Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Haftanın Konusu] Sakatlığı olan kişilerin karar verme hakkı ve risk alma özgürlüğü

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
676
Mesajlar
58,529
Reaksiyonlar
943
Sakatlığı olan kişilerin karar verme hakkı ve risk alma özgürlüğü

  • * Yaşamınızda kendi kararlarınızı veya tercihlerinizi uygulayabiliyor musunuz?
    * Verdiğiniz karar veya tercihlerin, sakatlığınız öne sürülerek, “sizin iyiliğiniz için” denilerek sorgulandığı, hatta size mani olunduğu, size rağmen uygulanmadığı oluyor mu? Oluyorsa, böylesi anlarda ne hissediyorsunuz?
    * Sizin için neyin iyi/doğru olduğuna kim karar verebilir; siz mi, yoksa aileniz/öğretmeniniz/devlet kurumları vb. mi?
    * Kendisi için karar veremeyen kişi gerçek/özgür bir birey olabilir mi?
 
Çoğu zaman dışardan belli müdahelelere maruz kalıyorum ama bu engelimle ilgili değil tamamiyle benim iyi niyetimden kaynaklanan bir durum. Hemen her gün kimseyi işime burnunu sokmasına izin vermeyeceğimi kararlarını alsamda yinede birileri burnunu sokuyor.

Biz Türk toplumu ailevi ilişkileri oldukça fazla gelişmiş bireylerden oluşuyoruz yani öğretilerimiz anne babaya büyüklere saygı şeklinde yorumlandığı için ister engelli olun isterse engelsiz yinede çevrenin her zaman bireyin üzerinde bir etkisi olmuşdur.

Bunun yanında birde engelliyseniz durum biraz daha dramatize olmuştur. Çünkü acıma duygusuyla başlayan süreç hükmetme olgusuna dönüşerek engellinin toplum içinde hem becerkisiz hemde bağımlı olarak yetişmesine neden olmaktadır.

Tabiik Türk aile yapısı bu gün diğer tplumsal yapılara göre en sağlıklı işlerliği olan yapısal düzendir; fakat acıma duygusu yalnış olarak lanse edildiği sürece engelli toplumda kendini yetiştirme fırsatı bulmayacaktır.

Bana gelince ben bunların farkında olduğum için biraz daha şanslıyım ve bunları yaşadığım içinde azda olsa engelli arkadaşlara ve ailelerine bir fikir verebilmişimdir.
 
daha önce bu konu tartışılmış.ama konu sınırlı kalmış. orda görüşlerini yazan arkadaşların düşüncelerini okumak faydalı olabilir. konuya her açıdan bakmak gerekecek... www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=59696#59696
ayrıca aşağıda verdiğim linkteki konuya da bir göz atalım. www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=29098#29098
konu inceden inceye masaya yatırılmalı... bir şeyler ters gidiyor sanırım...
...
başka bir forumda bir soru (sorulardan sadece bir tanesi bu) sorulmuş:
"Acaba Tuvalet Sorunu Olan Bi Engellinin Baskasıyla Olması Mümkünmüdür Deilmidir ???"
soruyu sorma gerekçesi:
"yaa bilmiyorum sabahh annemle bi konuda konusuoduk dedi evlenemessin dedi işte senin sorunların büyük falan gibisinden konustuda canım sıkıldı biraz.ilgilendiginiz için tşkler"
bahsedilen konuya bakmak için:
www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=129091#129091
bir sürü sorular... ve yaşanan kırılma noktaları...
engellilik tek başına risk nasılsa!
engelli olmayanlara göre; engellilik, tek başına riskle yaşamak zaten. yaşama herkes gibi dahil olmaları imkansız!
...
diğer görüşlerime gelince... başka bir yerde demişim ki: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=214456#214456

