Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Haftanın Konusu] Muhalefet Partilerinin Seçim Bildirgelerinde Sakatlar ve Sakatlık Politikaları

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
676
Mesajlar
58,529
Reaksiyonlar
944
[Haftanın Konusu] Muhalefet Partilerinin Seçim Bildirgelerinde Sakatlar ve Sakatlık Politikaları

[size=6]Ayinisi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz[/size]

Erkan Volkan (saros1)

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. Ancak ben bunu göz ardı edip, 23 temmuz itibariyle seçime girecek partilerin Internet sitelerinden ulaşılabilen “seçim bildirgelerine” engellilere dönük vaatler bağlamında göz attığımda, partilerin engellilerin gündeminin ne kadar uzağında olduğunu fark ettim.

Bu yazımda, muhalefetteki partilerin engellilere yönelik vaatlerini irdeleyeceğim. 2005 yılının temmuz ayında engelli camiasında iyi/kötü yanlarıyla ses getiren, ne var ki üzerinde yeterince tartışılamayan 5387 Sayılı -kısaca Özürlüler Kanunu dediğimiz- kanunun getir(eme)diği yeniliklerin uygulamasına dönük ele tutulur sorunların çokluğu, uluslararası alanda kabul gören yeni anlayışlar - sakatların toplumsal sebeplerle engellendiğini savunan sosyal model/ hukuk alanında insan hakları bağlamında, özellikle “ayrımcılık yasağı”- ve BM Engelli Hakları Sözleşmesinin geniş çerçevesi dikkate alındığında vaatler hususunda malzeme sıkıntısı çekilmeyeceğini düşünmüştüm. Yanılmışım.

Engellilere yönelik vaatlerde kullanılan dil, vaatlerin seçim bildirgesinde hangi üst başlık altına konumlandırıldığı, bu üst konu başlığı altındaki diğer konu başlıkları; metinleri hazırlayanların -zımnen de olsa- engelliler hakkında bilgilerinin hacmine, bu olguyu nasıl tanımladıklarına ve duruşlarına dönük önemli göstergelerdir.

CHP'YE GÖRE ENGELLİLER SAĞLIK SORUNU
Bu düşüncelerle CHP’nin seçim bildirgesini taradığımda, engellilere yönelik vaatlere “Engellilerin Önündeki Engelleri Kaldıracağız” başlığı altında, Sağlık ve Engelliler bölümü içinde rastladım (1). CHP uluslararası alanda kabul görmüş görüşün aksine, engellilere dair vaatlerini "sağlık" politikalarının bitişiğine, bir nevi tamamlayıcı işlevinde iliştirmiş. Sakatlığı ve sakatlara dönük ayrımcılığı -ki “ayrımcılık yasağı, pozitif ayrımcılık” metinde hiç yer almıyor- sağlık politikalarıyla ilişkilendirmek, CHP’nin, maalesef, engellilerin gündemini takip etmediğini gösteriyor.

Bildirgede kullanılan dillin de epey sorunlu olduğu görülüyor. CHP'nin engellilere dair vaatlerinin başında, Engelli Yurttaşlar Sorunu tabiri kullanılmış, ve bu tabir açıkça, sorunun kaynağının engelli olduğu ima ediyor. Öküz altında buzağı aramayıp (Freud’a selam vererek), bu dil sürçmesi yerine Engelli Yurttaşların Sorunu demek istendiğini, iyi niyetle farz ediyoruz.

Vaatlerin içeriğine gelirsek: ilk maddede, “sağlıklı gebelik için bilinçlendirme” ile “önlenebilir engellerin oluşmasını önlemek” gibi, ikisi de tıbbi olarak nitelendirilen önlemin dillendirilmesi, CHP'nin engelliyi, evvela sakat yönüyle yani sağlık sorunu olarak gördüğünü gösteriyor.

Müteakiben, sakatlığı önleyememe durumunda “uygun çare ve sürdürülebilir hayat” imkanı sağlayan sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik sisteminden müteakip, entegre bir model öngörülüyor. Ancak, engellilere özel, bu tarz bir sistemin uygulanabilirliği yönünde soru işaretleri mevcut.

Diğer vaatlerin çoğu, somut ve açık değil; ve var olan sistemin dışında bir yenilik içermiyor. Son olarak, bu yazı çerçevesinde ele alınan bildirgeler içinde, BM Engelli Hakları Sözleşmesine atıfta bulanan tek metin olduğunu belirtmeliyim. Bununla birlikte, konuya insan hakkı penceresinden bakan sözleşmeye nispet yaparcasına “engelli” ve “insan hakları” sözcüklerini CHP’nin seçim bildirgesinde aynı sayfada okumak mümkün değil.

