Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Gelir durumundan dolayı Evde Bakım Maaşı alamayan var mı?

dua

Üye
Üyelik
2 Ağu 2009
Konular
28
Mesajlar
148
Reaksiyonlar
0
arkadaşlar bütün şartlarımız uyuyor ama gelir durumu şartından dolayı alamıyoruz.. bu da bizi üzüyor
.bizim hastamız da ağır,bizde zahmet ve üzüntü çekiyoruz.. ve paraya olan ihtiyaç hiç bitmez..

bu konudan muzdarip arkadaşlar lütfen yazın...
 
Gelir durumundan dolayı evde bakım aylığı reddedilen arkadaşlar, şimdilik sorunlar çözülene kadar şu genelgeye göre hareket edin:

Gelir hesabına dahil edilecek kişiler hakkında bir ekleme (bkz: Genelge 2010/02)
Bakım, "bakmakla yükümlü olunan birey" dışında bir kişi tarafından gerçekleştiriliyorsa/gerçekleştirilecekse, ve buna ek olarak bakımı yapılan kişinin geliri asgari ücretin 2/3'ünden fazla çıkıyor ise, bu durumda gelir hesabı yapılırken, hesaba, "bakmakla yükümlü olunan birey" kapsamına girmiyor olsa dahi bu kişiler (ve aynı evde yaşayan aile bireyleri) dahil edilmelidirler.
Ne ki, bakımı fiilen yapan kişinin bakım işini yazılı olarak taahhüt etmesi ve bakıma muhtaç özürlünün vasisi veya akrabası olması şarttır.
http://www.engelliler.biz/forum/evd...-olabilir-kimler-gelir-hesabina-dahildir.html

Bakıcı olarak "bakmakla yükümlü olunan bireyler" dışında bir akrabanızı seçin. Gelir durumunuzu ayarlamak için bu genelgedeki düzenlemeden yararlanarak size uygun bir seçenek bulun, zorlayın. Başvuru yaptıgınız memurlara da bu gnelgeye göre hareket etmelerini hatırlatın.
 
O devletin zengin saydığı gruba bende giriyorum:) hoş beni sakattanda saymıyolar ya..:)
 
Öncelikle şunu belirteyim arkadaşlar,
Bakım parası almak için müracaat eden engelli arkadaşlardan kişi başına düşen geliri fazla olduğu için reddedilenlerin yapması gerekenler şunlardır:

1- Bakım parası almak için aynı evde yaşayan bütün herkesin gelirinin toplam gelire katılması yasal değildir. Bakm hizmetleri yönetmeliğinde aynı evde yaşayan herkesin gelirinin toplam gelire katılacağı söylenmiş olsada bakım hizmetleri ile ilgili kanunda bununla ilgili olarak sadece engelli bireyin varsa kendi geliri, varsa eşinin geliri ve varsa çocuklarının geliri toplam gelire katılır demektedir. Yani aynı evde yaşayan herkesin geliri dikkate alınmaz. İlgili yönetmelik aynı evde yaşayan herkesin gelirinin toplam gelire katılacağını söylese de ilgili kanunda böyle bir hüküm bulunmamaktadır.
 
abim yüzde 100 sakat geliri yok ben ise yüzde 90 sakatım gelirim var
ikimizde anne ve babamla yaşıyoruz babam emekli .
Hanede kişi başına düşen gelir 363 TL'yi geciyor babamın maaşıyla benim maaşım
evde bakım aylığı alabilirmiyiz
 
yelkowan senin ve babanın toplam geliri ne kadar?
...
Tahsin Bey, 2828 sayılı Kanun'da sizin dediğiniz gibi bir yorum yok.

