Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Fatma ve Fatma'nın felçli eşi..

  • Konbuyu başlatan marbiling
  • Başlangıç tarihi
M

marbiling

Gecenin bir yarısı. herkes uyumuş. mustakil evlerin bulunduğu mahallemizde sadece bir iki evin ışıgı yansıyor sokoğa. Bir de sokak lambalarının loş ışıkları. ben de son hazırlıklarımı tamalayıp yatıyorum. bizim oralar sıcak oldugu ve baharda geldiği için pencereler camlar açıktır.

Uykunun en güzel yerinde birden bir sesle irkildim. Kalbim çarpıyordu. korktum. toparlanıp kalktım. bir ses duydum fatma fatma fatma .... sonra odanın penceresinden dışarı baktım. komşumuzun evinden geliyordu. sürekli bıkmadan usanmadan fatma fatma fatma diyordu. fatma esleri gecenin karanlığında yayılıyordu. bir an ses kesildi zannettim. biraz daha bekledim. sonra aynı tempoyla ve tekrarla tekrar tekrat fatma fatma sesleri. artık bu sesi duymak istemiyordum. o ses okadar acı veriyordu ki bana . o kadar içimi acıtıyotduki...
fatmaların ardından büyük bir sesizlil ve çaresizlik. kimbilir kaç gece kaç sabah duydugum buses ve en derinlerde hissetiğim acizlik ve çaresizlik. Kimbilir kaç gecelerce devam edecek bu çaresiz seslenmeler nidalar. kaç gece cevapsız kalacak kimbilir .

Komşumuzun eşi çok sigara ve alkol tüketirdi. kendi halinde işine gidip gelen etrafında sevilen biriydi. ama geçirdiği motor kazası sonuçu yatalak ve felçli kaldı. sigara ve içki kullandıgı için çok uzun süreler hastanede yattı. bir eli ve ayagı kesildi. yaraları iyileşmediği için. ilk zamanlar mamayla besleniyordu. sonra yavaş yavaş düzeldi. elini kolunu kullanabiliyor. tekerlekli sandalyede devam ediyor hayatına. eşi çok fedakar baktı bakıyorda senlerce. geceleri o felçli adamın fatma fatma iniltileri sızlanmaları hiç bitmez. ama hiç de cevap gelmez fatma hanımdan. geceden sabaha kadar çagırır duru karısını. ama fatma hanım başka odada yattıgı için çaresiz kalır felçli amca. ama hiç vazgeçmez fatma demekden . fatma gelemse de gelip derdin ney demese de adam vazgeçmez fatmadan. geceden sabaha kadar fatma demekden...

Ve ben komşumuzun her fatma deyişini duyduğumda içimdeki o çaresizlikle biryerlerimin kanadığını hissederim. ince bir sızı hayatımız boyunca bizi hiç terketmeyen. sakat olmamızın getirdigi bir tarafımız hep eksik hep kırık dökük... artık yeter deyip bağırmak geçiyor içimden ama nafile yapamıyorum ve yine susuyorum........
 
:((( Gerçekten zor bir durum.. öyle böyle hayat geçiyor. Neden hayatımızın güzel geçmesi gerekirken bu şekilde geçiyor ki?
Adalete inanmazdım. ve bundan sonra da inanacağıma sanmıyorum.
 
acı olan adamın çaresizliği mi yoksa fatmadan cevp gelmemesi mi..
 
Fatma mı isterdiki böyle bir hayatı olsun
 
Fatma'nın kocası bağırıyor Fatmaaaaa fatmaaa diye. Atıyorum adı Ali olsun bu adamın.. Fatma eşinin yanına gelince Aliiiiiiiiiiiiii Aliiiiiii diye bağıracak mı? Doğal olarak sadece eşinin sesi duyuluyor, dışardan duyanlarda senaryo yazıyor.. "Bak Fatma gelmiyor yanına, gelse bağırır mı adam hiç!"diye.. Ara ara sesi kesildiğinde adamın Fatma garanti yanındadır.. Soruyordur ne istediğini.. Fatma vurdum duymaz ve hain bir kadın olsaydı durmazdı o evde.. O evde duruyorki seviyor eşini..:) Hem zaten demişsiniz Fatma çok fedakar bir kadındır..

