Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İETT Genel Müdürünün Açıklamaları

alifatih1958

Aktif Üye
Üyelik
3 Ocak 2007
Konular
97
Mesajlar
2,227
Reaksiyonlar
371
Bugün Zeytinburnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde İETT Genel Müdürü Hayri Bey ile Türkiye Halk Otobüsleri Birliği Genel Sekreterinin katılımı ile mutat Erişilebilir İstanbul Toplantılarından bir yenisi yapıldı.

Öncelikle İETT Genel Müdürünün not aldığım bazı ifadelerini yazayım:
-İETT yönetimine “erişilebilirlik yöneticisi” unvanı ile bir sakat arkadaşı dahil etmişler.
-Mevcut filonun (otobüslerin) yüzde ellisii biz sakatlara uygun imiş.
-Yeni alınacak araçların tamamı da biz sakatlara uygun vasıtalarmış.
-2012 yılının temmuz ayında tüm araçlar sakatlara uygun araçlar olacaklarmış.
-34 adet akıllı durak varmış ve ağustos ayından itibaren bu sayı 300’e ulaşacakmış.
-Refakatçı kartı sadece özür oranı yüzde elliden yüksek olan ağır özürlülere veriliyormuş.
-İstanbul’da 65.000 sakat ücretsiz seyahat kart kullanıyormuş ve yaklaşık olarakda 35.000 ücretsiz refakatçı kartı kullanan varmış.
-Bilindiği üzere ücretsiz seyahat kartı sınırsızca kullanılabilmekte ancak gelecekte bu kartların kullanımına bir sınırlama getirilecekmiş ve kartın sınırlı olarak kullanılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktaymış. Bu haber günün müjde niteliğindeki haberi idi bence.
-Refakatçı kartı sadece yanında özürlü kimse olduğu durumlarda kullanılabiliyormuş. Buna haklı itirazlar geldi.
-Bir vakıf üniversitesi işbirliği ile şoförler ve sair İETT çalışanları 35 ay sürecek olan bir eğitim alıyorlarmış.
-Özel Halk Otobüsleri de (ÖHO) kendi bünyelerinde kurumsal eğitimlerine başlıyorlarmış.
-erisilebiliriett@iett.gov.tr elektronik posta adresine her türlü şikayet,görüş ve teklifler yollanabilirmiş, hepsi titizlikle inceleniyormuş.
-Teslime Tablacı isimli arkadaşımızla ilgili mahkemenin verdiği karar İETTşoförlerinin dinlenme odalarına asılarak konuya şoförlerin dikkati çekilmiş. (Teslime Tablacı isimli sakat arkadaşımız biliyorsunuz bundan yıllar önce otobüsşoförü ile papaz olmuş ve konu mahkemeye intikal etmiş idi)
-Otobüslere sakatları almayan İETT ve ÖHO şoförleri için cezai müeyyideleri çok daha radikal hale getireceklermiş ve bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacaklarmış.
-İETT şoförlerinin sakatları otobüslere almamaları veya durakta sakat birisini gördüklerinde durakta durmamalarının temel nedeni otobüsteki diğer yolcuların “acelemiz var, vakit kaybetmeyelim, işe yetişeceğiz ve benzeri” şeklinde şoförlere yaptıkları baskılarmış.
-İETT’nin sadece işletmeci olduğunu söyleyen genel müdür durakların biz sakatların durumuna elverişli olmamasının esas sorumlusunun İBB olduğunu zira durakları onların yaptığı ifade ederek bu konuda kendilerinin hiçbir suçu ve sorumluluğunun bulunmadığını beyan etti.
-Suistimaller olduğundan ücretsiz kart talebinde özellikle yeni tarihli rapor istediklerini belirtti. Hatırlatırım ki İçişleri Bakanlığımızın bir genelgesinde Başbakanlık özürlüler idaresinin vermiş olduğu Özürlü kimlik kartı olduğu sürece başkaca bir belge aranılmaması gerektiği belirtilmektedir. Bu kimlik kartı olan arkadaşlar lütfen ücretsiz seyahat kartı başvurunuz esnasında rapor filan ibraz etmeyin.