[FONT=Times New Roman]
[FONT=Times New Roman] "EK MADDE 7 – (Değişik: 10/02/2007- - Kanun No: 5579 –RG 26430/2 md.) Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır.[/FONT]
[/FONT]
Ek 7. maddede "bakmakla yükümlü olunan birey"den bahsederken bu tanım açıklanmamış. Tanımın nasıl anlaşılması gerktiği ile ilgili yorumu ilgili yönetmeliğe bırakmış. İlgili Yöntmelikte 4. maddede "bakmakla yükümlü olunan birey" tanımlanmış. BU yüzden şu anki mevzuata göre siizn bahsettiğiniz yöntemden yrarlanılması imkansız.
Ancak Yönetmelikte değişiklik olacak ki yararlanılabilsin. Şu haliyle yönetmelikteki "bakmakla yükümlü olunan birey" tanımı ortadayken ve ilgili Kanun'da geçen "bakmakla yükümlü olunan birey" yine ilgili Kanun'nun verdiği yetkiyle Yönetmelikte bu şekilde tanımlanmışken sizin bahsettiğiniz gelir hesabından sonuç alınamaz. Eğer Kanun'da "bakmakla yükümlü olunan birey" sizin bahsettiğiniz şekilde tanımlanmış olsaydı belki mümkündü.
İlgili Kanun ek 7. maddede şöyle demiş:
[FONT=Times New Roman]"...Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ile bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esaslar; Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."[/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=2]Bu şekilde ilgili usul ve esasları Yönetmeliğe bırakmış.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman]Zaten Yönetmelik demiş ki:[/FONT]
[FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman]Dayanak[/FONT]
[FONT=Times New Roman]MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun ek 7 nci maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır. [/FONT]
[/FONT]
 
kalem hanım,
bu yönetmelik değişemez mi.yada değişme duru mu var mı.
 
bizde gelir durumundan evde bakım maaşı alamıyoruz.ve kızım 18 yaşına gelince bu maaşı da alamayacak..ne olursa olsun bu tür haklar şartlara bağlanmamalı..ben bimere başvurdum.valiliğe yöneltti.kısır döngü yani..sonuç çıkmadı..
 
Sayın Kalem ilgili kanunda böyle bir yorum var lütfen aşağıdaki yazıyı okuyunuz:

Raporla şu an için 363 liranın altında geliri olanlara evde bakım parası ödeniyor. Yasaya göre, sadece evde bakıma muhtaç olanın gelirine bakılması gerekirken, yönetmelikle bütün ailenin gelirine bakıldığı için birçokları parayı alamıyor

Konuyu Maliye Başmüfettişi Ahmet Üzansoy, Habertürk Gazetesi'nde yorum köşesinde dile getirdi ve başlığı da "Yasa destek, yönetmelik köstek: Özürlü ailelerinin bakım yardımı çilesi" idi. 2828 Sayılı "Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu"nun 01.02.2007 tarih ve 5579 Sayılı Kanun'la getirilen ek 7'nci maddesine göre, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirlerinin toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3'ünden (363 lira) daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmi veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır." diyor. Ayrıca söz konusu düzenlemede şu ifadeler de yer alıyor:

YASA 'MUHTACIN GELİRİ' DİYOR

Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ile bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar; kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgari ücretten fazla olamaz" dendiği halde kanundan sonra çıkan yönetmelik yukarıdaki ibareye uymamaktadır.
Buna göre, özürlünün kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aylık ortalama gelirlerinin kişi başı tutarı, asgari ücretin net tutarının üçte ikisinden (2/3) az olduğu takdirde bakım ücreti ödenecektir.

YÖNETMELİK TÜM AİLEYE BAKIYOR

Yasaya rağmen "Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik" hazırlanırken ne gerekçe ne de yasa maddesi dikkate alınmıştır. Yönetmelikte, kendisine bile bakamayacak durumda olan özürlü, sağlam vatandaştan bile fazla olarak eşine, çocuklarına, ana ve babasına, çocuklarının eşlerine, evli olmayan torunlarına, ana ve babasının ana ve babasına, evli olmayan kardeşlerine, eşinin ana ve babasına, eşinin evli olmayan kardeşlerine, tabiri caizse yedi sülalesine bakmakla yükümlü tutulmuştur. Özürlüye vicdanen bakanlar, sanki bakıma muhtaç özürlünün bakmak zorunda olduğu kişiler gibi sayılmıştır. Yani kendisi bakıma muhtaç kişinin sırtına, bütün akrabalarına bakma zorunluluğu yüklenmiştir. Daha az sayıda özürlüye bakım ücreti ödemek için böyle bir yol bulunmuştur. Fakat sorun şudur ki, eş ve çocuklar dışında hiç kimse, özürlünün anne babası dahil, 18 yaşını doldurmuş bir özürlüye bakmak zorunda değildir.
 
