Ben her daim orta halli bir öğrenci hayatı yaşadım. Okumak bana hep zor gelirdi. Ama derslerimi yapınca da anlardım. Notlarım hep orta idi. Bana yetiyordu. Ancak annem babam bu durumu sevmezdi. Ve bundan dolayı babamdan bir kız çocuğu olarak çok dayak yedim. Halbuki kendisi de sadece bir taksi şoförü idi. Biz 1989 senesi işçi olarak Almanyaya göç etmiştik. Hiçbirimiz uyum sağlayamadık. Kardeşim dışında. Ailemi memnun edemediğim için hep eziktim. Bende yaşadığım üzüntü ve aşırı stres nedeniyle davranış bozukluğu başladı 15 yaşlarında. Çok yalnızdım.
Neyse ittire kaktıra liseyi bitirdim. Sadece iki üniversiteye başvurdum. Ve sadece Berlin Teknik Üniversitesi beni Çevre Mühendisliği Bölümüne yedek kontenjandan kabul etti. Okula başladım. Ancak davranış bozukluğum ve stresimi travmamı yönetemiyor olmamdan dolayı hiç arkadaş grubu edinemedim. Psikolog da iyi gelmedi. Derslerim de kötü idi. Sırf annemin babamın gözüne girmek için gidiyordum. Ama tüm derslerimden kalmıştım.
O dönem Berlin de ırkçılık hortlamıştı ve hatta çok cinayet oluyordu. Basında da yer aldı. Neyse. Ben bir akşam yemek hazırlamak için öğrenci ortak mutfağına gittim. Yemek yapmaya başladım. İşte o an bir haykırış. Ben anlamadan bir ırkçı öğrenci bana arkadan saldırdı. Metal bir şeyle kafama gözüme bedenime vuruyordu. İmdat diye bağırdım. Herkes seyirci kaldı. O an ki travmamı tarif edemiyorum. Neyse. Polisi çağırdım. İçimden geçeni hiç unutmuyorum. Şunu demiştim. Babamdan dayak yiyordum şimdi de Türk düşmanı dövdü. Polis sadece şikayeti aldı. Ben de ambulans çağırdım. Yüzüm gözüm şiş. Ağlıyorum da. Kız çocuğuyum. Ailemi aradım sonra. Neyse. Psikolojim zaten bozuktu hepten bozuldu. Bu mahkeme işi çok can sıkıcı oldu.
Türkiye Büyükelçiliği ve de ırkçılarla savaşan bir dernek destek oldu maddi ve manevi olarak. Bende para yok babam da taksi şoförü işçisi. Almanyada avukat pahalı. Davadan sonuç çıktı. Bir buçuk sene sürdü. Sadece 6 ay ceza aldı şahıs o da sosyal hizmet olarak bir de adli sicil kaydına işlendi. Elçilik destek olmasaydı salacaklardı. İyi ki de başvurmuştum. Ben ama aşırı stresliydim. Hem çocukluk travmatik durumlarım üstüne bir de bu. Bende kafa gerçek anlamda gitti. Sanrılar görmeye başladım. Saçma sapan saldırgan olmaya başladım. Bana ilaç da vermediler. Bunun üzerine beni bebekken de büyütmüş olan mühendis teyzem beni İstanbul'a yanına çağırdı. Nevzat Tarhan psikiyatri merkezine götürdü. Babam ve Teyzem tedavimi ödediler.
Posttravmatik Stres Bozukluğu tedavisine başladım. İstanbul'u çok sevdim. Teyzem beni yanına aldı. Berlin Teknik Üniversitesini bıraktım kaydımı sildim. ÖSS sınavını Edebiyat Fakültesi nı kazandım. Gittim. Ama hiç istemeyerek. Hastalık var diye. Neyse kocam ile tanışınca açık öğretimde devam ettim. Evlendim. Tedavim hep devam etti. Çocukluk travmalarım hiç geçmedi. İlaçlarımı aldım ama. Sonra aşırı üzüntü nedeniyle bende psikoz teşhisi kondu. O ilaçlara devam ettim. Herkes anlayış gösterdi.