MHP ‘NİN AYRIMCILIĞA MARUZ KALMAYAN ENGELLİLERİ
MHP engellilere dönük vaatlerini ayrı bir başlık altına toplamak yerine, seçim bildirgesinin ilgili konu başlıklarına dağıtmış , bu yönüyle, yazımız çerçevesinde incelenen metinlere tek örnek (2). Engellilerin sorunlarına dair vaatlerin bir başlık altında toplanmamasını “Türklük” dışındaki “kimlikleri” parçalayıcı addeden görüş bağlamında değerlendirmek mümkün. Bildirgede “özürlü” ve “engelli” terimlerinin birlikte kullanılması ise, ülkemizde yaygın olan, “sakatlara nasıl seslensek acaba” karmaşasının içinde MHP’nin de kaybolduğunun kanıtı.

Vaatlere geldiğimizde, sosyal güvenlik sistemi içinde engellilere dönük yapılacak yardım ve hizmetlerin tek çatı altında toplanması; ülkemizde engellilere sosyal yardım ve sosyal hizmet sağlanırken, aranan ve engellileri sosyal sigortalar ile söz konusu yardım ve hizmetlerden birini tercih etmek zorunda bırakan yoksulluk kriterinin yeniden, objektif ölçütler uyarınca belirlenmesi; son olarak da engellilere dönük “bakım hizmetinin bir hak olarak düzenlenmesi” bir nebze de olsa, MHP’nin engelli sorunlarına vakıf olduğu hususunda ip ucu veriyor.

Ancak, MHP’nin sosyal güvenlik sistemi içine sıkışıp kalan politikasıyla, engellilerin dışlanmışlıkla/ötekileştirmeyle ve eşitsiz davranışlarla baş etmesi mümkün değil. Toplumun engelliye karşı yerleşmiş önyargısını kırmanın çaresi, sosyal yardım ve hizmetlerle silahlanmış “ayrımcılık yasağı” iken, MHP -seçim bildirgesinin geneline yansıyan- ülkemizde ayrımcılık yoktur düsturu ile, engellilere karşı da ayrımcılık yapılmadığı fikrini benimsemiş görünüyor.

ÖDP VE POZİTİF AYRIMCILIK
ÖDP seçim bildirgesinde iki nokta ile diğerlerinden ayrılıyor (3). İlki engellilerin sık sık yüz yüze kaldığı mimari erişim sorununa basit ama etkili bir çözüm getirmesi: bina ruhsatlarının verilmesinde engellilerin erişiminin zorunlu ölçüt olarak alınması. Diğeri ise engellilere pozitif ayrımcılık yapılması.

Bununla birlikte, bildirgenin girişinde –dışlanmış/ötekileştirilmiş diğer grupların aksine- engellilere ayrıca bir atıf yapılmaması, ÖDP’nin ev ödevinin engelliler açısından eksikleri olduğunu gösteriyor.

Son söz: Sakatlığı olan insanların sorunu ellerinin-ayaklarının-gözlerinin olup olmaması değil, bu farklılığı bahane eden toplumun ve devletin, onlara karşı (bilerek ya da bilmeyerek) ayrımcı/ötekileştirici/dışlayıcı/engelleyici tutum takınmalarıdır, diyecek, sakatların sorunlarını insan hakkı ihlali olarak değerlendirecek, yani ezber bozacak politikacılara ihtiyacımız var. Bir de seçim bildirgelerindeki vaatlerin sivil toplum örgütleri tarafından iyice not edilmesine ve ‘sözüm namusumdur’ diyen politikacıların önüne sık sık çıkarılarak teşhir edilmesine tabii.

(1) Cumhuriyet Halk Partisi Pusula’07, s. 46
(2) MHP Seçim 22 Temmuz 2007 Beyannamesi
(3) http://www.odp.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=231
 
Muhalefet partileri iktidar partisinin itici gücüdür güçlü bir iktidar ülke geleceği için ne kadar hayati öneme sahipse güçlü bir muhalefet de en az onun kadar öneme sahiptir iktidar belli bir kesimin sorunlarını görmezlikten gelebilir gelmemesi lazım gelirken bundan dolayı eleştiriyi de hak eder o bu eleştiriyi hak ederken sen muhalefet olarak yapılan yanlışları haykırmıyorsan en az onun kadar suçlusundur.