Tahsin Bey, başka bir Kanun'dan örnekl anlatayım en iyisi.

5510 sayılı yasa demiş ki:
[SIZE=2][SIZE=2]
[SIZE=2]10) (Değişik: 17/4/2008-5754/1 md.) Bakmakla yükümlü olduğu kişi: Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinin dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;[/SIZE]

a) Eşini,
b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,
c) Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını,
"a" ve "b" fıkralarındaki kişiler Türk Medeni Kanunu'na göre bakmakla yükümlü kişilerdir yani oradaki yorumla bakım borcu olunan kişilerdir, eşler hakkındaki bakım borcuna ait esaslar ayrıca belirtilmiştir zaten. TMK'na göre "B" fıkrasında belirtilen 18 yaşını aşmış malul durumda olup da evli olmayan çocuklara anne baba bakmakla yükümlü değildir.Anne babanın okumuyorsa 18 yaşını aşmış çocuklara bakım borcu yoktur yani.
Ayrıca "c" fıkrasında belirtilen anne baba da bakmakla yükümlü olunan birey değildir.
Türk Medeni Kanunu 364. maddeye göre anne-baba ve 18 yaşını aşmış okumayan çocuklar evli olsun olmasın nafaka yükümlüsü bireylerdir.
Fakat yukarıda örnek verdiğim Kanun bu maddelerle "bakmakla yükümlü olunan birey"e bir tanım gtirmiş kapsamını gnişletmiştir. Yoksa biz biliyoruz ki bu bahsettiğim bireyler bakmakla yükümlü olunan kişiler değildir.
Sağlık güvencesinden yararlanmak isteyen biri eğer malul ve evli değilse sağlık güvencesini bu şekilde alabilior. Bu Kanun ytkisini bu şkilde kullanmış ve bu Kanun'un tamamında bakmakla yükümlü olunan bireylerden bu tanımın anlaşılmasını istemiş.

Başka bir örnek vrelim. 2022 sayılı yasa da "bakmakla yükümlü olunan birey"den Türk Medeni Kanunu 364. maddenin anlaşılması grektiğini vurgulamış ve Türk Medeni Kanunu 364. maddeye atıfta bulunmuş.
Yönetmelikte bakmakla yükümlü olunan birey de bu tanıma gore rahatlıkla anlaşılıyor. Ama bakmakla yükümlü olunan birey tanımına bu yasa da nafaka yükümlülerini de dahil etmiş mesela.
Bu şekilde "bakmakla yükümlü olunan birey tanımının kapsamının gnişletilip daraltılması ilgili kurumlarca uygulamalara yönelik olarak değişik tanımlanabilior yani.
Bunlardan anlıyoruz ki Kanunlar bir tanımın kapsamını daraltabilior genişleteblior. Ama bu demek değildir ki 5510 sayılı yasa bakmakla yükümlü olunan bireyin kapsamını o şekilde genişletmiş diye bakmakla yukumlu olunan tanımın hukuki anlamı değişiyor. Asla değişmior. Sadce uygulamalara yönelik olarak yetkisi sadece o yasada sınırlı tanımlar bunlar. Siz gidip de 5510 sayılı yasada bakmakla yükümlü birey bu şekilde yorumlanmış o halde başka yasada da bunu kullanırız diyemiyorsunuz.
Bahsettiğimiz 2828 sayılı Kanun ise bakmakla yükümlü olunan birey konusunda tanım getirmemiş. kapsamı hakkında bilgi vermemiş. O yuzden bahsettiğiniz yazıdaki "bakmakla yükümlü olunan birey" tanımı Türk Medeni Kanunu'na ait. Fakat bu yasa Türk Medeni Kanunu'na atıfta bulunmadığı için, nasıl anlaşılmasıyla ilgili yorumu ilgili yönetmeliğe bıraktıgı için bu konudaki uygulamaya "yasal değildir" deme hakkımız olmuyor.
Çunku buradaki "bakmakla yükümlü olunan birey" tanımı bakım borcuna atıfta bulundugunu da soylemiyor. Böyle bir ibare olsa hmen TMK ile karşı çıkılır.
Buradaki "bakmakla yükümlü olunan birey" tanımı gelir hesabı yapmak için bir yöntem olarak kullanılmış çünkü.
Birisi geçip de bu yönteme bakarak sakat kişinin bakmakla yükümlü oldugu kişilrden "bakım borcu"nu anlayıp, "annesi, babası dedesi torunu bakmakla yükümlü olduğu bireylerdir" diye bu yasanın kullanım amacı dışında bir yorum yapamaz mesela bu yasaya göre bakıp da.
Akrabalık bagından kaynaklanan bakım borcuna ait genel yorum TMK'na aittir çünkü.
Gidip de "madem ben bu yasaya göre kardeşime bakmakla yükümlüyüm o halde kardeşim benim sağlık güvencemden yararlansın" diye bir çıkış yapılamıor bu yuzden mesela.
[/SIZE]
[/SIZE]
 
