[Haftanın Konusu] Muhalefet Partilerinin Seçim Bildirgelerinde Sakatlar ve Sakatlık Politikaları
[size=6]Ayinisi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz[/size]
Erkan Volkan (saros1)
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. Ancak ben bunu göz ardı edip, 23 temmuz itibariyle seçime girecek partilerin Internet sitelerinden ulaşılabilen “seçim bildirgelerine” engellilere dönük vaatler bağlamında göz attığımda, partilerin engellilerin gündeminin ne kadar uzağında olduğunu fark ettim.
Bu yazımda, muhalefetteki partilerin engellilere yönelik vaatlerini irdeleyeceğim. 2005 yılının temmuz ayında engelli camiasında iyi/kötü yanlarıyla ses getiren, ne var ki üzerinde yeterince tartışılamayan 5387 Sayılı -kısaca Özürlüler Kanunu dediğimiz- kanunun getir(eme)diği yeniliklerin uygulamasına dönük ele tutulur sorunların çokluğu, uluslararası alanda kabul gören yeni anlayışlar - sakatların toplumsal sebeplerle engellendiğini savunan sosyal model/ hukuk alanında insan hakları bağlamında, özellikle “ayrımcılık yasağı”- ve BM Engelli Hakları Sözleşmesinin geniş çerçevesi dikkate alındığında vaatler hususunda malzeme sıkıntısı çekilmeyeceğini düşünmüştüm. Yanılmışım.
Engellilere yönelik vaatlerde kullanılan dil, vaatlerin seçim bildirgesinde hangi üst başlık altına konumlandırıldığı, bu üst konu başlığı altındaki diğer konu başlıkları; metinleri hazırlayanların -zımnen de olsa- engelliler hakkında bilgilerinin hacmine, bu olguyu nasıl tanımladıklarına ve duruşlarına dönük önemli göstergelerdir.
CHP'YE GÖRE ENGELLİLER SAĞLIK SORUNU
Bu düşüncelerle CHP’nin seçim bildirgesini taradığımda, engellilere yönelik vaatlere “Engellilerin Önündeki Engelleri Kaldıracağız” başlığı altında, Sağlık ve Engelliler bölümü içinde rastladım (1). CHP uluslararası alanda kabul görmüş görüşün aksine, engellilere dair vaatlerini "sağlık" politikalarının bitişiğine, bir nevi tamamlayıcı işlevinde iliştirmiş. Sakatlığı ve sakatlara dönük ayrımcılığı -ki “ayrımcılık yasağı, pozitif ayrımcılık” metinde hiç yer almıyor- sağlık politikalarıyla ilişkilendirmek, CHP’nin, maalesef, engellilerin gündemini takip etmediğini gösteriyor.
Bildirgede kullanılan dillin de epey sorunlu olduğu görülüyor. CHP'nin engellilere dair vaatlerinin başında, Engelli Yurttaşlar Sorunu tabiri kullanılmış, ve bu tabir açıkça, sorunun kaynağının engelli olduğu ima ediyor. Öküz altında buzağı aramayıp (Freud’a selam vererek), bu dil sürçmesi yerine Engelli Yurttaşların Sorunu demek istendiğini, iyi niyetle farz ediyoruz.
Vaatlerin içeriğine gelirsek: ilk maddede, “sağlıklı gebelik için bilinçlendirme” ile “önlenebilir engellerin oluşmasını önlemek” gibi, ikisi de tıbbi olarak nitelendirilen önlemin dillendirilmesi, CHP'nin engelliyi, evvela sakat yönüyle yani sağlık sorunu olarak gördüğünü gösteriyor.
Müteakiben, sakatlığı önleyememe durumunda “uygun çare ve sürdürülebilir hayat” imkanı sağlayan sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik sisteminden müteakip, entegre bir model öngörülüyor. Ancak, engellilere özel, bu tarz bir sistemin uygulanabilirliği yönünde soru işaretleri mevcut.
