Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Eren2023] Mış gibi

Eren2023

Yeni Üye
Üyelik
25 Kas 2023
Konular
3
Mesajlar
25
Reaksiyonlar
0
Bu sabah her sabah olduğu gibi yine sensizliğe günaydın diyerek çıktım evden. Güneşin doğduğu yönde yürürken hani şu yokuş yukarı yürüdüğümüz, el ele tutuşup nefes nefese kaldığımız yolda anılar canlandı kafamda. Üzerinde siyah pantolon ve beyaz gömlek vardı. Zıtlıkların ahengi nasılda tamamlıyordu seni. Omuzlarına dökülen saçların rüzğarla birlikte adeta seni terk etmek isteyen bir parçan gibi gerisin geri savruluyordu.
Yokuş yukarı yürüdüğümüz yolda evet dünya dönüyordu zaman su gibi akıp gidiyordu. Yoldaki Sesizliği kalp atışlarımız bozuyordu ikimizde az ilerde yollarımızın ayrılacağını biliyordu. . İşte o an gelmişti, zaman donmuştu. Son bir kez ama son kez değil gözlerimizin içine bakarak ellerimizi çektik ellerimizden ve görüşmek üzere diyerek…
 
Gölge boyları uzarken oradaydım. Sarı pembe eflatun çiçeklerin güneşle vedalaştığı o an. Sarmaşıkların duvarlarını sımsıkı sardığı çay bahçesinin merdivenlerinden usulca inerken selamladım Mozart‘tan eserler çalan ya da çalmaya çalışan henüz on birindeki kızı. Oda sanki sen yanımdaymışsın gibi kafasını salladı. Toprak zemin üzerine sıralanmış masalar içinde en soldaki ve en sondaki masa her daim bizimdi Oturdum biraz sonra gözlerinin siyahı bir çay söyledim. Bekledim gelmeyeceğini bile bile bekledim. Güneş battı sarmaşıklar uykusuna yattı ben kendimi eyledim.
Zaten çay da bitti şimdi kalkma vakti. Ağır ağır çıkarken merdivenlerden on birindeki kızın çaldığı eserde bitiyordu. Ve nihayet takatsizce son adımımı attım uzadıkça uzayan yola baktım. Yol sessiz ben sensiz
 
(mış) gibi davranmak, Kendimi avutmak.
 
Ve yol boyunca birbirimize anlattığımız sonsuz aşkımız

Yağmurdan kalma su göletlerinin olduğu yolda, ciğerlerimizi toprak kokusuyla doldururken birer birer geçiyorduk sokak lambalarını…
Siyah göz bebeklerin bütün aydınlığı yutuyordu vücudun islak ve titriyordu.
Ellerimiz birbiriyle çoktan buluşmuş sonsuzluğa doğru yol alıyordu. Adımlarımız sanki iki ileri bir geri gidiyordu.
Yağmurdan kalmaydık üşüyorduk üşüdükçe yanıyorduk. Güyâ yürüyorduk acaba yürüyor gibi mi yapıyorduk. İkimizde biliyorduk zaman donsun ömrümüz bu yolda son bulsun istiyorduk.
Gökyüzü kurşun gibi ağırdı ama biz kurşundanda ağırdık. Adeta yayıla yayıla salına salına yürüyorduk. El eleydik yan yanaydık. Her şeyi unutmuş sadece bunu biliyorduk.
Yağmurdan kalmaydık üşüyorduk, üşüdükçe yanıyorduk. İçmemiştik lakin bütün kadehler bitmiş gibi sarhoştuk.
Yağmurdan kalma yolda su göletlerine düşen şarkımız ve yol boyu birbirimize anlattığımız sonsuz aşkımız.
 
Üst Alt