Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Fıkra

Gurbetli

Aktif Üye
Üyelik
9 Ara 2010
Konular
24
Mesajlar
2,336
Reaksiyonlar
0
Üniversite yemekhanesine giren bir ögrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniv...ersite profesörü...nün oturdugu masaya oturmus.
Profesör kaşlarını çatarak: " Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!"
Öğrenci: "O zaman ben uçuyorum..."
Profesör cevaba çok sinirlenmis, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi icin elinden geleni yapmış.
Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış.
Profesör öğrenciye: Sana son bir soru soracağım - demis.
Yolda yürürken iki torba buldun, birinde akıl var, digerinde ise para var. Hangi çuvali alırsın?
Öğrenci: "Para olan cuvalı seçerdim..."
Profesör: "Ben akıl olan çuvalı seçerdim..."
Öğrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onu seçer...
Profesör çok sinirlenmis, öğrencinin not defterini alıp icine "Öküz"
yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış.
Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : "Sayın profesör, imzanızı
atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz."- demiş.
 
Genç bir çocuk heyecanla annesine gelir ve aşık olduğunu, evlenmek istediğini ve tanıştırmak istediğini söyler.
Ama sadece eğlence olsun diye eve 3 kız getireceğini ve annesinin evleneceği kızı tahmin etmesini ister.

Ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir.
Otururlar, bir süre sohbet ederler.
...Bir süre sonra çocuk heyecanla annesine sorar:

'- Tahmin ettin mi' diye.

Anne duraksamadan cevap verir:

'- Ortadaki kızıl saçlı.'

Oğlan hayretle annesine sorar:

- İnanılmaz, nasıl bildin?..'

Anne cevap verir:

'- Bir tek ondan hoşlanmadım...'
 
Öğrenci sınıfa yeni gelmişti.İkinci günü öğretmenine sordu :

-Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?

-Olur mu evladım, dedi öğretmen.Yapmadınsa ceza da olmaz.Niye sordun bunu?

-Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum
 
Adamın biri bir kahveye girer ve
"Millet bana bakın! Size söylüyorum! Tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene geleceğim." der ve
çıkar.
Kahvedekiler "Adam deli herhalde." Derler ve fazla önemsemezler.
Ve aradan 30 sene geçer.
Aynı adam kahveye gene gelir,
"Hatırladınız mı beni millet? Size demiştim 30 sene önce ben yine geleceğim diye. İşte geldim" der.
Kahvedekiler tabi ki şaşırır.
Adam devam eder;
"30 sene sonra gene geleceğim bu kahveye." der ve gider.
Aradan 30 sene daha geçer.
Nesil değişmiştir 30 sene önceki insanların çocukları kahvede oturmaktadır.
Adam kahveden içeri girer.
"Bana Bakın Millet Ben Sizin babalarınıza söyledim, size de söylüyorum 30 sene sonra ben bu kahveye
gene gelicem." der ve çıkar.
Kahve milleti gene bunu takmaz.
Aradan 30 sene geçer ve adam gene gelir.
"Beni hatırladınız mı millet? 30 sene önce tekrar gelicem demiştim, işte geldim ve 30 sene sonra
gelip sizin çocuklarınıza da aynı şeyi söyliycem" der ve gider.
Aradan 30 Sene daha geçmiştir.
Ve adam Gene Kahveye gelir.
"Bana Bakın Millet Ben sizin dedelerinize söyledim. Babalarınıza söyledim, şimdi size söylüyorum tam
30 sene sonra ben bu kahveye gene gelicem"
der ve gider.
İçlerinden birisi; "Arkadaşlar bana bu olayı dedem anlatmıştı. Gelin hocaya gidelim, bu adam niye
ölmüyor? Nedir bunun hikmeti? diye soralım." der.
Ve bir hocaya giderler. Hocaya durumu anlatırlar.
Hoca;
"Ben bu gece rüyaya yatayım. Azrail ile konuşayım. Bakayım niye canını almıyor bu adamın, size yarın
haber veririm." der.
Ve gece olunca hoca rüyaya yatar. Rüyasında Azrail ile konuşur.
"Ya Azrail!. Sen bu şahısın canını niye almıyorsun."
Azrail;
"Zamanında bu adam bir dilek diledi ve dileği kabul oldu, onun için." der.
Hoca; "Ne diledi Ya Azrail?" diye sorar.
Azrail;
"Allah'ım bana milli piyangodan büyük ikramiye çıkana kadar canımı alma diye diledi" der.
Hoca;
"E Allah istese buna büyük ikramiyeyi çıkartamaz mı?"
Azrail;
"Çıkartmasına çıkarır da…
....bilet almıyor ki..."
 
