Limooon
Sizin görüşünüzü gercekten beğendim
Elbette hayatta her sey olabilir, kimin basina ne gelir bilinmez. Nasipte varsa yollar elbet kesişir, hani derler ya kader aglarini örünce hic bir sey önünde duramaz.
Buna katılırım.
Ben yorumumu yazarken tek taraflı kendi üzerimden düşünerek yazmamistim aslinda, bir cok kadin hikayesi dinledim, duydum, okudum. Yıllar icinde o kadar farklı insanla tanistim, konuştum ki, sadece ülkemiz insani da değil farkli.milletlerden de kisiler tanıdım. Yabancılar kisileri oldugu gibi kabul ediyor ben de öyle biriyimdir (yorumlar da bu yönde). Ama ülkemizde bazi seyler idealize ediliyor, sağlıkli olmak üstünlük gibi mesela. Ben böbrek nakilliyim ve hayatımı gayet "normal" yaşadım hasta moduna girmedim ama is evlilige geldiğinde bu gercegi göz ardi edemem. Evlenecegim insan da bunlari bilmeli elbette. Fakat saglikli da olsa hastaligi olan biri de olsa, "yuvayi dışı kus yapar " diyerek kendi sorumluluğunu da bana yuklememeli. Herkes ustune düşeni yapmali.
O yüzden şahsen psikiyatrik hastalığı olan biriyle yapabilir miydim bilmiyorum, kontrol edilebilir bir seyse ve kisi de kendi hayatini idame ettirip duzgun bir iletişim halindeyse olabilir. Ama hem evli olup hem de herseyin sorumluluğu bendeyse ben zaten yalniz yasayan herşeyin sorumlulugunu almis biriyim.
Kadinlara gelince, bir cok kadın evliyse bosanmamak icin elinden gelen tüm çabayı gösterir. Bosanmalarin sebeplerinde temelde yatan sebep cogunlukla erkeklerdir. Bunu erkekleri suclamak icin demiyorum, gozlemlerim bu yönde. Hukuki davalarda da ya aldatma ya erkegin ailesi ön siralarda.
Sonuc olarak, konunun ana temasina dönecek olursak, elbette psikiyatrik sorunu olan evlenmesin diyemem. Ama bu rahatsızlıkları kadin bilse bile her konuda tahammul.etmek, alttan almak, erkegi idare etmek zorunda değil. Evlilik iki kisilikse, her ikisi de esit derecede sorumluluklarını yerine getirmeli diye düşünüyorum.