Melek hanım merhaba, bu yazıyı maliye başmüfettişi yazıyor ve bu konu onların uzmanlık alanıdır. Bakıma muhtaç kişilerin bakacağı kişiler bellidir ve bunlar engelli bireyin kendisi, eşi ve çocuklarıdır. Sizin verdiğiniz örnekteki engelli maaşı ile ilgili 2022 yönetmeliğinde nafaka yükümlüsü yakınlarından sağladığı yada sağlayacağı gelir ibaresi bulunduğu için orada diğer akrabaların gelirlerini de dikkate alır diyor.
 
Tahsin Bey, 2022 ile ilgili nafaka yükümlülerinin "bakmakla yükümlü birey" tanımına girdiğini yukarda yazmışım zaten. Çünkü 364. madde zaten nafaka yükümlüleri ile ilgili bir madde. Bakım borcu da dâhil. Burada sorun yok.
Ben bu örneği “bakmakla yükümlü birey” tanımından sadece bakım borcu bulunanların kastedilmediğini anlatmak için verdim. TMK'na göre bakım borcu, şartları tutan çocukları ve anne babayı bir de eşleri kapsıyor. Yani erişkin olmayan çocuklara okuyorsa 25 yaşına kadar anne babalar bakmakla yükümlü. Bir de TMK esaslarına göre belirlenen usullerde eşler birbirine bakmakla yükümlü. Burada anlaşıyoruz.
Bahsettiğimiz evde bakım hizmetleriyle ilgili Kanun'da sadece "bakmakla yükümlü birey" bahsediliyor. Bu tanımdan ne anlaşılması gerektiğini ilgili Kanun'da belirten bir ibare var mı?
Hayır, yok. Çünkü aynı Kanun, madde 7'de bu madde uyarınca ilgili usul ve yöntemlerin Yönetmelikle belirlenmesini kararlaştırılmış. Yönetmelik peki "bakmakla yükümlü birey"i tanımlamış mı? Evet, tanımlamış. Şimdi o bahsettiğiniz uzman kişi Yönetmelikte belirlenen bu tanımı 2828 sayılı Kanun'un hangi maddesine göre reddedecek? Kanunda ne anlaşılması gerektiği anlaşılan apaçık bir tanım ve bu tanımın anlaşılmasını sağlayacak başka bir Kanun maddesine bir atıfta bulunma ya da ibare yok ki.
Sizin bahsettiğiniz bakım borcu ile ilgili hüküm Türk Medeni Kanunu'na ait. Uzman kişi gidecek “bu yönetmelikte belirlenen bakmakla yükümlü birey tanımı TMK'na aykırıdır” diyecek ve hukuk savaşı verecek. Öbür türlüsü Biliyoruz ki kanunlar kapsamını ve bu kapsam dâhilinde tanımları ne anlaşılmaıs gerektiğiyle ilgili olarak açıklıyor. Ama bazı kanunlar da ayrıntıları yönetmeliğe bırakıyor. Tabiî ki Kanuna aykırı olmamak kaydıyla. Bu bahsettiğimiz yönetmelikte yapılan da bu. 2828 Sayılı Kanun ek 7. madde gereğince bu ilgili yönetmelik hazırlanmış, uygulamalara yönelik olarak” bakmakla yükümlü birey”den ne anlaşılması gerektiğini yorumlamış. Bu yorumdan ne anlaşılması gerektiğini yani kimlerin bakmakla yükümlü birey sayılacağını tek tek belirtmiş. Bu tanım TMK'nda bahsedilen bakım borcundan çok ayrı bir yorum. Tamamen gelir hesabını düzenlemek için bu şekilde yorumlanmış uygulamaya yönelik bir yorum. Bu usulün (Yönetmelikteki usulün) yanlış doğruluğunu tartışmıyorum. Çünkü artıları olduğu kadar eksileri de çok. Bir engelli geliri yüksek olduğundan dolayı evde bakım hizmeti alamayacakken, evdeki kişi sayısı fazla olduğundan dolayı alabiliyor mesela çoğu örnekte. Ama bir engellinin geliri azken evde başka kimse olamadığından dolayı alamıyor mesela. Ya da engelli bireyle birlikte diğer kişilerin geliri olduğunda da aynı olumsuzluğu görüyoruz. Yani var olan bu usul ve yöntem konusunda tartışılacak çok şey var elbette. Ama bu tartışmanın çıkış noktası "bakmakla yükümlü birey " tanımı olmamalı bence.
