- Mutluluk ve Zevk İlkesine Bağlılık
- Freud, "Zevk İlkesi" (Pleasure Principle) kavramını ortaya atmış ve insan davranışının temel motivasyonunun acıdan kaçınma ve zevk arayışı olduğunu ileri sürmüştür. Ancak, bu arzuların sürekli bir memnuniyete ulaşmasının neredeyse imkansız olduğunu belirtmiştir. İnsanlar, kısa süreli hazlar elde edebilir, ancak bu hazların sürdürülebilir olmadığını ve nihai olarak hayal kırıklığına uğrayacaklarını savunmuştur.
- Sürekli Mutluluğun İmkansızlığı
- Freud, sürekli bir mutluluk durumunun insan doğasına aykırı olduğunu düşünmüştür. İnsanların bilinçdışı arzuları ve toplumsal baskılar, sürekli bir mutluluğu imkansız kılar. Freud’a göre, insanlar arzu ettikleri şeyi elde ettiklerinde bile, bu arzu başka bir nesneye yönelir ve bu süreç sonsuz bir döngü halinde devam eder.
- Mutluluk ve Kültürel Baskılar
- "Medeniyet ve Hoşnutsuzlukları" (Civilization and Its Discontents) adlı eserinde Freud, bireysel mutluluğun medeniyetle çatışma içinde olduğunu belirtir. Toplumun normları ve kuralları, bireylerin doğal arzularını bastırmalarına neden olur, bu da bireysel hoşnutsuzluğa yol açar. Freud’a göre, bu baskı mekanizmaları, insanların gerçek anlamda mutlu olmalarını engeller.
- Mutluluğun Kırılganlığı
- Freud, insanların mutluluğunun kolayca bozulabileceğini ve bu nedenle mutluluğun kırılgan bir şey olduğunu savunmuştur. Hastalık, sevilen bir kişinin kaybı veya ekonomik sıkıntılar gibi olaylar, bir kişinin mutluluğunu hızla yok edebilir.
Freud'un mutluluk hakkındaki karamsar yaklaşımı, onun çeşitli yazılarında ve söylemlerinde yer almıştır. Örneğin, "Medeniyet ve Hoşnutsuzlukları" adlı eserinde şunları belirtir:- "Medeniyetin amacı mutluluk değil, güvenliktir."
- "İnsanların mutluluğa ulaşması için çalıştıkları dünya, onların arzularının gerçekleşmesi için en uygun dünya değildir."
Eğer hayattaki hedefiniz mutlu olmak ise neden lobotomi uygulatmıyorsunuz?
Cehalet mutluluktur.