Diğer vaatlerin çoğu, somut ve açık değil; ve var olan sistemin dışında bir yenilik içermiyor. Son olarak, bu yazı çerçevesinde ele alınan bildirgeler içinde, BM Engelli Hakları Sözleşmesine atıfta bulanan tek metin olduğunu belirtmeliyim. Bununla birlikte, konuya insan hakkı penceresinden bakan sözleşmeye nispet yaparcasına “engelli” ve “insan hakları” sözcüklerini CHP’nin seçim bildirgesinde aynı sayfada okumak mümkün değil.
MHP ‘NİN AYRIMCILIĞA MARUZ KALMAYAN ENGELLİLERİ
MHP engellilere dönük vaatlerini ayrı bir başlık altına toplamak yerine, seçim bildirgesinin ilgili konu başlıklarına dağıtmış , bu yönüyle, yazımız çerçevesinde incelenen metinlere tek örnek (2). Engellilerin sorunlarına dair vaatlerin bir başlık altında toplanmamasını “Türklük” dışındaki “kimlikleri” parçalayıcı addeden görüş bağlamında değerlendirmek mümkün. Bildirgede “özürlü” ve “engelli” terimlerinin birlikte kullanılması ise, ülkemizde yaygın olan, “sakatlara nasıl seslensek acaba” karmaşasının içinde MHP’nin de kaybolduğunun kanıtı.
Vaatlere geldiğimizde, sosyal güvenlik sistemi içinde engellilere dönük yapılacak yardım ve hizmetlerin tek çatı altında toplanması; ülkemizde engellilere sosyal yardım ve sosyal hizmet sağlanırken, aranan ve engellileri sosyal sigortalar ile söz konusu yardım ve hizmetlerden birini tercih etmek zorunda bırakan yoksulluk kriterinin yeniden, objektif ölçütler uyarınca belirlenmesi; son olarak da engellilere dönük “bakım hizmetinin bir hak olarak düzenlenmesi” bir nebze de olsa, MHP’nin engelli sorunlarına vakıf olduğu hususunda ip ucu veriyor.
Ancak, MHP’nin sosyal güvenlik sistemi içine sıkışıp kalan politikasıyla, engellilerin dışlanmışlıkla/ötekileştirmeyle ve eşitsiz davranışlarla baş etmesi mümkün değil. Toplumun engelliye karşı yerleşmiş önyargısını kırmanın çaresi, sosyal yardım ve hizmetlerle silahlanmış “ayrımcılık yasağı” iken, MHP -seçim bildirgesinin geneline yansıyan- ülkemizde ayrımcılık yoktur düsturu ile, engellilere karşı da ayrımcılık yapılmadığı fikrini benimsemiş görünüyor.
ÖDP VE POZİTİF AYRIMCILIK
ÖDP seçim bildirgesinde iki nokta ile diğerlerinden ayrılıyor (3). İlki engellilerin sık sık yüz yüze kaldığı mimari erişim sorununa basit ama etkili bir çözüm getirmesi: bina ruhsatlarının verilmesinde engellilerin erişiminin zorunlu ölçüt olarak alınması. Diğeri ise engellilere pozitif ayrımcılık yapılması.
Bununla birlikte, bildirgenin girişinde –dışlanmış/ötekileştirilmiş diğer grupların aksine- engellilere ayrıca bir atıf yapılmaması, ÖDP’nin ev ödevinin engelliler açısından eksikleri olduğunu gösteriyor.
Son söz: Sakatlığı olan insanların sorunu ellerinin-ayaklarının-gözlerinin olup olmaması değil, bu farklılığı bahane eden toplumun ve devletin, onlara karşı (bilerek ya da bilmeyerek) ayrımcı/ötekileştirici/dışlayıcı/engelleyici tutum takınmalarıdır, diyecek, sakatların sorunlarını insan hakkı ihlali olarak değerlendirecek, yani ezber bozacak politikacılara ihtiyacımız var. Bir de seçim bildirgelerindeki vaatlerin sivil toplum örgütleri tarafından iyice not edilmesine ve ‘sözüm namusumdur’ diyen politikacıların önüne sık sık çıkarılarak teşhir edilmesine tabii.