Çok yoğun tenkitle karşılaşan Türkiye Halk Otobüsleri Birliği Genel Sekreterinin akılda kalan bazı beyanları işe şunlar oldu:
-2012 temmuz ayından itibaren tüm ÖHO de erişime uygun olacakmış.
-ÖHO.de anonslu sisteme geçeceklermiş.-Eylül ayından itibaren ÖHO şoförleri ve sahipleri 8 ay sürecek bir eğitime alınacaklarmış.

Çok ama çok sayıda eleştiri yapılmış olmakla beraber İETT Genel müdürü ile Türkiye Halk Otobüsleri Birliği Genel Sekreterine yapılan eleştirilerden bazıları şunlar:
-ÖHO şoförlerinin biz sakatları otobüse almamak için ellerinden geleni yapmaları.
-ÖHO şoförlerinin biz sakatları otobüse aldıklarında da “beleşçi geldi”diyerek milletin içerisinde uluorta sözle taciz etmeleri.
-İETT araçlarının sakatları (tabii burada sakattan asıl kast edilen tekerlekli iskemle kullanan arkadaşlarımız) gördüğünde durağa girmemeleri.
-İETT araçları olsun ÖHO olsun araçların durağa tam uygun bir şekilde yanaşmamaları, yol ortasında indirme bindirme yapmaları.
-Durak harici indirme yapıldığında körlerin yönlerini bulmada karşılaştıkları sıkıntılar.
-İETT otobüslerinin alçaltma mekanizmasını özellikle kullanmamaları ve şoförlerin birçoğunun da bu mekanizmanın nasıl kullanılacağı konusunda bilgi sahibi olmamaları.
-Körlerin ücretsiz seyahat kartını okutmak için haliylen makinedeki kartı okutma yerini aramaları biraz vakit aldığından şoförlerin “hadi geç, okutmaya gerek yok arkanda millet bekliyor” şeklindeki ayrımcılık yapan ifadeleri. Ben şahsen bu eleştiri yapan kör arkadaşlarla aynı kanaatte değilim zira şoförün bu tavrını bir ayrımcılık olarak görmüyorum. Gereksiz bir hassasiyet olarak nitelendiriyorum körlerin bu eleştirilerini.
-Özellikle metrobüs duraklarına erişim zorluğu.
-Refakatçı kartının sadece özürlü ile birlikte kullanılabilmesine karşı çıkıldı zira sakat evladını kreşe, bakım evine, okula götüren birisi eve dönüşünde ve akşam onu almaya gittiğinde bu kartı kullanamıyor olması adil değil denildi.Bu eleştiriyi genel müdür özellikle not aldı.
-Refakatçı kartının verilmesi için sakatın sakatlık oranının yüzde elliden fazla ve sakatlık durumunun da “ağır özürlü” olması gerektiği vurgulanınca bu konudada itirazlar geldi. Sakatlık oranı yüzde elliden fazla olmasına (yüzde yetmiş üç idi sanırım) rağmen raporda ağır özürlü ifadesi yer almadığı için eli ayağı tutmayan evladı olan bir ana veya baba nasıl olur da refakatçı kartı alamaz diye sorulunca genel müdürü bu konuyu da inceleme sözü verdi.
-Duraklardaki asansörlerin çalışmadığından haklı olarak şikayet edildi.
-İki şahidin imzalı dilekçesi ile birlikte savcılığa suç duyurusunda bulunulabileceği ve uygunsuz davranışta bulunan ister İETT ister ÖHO şoförleriiçin bu duyuruyu yapmaktan kaçınmamamız gerektiği özellikle vurgulandı.