2020 Ocak Pandemi başlamadan önce ailemi ziyaret etmeye Almanyaya geldim. Pandemi başladı. Uçuşlar iptal edildi. İlaçlarım bitti. Eyvah dedim. Sigortam da yok. Ben gözlerimi Alman akıl hastanesinde açtım. Pasaport dışında tüm resmi belgelerimi yakmışım. Uzaylılar görmüşüm. Evde yangın çıkarmışım uzaylıları kovacam diye. Kendimi de tanrı ilan etmişim. Bi de Pandemide ben deli deli hastanedeyken ve yatağa bağlı iken kayınbabam vefat etmiş. Bunu öğrendim derin üzüntü yaşadım. Lanet okudum ne vardı uçuşları iptal ettiniz diye.
Neyse. Ben hastanede de bayağı saldırgan oldum diye beni yatağa bağladılar. Başıma gelmeyen rezillik kalmadı. Tam da KPSS sınavına hazırlanıyorum bu Pandemi olayı tuz biber ekti. Böyle 1 sene sürdü. Birikimimi kaybetmişim harcamışım dijital bankacılığı aracılığıyla. Pahalı cep telefonu sözleşmesi yapmışım. Babam üstlenmek istiyor borcu destek için. Saçma sapan olaylar yaşadım sırf ilacım bitti diye. Bana paranoid şizofreni tanısı kondu. Babam bana dönüş bileti aldı. Hastaneden taburcu edildim. Ay felaket. Halen şoktayım. Birikimim ve belgelerim kayıp çünkü.
İstanbulda tedavi için kenara koymuştum o parayı. Artık devlete gideceğim. Elde avuçta bi şey kalmadı. Sanrı esnasında kocamı borca sokmuşum sürekli kredi kartını kullanmışım. Herkes herşeye anlayış gösterdi. Ama bi daha olmasın diye uyardı herkes. Yani çocukluk travması, gençken saldırıya uğramam, aşırı üzüntü beni paranoid şizofreni yaptı. Şimdi hayalimdeki meslek devlet memuru. Engelli raporu alabilirsem EKPSS sınavında şansımı denemek istiyorum. Bu arada diğer bir teyzem ve kardeşim hastalığımdan dolayı bana küstüler. Sanrılı iken kötü davranmışım. Cümlemize geçmiş olsun. Pandemi bitsin artık.
Neyse ittire kaktıra liseyi bitirdim. Sadece iki üniversiteye başvurdum. Ve sadece Berlin Teknik Üniversitesi beni Çevre Mühendisliği Bölümüne yedek kontenjandan kabul etti. Okula başladım. Ancak davranış bozukluğum ve stresimi travmamı yönetemiyor olmamdan dolayı hiç arkadaş grubu edinemedim. Psikolog da iyi gelmedi. Derslerim de kötü idi. Sırf annemin babamın gözüne girmek için gidiyordum. Ama tüm derslerimden kalmıştım.
O dönem Berlin de ırkçılık hortlamıştı ve hatta çok cinayet oluyordu. Basında da yer aldı. Neyse. Ben bir akşam yemek hazırlamak için öğrenci ortak mutfağına gittim. Yemek yapmaya başladım. İşte o an bir haykırış. Ben anlamadan bir ırkçı öğrenci bana arkadan saldırdı. Metal bir şeyle kafama gözüme bedenime vuruyordu. İmdat diye bağırdım. Herkes seyirci kaldı. O an ki travmamı tarif edemiyorum. Neyse. Polisi çağırdım. İçimden geçeni hiç unutmuyorum. Şunu demiştim. Babamdan dayak yiyordum şimdi de Türk düşmanı dövdü. Polis sadece şikayeti aldı. Ben de ambulans çağırdım. Yüzüm gözüm şiş. Ağlıyorum da. Kız çocuğuyum. Ailemi aradım sonra. Neyse. Psikolojim zaten bozuktu hepten bozuldu. Bu mahkeme işi çok can sıkıcı oldu.