(1) Cumhuriyet Halk Partisi Pusula’07, s. 46
(2) MHP Seçim 22 Temmuz 2007 Beyannamesi
(3) http://www.odp.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=231
[size=6]Ayinisi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz[/size]
Erkan Volkan (saros1)
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. Ancak ben bunu göz ardı edip, 23 temmuz itibariyle seçime girecek partilerin Internet sitelerinden ulaşılabilen “seçim bildirgelerine” engellilere dönük vaatler bağlamında göz attığımda, partilerin engellilerin gündeminin ne kadar uzağında olduğunu fark ettim.
Bu yazımda, muhalefetteki partilerin engellilere yönelik vaatlerini irdeleyeceğim. 2005 yılının temmuz ayında engelli camiasında iyi/kötü yanlarıyla ses getiren, ne var ki üzerinde yeterince tartışılamayan 5387 Sayılı -kısaca Özürlüler Kanunu dediğimiz- kanunun getir(eme)diği yeniliklerin uygulamasına dönük ele tutulur sorunların çokluğu, uluslararası alanda kabul gören yeni anlayışlar - sakatların toplumsal sebeplerle engellendiğini savunan sosyal model/ hukuk alanında insan hakları bağlamında, özellikle “ayrımcılık yasağı”- ve BM Engelli Hakları Sözleşmesinin geniş çerçevesi dikkate alındığında vaatler hususunda malzeme sıkıntısı çekilmeyeceğini düşünmüştüm. Yanılmışım.
Engellilere yönelik vaatlerde kullanılan dil, vaatlerin seçim bildirgesinde hangi üst başlık altına konumlandırıldığı, bu üst konu başlığı altındaki diğer konu başlıkları; metinleri hazırlayanların -zımnen de olsa- engelliler hakkında bilgilerinin hacmine, bu olguyu nasıl tanımladıklarına ve duruşlarına dönük önemli göstergelerdir.
CHP'YE GÖRE ENGELLİLER SAĞLIK SORUNU
Bu düşüncelerle CHP’nin seçim bildirgesini taradığımda, engellilere yönelik vaatlere “Engellilerin Önündeki Engelleri Kaldıracağız” başlığı altında, Sağlık ve Engelliler bölümü içinde rastladım (1). CHP uluslararası alanda kabul görmüş görüşün aksine, engellilere dair vaatlerini "sağlık" politikalarının bitişiğine, bir nevi tamamlayıcı işlevinde iliştirmiş. Sakatlığı ve sakatlara dönük ayrımcılığı -ki “ayrımcılık yasağı, pozitif ayrımcılık” metinde hiç yer almıyor- sağlık politikalarıyla ilişkilendirmek, CHP’nin, maalesef, engellilerin gündemini takip etmediğini gösteriyor.
Bildirgede kullanılan dillin de epey sorunlu olduğu görülüyor. CHP'nin engellilere dair vaatlerinin başında, Engelli Yurttaşlar Sorunu tabiri kullanılmış, ve bu tabir açıkça, sorunun kaynağının engelli olduğu ima ediyor. Öküz altında buzağı aramayıp (Freud’a selam vererek), bu dil sürçmesi yerine Engelli Yurttaşların Sorunu demek istendiğini, iyi niyetle farz ediyoruz.
Vaatlerin içeriğine gelirsek: ilk maddede, “sağlıklı gebelik için bilinçlendirme” ile “önlenebilir engellerin oluşmasını önlemek” gibi, ikisi de tıbbi olarak nitelendirilen önlemin dillendirilmesi, CHP'nin engelliyi, evvela sakat yönüyle yani sağlık sorunu olarak gördüğünü gösteriyor.
Müteakiben, sakatlığı önleyememe durumunda “uygun çare ve sürdürülebilir hayat” imkanı sağlayan sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik sisteminden müteakip, entegre bir model öngörülüyor. Ancak, engellilere özel, bu tarz bir sistemin uygulanabilirliği yönünde soru işaretleri mevcut.
