Selamlar. ilk Cinnet Vakam !!!
Yanlıs hatırlamıyorsam, 1994 yılı şubat veya mart ayıydı. Basımın çok ağrıdığı bir gün iki aspirin, iki de ağrı kesici içtim 10 dakika arayla ağrı geçmedi diye nereden bileyim ilaçların ters etki edeceğini Birden fenalaşdım. beni Şişli Etfal acile kaldırdılar, Midem yıkandı. Gözlemlemek için beni o zaman yer yok diye beni kanser hastalarının Servisine yatırdılar.
ALLAH'IM Kimseyi Hastaneye düşürmesin. Her neyse Doktorların değimiyle Hastaların olduğu yerde ses, gürültü olmaması gerek ama nerdeee! Saat 13.00'de ziyaret saatinde VALLAHi Hiç abartmıyorum Sankı Veliefendi Hiportromu. O kadar gürültü var ki yanındakinin sesini dahi duymak mümkün değil. Kapının girişi desen 3 tane zayıf sessiz Stajer Hemşire var. Normal Hemşire, Doktor bunlara ne yapsın.
Eh... Yani Aziz Nesin Bosuna o kadar yazmamış. Sanki hastaneye değil Veliefendi Hiportromuna esek seğretmeye gelmişler. Her hastanın basında on kişi. Ben bu olaya 3 gün anca dayandım. Bir an Çıldırdım Bütün Hatırladığım Burası ...... Ahırı mı? Bütün Ziyaretciler dışarı çıksın.
o kadar bagırmışım ki (üzerimde normal kıyafet var.) Millette beni Hastabakıcı sandı, dışarı çıktılar.
Aslında her hastanın bir kartı vardı ama uygulanamıyordu. Herkezi dışarda Hastaya göre sıraya soktum. bir kişi içeri giriyor, çıkınca diğeri giriyor. Hiç kimseye en ufak ayrım göstermedim. Ama düzen iyi oturdu. Bu sayede Kapıda duran kızların birisi bazen ikisi Servisin düzeni, Hastaların ilaçları düzenleme fırsatları oldu.
Başhekim Gürültüye alışmış, üçüncü gün sonra teftişe geldi. Ben ve bir hemşire kapıda ötekiler Servisteydi. Ziyaret Bitti. Bashekim geldi. Bana;
- aferin Oğlum Burayı iyi düzenlemişsin dedi. Gerçek Hemşireye ;
- Bu Hastabakıcının adı ne, iyi çalışıyor ona ödül verelim dedi. Hemşire Bir bana, bir Başhekime baktı. ;
- Efendim, o hastabakıcı değil, hasta dedi. Bashekim o şaşkınlıkla:
- Hasta mı? Hastaysa hastalığını bilsin. dedi. Sonra benim dosyama baktı:
- Bu Sağa, sola koşuşturduğuna göre iyilesmiş, taburcu edin dedi. O gün taburcu oldum. 3 ay sonra gittim bakmak için kapıda bir hastabakıcı kapıda kebap yapıyordu.
Bu olay gerçekten olmustur. ister inanın, ister inanmayın..
Yanlıs hatırlamıyorsam, 1994 yılı şubat veya mart ayıydı. Basımın çok ağrıdığı bir gün iki aspirin, iki de ağrı kesici içtim 10 dakika arayla ağrı geçmedi diye nereden bileyim ilaçların ters etki edeceğini Birden fenalaşdım. beni Şişli Etfal acile kaldırdılar, Midem yıkandı. Gözlemlemek için beni o zaman yer yok diye beni kanser hastalarının Servisine yatırdılar.
ALLAH'IM Kimseyi Hastaneye düşürmesin. Her neyse Doktorların değimiyle Hastaların olduğu yerde ses, gürültü olmaması gerek ama nerdeee! Saat 13.00'de ziyaret saatinde VALLAHi Hiç abartmıyorum Sankı Veliefendi Hiportromu. O kadar gürültü var ki yanındakinin sesini dahi duymak mümkün değil. Kapının girişi desen 3 tane zayıf sessiz Stajer Hemşire var. Normal Hemşire, Doktor bunlara ne yapsın.
Eh... Yani Aziz Nesin Bosuna o kadar yazmamış. Sanki hastaneye değil Veliefendi Hiportromuna esek seğretmeye gelmişler. Her hastanın basında on kişi. Ben bu olaya 3 gün anca dayandım. Bir an Çıldırdım Bütün Hatırladığım Burası ...... Ahırı mı? Bütün Ziyaretciler dışarı çıksın.
o kadar bagırmışım ki (üzerimde normal kıyafet var.) Millette beni Hastabakıcı sandı, dışarı çıktılar.
Aslında her hastanın bir kartı vardı ama uygulanamıyordu. Herkezi dışarda Hastaya göre sıraya soktum. bir kişi içeri giriyor, çıkınca diğeri giriyor. Hiç kimseye en ufak ayrım göstermedim. Ama düzen iyi oturdu. Bu sayede Kapıda duran kızların birisi bazen ikisi Servisin düzeni, Hastaların ilaçları düzenleme fırsatları oldu.
Başhekim Gürültüye alışmış, üçüncü gün sonra teftişe geldi. Ben ve bir hemşire kapıda ötekiler Servisteydi. Ziyaret Bitti. Bashekim geldi. Bana;
- aferin Oğlum Burayı iyi düzenlemişsin dedi. Gerçek Hemşireye ;
- Bu Hastabakıcının adı ne, iyi çalışıyor ona ödül verelim dedi. Hemşire Bir bana, bir Başhekime baktı. ;
- Efendim, o hastabakıcı değil, hasta dedi. Bashekim o şaşkınlıkla:
- Hasta mı? Hastaysa hastalığını bilsin. dedi. Sonra benim dosyama baktı:
- Bu Sağa, sola koşuşturduğuna göre iyilesmiş, taburcu edin dedi. O gün taburcu oldum. 3 ay sonra gittim bakmak için kapıda bir hastabakıcı kapıda kebap yapıyordu.
Bu olay gerçekten olmustur. ister inanın, ister inanmayın..