İnsanlar dünyaya 1kez gelir; doğup büyüyüp yaşayıp ölemk için;Bizlerin yaşam hakkı ise doğuştan yada sonradan kaza ve kader diye adlandırılan olaylar sounucu kısıtlanıyor.Kısıtlanmış hayatımızın bir ksımıda hastane kapılarında yaşam hakkımızın nekadar kısıtlandığına dair içinde 1-100 arası bir sayı olan bir belgeyi almayla ve bunu devlete anlatma, kabulettirmeyle geçiyor(buraya kadarı beklide hayatımızın en renkli yanıJ).Bizim çektiğimiz zorluklar ,duygularımız ve düşüncelermiz kimsecikleri ilgilendirmiyor.Devlet sonunda bize cüzü bir miktar maaş bağlıyor ve evde bir süs eşyası gibi yaşamaya başlıyoruz.İlk zamanlar gelen gidenlerin dillere dolanmış (pelesenk)olmuş lafları bizleri bunaltıyor.Bir süre sonra kimsede gelmemeye başlıyor.Artık daralma bunalma dönemleriniz giderek artıyor içinize atıp biriktiryoruz.Ailemizi üzmemek için onlarlada konuşmuyorsunuz .Konuşacak kimseyi bulamıyorsunuz.Bizler bu hayatta; annelerimizin temizlik yaparken kenarda bıraktıkları toz haline geliyoruz.Bir kez geldiğimiz bu dünyada(tabî ki realkarnasyona inanmıyorsanız ben inanamak istiyorum)kimler bu halde olamak isterdi . bu yaşamı kimi kader diyor kimi isyan ediyor kimi ne yazıkki intaharla son buldurmak istiyor.
Şanlı olan kenara atılmış insanlar bu siteyi buluyorlar ve başlıyorlar soruşturmaya, anlatmaya, anlamaya.Bizi fark etmeyenlere ettirmeye bizim sesimizi duymayanlara duyurmaya. Hayata’’Hey anne bizi bir kenara ata ata dağ gibi olduk ve şimdi evin her kenarını kaplıyacağız sizde bizle yaşamayı öğreneceksiniz’’diye bağırıyoruz.Bizi onlara fark ettirmek için daha ne yapabiliriz?
Şanlı olan kenara atılmış insanlar bu siteyi buluyorlar ve başlıyorlar soruşturmaya, anlatmaya, anlamaya.Bizi fark etmeyenlere ettirmeye bizim sesimizi duymayanlara duyurmaya. Hayata’’Hey anne bizi bir kenara ata ata dağ gibi olduk ve şimdi evin her kenarını kaplıyacağız sizde bizle yaşamayı öğreneceksiniz’’diye bağırıyoruz.Bizi onlara fark ettirmek için daha ne yapabiliriz?