Ünlü bir düşünür; bana kötü söz soylediginde o kötü sözlere değil, senin benden gidişine üzülürüm...demis. Ben de ozurum nedeniyle değil de bana kötü söz soyleuenlerjn benden gidişine üzülürdum. Ortopedik engelli olduğum için, çocukluğum hep izleyerek geçti, yani insanlar olayların içindeydi ama ben dışardan bakardım hep, bu yüzden de bu engelin engel değil bi mükafat olduğunu hiç unutmadım, Allah tan gelen bir şeydi bu ve gunahlara kefaret idi...Kardeşime normal ayakkabı alınırdı, babam sana özel kırmızı yaptırıyorum bak dese de, çocuk aklı niye bana özel yapılıyor, ben de öyle istiyorum diye içim içimi yerdi, ama ailem üzülmesin diye, asla böyle beklentilerin olduğunu belli etme derdim, hep kendi kendime gizli gizli isterdim ayakkabıyı, koşmayı, okula gitmeyi, çantamı kendim taşımayı ama asla aileme belli etmek istemezdim çünkü anlarlarsa daha çok üzülürlerdi...İnsan böyle böyle on yaşındayken yirmi yaşında hissediyormus, sanki hiç çocuk olmadım doğduğumda sanki on yaşındaydım...