en büyük tesbitim sorumluluk bilinçleri hakkaten gelişmemiş. ailelerine bakımlı olmak sanırım bu etkiyi yapmış. tam bir birey olamamışlar.
riskten aşırı korkuyorlar. teminatçılar... garanticiler... garantisi olmayan bir işe asla girişmezler...
ille emin olacakjlar ve ilk adım hep karşıdan gelecek...
bu yuzden yüreksizlerdir... korkaklar da... guvensizler...
ilk adım asla atamazlar... çünkü kendilerinde bu hakkı göremiyorlar... sanırım riski alabilecek kapasitede göremiyolar kendilerini...
en çok hepsinde bunu gördüm...
sakatların ruhu da göçmüş...korkak ve sinmiş bir ruhları var... sadece sözde cesaretliler... zaten sakat olarak yaşamalarını riskle yaşamak olarak algılıyolar. işte burda kendilerini gerçekten ayrıştırıyolar. halbuki her insanın hayatında sakatlık gibi sorunları vardır. farklılıkları vardır. ama geçip de sakatlıgın ardına sıgınmak çelişkidir. sakatlıgı tek başına kahramanlık olarak almak çelişkidir. saglam yuruyor diye ondan daha şanslı değil ki... saglamın da belini büken meydan vardır yani...
bu noktayı aşmadan birey olabilmeleri de imkansız zaten...
ama sakatlar bu risk hesabını genelde çevreye bırakmışlar...onların adına bu riski başkaları hesaplar olmuş...
tüm bunlara ragmen kendi yaşamları için riskleri göze alanlar var. ve sonuçlarına da herkes gibi katlananlar... selam onlara!
kaybedebilmeyi de göze almalı insan. tıpkı kazanmayı da göze aldığı gibi!
yaşam "mayınlı tarlada" yürümek gibi...
zaten kim için "yaşam", garanti sunabilir ki?
yürümek gerek!
her ne olursa olsun!
insanca yaşamak aşkına!
hepimiz mecburuz buna...
 
Ben farklılığı olan insanlar için aile eğitiminin bin kat daha önemli olduğunu düşünüyorum.
1- Hayatımın bütün aşamalarında kendi kararlarımı kendim verdim. elbetteki fikir mütaalası yaptığım bazı konuları danıştığım insanlar oldu ama son karar her zaman benimdi...Kimsenin beni desteklemediği zamanlarda bile tek başıma direndim.
2- Ailem tarafından asla sakatlığım öne sürülerek engellenmedim (bir şey için engellenmeye çalışılıyorsam da bu genelde babamın "sen kız çocuğusun gidemezsin" tarzı sözleriyle olurdu)(pardon sadece annemin mutlaka bir sakatla evlenmem konusundaki ısrarını unutuyordum neredeyse. Bir gün gelipde sakatlığımı yüzüme vurmaması için sağlam biriyle evlenmemi asla istemedi. Lakin ben hep dedimki "ben bir gün aşık olduğum adamla evleneceğim. sağlam sakat önemli değil" ve bugün aşık olduğum o mükemmel adamla evliyim. Eşim sağlam ama benim için problem olmuyor :lol: )
3- Karar verme ve de uygulama yetilerimi düşünürsem benim için neyin doğru olduğuna ancak ben karar veririm. Ama bu mutlaka doğru karar verdim anlamına gelmez. Bugüne kadar çok ama çok az şeyden pişmanlık duydum. Fakat herkes herşeyi doğru yapmak zorunda değildir. Hatalarda bizim için.
4- Tabii ki kendi kararlarını veremeyen insan özgür değildir.
 
engellilik durumu herşeyi degiştiriyor
gözleri görmeyen biri biryere gitmek istedigin de özgürmü sizce
yemegini kendi yiyemeyen tuvaletini yanlız yardım almadan yapamayan
sandalyesine tek başına binemeyen
bu özgürlükler onları ne kadar ilgilendiriyor acaba
burada bir şey tartışırken engel durumunuzu yazarsanız sizlerin niye bu kadar pollyannacı oldugunuzu anlarız hııı

ben C6.7 of tam kesi ben kendi işimi kendim görüyorum ama eviniçinde evindışında verdigim kararları tek başıma alamam digerlerinide düşünmek zorundayım ben her şeyi yapabilirim diyoemiyorumm bir karar verirken sandalyem ve engelim karşıma çıkıp hooooooooooooop diyo
okadar da özgür degilsinn
 
sonuçta engelim var ama kararlarımı tam bağımsız olarak kendim alırım tabii kimseyi zor durumda yada rencide, iyi niyetini suistimal ederek değil.
 
"sonunu düşünen kahraman olamas" ya da "donunu düşüren kahraman olamas"....

işte bütün mesele bu, bizce hangisi???
 
Üst Alt