Fikret Gürsoy

Ah Kuşlar

ah özgürlüğe doğru uçan kuşlar
ne olur benide götürün ah kuşlar
benim tek kanadım kırık, uçamam bak
çaresiz dolanır dururum, halime bak


çatılarda dolanır durursunuz, bakarak
etrafımda pervane olursunuz, anlayarak
çare olamazsınız derdime, bakışarak
demek ki bu diyarlarda kaldık, anlaşarak

güvercinin uçuşu bana ilham olur
penceremin kenarına konuşu güzel olur
ama biçare duruşu içime dert olur
dertli olanlara bu şiirim nasihat olur

Aşk

Aşk bir sudur, iç iç kudur
Gerçek aşkın tanımı, bu mudur
Aşk, bir çiçektir, sulamazsan kurur
Bu görüşler, bence hep durur

Aşk, delicesine varmadan, sevmektir
Sevdiğine varmak, aşk değil, sevmektir
Aşk, içinde devamlı var olan, bir ışıktır
İşte Allah aşkı, hiç sönmeyen, bir ışıktır

Âşık oldum sana deyip, üç günde ayrılanlar
Yolda karşılaştıkları zaman, menfaat için sarılanlar
Sana âşık oldum deyip, para için ayrılanlar
Televizyon ekranlarında, âşık oldum deyip, bayılanlar

Bütün bunlar, gerçek aşk olamaz
Gerçek bir aşka, hiç kimse doyamaz
Allah aşkını, gönlüne koyamaz
Hakiki Allah aşkını, hiç kimse soyamaz

Sevdim Seni Ben

Sevdim, seni ben
Bilemezsin, bunu sen
Şahittir, buna ten
Gel de, bu aşkı yen

Seni, inan çok sevdim
Budur, gerçek derdim
Seversen, muradıma erdim
Bütün sevgimi, sana verdim

Bil ki, çok sevdim seni
Bu aşk yakıyor, işte beni
Yalnız bırakma, bu teni
Bu aşk, daha çok yeni

Sevmek, suç mu? Gerçekten
Aşk’ımı gördüm, geçerekten
Sevgine ulaştım, seçerekten
İspatladım, kalbimi biçerekten

Sevgisiz insan, hiç olur mu
Bu sevgiden, mahrum olunur mu
Aşk tek taraflı, ortaya konulur mu
Aşk dan dolayı, saçlar yolunur mu


Fikret Gürsoy

Yağmur

İnce ince, yeryüzüne düşersin yağmur
Ekmek sensiz olamaz, ey hamur
Yalan söyleyenlerin, sırtında bulunur, kambur
Gözyaşlarım gibi, camdan süzülürsün yağmur

Yağmur yağsana, gölleri doldursana
Güzel dostları, bir birleriyle buldursana
Kötü düşünceleri, olduğu yerde dondursana
Güzel insanların yanaklarına, öpücük kondursana

Yağmur, senin suyuna ihtiyacız
Yarabbi, sana her zaman muhtacız
Yağmur, başımıza daim tacız
Ne olur, bizleri susuz bırakma, sana muhtacız

Gözyaşlarım, yağmura karıştı gitti
Bu film, hep acıyla bitti
Kalleşler, hep arkadan yitti
Gerçek dostlar, yağmur gibi, yanımda bitti

Zeytin Gözlüm

Biricik, zeytin gözlüm
Sana, yanar gönlüm
Ekmeğimi, ikiye böldüm
Sensiz, bir çöldüm

Zeytin yedikçe, aklıma gelirsin
Bu ayrılık, Ne olur? Artık bitsin
Bizi ayırmak isteyenler, gitsin
Ne kadar çok sevdiğimi, bilirsin

Zeytin gözünden, iner yaş
Bir ömür geçti, ilerledi yaş
Ayrılığınla, beyazlandı kaş
Buluştuğumuz ilçenin adı, kaş

Zeytin gözlüm, neredesin?
Yanımdaymışsın, affedersin
Kızma bana, sevgimi kaybedersin
Bensiz hayatta, derbedersin