İnsanlığın ilk var olduğu dönemde, adamın biri şeytanı yakalamaya karar vermiş. Ancak bunun için 40 yıl Tanrı'ya ibadet etmesi gerekiyormuş. Karısıyla, dostlarıyla ve bütün dünyayla ilişkisini kesmiş, kendisini ibadete adamış. 40 yıl sora Tanrı, ibadetinin karşılığı olarak ona ...ağzı kapalı bir şişenin içinde şeytanı sunmuş.


Artık özgürmüş adam. Dünyada neler olup bittiğini görmek, nelerin değiştiğini öğrenmek için sabırsızlanıyormuş. Şişeyi karısına teslim etmiş, ona iyi sahip olmasını söylemiş ve dışarıya çıkmış.

Kadıncağız şeytanı çok merak ediyormuş.Ve merakına yenilip şişenin ağzını açıvermiş.

Açar açmaz da şeytan şişeden fırlayıp çıkmış ve gülmeye başlamış. "Merakına engel olamadın ve kocanın 40 yıllık emeğini boşa çıkardın" diye alay etmiş kadınla. "Yok canim" demiş kadın. "Sen hiç o şişenin içinde olmadın ki". "Nasıl olur?" diye haykırmış şeytan. "Sen de gördün. Şişeden çıktım ben!" "Hiç o şişenin içinde değildin, inanmıyorum buna. Nasıl küçücük şişeye girebilirsin ki?" Kafası atmış şeytanin . "Gireyim de gör!" demiş ve yeniden şişenin içine girivermiş. "İşte böyle."

Adamın şeytanı hapsetmesi 40 yılını, kadının ise yalnızca 5 dakikasını almış. Şeytan da söyle isyan etmiş Tanrı'ya:
"TANRIM, MADEM KADINI YARATACAKTIN, O ZAMAN BENİ NEDEN YARATTIN?":))
 


bende cok güldüm ilk okudugum da

Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
 
hahahahahhahaahhaha:):):):) Eyvaaaah eyvaaaah yazık kadına beeee..:D:D Ben de olsam düşer bayılırdım.. Amaaa sadece "burası çok sıcak" kısmını okuyuncaaa..:D
 
yok yok gayet güzel sicak mesaj veriyor
 
Adamın birine sayısaldan büyük ikramiye çıkıyor. Karısına bile
söylemiyor sabaha karşı ikramiyeyi almak için Ankara'ya yola
çıkıyor . Tam Elmadağ'a gelmişken bir telefon. Arayan kayınbiraderi
-Nerdesin enişte ?
-Dışarıdayım hayırdır.
-Çabuk eve gel
- N'oldu ? Çok mu acil
- Hemen gel ablam
- Yoksa hasta mı ?
- Yok. Sizlere ömür..
Telefonu kapattıktan sonra adam koltuğa yaslanıp şöyle demiş;
" Ey güzel Allah'ım, verdikçe veriyor, verdikçe veriyor " :))
 
:):):)

sevgili hakkuş,
mektubunu aldım.gelmesi ne denli sevindiriciyse de
okuduklarım o denli üzücüydü...demek asker gittiğinden beri çavuşun size özellikle de sana
yapmadığı kalmamış."suçum olsa yanmam" diyorsun.sana inanıyorum
dostum.olur olmaz seni dövdüğüne göre, yazdığın gibi o herif
asker ocağına yakışmayan sadistin teki...sen sivilken ağzına kötü söz
almazdın.adamın beşiğinden mezarına kadar nesi varsa içinden sövdüğüne göre
gerçekten çok sinirlenmişsin.ama haklısın.ben de olsam ondan nefret
ederdim.oysa hepiniz aynı vatanın evladısınız.neden ayırım yapıp en ağır
işleri sana yaptırıyor ki???..senin gibi aklı başında, sorumluluklarının
bilincinde olan insana böyle davranmak için çok adi birisi olmalı.zaten
"adinin teki" demişsin.neyse hakkuş, vatan borcu bu...herşeye,insanlıktan uzak olan
çavuşuna bile, katlanıp vazifeni yerine getirmelisin.sen yine elinden
geldiğince iyi asker olmaya çalış.beni de mektupsuz burakma.mektupları
dışardan yollamakla iyi ediyordun.çavuş iti okursa bir de mektuplar
için dayak yersin sonra.
özlemle gözlerinden öperim.
.......................
__dostun recai__