Türkiye Büyükelçiliği ve de ırkçılarla savaşan bir dernek destek oldu maddi ve manevi olarak. Bende para yok babam da taksi şoförü işçisi. Almanyada avukat pahalı. Davadan sonuç çıktı. Bir buçuk sene sürdü. Sadece 6 ay ceza aldı şahıs o da sosyal hizmet olarak bir de adli sicil kaydına işlendi. Elçilik destek olmasaydı salacaklardı. İyi ki de başvurmuştum. Ben ama aşırı stresliydim. Hem çocukluk travmatik durumlarım üstüne bir de bu. Bende kafa gerçek anlamda gitti. Sanrılar görmeye başladım. Saçma sapan saldırgan olmaya başladım. Bana ilaç da vermediler. Bunun üzerine beni bebekken de büyütmüş olan mühendis teyzem beni İstanbul'a yanına çağırdı. Nevzat Tarhan psikiyatri merkezine götürdü. Babam ve Teyzem tedavimi ödediler.
Posttravmatik Stres Bozukluğu tedavisine başladım. İstanbul'u çok sevdim. Teyzem beni yanına aldı. Berlin Teknik Üniversitesini bıraktım kaydımı sildim. ÖSS sınavını Edebiyat Fakültesi nı kazandım. Gittim. Ama hiç istemeyerek. Hastalık var diye. Neyse kocam ile tanışınca açık öğretimde devam ettim. Evlendim. Tedavim hep devam etti. Çocukluk travmalarım hiç geçmedi. İlaçlarımı aldım ama. Sonra aşırı üzüntü nedeniyle bende psikoz teşhisi kondu. O ilaçlara devam ettim. Herkes anlayış gösterdi.
2020 Ocak Pandemi başlamadan önce ailemi ziyaret etmeye Almanyaya geldim. Pandemi başladı. Uçuşlar iptal edildi. İlaçlarım bitti. Eyvah dedim. Sigortam da yok. Ben gözlerimi Alman akıl hastanesinde açtım. Pasaport dışında tüm resmi belgelerimi yakmışım. Uzaylılar görmüşüm. Evde yangın çıkarmışım uzaylıları kovacam diye. Kendimi de tanrı ilan etmişim. Bi de Pandemide ben deli deli hastanedeyken ve yatağa bağlı iken kayınbabam vefat etmiş. Bunu öğrendim derin üzüntü yaşadım. Lanet okudum ne vardı uçuşları iptal ettiniz diye.
Neyse. Ben hastanede de bayağı saldırgan oldum diye beni yatağa bağladılar. Başıma gelmeyen rezillik kalmadı. Tam da KPSS sınavına hazırlanıyorum bu Pandemi olayı tuz biber ekti. Böyle 1 sene sürdü. Birikimimi kaybetmişim harcamışım dijital bankacılığı aracılığıyla. Pahalı cep telefonu sözleşmesi yapmışım. Babam üstlenmek istiyor borcu destek için. Saçma sapan olaylar yaşadım sırf ilacım bitti diye. Bana paranoid şizofreni tanısı kondu. Babam bana dönüş bileti aldı. Hastaneden taburcu edildim. Ay felaket. Halen şoktayım. Birikimim ve belgelerim kayıp çünkü.
İstanbulda tedavi için kenara koymuştum o parayı. Artık devlete gideceğim. Elde avuçta bi şey kalmadı. Sanrı esnasında kocamı borca sokmuşum sürekli kredi kartını kullanmışım. Herkes herşeye anlayış gösterdi. Ama bi daha olmasın diye uyardı herkes. Yani çocukluk travması, gençken saldırıya uğramam, aşırı üzüntü beni paranoid şizofreni yaptı. Şimdi hayalimdeki meslek devlet memuru. Engelli raporu alabilirsem EKPSS sınavında şansımı denemek istiyorum. Bu arada diğer bir teyzem ve kardeşim hastalığımdan dolayı bana küstüler. Sanrılı iken kötü davranmışım. Cümlemize geçmiş olsun. Pandemi bitsin artık.