2005-2006 yılı Teknik meslek lisesi 2. sınıfı okurken herşey normaldi taki okul turnuvaları için yapacak olcağımız sınıf içi seçmelerine kadar.16 yaşına kadar hareketli ve dinamik bir yaşamım oldu yerinde duramayan bir insandım çok enerjik ve hiperaktiftim.O sene aksilikler peşimi bırakmaz oldu öncesinde okulda atölye derslerinde sürekli dikkatim dağılıyor son an reflekslerimlerimde torna ve freze makinalarına kendimi kaptırmaktan kurtarıyodum eve yorgun bir şekilde bitkin halde geliyordum.sürekli yorgun ve bitkin hissediyordum kendimi.İlerleyen zamanlarda turnuva için arkadaşlarla hazırlık maçı yapmaya karar vermiştik ve maç günü okulumuzun halı sahsında toplandık başladık maça.Daha ilk 10 dk içinde kalbime ağrı saplanmıştı biranda yere çömeldim dinlenme gereği hissettim. Arkadaşlarımda korkmustu benim biranda çömelip dinlendiğimi gördüklerinde.Neyse güç bele maçı bitirdik.O hafta bende şiddetli bir şekilde göğüs kafesi ağrıları ve bel ağrıları başlamıştı o süre zarfındada okullar ara tatile girmişti.Kendi kendime tatilde iyice dinlenirim hiç bişeyim kalmaz diyordum ama nerdeee Bir anda kemik ağrılarım şiddetlendi ve yürüyemez hale geldim sürekli istifar ediyordum,hiç bir şey yiyemiyordum 15 gün boyuncca hastane hastane dolaşıp yapılmadık tahlil ve çekilmedik film bırakmadım ama teşhisi koyamıyorlardı.Vel hasıl benim böbrekler kusmaktan iflas eşiğine geldiğini öğrendiğimizde doğruca boyladık vakıf gureba hastanesini.22 gün boyunca tedavi altına alındım ve 60 kilodan 42 kiloya kadar düşmüştüm ve sonucunda hastalığımın teşhisi konmuştu (AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ)ailemin büyük bir şok geçirdiğini anlamıştım doktorlar ve ailem hastalığımı benden gizliyordu bende merak içerisinde önüme gelen herkesi fırçalıyordum tabi hastalığım ne öğrenmek istiyorum diye.Vakıf gureba hastanesi ozamanlar devlet hastanesi olduğu için beni tedavi etmediler çünkü hematoloji ve onkoloji bölümü yoktu.Aileme bu çocuğa bir hafta içinde üniversite hastanelerinde yer bulun yatırın yoksa mezarını alın demeleri bizimkileri bir kat daha üzmüştü.Çünkü üniversite hastanelerinin hiç biri yer olmamasından yada tadilat olmasından dolayı hasta kabul etmiyolardı.Sonunda beni taburcu ettiler hastanade mikrop kapmayayım diye.3-4 gün evde geçirdikten sonra bi akşam üstü saat 8:00 suları bir telefon arayan Marmara Ün. hastanesi Hematoloji uzmanı hemen hastanızı getirin yatışını yapalım demesiyle apar topar hastaneye yattık.Ama benim hala hastalığımdan haberim yok. benden gizliyolar ama anlamıstım ters bişeylerin gittiğini .hastanede 3. günümü geçirirken doktorlar aileme hastalığımı bilip bilmediğimi sormuşlar onlarda bilmiyor diyince doktorlar psikolog eşliğinde haber verelim demiş.Ama ailem kabul etmemiş annem ben söylerim sonra size düşmen kesilir tedaviyi reddeder diyince doktorlarda kabul etmiş. daha doğrusu annem içimi okumuş ertesi günün sabahı annem doktorlarla odaya geldi ve acı haberi bana verdi "Oğlum sana bişey diyeceğim ama üzülmek yok biz seni buraya iyileştirmek için getirdik ve doktor ablaların ve abilerin sana destek olcakler" demesiyle benim şarteller attı kızdım kısa kesin bana hastalığım ne onu söyleyin dedim annemde kanser olmuşsun diyince O an Başımdan kaynar sular dökülmüştü.Biraz ağladık zırladık ama nihayetinde atlattık çok şükür ama işte kullandığım kortizon ilaçları ve kemoterapi ilaçları hem kaslarımı eritti hemde kemiklerimi lösemiye güle güle derken avasküler nekroza hoşgeldin demek zorunda kaldım Şimdi ise turp gibiyim bi çok ativitem oldu body building,Tekerlekli sandalye basketbol ve yüzme vs.ama çoğunu bıraktım yeniden devam etmek istiyorum nasip olursa.Hasta olmama değil ama hastalanmasaydım ozamanlarda 2. ligde İstanbul B.B de profosyonel olarak top koşturuyo olacaktım yanarım ona yanarım.Ama işte hastalığımın haberciside yapmış olduğum halısaha maçı sayesinde belli olmustu.