ulan recai iti,
ben sana ne zaman mektup yazdım da o allahın belası mektubu
gönderdin??mektuplarımızın okunduğunu bildiğin için
bu adiliği yaptın di mi köpek??senin yüzünden gül gibi çavuşumun bana
yapmadığı kalmadı.tonla dayak...bir hafta da hapis cezası yedimçavuş beni
bölüğün önüne çıkarıp
"KARŞINIZDA ORDUMUZUN EN ŞEREFSİZ ASKERİ DURUYOR."
dedi.ne dediysem, senin nasıl adi bir yaratık mektubunun da o eşşek
şakalarından biri olduğuna inandıramadım.bir daha mektup falan yazma...zaten,
ilk izne gelişimde ellerini un ufak edeceğim.birkaç yıl eline kalem
alamayacaksın.en kısa zamanda başına bir kaza gelmesini, sürüm sürüm
sürünmeni dilerim
.....................................
__hakan__

merhaba hakkuş,
yanında olamadığım,sorunlarını ve acılarını paylaşamadığım için
kahroluyorum. mektuplarını okudukça içim kan ağlıyor.
manyak çavuş iyice azdı ha...vay sadist vay...bir de adam bilip çavuş
yapmışlar.böylelerinin eline hiç yetki vermemeli...sonra ne oldum delisi
oluyorlar."sivil olsam yapacağımı bilirdim" diyorsun.ama haklıısın
hakkuş.sinirlerine hakim ol..askerlikte üste saygısızlık olmaz.adama askerliği
bitirtmezler vallahi...uyma o hayvana dostum.zor ama sayılı günler
gelir geçer.buralar bildiğin gibi eksikliğini hep hissediyoruz.en güzel
günler seninle olsun...
................................
__kardeşin recai__


recai denen hayvan,
lan sana hayvan demek iltifat, hayvanlara hakaret olur, oğlum sen
çıldırdın mı? çavuş fıttırdı...adamın bir ağzıma yapmadığı kaldı.
"yazmadım konutanım." diyorum, yemin billah ediyorum dinlediği
yok. ah ulan eşşoğlueşşek yaktın beni...askerliğim şimdiden bir ay
uzadı.her gece tuttuğum 8-5 nöbetleri, günde yalnız başıma tam
teçhizat 20km koşu, iki çuval ıspanak ayıklamak imanımı gevretiyor.yeter
artık recai!...şakanın çıkacak suyu muyu kalmadı.cımcılık oldu.bu gidişle
biraz zor ya, izne gelirsem kendine kaçacak delik ara. tüm kemiklerini
kıracağım.
allah belanı versin...
......................
__hakan__


hakkuş'cuğum,
yooo, yazdıklarına inanamıyorum.bu kadarı da olmaz
ama... artık o şerefsiz çavuşun sana yaptıklatını insan yamaz.nedir
bu eşşoğlueşşeğin sana çektirdiği? yani afedersin ama insan sokaktaki uyuz
ite bbiledaha iyi daha merhametli davranır.bak hakkuş, sakın benden
gerçekleri saklama, yoksa görevden mi kaytarıyorsun? eninde sonunda ikiniz de
bu vatanın evladısınız.böyle yapması için ya kafadan sakat ya
daa soysuz olmalı..ne diyeyim hakkuş? sabredeceksin.allah sevdiği kuluna
çektirirmiş. seni de seviyor olmalı ki çavuş gibi bir namussuzu başına
bela diye salmış
__candostun recai__
..................

recai soysuzu stop!
sayende askerliğim bitmeyecek stop!.. firar ettim
stop!.. seni
parçalamaya geliyorum stop!..
 
ŞARAPCI hocaya sormuş;
-şarap günah mı?
HOCA;
-günahtır
ŞARAPCI;
............-Peki üzümün pekmezini yiyisen, suyunu içisen kendisini yiyisen peki şarabını niye içmisen?
HOCA karşılık verir,
-peki sen inegin etini yiyisen, sütünü içisen, yoğurdunu yiyisen peki bokuni niye yemisen :)
 
Adamın biri sabah evden ise giderken ilginç bir cenaze kafilesi fark eder. En önde yürüyen köpekli bir adam. Arkasında bir tabut ve onun 10 metre arkasında bir başka tabut. Bunları takip eden, tek sıra olmuş 200'den fazla adam. Meraklanır. Kafilenin başındaki köpekli adam hiç kuşku yok ki cenazenin sahibidir. Yanına yaklaşır ve sorar:

-Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?

Adam yanıtlar:

-Öndeki karım, arkadaki de kayınvalidem.

-Vah vah, başınız sağ olsun. Nasıl oldu?

-Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. Köpek onu da öldürmüş.

Adam biraz düşündükten sonra sorar:

-Beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?

-Sıraya geç!
 
Üst Alt