Hele birde yapılanları yada yapılayamayanları doğru bulursan artık diyecek söz kalmaz tıpkı DP seçim beyannamesinde olduğu gibi

  • DEMOKRAT PARTİ Seçim beyannamesinde derki.
    Demokrat Parti, engellilerimizin sorunlarına devlet eliyle daha organize şekilde yaklaşılmasını sağlayan ve son on beş yılda gerçekleştirilen, kentsel altyapı dönüşümleri, imar uygulamaları ve Özürlüler idaresi’nin kurulmasını engellilerin sorunlarının çözümüne yönelik olumlu gelişmeler olarak kabul eder.
Hangi kentsel altyapıymış bu gören duyan varmı? Yada sözü edilen Özürlüler idaresi bugüne kadar elle tutulur ne yapmış ki sen bunları olumlu gelişmeler olarak kabul ediyorsun bunları olumlu gelişmeler olarak kabul etmen Türkiye’deki engellilerin sorunlarını bilmediğini gösterir böyle bir muhalefet anlayışı olduğu sürece doğruyu kim gösterecek?
 
İyi, güzel, hoş olmuş da..

İktidar ve muhalefet partilerinden, yaklaşan seçim arefesinde seçim bildirgelerinde "bizi kaale almamışlar" diye güzel sözcükler kullanarak yakınmak yerine, "bizi neden kaale almıyorlar?" diye sorgulamamız gerekmez mi?

Şöyle açayım:

Yani biraz "iğneyi kendimize, çuvaldızını partilere batıralım." ;)

Elbette, henüz bir "engelliler hareketi"nden, bilinçli-örgütlü bir engelli muhalefeti girişiminden bahsedemiyoruz. :( Zaten öyle bir şey olsaydı bütün bunları konuşmaya gerek kalmazdı bile..

Ama "öyle bir şey yok" diye hiçbir şeycik yapmadan, birilerinin gelip bizler için bir şeyler yapmasını mı bekleyeceğiz hep?..

***
Partilerin seçim bildirgelerini incelediğimizde; engelli sorunlarına 'yasak savmak' için öylesine yaklaşıldığını, asıl değinilmesi gereken konulardan habersiz olduklarını, öğrenmelerinin de daha epeyce zaman alacağını görebiliyoruz.. Ama her şeyden önce 'niyet' önemli..

Burada bizim yapmamız gerekenin; partilerin seçim bildirgelerinde olması gereken başlıca konuları, genel bir çerçeve içerisinde kaleme alıp, (gerekirse benzer platformlarla da ortak çalışma yaparak) partilerin yetkili kurullarına iletmek olması olduğunu düşünüyorum..

Eğer böyle bir çalışmayı dikkate alırlarsa 'ne âla'.. Almazlarsa o zaman 'eleştiri hakkımız' doğar.. O nedenle; şu anda, böyle bir eleştiriyi haksız ve anlamsız buluyorum.. :( (Yanlış anlaşılmasın; 'eleştirilmesin' demiyorum. Ama eleştirimizin haklılık kazanması için, 'bizim de yapmamız gereken şeyler olduğunu' söylemeye çalışıyorum.

***
"Şimdi mi söylenir bu?" dediğinizi duyar gibiyim.. E.. site kurulduğundan beri Türkiye'nin başından ilk defa bir 'genel seçim' geçiyor.."Şu zaman şunu yapmalıyız" diye bir programımız yok elimizde.. Durumdan vazife çıkartıyoruz.. O kadar olsun artık.. ;)

Gerçi 'ilk' ama 'son' olmayacaktır.. Bir dahaki seçimler için hazırlığa şimdiden başlarız.. :)
 
güsel babenjim benim,

sirf türk vatandashi olmamiz (ya da türkie topraklarinda sürekli olarak yashior olmamis) bile eleshtirilerimize fazlasiyla haklilik kazandirmaz mi?...

babenjim' Alıntı:
Burada bizim yapmamız gerekenin; partilerin seçim bildirgelerinde olması gereken başlıca konuları, genel bir çerçeve içerisinde kaleme alıp, (gerekirse benzer platformlarla da ortak çalışma yaparak) partilerin yetkili kurullarına iletmek olması olduğunu düşünüyorum..

