[size=6]Her işlemde yeni Nüfus Cüzdanı çıkartmak![/size]
Bülent Küçükaslan *
BİANET / 17 Eylül 2007
Düşünsenize, uçak bileti almak için acenteye gidiyorsunuz, nüfus cüzdanınızı uzatıyorsunuz görevliye, yok diyor, bu olmaz, yeni bir nüfus cüzdanı çıkartmanız gerek. ‘Neden?’ diye soruyorsunuz şaşkınlıkla, kural böyle diyor, her seferinde yenilemelisiniz. Hastaneye muayene için gidiyorsunuz, sağlık karnenizi uzatıyorsunuz, yok diyor görevli, bu olmaz, yeniden çıkarmanız gerek. Oy kullanmak için sandık-başına gidiyorsunuz, uzatıyorsunuz nüfus cüzdanınızı, yok! Para çekmek için bankaya gidiyorsunuz, yok! Yurt dışına çıkacaksınız, uzatıyorsunuz pasaportunuzu, hayır, bu pasaport olmaz, yenilemelisiniz. Şaşkınlıkla üsteliyorsunuz, iyi ama nüfus cüzdanımı, sağlık karnemi, pasaportumu geçen gün yeniledim zaten. Olmaaaz! Her işlemde yeniden çıkarmalısınız...
Buraya kadar okuduklarınız size saçma ve olanaksız gibi geldi değil mi? Ama hayır, sakın olmaz demeyin, oluyor, hem de tüm eziyetiyle. Anlatayım...
Biz sakatlığı olanların kâbusu: Sağlık Raporu
İşe gireceğiz diyelim, yeni bir rapor; vergi indirim belgesi alacağız, yeni rapor; Kimlik alacağız, yeni rapor; muhtaçlık aylığı alacağız, yeni rapor; bakım aylığı alacağız, yeni rapor; Yeşil Kart alacağız, yeni rapor; ehliyet alacağız, yeni rapor; araba alacağız, yeni rapor; tekerlekli sandalye alacağız, yeni rapor; işitme cihazı alacağız, yeni rapor... Anlayacağınız her iş için yeni rapor çıkartmak zorunda bırakılıyoruz. Oysa sakatlığımız hiç değişmiyor ve iyileşmesi de imkânsız... Tekerlekli sandalyeyle günlerce hastane kapılarında doktor doktor koşturmanın (çoğu zaman kötü muamele görmenin) ne demek olduğu yazmama gerek bile yok!
Pekii, bu eziyet neden yapılıyor? Neden tüm bu işlemleri öngören bir rapor verilmiyor bizlere? Hepsinden önemlisi, bu uygulama yasalara uygun mu? El cevap: Her rapor hastane için yaklaşık 100 YTL kazanç demek; ve hayır, bu uygulama yasalara aykırı.
Yasa ne diyor?
Öncelikle Sağlık Kurulu Raporu iki türlüdür. Birincisi, hastalığı geçici olan kişilere verilen ‘Süreli rapor’; ikincisi ise hastalığı/sakatlığı yaşamı boyunca aynen (bazen ilerleyerek) varolacak olan kişilere verilen ‘Sürekli rapor’. Bu yazıda, elinde ‘sürekli’ ibareli rapor olmasına karşın insanlardan her işlem için yeni rapor talep edilmesini ve verilmesini sorunsallaştıracağım.
Konu 16 Temmuz 2007 günkü Resmî Gazete'de yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’le düzenleniyor (aşağıda yer vereceğim maddeler bundan önceki yönetmeliklerde de aynen vardı). Kısa kısa alıntılarsak, 9. Maddenin 5. bendi diyor ki: “Özürlü sağlık kurulu raporlarında, raporun kullanım amacı bölümüne; bireyin özür grubuna uygun hakları [...] yazılır ve bu bölüm hiçbir suretle boş bırakılmaz.” Yani raporda ‘H sınıfı ehliyet alabilir, Özel tertibatlı araç kullanabilir, Akülü araç kullanması gereklidir, İşitme cihazı kullanması gereklidir, Ağır Özürlü’dür” vb. ibareler değerlendirilmek/doldurulmak zorundadır. Yani aslında her işlem için yeni rapora gerek yok, hastaneye başvurduğumuzda, tüm işlemlerde kullanabileceğimiz raporu bize vermeleri gerek. Bu bir.