Hadi birde tersi olsaydı, yatağa düşen Fatma olsaydı neler olurdu acaba..? Susuzluktan, açlıktan, sevgisizlikten ölür giderdi kadın! "Erkeğin en iyisi karısının cenazesinde kravatını düzeltirmiş" derler.. Kadın milletindeki şefkat duygusu olmasa erkek milleti sürüm sürüm sürünür be..:) Sağlında alkol bağımlılığı yüzünden Allah bilsin ne cefalar etti kadına! Bugün Fatma'yı öpsünde başına koysun, herşeye rağmen bekliyor başını karısı!

O adam bağırıyorsa hastalığına sebep bağırıyordur.. Fatma'nın işkence ettiğini zannetmiyorum.. Ya da ihtiyaçlarını görmediğini eşinin.. Kısık sesle konuşanla bağıran bir olur mu?
 
Nasıl mümkün değil ya? Başka oda dediğin nedir ki..? Kaç metre kareymiş bu ev? 1000 metrekare mi? Bir odadan bir odaya kaç kilometre ara var?..:) Duyulur duyulur sesi eşinin, Fatma da gidiyordur yanına günahını almayın kadının..
 
Yanında da olsan hiç yorulmadan sabaha sabah bir hasta Fatmaaaa diye bağırabilir.. Benim annemin adıda Fatma.. Dedem felçli yatarken ateşleniyor ve halisülasyonlar görüyordu.. Sürekli yanında olmamıza rağmen Fatmaaa Fatmaa atlar geliyor, yangın çıktı, ateşi södürün diye bağırıyordu.. Hasta farkında bile değildir bağırdının..Tecrübe konuşuyor burada..:) Ve ben annemle birlikte yıllarca dedemin odasında yattık.. Yinede Fatma Fatmaaa diye bağırıyordu.. Dedem vefat ettikten bir kaç yıl sonra nenem hastalındı yatağa düştü o da aynı şekilde sabaha sabah bağırıyordu. Fatmaa Havaa diye yanında olmamıza rağmen.. Hatta bi keresinde komşumuz "nene sabaha kadar bağırdı, ölüm uykusuna mı yattınız, duymadınız mı?" dedi diye cinnet geçirecek oldum.. Dışardan duyulan görülen başka evin içi başka..

Bazı hastalar bağırır, çağırır.. İlgisizlik alemeti değil bu durum.. Komsu duyacakta sesini evin içindeki insan duymayacak haa! Asıl mümkün olmayan bu arkadaşım.:)

Millete laf lazım konuşuyor.. Ha bak şöyle dersen "O adam bağırdıkça benim canım azalıyor, üzülüyorum" dersen başka..Hasta yüzü görmemiş insanlar daha bi rahat konuşuyor.. Biz dedemin hastalığında kiracasıydık..Allah'tan ev sahibimiz insan evladıydı, halden anlıyordu, ağzını mı bantlıcaz hastamızın bağarmasın diye..

Yani bazı hastalar hastalığına sebep bağırabilir... O fatmaaa, Havaa bağırtılarını yıllarca üst üste hem dedem de hem nenem de yaşadık biz.. Ve yine söylüyorum hastalarımızın odasında yatıyorduk annemle ben, beraber yaşadık bunları.. Dışarı başka yakıyor, içerisi başka.. Bunlarında hesabını yapmak lazım...
 
Maalesef bu da kendisinin sabrı/sabırsızlığına -eğer pireyi deve yapmıyor ise, çekilmez biri değil ise yani- ve Fatma'nın umuruna/umursuzluğuna kalıyor.... Kaderin cilvesi.... İkiside bazı şeyleri kabullenmişler ki ayrı odalarda da olsa birarada yaşamaya devam ediyorlarmış, biraz irdelense ne hikayeler çıkar. Kaza öncesi, sonrası.. Fatma'da istemezdi tabii ki, erkekte istemezdi.. Kendi aralarında belki telefon gibi farklı haberleşme yöntemleri geliştirseler daha kolaylaştırabilirler hayatlarını. Sonuçta maddi durumlar akla gelebilir ama bir çağrı bile yeterlidir eşin uyanıp meşgule atması için, üç aya kadar hattın kapanmaması için küçük meblağda bir yükleme demektir. Aklıma ilk gelen buydu okuduğumda, ama bu Fatma ile eşine has değil. Daha kötü şartlarda hayatlarını idame ettiren eş,çocuk,anne,baba,kadın,erkek var ama kendilerine bir yol tutturmuş gidiyorlar, bi şekilde hayatlarını kolaylaştıracak şekilde düzene alışmışlar. Eminim bu hikayedeki kahramanlarımızda bu şekilde birşey uygularlarsa, 'biz niye bu zamana kadar bunu düşünmedik!' diyeceklerdir.
 
Üst Alt