Eğer böyle bir çalışmayı dikkate alırlarsa 'ne âla'.. Almazlarsa o zaman 'eleştiri hakkımız' doğar.. O nedenle; şu anda, böyle bir eleştiriyi haksız ve anlamsız buluyorum..
babenjim' Alıntı:
Ama "öyle bir şey yok" diye hiçbir şeycik yapmadan, birilerinin gelip bizler için bir şeyler yapmasını mı bekleyeceğiz hep?..
ne demek istediini anliom ve hak da veriom; elimizi kolumusu bagliyp oturmayalim tabe, bishiler yapalim... ama bizim icin bishiyler yapmasini bekledigimiz ve yapmadigi icin eleshtirdigimiz "kishiler" herhangi birileri degil ki, devlet! daha doorusu devlet kurumunu, hükümeti olushturan (burda; olushturmayi amaclayan, bashariyla olushturabiliceni/olushturdugunu iddia eden) insanlar, partiler... onlardan beklemices de kimden beklices?!... onlar degil mi toplumun güvenligini, huzurunu saglama görevini üstlenenler / üstlenmek isteyenler... devlet kurumuna verilen gücler sirf bu amaci gütmek icin degil mi?... bizler de sakat olmakla yurttashliktan cikmadigimiza göre bu toplumun parcasi olmuos mu? (topluma "taninan" refah, güvenlik vs. bizim de hakkimiz oluyor otomatikmen)... bu hakkimizi saglamak icin bizlerle ilgili kanunlar koymadan, uygulamalar, düzenlemeler vs. getirmeden önce engellilerin gündemiyle yakindan ilgilenmek, arashtirmak, sorushturmak, incelemek onlarin bashlica görevlerinden... bu görevlerinin bilincinde olsalardi ve hem görevlerini hem de bizleri herkesle eshdeger birer vatandash olarak görüp ciddiye alsalardi secim bildirgelerinde olmasi gereken bashlica konulari da cok iyi bilior olurlardi ;)... ilgilendiler, sordular, sorushturdular da anlatmadik mi, yardim istediler de ishbirligi yapmadik mi?... ancak öyle bir durumda eleshtirimiz haksiz olurdu ishte... ama shu an, bu bashlik altinda ve bircok bashka yerde yapilan benzer eleshtirilere katiliom ve hakli oldugumuzu düshünüom, hem de sapina kadar! ;) (malesef!)... ayrica kuru kuru yakinma, "aglashma" olarak göremiom yapilan eleshtiriyi...

babenjim' Alıntı:
(Yanlış anlaşılmasın; 'eleştirilmesin' demiyorum. Ama eleştirimizin haklılık kazanması için, 'bizim de yapmamız gereken şeyler olduğunu' söylemeye çalışıyorum.
benim söylediklerim de yanlish anlashilmasin; "bishi yapilmasin, beklenilsin" demiorum... madem kimse bishi yapmio, onlarin ishi de bize yüklenio... ama olmasi gerekenin bu olmadigini düshündügüm icin eleshtirimizin daha fazla haklilik kazanmasina ihtiyaci olmadigini söylemeye calishiorum... hakliyiz hakli olmasina da bishiler de yapmaliyiz tabe...

selamlar & muckslar & güzel günler :)
 
ayrımcılık

kanaatime göre biz burada "insana" verilen değerle alakalı temel bir sorunla karşıkarşıyayız. partilerin engellilere bakışı bu bu temel problemin önünde değil. Sağlıklı veya engelsiz insanlara hizmet yeterli hizmeti ulaştırmaktan aciz bir yaklaşımın engellilere özel bir iltifatta bulunacağını mı zannediyorsunuz. Bir bakın şu partilerin vaadlerine.. gözümüzün içine baka baka bizlerle alay edercesine havalara uçurulan vaatlere.. havalara uçurulan diyorum. çünkü hepsi havada kalacak... onların sorunu biz değiliz. onların sorunu elde edecekleri mevki ya da makam.. onları bu ilgilendirir. yeter ki onlar emellerine ulaşsınlar. bu uğurda söylenecek yalanlar son derece doğaldır hatta gereklidir. Lafı uzatmadan demek istediğim şu: insana yapılacak yatırım en hayırlı yatırımdır. "insan" kapsamına bazı istisnaları (kadın, engelli, dindar, alevi, kürt.. v.s.)koymak ise oldukça ilkel bir yaklaşımdır. Sözün özü: insan insandır...
 
Sevgili saros gerçekten son derece güzel bir araştırma yapmışsın, teşekkürler.

Sevgili baben in sorusuna, katılmakla birlikte bende diyorum ki bizleri kaale aldıracak neler yapmalıyız ı konuşmakta yarar var. Ve sevgili baben bana göre neler yapmalıyız ın ip uçlarını da vermiş aslında.

Örneğin bu eleştiriyi ve bu konudaki eksikliklerini tüm partilere gönderdik mi, gönderdiğimizde bir işe yarar mı? :D

Doğru, seçim o kadar yakın ki... Şu anda yapabileceğimiz yani bu seçim için, bir şey yokmuş gibi gözükse de, yarın başka bir seçim olacakmış gibi hazırlıklara başlamak zorundayız.

Evet bence bu araştırma başlangıç için çok güzel bir adım, gerisini getirecek olanlarda bizleriz.
 