Çünkü tek başına yaşayan bir engeli arkadaş geçen sordu bu konuda forumda. Çalışıyor tekerlekli sandalyede ve tek başına yaşıyor. Evet, bakmakla yükümlü kimsesi yok ama geliri bunda da bu yönteme göre direkt hesaba katılıyor ve sınırı aştığından alamıyor.
Bence evde bakım hizmeti hak sahipliğinde bazı özel düzenlemeler getirilmeli. Mesela tek yaşayan bakıma muhtaç bir engelli evinde tek yaşıyorsa sadece gelirine bakılıp “363 TL'yi aşıyor” diye reddedilmemeli. Türkiye ortalama yaşam standartları düşünülerek isterse 2 milyar alsın (engellendiği alanlar da yani dezavantajlı olduğu şartlar da düşünülerek) evde bakım hizmeti hakkı verilmeli. Çünkü bu Bireyin şehre çıkması, alışverişini yapabilmesi, sosyal kültürel hizmetlerden yararlanması, gezmesi, arabaya binmesi her şekilde büyük para gerektiriyor. Ve bence tek yaşayan engelliler söz konusu olduğunda bu asgari 363 sınırı(güncel miktarı verdim) kalkmalı.
Bu sadece bir örnek.
Sadece 363 liraya bakarak evde bakım hizmetini öngörmek yerine direkt engellinin yaşam standartlarının iyileştirilmesi hedeflenerek özel düzenlemeler yapılmalı,sorulara çözümler üretecek düzenlemeler eklenmeli. Bence ancak bu şekilde aşabiliriz. Ama diyeceğim şu ki “bakmakla yükümlü birey” tanımıyla ilgili bir sorgulamadan genel bir menfaat elde edemeyiz. Bunda da sadece engellinin gelirine bakılsa o bile zarar, görüldüğü gibi başka yerde.
Örnekleri çoğaltabilirim. Tekerlekli sandalyede yaşayan bir bayan çalışıyorsa ve çocuğu varsa ayrı eve geçip tek başına yaşamaya karar verse eşinden boşanmışsa (genelde maşallah erkekler sakat eşlerini boşayıveriyorlar çünkü) aldığı gelirden dolayı bir çocuğu bile olsa yararlanamıyor mesela.
Ya da sadece annesiyle yaşayanlar var. Emekli bir engelli birey, annesi de (annesine bakım borcu olmamsına ragmen) katılınca yararlanabilior. Ya da dışarıdan bakıcı ayarlanınca. Ya da tam aksi oluyor. Anne babasının geliri oluyor, kendisinin geliri yoksa bile yararlanamıyor.
Halen sorguluyorum kısacası. Forumda sorulara baktıkça bu yönetmeliğin yetersizliğine şahidiz!
Bir öğretmen ailesi özürlü çocuğundan dolayı evde bakım hizmeti alamıyor mesela. Gelir hesabına sadece anne baba dâhil düşünün. Ama İstanbul gibi bir yerde bakıma muhtaç bir çocuk, bir öğretmen maaşı, eve çocuktan dolayı kapanan bir anne… Napacağız şimdi biz?
Düşünüp her ayrıntıyı masaya yatırmaktan başka şansımız yok. Genel usul ve yöntemler yanında bir de engellinin yaşam koşullarını ön plana alan özel düzenlemeler şart.
Ayrıca:http://www.engelliler.biz/forum/ayr...bakim-hizmeti-ve-bagimsiz-yasam-tartisma.html
 
bu konuda ilgili kanun sadece 2828 sayılı skçek kanunudur, sizin bahsettiklerinizin bakım ücreti ile bir alakası yoktur.
 