Şahsi düşünceme gelince: Ben Türkiye’nin bir çok il ve ilçesini gezdim.Özellikle turistik şehirlere, beldelere gelen yabancılar arasında çok sayıda tekerlekli iskemle kullananlar olduğunu gördüm. Turist çekmek için elimizden geleni yapıyor olmamıza rağmen sakat turiste verilen hizmette sınıfta kaldığımızı söylemek zorundayız. Antalya, Alanya mesela turizmin göz bebeği ama tekerlekli iskemledeki bir yabancı veya yerli turist orada büyük sıkıntı çeker.Keza Bursa buram buram tarih kokan ve ne zaman gitseniz Ulucami içerisinde onlarca turisti gördüğünüz bir kent. Ama gelin görün ki sakata verilen değer sıfırın da altında. İzmir ve yakın çevresi deseniz tam bir facia. Karadeniz kentlerini maalesef hiç görmeyin derim.Bütün bunlara bakınca İstanbul’da sakatların yaşamı nispeten daha kolay.Zaten toplantıdaki tüm katılımcılar, dernek yöneticileri, sivil toplum kuruluşu yetkilileri de bunu dile getirdiler ve İstanbul’un diğer kentlerimizin yanında kendileri açısından daha iyi durumda olduğunu söylediler. Ancak sıkıntılara ilgililerin duyarsız kaldığından şikayet ettiler ve sonuna kadar da haklılar. Haaa bu toplantılardan bir netice çıkıyor mu diye sorarsanız işte orası büyük bir muamma. Her gelen yetkili veya ilgili cak,cuk ile zaman geçirip gidiyor ama bakıyorsunuz iki sene sonra yine aynı hamam aynı tas. İETT genel müdürlüğüne bir dilekçe vermiş ve tramvaylara sesli uyarı sisteminin ne zaman konacağını sormuş idim. Ücretsiz seyahat kartı olan sakat durağa girişte kartını okuttuğunda tramvay sürücüsünün ekranına filanca durakta tekerlekli iskemle kullanan veya kör, veya sağır veya ortopedik sakatlığı bulunan bir vatandaş tramvaya binecek şeklinde bir uyarı düşecek ve tramvay sürücüsü de ona göre hareket edecek. Akıllı akbil sisteminde bu öngörülüyor idi. İETT Genel müdürlüğü bana 20.07.2009 tarihinde verdiği yazılı cevapta kısa süre içerisinde bu uygulamaya geçileceğini belirtmiş olmakla beraberar adan tam tamına iki yıl geçmiş olmasına rağmen uygulamadan eser yok. İşte bunlar bizleri rahatsız ediyor ilgisizlerin ilgisizliği, vaatlerin tutulmaması. Kazasız belasız seyahatler temennisiyle.
 
kardeşim eline sasğlık süper hazırlamısın teşekkürler...
 
eline sağlık güzel yazmışsın fakat bunların yüzde doksanı boş politika yapsalar yapsalar kullandıgımız kartlara sınırlama gelir 2-3 senedir asan sörleri metrobüslerde engellilerin kullanımına acamadılar asan sörleri kullanmanız için refakatcinizin görevliyi bulması tekrar geri gelip kartı okutması lazım tek başınıza kullanamazsınız şöförlerde sen egitimsiz halk otobüsler desen daha faciya nerdeyse milleti dövecek yani güzel güzel masal anlatmişlar ben önümüzdeki enaz onsene daha düzelecegini san mıyorum boş lafbunlar zaten araclara cogu zaman binme ihtimali dahi yok tıklım tıklım adamlar durmuyor birgün durmayan arabanın kapısına vurdum adam sen devletin malına nasıl vurur sun diye beni karakola vermekle tehtit etti benim ençok şikayetettigim konu egitimsiz şöförler şöförler egitimli olsa ve caydırıcı bir ceza verilse fazla bir problem kalmaz
 
@alifatih1958 Alanya artık bildiğin alanya değil, Özürlüler İdaresi ve Turizm Bakanlığı ile imzalanan protokolden beri Kentimiz Hem türkiyede hemde Uluslar arası anlamda ses getirecek projerin startını vermiş ve 1 yıldır tüm şehir adeta bir şantiye sahasına dönmüştür.

Alanya ya tekrar yolun düşerse bu değişiklikleri sahsen gözlemleyeceğinden eminim.
 
alifatih1958 kardeşim ellerine sağlık çok faydalı bilgiler bunlar.

İETT ile ilgili başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum;
14-KS otobüsüne kapı no:c-222 idi. bindiğimde para kesen muavin, kartımı görmek istedi, bende verdim. kartın önünü 5 dakika inceledi, sabrım taştı çünkü ayakta zor duruyor ve onu bekliyordum, hadi kartın ön tarafında yazılar resim var da birde arka tarafını incelemeye başlamasın mı. sinirim tepeme attı, ver artık kartı oturacağım dedim. bana dönerek BEN SENİ BEDAVA TAŞIMAK ZORUNDA MIYIM dedi. bende ona göre ihaleye giriyor vergi ödüyorsun, bu kartı bana vermişler o dururken para mı vereyim dedim. terbiyesizliğine devam etti. şöför çok uyanık yolcuların tepkisini benim üzerime çekmek için yolun ortasında arabayı durduruyor, işi olan yolcukar da bana kızıyorlar. hatta birisiyle birbirimize girecektik. tek amaçları bizleri utandırmak ve yıldırmak. suçlu olduklarını sert kayaya rastladıklarını anladıkları için hep sustular. hatta arabadan inen birisi kimseyle dalaşmayın işinize bakın dedi. sanırım otobüsün sahibi yada öyle birisiydi. oturduğumda kucağında özürlü çocuğunu tutan bir anne bana dönerek, bana da böyle yaptılar bir saat ayakta beklettiler dedi.