Rekucum,

"Eleştirilmesin" ya da tamamen "haksızız" demedim ki.. "Şu anda" böyle bir şeyin yapılması "haksız" oluyor dedim.. Yani, öncesinde biz yapmamız gerekeni yapmamışız sonra "bizi niye akıllarına getirmiyorlar" diye eleştiriyoruz.

O dediklerin "engelliler hareketi" olan, "engelli bilincinin" topluma yaygınlaştığı ülkelerde olur. Biz halen Nasrettin Hoca gibi "Bana hekim değil, damdan düşeni çağırın. Damdan düşenin halini ancak damdan düşen anlar" modunda takılıyoruz olaylara. :p

"Mükemmel insan" olamayacağı gibi "mükemmel parti" de olmaz. Çünkü partileri de insanlar oluşturuyor. Ama partiler bir "kurum"dur. Bu yanıyla bireylerden çok çok farklı konumdadırlar. Geçmişten aldıklar deneyimleri, geleceğe ilişkin programları falan resmî ve kâğıt üzerinde kayıtlıdır vb.

Ancak yine de gündeme tam anlamıyla oturmamış bir konuda –hele kendilerinin tamamen yabancı oldukları bir konuda- politika üretmelerini beklemek biraz safdillik olmaz mı?

Ha dersen ki; "bişey bilmiyorlarsa bunu daha önceden başarmış ülkelerin partilerinin seçimler öncesi bildirgelerini tercüme etsinler.." Onda birazcık haklısın da "çok şey istiyosun be abla" :p Gündem zaten kalabalık, bir de kim uğraşacak tercümeyle bıdı bıdı. :p

Aslında, düşündüm de bu konunun şu anda bile açılması iyi olmuş.. ("Seçim bildirgelerinde olmayışımızı" seçim zamanı dışında nasıl bileceez ki?) Eline sağlık saros1 (ve halilyılmaz) En azından, yapılması ve yapılmaması gerekenleri tartışıyoruz. ;)
 
Partiler seçim zamanı meydanlarda atıp tutmak için bir parti programı hazırlarlar.
Bu parti programlarında mazotun 1 ytl ye düşürmekten tutunda, ÖSS yi kaldırmalarına varıncaya dek desteksiz ve alt yapısız her fikri görmek mümkün.
Dikkatimi çekti; Yalancıktanda olsa engellilere yönelik herhangi bir projesini anlatan partiye rastlamadım. Demekki bizi kandırmaya bile tenezzül etmiyorlar.
Oysa mazotu 1 YTL ye düşürmek için uzun hesaplara dalacağına ve bunu vaat edeceğine, akıllı bir parti çıkıp %10u engelli olan ülkedeki engellilere yönelik detaylı bir proje üretip bunu anlatsaydı, bizlere kabul ettirseydi %10 barajını doğrudan aşmış olacaktı. :D
Saros un yazdıklarına göre engellilere yönelik icraatlerini en gerçekçi biçimde dile getiren ÖDP. Engellilerin en büyük sorunu yeterince özgür olamayışlarıdır. Engellilerin özgürlüğünü ise en başta engelliler için uygun olmayan yapılaşmadır. ÖDP bunu iyi görmüş.
Ama kardeşim iyide ÖDP ninde seçilme ihtimali yokki.
İşimiz olmazlaramı kaldı şimdi?

Seçim üzeri fındık taban fiyatları bile 5 YTL nin üzerine çıktı ama biz engelliler hiç bişe yapamadık.
Oysa çeşitli parti programlarına engelli sorunlarını ve çözümlerini de teferruatlı olarak ekletebilir, meydanlarda bas bas bağıran adayları vasıtasıyla sesimizi duyurabilirdik. Böylece hangi parti seçilirse seçilsin belli bir alt yapıda engelli sorununun olduğu bilinciyle meclise gider, yada en azından aklının bir köşesinde bu sorunlar ve çözümler bulunmuş olurdu.

Babenin dediği gibi bizde de hata var.
Mesela bana göre Sadece iktidara yüklenip, muhalefeti hiç eleştirmedik. Onlara yol gösterici olamadık. Ellerine engellilere yönelik siyasi bir malzeme veremedik. Ne onlar bizi farketti, nede biz onları.
Ana muhalefette olan ve herşeye itiraz etmeyi görev bilen CHP, engelli kanunu çıkarılırken neden çıkıp hiç bir eleştiride bulunmadı. Meclisteki diğer muhalefet partileride aynı. Neden hiç birisi çıkıp engelliler kanunun bir fiyasko olduğunu halka anlatmadılar, duyurmadılar.
 
Üst Alt