arkadaşlar genelde dediğiniz gibi kanun başka yönetmelik başka işlerine nasıl geliyorsa onu uyguluyorlar.bende yatalak annem için 1 sene kadar alabildim bakım maaşını sonra hani maaşlara çok zam geldi ya onun için kesildi bilmediğim için birde ceza geldi.annem de bende yetim maaşı alıyoruz,ne kadar olduğunu tahmin edersiniz.asgari ücret diyor ama onunda tamamını baz almıyor onun için iyice kişi başına düşen gelir hesabı değişiyor.birde kimse beni yanlış anlamasın ama eve giren para hesabı yapılırken en azından verilen kira gibi sabit bir gider önemsenmiyor.bazı kişilerin iyi kötü bir evi var ama bizim gibi komik maaş alan kişiler birde kira veriyor.kirayı verince elimize kalanı siz düşünün artık.sizlere şaka veya acitasyon gibi gelmesin ama ben bu sene kombiyi hiç yakmadım öyle idare ettim.annem nasıl olsa yatağın içinde üşümüyor.diyeceğim sadece kanun ve yönetmelik değil bence yanlış olan gelir gider kriterleri de çok önemli.neler yapılabilir bilmiyorum.hepimize allah kolaylık versin.
 
Bende bu hizmetten yararlanamayanlar arasındayım.daha önce hiç başvurmadım
bu konulardan anlamadığı için soruyorum Bakıcı olarak "bakmakla yükümlü olunan bireyler" dışında bir akrabanızı seçin. Gelir durumunuzu ayarlamak için bu genelgedeki düzenlemeden yararlanarak size uygun bir seçenek bulun, zorlayın. Başvuru yaptıgınız memurlara da bu gnelgeye göre hareket etmelerini hatırlatın.

demişsiniz
şimdi müracaat ederken evdeki kişi sayısı haricinde bir akraba olarak hiçbir geliri olmayan anneannemizi seçebilirmiyiz.
 
Esmanur, mahsettiğim mesaj daha önceki 2010/02 sayılı Genelge'ye göre idi. fakat o Genelge şu an yürürlükte değil.
Şimdiki yürürlükte olan 2010/13 sayılı genelge şu linkte sabit durumda:http://www.engelliler.biz/forum/evd...-olabilir-kimler-gelir-hesabina-dahildir.html Zaten bu sabit linkte yer alan "akraba" ve "bakmakla yükümlü olunan bireyler" tanımının dayanagı da bu Genelge'dir ve oradan alıntıdır.
Bu Genelge'de bahsedilen 1. bölüm ve 2. bölüm üzerine bana göre bazı şeyler karanlık... Yorumlayana göre değişiyor neredeyse...
Uygulamaları Bu genelge değişikliğinden sonra takip etme şansımız olmadı. Yani ikinci bölümde degerlendirilen uyelere pek rastlamadm. Pratik açıdan bu yüzden tam bilgim yok. Ögrenmenin ve bu olayları kaşımanın yolu da bu durmdaki uyelerin başvurularından geçiyor.
Başvurulara red cevabı geldiğinde ve red gerekçesi söylendiğinde dayanak noktalarını ögreniriz, biz de karşı ataga geçebiliriz yani.
Pratiğine rastlamadıgımdan dolayı bu konuda deneyimli değilim. sorularım çok...
Başvurun takip edelim biz de... En azından red gerekçeleri sayesinde hangi dayanaklara göre hareket ettiklerini tesbit etme şansımız olur...ona göre harekat düzenleriz biz de:)
Aslında rahat bir zamanımda kafamdaki soruları bilgi edinme kapsamında sormak lazım artık. rahat bir zamanımda bilgi edinme kapsamında karanlık ve çelişkili bulduğum noktaları soracagım inşallah...
Bu bahsettiğim sorular 18 yaşından buyukler için...
...
sizin durumunuz ilgili genelgede net anlatılmış. Çocugunuz 18 yaşından küçük çünkü. Çocugunuz 18 yaşından kuçuk oldugu için ikinci bölümde değerlendirilmez. Ancak şu durumda değerlendirilir:...Ancak buradaki eş ile 18 yaşından küçük özürlünün anne ve/veya babasının özürlüye bakamayacak durumda olup özürlüye bakmak istememesi halinde bu kişiler de kanunen bakmakla yükümlü kişiler dışında değerlendirilecektir.]