iner inmez soluğu internetten aldım. İETT numaralarının hiçbirisi cepten aranmıyor. iett@iett.gov.tr adresini bir siteden buldum ve olayı olduğu gibi anlattım. karşılık gelen maildeki telefonu bir hafta sonra aradım. Engellilerden o kadar şikayet geliyormuş ki, direk engelli şikayeti olduğu için 100 bilet ceza yemişler. 100 bilet 165 TL ediyor. içim ferahladı. siz de aynı şeylere maruz kaldığınızda otobüsün hat nosunu, kapı nosunu, olay saatini not edip şikayetinizi yapın. şikayete isin ve telefon eklediğinizde ciddiye alınıyorsunuz ve o insanlıktan çıkmış üç kuruş için kalp kıran şerefsizler cezayı yiyip maaşlarından kesilsin. sevgiler...
 
Sağol abi eline sağlık ama otobüslerin özürlüye uygun olması güzel ama duraklar uygun mu tamam İBB nin ve İETT nin engellilere yaptığı hizmete birşey demiyorum ama otobüs durakları metrobüs durakları uygun değil ...
 
bengecen hafta izmirdeydim metrolar gayet kullanışlı istanbuldakiler gibidegil asansörler calışıyor her durakta engellilerin rahat inip bine bilmeleri için rampacıkıyor darısı istanbulun başına
 
3 tekerlekli bir engelli aracı kullanan arkadaşla karşılaştım . otobüsün iniş tarafında bir kapak var, onu açarmısın dedi bana,bende tabi açayım dedim. açayım ama gözüm kapak arıyor, yerdeki kare kapak dikkatimi çekti açtım ve bindi araca kapağı kapattım. keşke yardım istemek yerine otobüste normal kapı açıldığındada bu kapak otomatik açılsa diye düşündüm bir an..

Kışın o kapağı açmak için yardım istemeye ben çekinirim şahsen! çamurlu çamurlu.......
Allah engelliye para versin ne diyeyim! Kimsenin yardımına muhtaç kalmadan kendi aracını kullanabilmesi içün!.
 
Şimdi adını hatırlayamadığım bir KÖR arkadaşımız da toplantılara düzenli olarak katılıyor. Öyle sıradan bir katılımcı da değil, bilgili, kültürlü ve konusuna son derece hakim esprili ve sempatik bir arkadaş. Öyle de olmalı zira kendisi KÖR'lerle ilgili bir derneğin aynı zamanda genel de başkanı. Bu arkadaşımız da her zaman KÖR olduğunu söyler, konuşmalarında hiç bir zaman görmek engelli lafını ağzına almaz. Ben de mesela "sakat" kelimesini kullanmaktan hiç bir zaman gocunmamışımdır. Bu gereksiz tartışmayı tekrar başlatmak maksadı ile bunları yazmadım sadece bilginiz olsun diye durumu belirtmek istedim. Zira benim bu tür fuzuli tartışmalara ayıracak vaktim hiç yok. İsteyen kör der isteyen görme engelli, isteyen sakat der isteyen özürlü veya engelli. Umurumda bile değil. Ayrıca IETT ile ilgili bir forum konusunu bu tür gereksiz tartışmaya mahal verecek mesajlarla amacından saptırmazsanız sevinirim. Tartışmayı bu konudaki forum alanlarına taşımanızı öneririm.
 
bir KÖR arkadaşımız da .

