Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İbrahim Baysu

ahyelüz

Üye
Üyelik
10 Haz 2010
Konular
20
Mesajlar
72
Reaksiyonlar
0
Kaç kaçabildiğin kadarına yokluğunun

Git hadi gelme
Kaç kaçabildiğin kadarına yokluğunun
Git hadi git
Uzuuuunnn yolların üstünde kalsın
Adında kokunda

Kopar yüreğimi
As darağacına
Dinleme kapat kulaklarını
Gitte yak yarınlarımı

Boş ver görsen ne yazar ki
Öldüğümü senden başka kim bilir ki
Git hadi
Kaç kaçabildiğin kadarına yokluğunun

Ben bilirim avunmayı
Beyazına kurban olduğum ölümle
Ben bilirim avunmayı
Teline vurupta gitarımın
Sözünü edipte satıra yarınımın
Ben bilirim avunmayı

Bilirim ben erkekçe ölmeyi
Sen bilme
Bilmesen de olacak
Kal ya da kalma
Gittim dedin ya
Gidiyorum dedin ya
Bir şeyleri için bitmişsin zaten içimin

Git hadi gelme hiiiiçççç
Kaç kaçabildiğin kadarına yokluğunun

Git hadi
Biliyorsan şayet uzaklaşmayı
Hiiç durma kokumun olduğu her nefeste
Git hiç durma
Girme sakın
Gölgemin düştüğü sokaklara
Gezme çehremde
Kapılırsın gözlerime
Akan her sele
Tutulurda bitersin

Git artık ulan
Düşme dilimdeki öfkemden
Düşmeden yüreğimden

Kalışına, sarışına,
Bakıp bakıp yatışına
Bilmiyorsun ihtiyacım var
Yanımda kalışına

Ama bilme sen
Gitmek istiyorsun ya
Git hadi öyleyse

Kaç kaçabildiğin kadarına yokluğunun

Bırak sende bıraktığım beni kendi yokluğumda ve git

İbrahim BAYSU


[FONT=Book Antiqua][/FONT]
 
Bilirsin Benim Gururumda Aşkı Bilir



Aşk...
Dikenli tellerin arasından
Yasak topraklara girmeye çalışırken
Birinin takılıp kalması
Ve diğerinin onu çekerek
Canını acıttıkça acıtmasıdır


Aşk…
Aşk mış…
Aşk lıkmış…
Âşık lıkmış…

Aşk mıymış?



Aşk sanmış
Aşk kadarda olmuştuk
Sevmelerimizin kadarını hesap etmekten usanmazdık
Yığılmıştı güzel günler bekliyordu sanki az ötemizde
Aşkın topraklarını aşksızlıktan koruyan tel örgüleri aşmaya kalmıştı her şey…
İlk olacaktı
İlk cesaret edişti bu kıyılarımızdan ayrılmaya
Şeytanın bacağına ilk kastımızdı
Korkuyla ilk kurdu bu
Acıya ilk darbeydi indirdiğimiz
Senden korkmuyoruz diyebilmenin ilk anlarıydı
Ne kadar kovalarsa kovalasın
Yorulmadan kaçmaya ilk yeminimizdi
Takvim yapraklarını umursamadan yaşadığımız ilk yıldı
Artık ellerimizin ayrılmasından başka şikâyetimizin olmadığı ilk anlardı mutsuzluklarımız


Aşk mıydı?


Ayrıldık

Sandıkça sandık
Sandıkça olacak sandık
Sandıkça olsun istedik
Sandıkça kör olduk
Sarsıldıkta uyandık


Kaldık
Kala kaldık
Yalanladık
Yalanlandık
O orada kaldı’ların
Bugün bugündür’lerin ardında kaldık
Saklandık
Ağır geldi
Öyle geldi işimize
Sadistçe yaşamak daha tatlı geldi
Acımadık acıtmaktan
Çok yer kapladık sonra içerimizde
Kalbimizden çıktık
Cebimize bile fazla geldik
Yaktık buruş buruş fotoğrafları
Yaka paça attık doğruları kendimizden
Gözlerimizden aşağısı uçurumdu nasıl olsa
Ağlamıyorum’lu yalanlarla yuvarladık gözlerimizden

Ben zaten hiç sevmemiştim’ler en sevdiğimiz oldu





Kime ne sigaranın külünden
Ciğerler bayram ettikten sonra

Değil mi?

Severdik acıyı
Tutuşurken el ele
Yine tutsak yine severiz elbet
Yaşanmayacak kadar çürüttük içerlerimizi ama
Birer yalancı bulduk kendimize
Birer doğru tutuşturduk ellerine ve dirildi çelişkisinde aşkın
Yeni aşk arayan yanımız

( Dönüp bakma giderken…
Durmaya kalmaz yanına varasım gelir )


Yine severiz elbet değil mi?


Yüzümüz yüzümüzü tanımadıktan sonra
Artık imkânsız
Hem kim görmüş ki doğuyla batıyı kol kola
Yine baş koyalım aynı yola



Şuraya şuraya...
Sayfanın tam ortasına yaz ayrılığı duvara as...
Unutur ararım seni yoksa.


Bilirsin benim gururumda aşkı bilir

Duygularımın tarifi bu dünyanın işi değil zaten…
Ne söylesem hep yarım.

Hak verdim o yana bu yandan
Sen daha haklısın şimdi
Git

Benim ağlama tecrübem daha çok nasıl olsa



İbrahim BAYSU

n582468325_1735579_5031343.jpg
 
Üst Alt