Verdiğim linki inceleyin. Gelir kriterleriniz uygunsa, çocugunuzun yüzde elli ve ustu agır özürlü ibareli raporu varsa ve bakıma muhtaçlık kriterlerine uyuyorsa sosyal hizmetlere başvurun. Anneanne hane dışındaysa bakmakla yükümlü bireyler kapsamında degerlendirilmez.
 
bakıcı aylığı ev olunca veriliyomu acaba ondada bir sorun oluyomu.yoksa sadece eve giren paraya mı bakıyolar evde oturulan ev kira getirisi yok yani bilgi verirseniz sevinirim yada ev olmayıpta sonradan almak sorun olurmu
 
devlet bizi zengin görüyo. 50 tl için banada bağlamadılar
 
bilgi edinme kanunu kapsamında; Bakım parası almak için aynı evde yaşayan bütün herkesin gelirinin toplam gelire katılması yasal değildir ve ortalama olması gereken para ne zaman kalkacak gibi sorularıma

27.01.2012 tarihinde verilen cevap: [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bilgi Edinme Müracaatınız.[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][/FONT]

Genel Müdürlüğümüz Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığımıza gönderilen Bilgi Edinme müracaatı incelenmiştir. Söz konusu ileti ile evde bakım hizmetinde gelir hesaplaması konusunda bilgi alınmak istediği, gelir hesaplamasında yer alan bakmakla yükümlü bireylerin ve gelirlerinin hesaplanması konusunda ilgili yasa ve yönetmelik hükümlerinin anayasaya uymadığının düşünüldüğü ve kaldırılması planlanan gelir hesaplamasının ne zaman kalkacağı konularında bilgi talep edildiği bildirilmiştir. Bilindiği üzere evde bakım hizmetine ilişkin iş ve işlemler 30.07.2006 tarih 26244 sayılı “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” kapsamındaİl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerimiz aracılığıyla yürütülmektedir. Söz konusu Yönetmeliktebakıma muhtaç özürlü; “özürlülük sınıflandırmasına göre ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğu, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olduğu bakım raporu ile tespit edilenler” olarak tanımlanmaktadır.

Bu çerçevedebakıma muhtaç özürlünün tespiti için bireyin “16.12.2010 tarih ve 27787 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında ağır özürlü-evet (P ve üzeri oran) olduğunun belgelendirilmesi;Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre kendisine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olduğunun bakım raporu ile tespit edilmesi;Aynı Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin (h) bendindebakmakla yükümlü olunan bireyler, üveyler de dâhil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün kendisi ve kendisi ile birlikte aynı evde yaşayan eşi, çocukları ile ana ve babası, çocuklarının eşleri, evli olmayan torunları, ana ve babasının ana ve babası, evli olmayan kardeşleri, eşinin ana ve babası, eşinin evli olmayan kardeşleri; başka bir adreste bulunsa dahi evli olmayan ve eğitimini devam ettiren çocukları ile aynı durumdaki kardeşleri ve eşinin kardeşleri ile aynı evde yaşamakta iken er veya erbaş olarak askere gitmiş olan babası, çocuğu ve kardeşi; ayrı adreslerde ikamet etse dahi özürlü üzerinde velayeti devam eden anne ve babası veya kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunamayan özürlü ile aynı evde yaşayan ve bakım hizmeti vermeyi yazılı olarak taahhüt eden akraba, vasi ve bunlarla birlikte aynı evde yaşayan kişiler” olarak belirlenmiş olduğundan bu kişilerin gelirlerinin toplamınınkişi başına aylık ortalamasının bugün itibariyle 423.10 TL. olması;Özürlününgünlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğunun Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyetince yapılan ev ziyaretinde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, evde bakım hizmetinde söz konusu gelir kriterinin kaldırılmasına ilişkin talebinizin karşılanabilmesi için mevzuat değişikliği yapılması gerekmektedir. Bu konuda, Genel Müdürlüğümüzce çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak yapılan çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Konunun tarafınızca takip edilmesi hususunda gereğini bilgilerinize rica ederim. Hulusi Armağan YILDIRIM
Genel Müdür a.
Bakım Hizmetleri
Dairesi Başkanı
 