Bu kelimeyi bencede kullanmayın.! Sanmayınki bana sakat denilmesinde rahatsız olurum! Olmam ama bu kelimeyi kasıtlı kullananlar olabilir.
Evet bu kelime kullanana göre değişkenlik gözteriyor. Bu bakımdan bu kelimeyi kullanmak hakaret le eşdeğerdir.
Bence sizde rahatsız olan arkadaşım varsa bu kelimeyi kullanamazsınız! Israrla kullanmanız da kışkırtıcılık, tahrik amaçlıdır.
Böyle bir oluşumda olan ve engellileri ilgilendiren konularda toplantılara katılan insanların bunu bütün açıları ve boyutlarıyla düşünmesi gerek!
Sizin bu manada o toplantıda bulunma yeterliliğiniz olmadığı kanatindeyim.

İsteyen istediği kelimeyi sarf edemez!. Sen sakatsan bana o kelimeyi kullan. Akrabamsan kullan... Ama diğer şahıslar kullanamaz.
Bunun içinde en güzeli kimsenin kullanmaması!.. Sanmayın ben kelimelerden rahatsızım. Rahartsız olan arkaşlarım adıma dile getirdim...
 
Peki muhterem kardeşim. Siz nasıl isterseniz öyle olsun, sizi kıracak veya sizi üzecek değilim. Ehh bu tatlı sözlerimden sonra umarım hakkımdaki düşünceniz değişir de müteakip toplantılara katılma konusunda bundan sonra beni yeterli görürsünüz, gerekli icazeti (müsaadeyi) lutfedersiniz.
 
Toplantılara katılımınız ve forumumuzdaki bu değerli bilgilendirmeleriniz için teşekkürlerimi borç bilirim...
 
Emeğiniz için teşekkürler.
 
-Bilindiği üzere ücretsiz seyahat kartı sınırsızca kullanılabilmekte ancak gelecekte bu kartların kullanımına bir sınırlama getirilecekmiş ve kartın sınırlı olarak kullanılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktaymış. Bu haber günün müjde niteliğindeki haberi idi bence.

İzmir'de bu sınırlama 2010 senesi şubat ayında başladı. Tam anlamıyla engelliler arasında kıyamet koptu. Pretostolar, engelli konulu gündem 21 toplantılarında verilen büyük tepkiler, yerel basının olayı sürekli gündemde tutmasını sağladı. Başkan bir kaç defa açıklama yapıp, şaşılacak bir inatla tükürdüğümü yalamam diye beyanatlar verdi. Önce açılan bir mahkemede kontör sınırı kalsın kararı çıktı. Daha sonra Oya Tekin arkadaşımızın açtığı davadan sonra sınır kalktı ve 2011 nisan ayından beri sınırsız hakkımız geri geldi. Siz bu sınırlamayı niçin müjde olarak yorumladınız çözemedim?

-İETT şoförlerinin sakatları otobüslere almamaları veya durakta sakat birisini gördüklerinde durakta durmamalarının temel nedeni otobüsteki diğer yolcuların “acelemiz var, vakit kaybetmeyelim, işe yetişeceğiz ve benzeri” şeklinde şoförlere yaptıkları baskılarmış.

İzmir'de bunu yapmaya cesaret ister. Hangi kültür ve eğitim seviyesinde olursa olsun, sandalyeli bir İzmir'li durakta bırakılırsa Eshot'u ayağa kaldırır.


-Refakatçı kartının verilmesi için sakatın sakatlık oranının yüzde elliden fazla ve sakatlık durumunun da “ağır özürlü” olması gerektiği vurgulanınca bu konudada itirazlar geldi. Sakatlık oranı yüzde elliden fazla olmasına (yüzde yetmiş üç idi sanırım) rağmen raporda ağır özürlü ifadesi yer almadığı için eli ayağı tutmayan evladı olan bir ana veya baba nasıl olur da refakatçı kartı alamaz diye sorulunca genel müdürü bu konuyu da inceleme sözü verdi.

Maalesef İzmir'de %70 + ağır engelli olana refakatçı kartı veriliyor. Bu yönetim kaldıkça engelli lehine düzelme olmasını beklemek hayal olur.
Not: İş yapmasalarda, şehrin içine etselerde oy olma garantileri olduğu için, şımarmış ve azmış bir yönetim ile yaşamak zorundayız...
 
Muhterem kardeşim tabii ki seyahatlerimizin sınırlandırılmak istenmesine ilişkin bu olumsuz haber bir müjde niteliğini taşımıyor. Ancak bu haber için "müjde" kelimesini bilerek kullanmamın nedeni bize atılacak yeni bir kazığa esprili bir uslupla hazırlıklı olmamızı istememdi.
 
Üst Alt