Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Hayaller ile -bedensel- sınırlar arasındaki çatışma ve insanın kendine yabancılaşması [Tartışma]

spastik

Üye
Üyelik
15 Eyl 2005
Konular
31
Mesajlar
621
Reaksiyonlar
0
Hayaller ile -bedensel- sınırlar arasındaki çatışma ve insanın kendine yabancılaşması [Tartışma]

Hayal

Herkes eminim hayatında bir dönem yada dönem dönem yasamındaki imkanların yada imkansızlıkların farklı olsaydı ne kadar farklı bir insan olabileceğini yada olduğun insandan çok uzak bir insan olabileceğini hayal etmiştir. Örneğin fakir bir ailenin çocuğu olarak büyüyen birisi yatağa yattığında zengin bir ailenin çocuğu olsaydım acaba nerede olabilirdim, bu beni ne kadar değişik bir insan yapardı, yada olduğum yerde çok farklı bir yerde olabilir diye hayal edebilir. Yada bunun tam terside geçerli. Aslında bu insan gelişiminin bir parçası yasamın her döneminde yada an an varoluşunu sorgulayan bir yapı insan beyni.
Özellikle insan hayatında önemli kırılma noktaları olduğunda bu düşünceler daha da ağır basıyor insan zihninde bütün olasılıkları düşünüyor, bazen mutlu bazen de mutsuz etse de. Kırılma noktası ne kadar derin ise düşüncelerde bir o kadar derinleşiyor zamanla içinde çıkılmaz bir sarmana dönüşüyor. Sorular soruları kovalıyor daha sonra yargılamalar suçlamalar yargısız infazlar yapılıyor, bazen benliğe bazen karşı benliğe bazen ise tanrıya. Arabesk toplumda içimizdeki kırılganlıkların acısını genelde kendimizden çıkarmak yada karşı tarafı suçlamak gibi de bir eğilimimiz var.
İşte tamda bu noktada beni ilgilendiren kırılma noktası geliyor aklıma. Bu kırılma noktası sanırım burada olan insanların ortak kırılma noktası. Yani engellimiz yada engellerimiz. Bir engele sahibiz doğuştan yada sonrada, bir kişiliğimiz ve benliğimiz bir meslek sahibiyiz bir şehirde yaşıyoruz beğenilerimiz ve beğenmediğimiz şeyler var, evliyiz yada evlenmek üzereyiz yada bir birlikteliğimiz var , geride yasamış , yaşanmamış, yarıda kalmış aşklarımız var, beğendik yada beğenilmedik, hoşlandık hoşlanmadık.

Gerçekten bunların hepsi ne kadar bize ait değerler. Ne kadarı bizim elimizde idi yada ne kadarı içinde bulunduğumuz fiziksel şartlar altında şekillendi yada şekillenmedi. Dünden getirdiklerimiz şartlar farklı olsaydı bugün için içinde yaşadığımız şey olur muydu. Ben ilk önce kendim için soruyorum. Ortada bir oğuz var işi olan beğenileri olan geçmişte ve şimdide hayatında insanlar olan. Belli bir kentte yasayan. Peki engelli olmasaydı şimdi olduğu oğuz olur muydu şimdi olduğu yerde olur muydu? Şimdiki mesleği olur muydu.şimdi aşık olduğu kişilere aşık olur muydu şimdi yaptığı işi yaparmıydı.şimdi yaşadığı kentte yasarmıydı.
Hepinize zaman zaman yasadığınız beden ruhunuza dar geldiği olmuyor mu? Ve yabancılaşmıyor musun zaman geçtikce kendinize???????
 
beden ruha nasıl dar gelir...

bence insan neyi isteyip neyi isteyemeyeceğininin sınırlarını iyi bilmeli, aksi pek tabii hayal kırıklığıdır, ezikliktir, kederdir...

bir kişi bir kapıdan red edildi ise aynı kapıyı 40 kez aynı koşullar altında tekrar tekrar çalmak yerine red edilişinin nedenlerini iyi bir şekilde etüt edip eksiklerini giderecek formullerle farklı kapıları farklı koşullar yaratarak şansını başka türlü denemeli...
 
"Bir ben var bende,benden içeri..."

"Bir ben var ki benim içimde... Benden öte benden ziyade..."

Birileri bunu bizden yüzyıllar önce düşünmüş hatta dile dökmüş.İnsan değişiyor ama bazı düşüncelerin bazı çatışmaların bazı hesaplaşmaların üstünden zaman geçmiyor.
 
slm

Zaman geçiyor mu. Yoksa zaman buldozer gibi üzerimizden mi geçiyor.hayatımız yada hayallerimizin,geçmişimiziz yada geleceğimizin.hangi bahane avutur gençliğimizi,hangi ilaç geriye getirir gecen yılları yada yıllarımızı mı desem yada o yıllar gerçekten bizim mi.kaç mevsim aşk pazarında geçti yalanlarla ve düş sattık aldanmışlara. Kaç kere uçurduk hayallerimizi sereserpe. Kaç sefer boşverebildik yaşamımızı geldiği gibi olsun diyebildik kadere bırakabildik inansakta inanmazsakta kaç sefer o bizim kaderemizin olabildi yada. Kaç sefer hayatımız önümüzden öylece akıverdi ve biz kaç sefer öyle donuk gözlerle izledik o hayatı ve o hayat kiminse.
 
Üst Alt