18 yaşın üstünde hastamıza daha önce bakım parası aldık daha sonra gelir barajına takılarak şuan evde bakım ücreti alamamaktayız. Devlet özürlü bireylere iş imkanı için sınav fırsatı verip işe yerleştiriyor. Bakıma muhtaç ve bir işe yerleşemeyen (zihinsel engelli,yatalak engelli,vs. ) engellilere gelir kriterine bakılmaksızın ücret verilmesini acilen talep ediyorum. saygılar
 
Benim bankaya yatan maaşım evde bakım parası almam için uygun. Ancak iş yerim maaşımı tam göstermiyor. dolayısıyla da devletin koymuş lduğu sınırın(bence yanlış olan) üzerinde maaş alıyorum. Dolayısıyla 75 milyon insanın hakkı olan bu parayı almıyorum çünkü ahiret var. Ancak devletin koymuş olduğu bu sınır yanlış türkiye gerçekleriyle uyuşmuyor. 4 kişilik bir ailenin geçim sınırı 2800 tl civarında iken sen asgari ücretin 3/2 sinden bahsediyorsun.
 
ewet bende alamıyorum limitin kalkması için heryere yazdım hiç bir cewap yok
 
gelire değilde gidere baksınlar.. tamam kişi başı bakarsan 500 civarı tutuyor gelirim ama zaten ne kadarı kiraya elk suya tlf gidiyor.. kalanla yaşasınlar bakalım..
 
Oy istemeye geldimi ne gelirine ne giderine nede engeline bakıyorlar sen 18 yaşını aşmış bireysin diyorlar ama iş maaşa geldimi ailenin geliri sorgulanıyor..
 
bizdede kayınpederimin dükkanı eşimin üstünde görünüyo.bende dükkanda çalışıyor ve ssklı görünüyorum.bu yüzden aylık gelirimiz oldkçaaaaa yüksek görünüyor..3 kişiyiz ufaklıkla beraber.ne yapsakta alsak diye düşünüyorum.çok şükür şu an ihtiyacımız yok ama ilerde olaki bir tedavi yöntemi çıktı? yurtdışına gidilmesi gereki falan? sadece bugünü düşünmemek gerek.neden kızımın bu paraya ihtiyacı olmasınki ilerde? ya bize bişey olsa?en azından bir güvencesi olur diye düşünüyorum.ananesini bakıcı olarak gösteremiyormuyuz? farklı şehirde yaşıyor ama sadece emekli maaşı alıyor
 
Sayın Kalem,
Ben öğretmenim. Oğlum için özründen dolayı %94 ağır özürlü raporu aldık.Ailedeki toplam fert sayısı 3 kişidir.Bakıcı parası için başvuruda bulunsak alabilir miyiz?
 
bakım maaşına müracat etmek için gerekli kritaller devlet hastahanelerinden alınmış rapor en az % 55 ve ağır özürlü ibaresi 2012 senesinin ilk 6 ayı için hanede yaşayan kişi başı düşen gelir 423 TL senenin 2. 6 ayı için 449 TL yi geçmemesi kaydı ile evde bakım maaşı başvurunuz kabul edilir peymunut.
 
bizde ailecek cok kotu durumdayız,tum umutlarımızı bu maasa bagladık,ama 10 tl civarı fazla geldıgı ıcın baglamadılar cok caresızız aylardır kırayı vermedık ALLAH yardım etsin tum ihtiyac sahıplerıne
 
Üst Alt