İkincisi, 13. madde diyor ki: “Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli raporlarda kontrol süresi mutlaka belirtilir”. Yani yaşam boyu kullanacağımız bir raporsa bu belirtilir. Dahası, mükerrer başvuruların önlenmesini de ister aynı maddenin 4. bendi: “[...] süresi dolmadan tekrar rapor istenmesi durumunda, mükerrer rapor tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce Özürlü Sağlık Kurulu Raporu alıp almadıklarına ilişkin beyanı istenir. [... Daha önce] verilmiş olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez”. Yani, bırakın her işlem için yeni bir rapor verilmesini, ikinci bir rapor dahi verilemez.
Ve üçüncüsü, sağlık kurulu raporunun tasdiki ve verilişini düzenleyen 14. madde diyor ki: “Özürlü Sağlık Kurulu Raporunun bir nüshası ilgili kişiye verilir. İlgilinin talebi üzerine hazırlanmış olan özürlü sağlık kurulu raporlarından; özürlünün kullanabileceği hakları sayısınca çoğaltılarak imza edilir, onaylanır ve mühürlenerek ilgiliye verilir”. Yani raporda yazan (raporu hangi durumlarda kullanılabileceğimizle ilgili) ibarelere göre, o sayıda nüshayı hastane bizlere vermek zorunda. Dahası, olası sonraki başvurularımızda yeniden heyete girerek zaman ve işgücü kaybı olmasın diye de ekliyor: “Raporun bir nüshası, gerektiğinde belgelendirilmesi amacıyla raporu veren sağlık kuruluşunda saklanır”.
Sonuç
Yasal olarak, yaşamımız boyunca tek bir rapor alıp o raporu her iş için kullanabiliriz. Ama ne yazık ki bu düzenlemeler uygulanmıyor ve biz sakatlar bu hakkımızı bilmiyor ve aramıyoruz. İşte bugün bunları yazmamın amacı, bu hakkımızı kullanmamız gerektiğini, sağlık raporu için hastane hastane sürünmememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak ve hakkınızı savunmanız için yol göstermektir.
Ve Sağlık Bakanlığı... Bizlerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri olan sağlık raporu konusunda bir an önce bir genelge yayınlamalı ve yönetmeliklerin uygulanması sağlanmalıdır.
* Engelliler.Biz Platformu / www.engelliler.biz
Bülent Küçükaslan *
BİANET / 17 Eylül 2007
Düşünsenize, uçak bileti almak için acenteye gidiyorsunuz, nüfus cüzdanınızı uzatıyorsunuz görevliye, yok diyor, bu olmaz, yeni bir nüfus cüzdanı çıkartmanız gerek. ‘Neden?’ diye soruyorsunuz şaşkınlıkla, kural böyle diyor, her seferinde yenilemelisiniz. Hastaneye muayene için gidiyorsunuz, sağlık karnenizi uzatıyorsunuz, yok diyor görevli, bu olmaz, yeniden çıkarmanız gerek. Oy kullanmak için sandık-başına gidiyorsunuz, uzatıyorsunuz nüfus cüzdanınızı, yok! Para çekmek için bankaya gidiyorsunuz, yok! Yurt dışına çıkacaksınız, uzatıyorsunuz pasaportunuzu, hayır, bu pasaport olmaz, yenilemelisiniz. Şaşkınlıkla üsteliyorsunuz, iyi ama nüfus cüzdanımı, sağlık karnemi, pasaportumu geçen gün yeniledim zaten. Olmaaaz! Her işlemde yeniden çıkarmalısınız...
Buraya kadar okuduklarınız size saçma ve olanaksız gibi geldi değil mi? Ama hayır, sakın olmaz demeyin, oluyor, hem de tüm eziyetiyle. Anlatayım...
Biz sakatlığı olanların kâbusu: Sağlık Raporu
İşe gireceğiz diyelim, yeni bir rapor; vergi indirim belgesi alacağız, yeni rapor; Kimlik alacağız, yeni rapor; muhtaçlık aylığı alacağız, yeni rapor; bakım aylığı alacağız, yeni rapor; Yeşil Kart alacağız, yeni rapor; ehliyet alacağız, yeni rapor; araba alacağız, yeni rapor; tekerlekli sandalye alacağız, yeni rapor; işitme cihazı alacağız, yeni rapor... Anlayacağınız her iş için yeni rapor çıkartmak zorunda bırakılıyoruz. Oysa sakatlığımız hiç değişmiyor ve iyileşmesi de imkânsız... Tekerlekli sandalyeyle günlerce hastane kapılarında doktor doktor koşturmanın (çoğu zaman kötü muamele görmenin) ne demek olduğu yazmama gerek bile yok!