Gözlerin, zeytine benzer
Gözyaşın, zümrüde benzer
Yanına geldiğim araç, panzer
Sensiz hayat, oldu bana kanser

Öğretmenim

Daha küçükken, bana okuma yazma öğretmek için, çok uğraştın öğretmenim
Dersten çıktığımız zaman, seni pazarda satıcı olarak görünce, çok şaşırdım öğretmenim

Bir taraftan bizlere ders anlatma mücadelesi verirken, o bir taraftan evini geçindirmek için mücadele veren sevgili öğretmenim.. artık şimdi anlar oldum, bizler muasır medeniyetler ülkesinin içerisinde, niçin? yer alamadığımızı, şimdi daha çok anlıyorum öğretmenim

Eğitim bizim her şeyimiz diyen yetkililerimiz, niçin? sizlerin elinizden tutmuyor öğretmenim

Ay sonunu getirebilmek için devamlı hesap içerisinde bulunan, bir türlü işin içerisinden çıkamayan saygı değer öğretmenim.. senin mücadelen evini geçindirmek, benim mücadelem ise, bir üniversiteye yerleşebilmek öğretmenim.. bazen düşünüyorum, acaba bizlerde okuyup, öğretmenimiz gibi, hep hesap içerisindemi olacağız, işte bu durum beni çok korkutuyor öğretmenim

Öğretmenler gününüzü kutlarken, sizlere hiçbir katkıda bulunamayışım, beni hep kahrediyor öğretmenim
Yetkililer, her öğretmenler gününde, öğretmenlerin durumunu düzelteceğiz diyorlar, ama ben üniversiteyi bitirdim, bende öğretmen oldum, değişen hiçbir şey yok inanın öğretmenim

Saygı değer öğretmenim, sizler için ne yaparsam yapayım, sizler için şiir yazsam, Milli Eğitim Bakanı olup, maaşınızı üç milyar yapsam, yine sizin hakkınız ödenmez öğretmenim.. bu duygu ve inançla, daima önünde saygıyla eğilirim ve senin hakkını hiçbir zaman ödeyemem, benim saygı değer öğretmenim

Nur Alan

Semadan gelen, nuru alan
O güzelim, nura hep dalan
Sevgi ve nuru, kalbe salan
Nuru ve saygısıyla, kalan

Nurun, hep yağdığını gören
Güzel nuruyla, gönülleri ören
İnen nur ile düzenlenen tören
Ne mutlu ona, nur alanı gören

İşte çok önemlidir, nurda ki an
En sevdiğim isimdir, Nuran
İlimsiz olanlar, geçirir buhran
İçimizde oluşan, O nuru an

Nur alan, Nuran, Nuran da kalan
Mutludur, O Nuran daki sevgiyi alan
Huzurludur, Ondan gelen sesi duyan
Sevinçlidir, Nuran da ki ışığa dalan


18.05.2010

Fikret Gürsoy



Bu şiirin hikayesi:

BU ŞİİRİMİ HEDİYE EDİYORUM. PEKİ KİME? GERÇEK NURU ALANLARA YANİ NURANA

Laf Anlamaz Bu Gönlüm

Bu gönlüme, sakın âşık olma dedim
Laf anlamaz bu gönlüm, laf anlamaz
Bu gönlüme, sakın ha sevme dedim
Laf anlamaz bu gönlüm, laf anlamaz

Âşık olunca, sevecek mi? dedim
Nedense, laf anlamaz bu gönlüm
Sevince, sanki gelecek mi? dedim
Nedense, laf anlamaz bu gönlüm

Çok sevdiğimi, bilecek mi? dedim
Laf anlamaz, bu inatçı gönlüm
Âşık olduğumu, sezecek mi? dedim
Laf anlamaz, bu inatçı gönlüm

Onun için, hep burada kalmalıyım
Hiç ama hiç, laf anlamaz bu gönlüm
Ey dostlar, sizce ben ne? yapmalıyım
Bilin ki, hiç laf anlamaz bu gönlüm