ciddiye alıp ilgilenme zahmetine girecek ?

Daha kaç yılımızı alır acaba bunların Türkiyede yapılması??

Çok ütopik bir görüşle konuya yaklaşıyorsunuz. Bu dediğiniz yaklaşım 100 yıl sonra bile ülkemizde uygulanmaz.
bana öle gelio ki bu tutum degishmedigi sürece kolay kolay da pek bishi degishmicek zaten... oturanboga'nin veya monalisa'nin istedikleri/önerdikleri, ve roaccutane'nin avrupayla ilgili yaptigi alintida bahsedilen önlemler (ki avusturyali övp'nin getirdigi internetle ilgili öneriye, sadece engellilere yönelikse kesinlikle sicak bakmiom; eger bu gercekten güvenli ve anonim bi shekilde mümkünse sadece engellilere degil, herkese sunulsun - o zaman kabul) hic de öyle yüz yil sonraya birakilmasi gereken, yapilmasi zor, ütopik falan degiller!!!... öyle oldugunu düshünmemiz bunlarin önünü kesen en büyük iki engelden biridir bana kalirsa... diger engel ise az önce kuyucak'a cevaben anlatmaya calishtigim...


(...) hürriet gazetesinde [FONT=Verdana]bahsediligi kadar da güllük gülistanlik degil burdaki durumlar da... bahsettigim "arashtirmalarimi" yaparken ceshitli forumlarda engellilerin shikayetlerini dile getiren mesajlarla da o mesajlara karshi yazilan "ne abartiosunuz canim o kadar, posta yoluyla oyunuzu kullanin olsun bitsin bu ish!" mealindeki mesajlarla da oldukca cok karshilashtim...[/FONT]
aslinda buna boshuna deginmemishtim bi önceki mesajimda... buyurun, bahsettigim tartishmalardan bir tanesi; almancasi olan arkadashlar tiklasin okusun, bence okumaya deger yorumlar var... özellikle de shikayet eden, sorunlarini dile getirmeye calishan engellileri shimariklikla suclarcasina, onlarin problemlerini, eshitlik taleplerini "lüks istekler" olarak degerlendirip mektup yoluyla oy kullanmak varken oy verme yerlerinde barierler bulunmasini abartmamalari gerektigini empoze etmeye calishan mesajlar bütün dikkatlere deger bence :rolleyes:... ama mektup yoluyla oy kullanmak istemio sakatlarin büük kismi, bunu anlamak o kadar mi zor!... "(bikac) yüz yil sonra bile ulashmayi ümit etmediginiz" noktada bulundugunu düshündügünüz, ve önerdiginiz "akilci cözümlere" benzerleri uzun yillardir uygulanan berlin'deki secmenler arasinda gecio bu tartishma, tr'de degil...

[FONT=Verdana]"adam" yerine konmaya bi ütopiymish gibi bakma ve bunu daha sonralara erteleme lüksümüz yok bence....[/FONT][FONT=Verdana] sakat-saglam, hic kimsenin yok böle bi lüksü :)...[/FONT]


selamlar, saygilar, sevgiler :)...
 
Sevgili rekursion o duygu ve düşünce bütünlüğü aslında şöyleydi ve arkasındayım söylediklerimin;
Hep derim, bin kere daha diyeceğim.. Engellilerin ortak dili olmalı.. Söyledikleri ortak olmalı.. Evet engelliler sokakta olmalı.. Bu temel ilke olmalı.. Ancak şu an mümkün olmayan bir temel ilke uğruna da Anayasal hakkımız olan oy hakkımızı riske atmadan bir yol bulup bunu hayata geçirmenin uğraşı içine girmeliyiz.. Temel politikamız sokakta olmak olmalı ancak stratejimiz, yani kısa dönem politikamızda oy kullanmak olmalıdır.. Bunun nasıl olduğunun hiç önemi yoktur.. Yüzde yüze yakın olarak oy kullanma hakkımızı kullanabilsek
bunun bize aklın hayalin alamayacağı bir dönüşümü olacaktır.. Biz şu anda etkisiz eleman yada yutan elemanız..Yani neyle çarpılsak, çarpanda sıfırlanıyor yada çarpan değişmiyor..
Ve senin varsa karşı çıkışların bu temelde olmalı.. Üstelik saygı duyarım..
 
Oy oy oy :) Peki bu dediklerin kaç yüzyıl sonra olacak türkiyede değerli Oturanboğa??? :) ve de nasıl olacak?