Pekii, bu eziyet neden yapılıyor? Neden tüm bu işlemleri öngören bir rapor verilmiyor bizlere? Hepsinden önemlisi, bu uygulama yasalara uygun mu? El cevap: Her rapor hastane için yaklaşık 100 YTL kazanç demek; ve hayır, bu uygulama yasalara aykırı.
Yasa ne diyor?
Öncelikle Sağlık Kurulu Raporu iki türlüdür. Birincisi, hastalığı geçici olan kişilere verilen ‘Süreli rapor’; ikincisi ise hastalığı/sakatlığı yaşamı boyunca aynen (bazen ilerleyerek) varolacak olan kişilere verilen ‘Sürekli rapor’. Bu yazıda, elinde ‘sürekli’ ibareli rapor olmasına karşın insanlardan her işlem için yeni rapor talep edilmesini ve verilmesini sorunsallaştıracağım.
Konu 16 Temmuz 2007 günkü Resmî Gazete'de yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’le düzenleniyor (aşağıda yer vereceğim maddeler bundan önceki yönetmeliklerde de aynen vardı). Kısa kısa alıntılarsak, 9. Maddenin 5. bendi diyor ki: “Özürlü sağlık kurulu raporlarında, raporun kullanım amacı bölümüne; bireyin özür grubuna uygun hakları [...] yazılır ve bu bölüm hiçbir suretle boş bırakılmaz.” Yani raporda ‘H sınıfı ehliyet alabilir, Özel tertibatlı araç kullanabilir, Akülü araç kullanması gereklidir, İşitme cihazı kullanması gereklidir, Ağır Özürlü’dür” vb. ibareler değerlendirilmek/doldurulmak zorundadır. Yani aslında her işlem için yeni rapora gerek yok, hastaneye başvurduğumuzda, tüm işlemlerde kullanabileceğimiz raporu bize vermeleri gerek. Bu bir.
İkincisi, 13. madde diyor ki: “Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli raporlarda kontrol süresi mutlaka belirtilir”. Yani yaşam boyu kullanacağımız bir raporsa bu belirtilir. Dahası, mükerrer başvuruların önlenmesini de ister aynı maddenin 4. bendi: “[...] süresi dolmadan tekrar rapor istenmesi durumunda, mükerrer rapor tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce Özürlü Sağlık Kurulu Raporu alıp almadıklarına ilişkin beyanı istenir. [... Daha önce] verilmiş olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez”. Yani, bırakın her işlem için yeni bir rapor verilmesini, ikinci bir rapor dahi verilemez.
Ve üçüncüsü, sağlık kurulu raporunun tasdiki ve verilişini düzenleyen 14. madde diyor ki: “Özürlü Sağlık Kurulu Raporunun bir nüshası ilgili kişiye verilir. İlgilinin talebi üzerine hazırlanmış olan özürlü sağlık kurulu raporlarından; özürlünün kullanabileceği hakları sayısınca çoğaltılarak imza edilir, onaylanır ve mühürlenerek ilgiliye verilir”. Yani raporda yazan (raporu hangi durumlarda kullanılabileceğimizle ilgili) ibarelere göre, o sayıda nüshayı hastane bizlere vermek zorunda. Dahası, olası sonraki başvurularımızda yeniden heyete girerek zaman ve işgücü kaybı olmasın diye de ekliyor: “Raporun bir nüshası, gerektiğinde belgelendirilmesi amacıyla raporu veren sağlık kuruluşunda saklanır”.
Sonuç
Yasal olarak, yaşamımız boyunca tek bir rapor alıp o raporu her iş için kullanabiliriz. Ama ne yazık ki bu düzenlemeler uygulanmıyor ve biz sakatlar bu hakkımızı bilmiyor ve aramıyoruz. İşte bugün bunları yazmamın amacı, bu hakkımızı kullanmamız gerektiğini, sağlık raporu için hastane hastane sürünmememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak ve hakkınızı savunmanız için yol göstermektir.
Ve Sağlık Bakanlığı... Bizlerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri olan sağlık raporu konusunda bir an önce bir genelge yayınlamalı ve yönetmeliklerin uygulanması sağlanmalıdır.
* Engelliler.Biz Platformu / www.engelliler.biz