Diğer vaatlerin çoğu, somut ve açık değil; ve var olan sistemin dışında bir yenilik içermiyor. Son olarak, bu yazı çerçevesinde ele alınan bildirgeler içinde, BM Engelli Hakları Sözleşmesine atıfta bulanan tek metin olduğunu belirtmeliyim. Bununla birlikte, konuya insan hakkı penceresinden bakan sözleşmeye nispet yaparcasına “engelli” ve “insan hakları” sözcüklerini CHP’nin seçim bildirgesinde aynı sayfada okumak mümkün değil.
MHP ‘NİN AYRIMCILIĞA MARUZ KALMAYAN ENGELLİLERİ
MHP engellilere dönük vaatlerini ayrı bir başlık altına toplamak yerine, seçim bildirgesinin ilgili konu başlıklarına dağıtmış , bu yönüyle, yazımız çerçevesinde incelenen metinlere tek örnek (2). Engellilerin sorunlarına dair vaatlerin bir başlık altında toplanmamasını “Türklük” dışındaki “kimlikleri” parçalayıcı addeden görüş bağlamında değerlendirmek mümkün. Bildirgede “özürlü” ve “engelli” terimlerinin birlikte kullanılması ise, ülkemizde yaygın olan, “sakatlara nasıl seslensek acaba” karmaşasının içinde MHP’nin de kaybolduğunun kanıtı.
Vaatlere geldiğimizde, sosyal güvenlik sistemi içinde engellilere dönük yapılacak yardım ve hizmetlerin tek çatı altında toplanması; ülkemizde engellilere sosyal yardım ve sosyal hizmet sağlanırken, aranan ve engellileri sosyal sigortalar ile söz konusu yardım ve hizmetlerden birini tercih etmek zorunda bırakan yoksulluk kriterinin yeniden, objektif ölçütler uyarınca belirlenmesi; son olarak da engellilere dönük “bakım hizmetinin bir hak olarak düzenlenmesi” bir nebze de olsa, MHP’nin engelli sorunlarına vakıf olduğu hususunda ip ucu veriyor.
Ancak, MHP’nin sosyal güvenlik sistemi içine sıkışıp kalan politikasıyla, engellilerin dışlanmışlıkla/ötekileştirmeyle ve eşitsiz davranışlarla baş etmesi mümkün değil. Toplumun engelliye karşı yerleşmiş önyargısını kırmanın çaresi, sosyal yardım ve hizmetlerle silahlanmış “ayrımcılık yasağı” iken, MHP -seçim bildirgesinin geneline yansıyan- ülkemizde ayrımcılık yoktur düsturu ile, engellilere karşı da ayrımcılık yapılmadığı fikrini benimsemiş görünüyor.
ÖDP VE POZİTİF AYRIMCILIK
ÖDP seçim bildirgesinde iki nokta ile diğerlerinden ayrılıyor (3). İlki engellilerin sık sık yüz yüze kaldığı mimari erişim sorununa basit ama etkili bir çözüm getirmesi: bina ruhsatlarının verilmesinde engellilerin erişiminin zorunlu ölçüt olarak alınması. Diğeri ise engellilere pozitif ayrımcılık yapılması.
Bununla birlikte, bildirgenin girişinde –dışlanmış/ötekileştirilmiş diğer grupların aksine- engellilere ayrıca bir atıf yapılmaması, ÖDP’nin ev ödevinin engelliler açısından eksikleri olduğunu gösteriyor.
Son söz: Sakatlığı olan insanların sorunu ellerinin-ayaklarının-gözlerinin olup olmaması değil, bu farklılığı bahane eden toplumun ve devletin, onlara karşı (bilerek ya da bilmeyerek) ayrımcı/ötekileştirici/dışlayıcı/engelleyici tutum takınmalarıdır, diyecek, sakatların sorunlarını insan hakkı ihlali olarak değerlendirecek, yani ezber bozacak politikacılara ihtiyacımız var. Bir de seçim bildirgelerindeki vaatlerin sivil toplum örgütleri tarafından iyice not edilmesine ve ‘sözüm namusumdur’ diyen politikacıların önüne sık sık çıkarılarak teşhir edilmesine tabii.
(1) Cumhuriyet Halk Partisi Pusula’07, s. 46
(2) MHP Seçim 22 Temmuz 2007 Beyannamesi
(3) http://www.odp.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=231