[FONT=Verdana]Şimdi son yazınızdaki görüşlerinize de hiç bir şekilde katılmadığımı bildirmek istiyorum. Çok ütopik bir görüşle konuya yaklaşıyorsunuz. Bu dediğiniz yaklaşım 100 yıl sonra bile ülkemizde uygulanmaz. Önemli olan sonuçlara kısa sürede varılması ve çözüme dönük akılcı öneriler üretilmesidir.[/FONT]

Arkadaşlar, siz ya ütopya nedir bilmiyorsunuz, ya da ütopya eşiğiniz çok düşük. :)

Benim, herkes işini yapsın, diyerek ifade ettiğim konu bir ütopya özlemiyle yazılmadı! Türkiye Cumhuriyeti eğer muz cumhuriyeti değilse, eğer hukuk ile yönetiliyorsa, uluslararası sözleşmelere tarafsa, kurumların görevleri yasal düzenlemelerle belirleniyorsa, görev ihmali diye bir tanım varsa, evet, herkes işini yapsın!

5237 sayılı yasa TCK'nu:
Görevi kötüye kullanma
Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu, görevi ihmal suçu bundan önce çok daha güzeldi (765 sayılı kanun):
MADDE 230 : Hangi nedenle olursa olsun memuriyet görevini yap-makta savsama ve gecikme gösteren veya üstünün yasaya göre verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadan yapmayan memur üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Bu savsama ve gecikmeden veya üstünün yasal buyruklarını yap-mamış olmaktan devletçe bir zarar meydana gelmişse, derecesine göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile birlikte süreli veya temelli ola-rak memuriyetten yoksun kalma cezası da hükmolunur.
Her iki durumda memurun vazifesini geciktirmesinden veya verilen buyruğu yapmamasından, kişiler bir zarara uğramışsa bu zarar ayrıca ödettirilir.
Madde içeriği değişse de, suçun hukuki yapısında bir değişiklik olmadığı için 5237 sayılı yasa döneminde de güncelliğini korumaktadır (Görevi İhmal Suçu - Hukuki İncelemeler Kütüphanesi)

Yani ortada bir ütopya yok, hukuki bir görev ve bu görevin ihmalinden dolayı ortaya çıkan bir SUÇ var. Bu ülkede sivil toplum örgütleri bi parça iş yapar olsa, bu hukusuzluğun bedeli tüm sorumlulara ödetilir ve vatandaşlık hakkının kullanılması sağlanır.

Mimari açıdan ütopya diyorsanız, ben ona da külliyen katılmam. Sakat seçmen için uygun bir oy kullanma mekanı ayarlanamıyorsa, vay ki vay!
 
E.. demokrasi kavramı "4 yıldan 4 yıla oy verme" tanımına indirgenirse olacağı bu.. :(

Hani "bilinçli + örgütlü" birey??

Yurdum insanının gözü öylesine korkutulmuş ki.. En yüreklimiz bile "Demokratik Kitle Örgütü" lafını ağzına almaya ürküyor! :( Oysa birey dediğin oy kullanmayı da, oy kullanmasına yapılan engellemelerle mücadele edebilmeyi de ilkin orada öğrenir, orada uygular! Yoksa böyle medyada ya da forumlarda tartışıp durur..

Yasaların kusursuz olması hiiiiiç önemli değildir!! Yaygın şekilde bilinmedikçe ve uygulanmadıkça!! Ben eğer o kalabalıkta oradaki görevliye/sorumluya yapacağı işi öğreteceksem baştan sakata gelmiş demektir işimiz.. :(
 
Tam diğer başlığa yazmıştım ki yanlışlıkla hepsini sildim sanırım.

2004 seçimleri öncesi YSK ya başvurup seçimlerde engelli ve yaşlıların oy kullanabilmeleri için ne gibi düzenlemeler yaptıklarını sormuştum.

“İlgili seçim kurullarının sandık görevlilerinin vs gerekli kolaylıkları gösterecekleri “ mealinde bir yanıt vermişlerdi.
YSK dan bir konu hakkında doğru dürüst doyurucu bir yanıt almanız mümkün değildir. Bunun nedeni de bir konu hakkında YSK ya 2 kereden fazla yazamıyor olmanız. Kanun öyle diyor , sen yazsanda seni sallamaz diyor.

Yine o kanunlar seçim döneminde YSK yı ülkenin en güçlü ve yetkili kurumu haline getiriyor. O kanunun YSK ya verdiği yetkiler gereği YSK'nın talebi halinde tüm kamu kurumları YSK nın istediği sayıda araç gereci ve personeli YSK emrine verme zorunlulukları var. Yani YSK isterse seçim günü kamu kurumlarından talep edeceği araçlar ve personelle engelli ve yaşlıları sandık başına taşıyabilir. Oy kullanma alanlarındaki düzenlemeler ise çok daha basit işler.

Ancak dediğim gibi YSK isterse.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için gümrük kapılarına bile sandık kurabilen YSK isterse.

Not: YSK nın kararları ve uygulamaları dava edilemiyor. Verdiği kararlar kesin yargı kararı niteliğinde.
 
Üst Alt