Bugün İBB Z.burnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde İBB Zabıta Daire Başkanlığı ve ilgili müdürlüklerin katılımı ile bir toplantı düzenlendi.
[FONT=Verdana]Yer : İBB Zeytinburnu Sosyal Tesisleri[/FONT]
[FONT=Verdana]TOPLANTI GÜNDEM BAŞLIKLARI[/FONT]
[FONT=Verdana]1) [/FONT][FONT=Verdana]Açılış Konuşması[/FONT]
[FONT=Verdana]2) [/FONT][FONT=Verdana]Zabıta Daire Başkanlığı[/FONT][FONT=Verdana] Faaliyet Sunumu ( Daire Başkanı Sn. Mustafa Tahmaz)[/FONT]
[FONT=Verdana]3) [/FONT][FONT=Verdana]Zabıta Daire Başkanlığına bağlı müdürlüklerin sunumları[/FONT]
[FONT=Verdana]5) [/FONT][FONT=Verdana]Görüş, öneri ve talepler ve değerlendirmeler[/FONT]
[FONT=Verdana]6) [/FONT][FONT=Verdana]Kapanış[/FONT]
Toplantıda eşitli konulara değinilmekle beraber ağırlıklı olarak ele alınan iki konu vardı ki bunlardan biri kaldırım işgalleri, bir diğeri de ISPARK uygulamaları.
Aklımda kaldığı kadarıyla IBB tarafından aşağıdaki hususlar ifade edilmiştir:
-Zabıta ekipleri sokak ve caddelerde her zaman sakat vatandaşlara yardımcı olmaktadır. Hele hele kendilerinden yardımcı olunmasına dair bir talep geldiğinde zabıta kesinlikle bu talebe kayıtsız kalmamaktadır.
-Kaldırım işgalleri ile ciddi şekilde mücadele edilmeye çalışılmaktadır. IBB Zabıta Daire başkanı ısrarla kaldırım işgali yapanların kendilerine şikayet edilmesini istemektedir. Bu tür ihbarlar mail yolu ile ve mümkün ise bir resim de eklenmek suretiyle yapılabileceği gibi ERİŞEBİLİRLİĞİ ENGELLEYEN durumların bildirildiği IBB’nın 153 numaralı telefonuna da yapılabileceği ifade edildi. Önce 153 çevriliyor, akabinde de sırasıyla 3 ve 2 numaraları çevrilerek ihbar görevimizi yerine getirebiliyormuşuz. Bunun yanı sıra Anadolu yakasındaki kaldırım işgalleri için 0216.3421195 ve Avrupa yakasındaki kaldırım işgalleri için de 0212.5218465-66 numaralı telefonları da kullanma ve ihbarları bu telefonlara yapma imkanımızın olduğu belirtildi. Bu telefonlar 24 saat açıkmış ve başlarında da 24 saat görev yapan kişiler varmış.IBB Zabıta Daire Başkanı Beyefendi ihbarın noktasal olarak yapılmasını yani kesin yer ve doğru adresin ve keza iş yerinin adının da (mesela Cancan Kurutemizleme, Eksen Mobilya v.s gibi) net olarak bildirilmesini istedi.
NOT: Ben semtimiz Fatih’te kaldırımı iki dondurma buzdolabı ile tamamen işgal eden bir esnafımızı önce 2008 Ekiminde mail ortamından resim de ekleyerek şikayet ettim ve birkaç gün içerisinde işgal sona erdirildi. Akabinde aynı iş yeri bu kez mart 2009 tarihinde de dondurma tezgahları ile kaldırımı tekrar işgal edince bu kez çok daha sert bir ifade ile konuyu ikinci kez Fatih Belediyesine (direkt belediye başkanı Sn.Mustafa Bey’e) ilettim ve sağ olsun başkanımız Mustafa Bey’in talimatı ile işgal iki gün içerisinde sona erdirildi. Şikayette bulunmadan önce bu komşumuz olan esnafımıza dondurma dolaplarını kaldırıp kaldırmayacağını sorup kendisinden hayır cevabı alınca gereğini yapmakta tereddüt etmedim. Ltf sizler de çekinmeyin, insanlıktan nasiplenmemiş kişilere hadlerini anlayacakları dilden bildirmekten kaçınmayın. Öte yandan TOFD başkanı Ramazan Bey bazı caddelerde ve özellikle de ana arterlerde cafe ve lokantaların kaldırımlara özellikle bahar ve yaz mevsiminde masa attıklarını ve tekerlekli iskemledeki sakatların kaldırımları kullanamadıklarını, bu iznin belediyeler tarafından para karşılığında mı verildiğini sordu lakin o esnada bir karambol oldu ve daire başkanının bu soruya verdiği cevabı maalesef tam anlayamadım.
-İstanbul’a gelip de başta geçim sıkıntısı olmak üzere çeşitli nedenlerden ötürü tekrar memleketlerine dönmek isteyen maddi imkanı da yeterli olmayan kişilere zabıtanın maddi açıdan yardımcı olduğu belirtildi. Geri dönüş yapacak ailede bir özürlü var ise ve hele hele aile reisi özürlü ise bunlara öncelik verildiği ifade edildi.
-Sakatların şehirlerarası seyahatlerde otobüslerden indirimli seyahat etme imkanının bulunduğu hatırlatıldı. Bir arkadaşımız asıl meselenin indirim olmadığını, asıl meselenin bu otobüslere tekerlekli iskemlede bulunan arkadaşlarımızın nasıl inip bineceği hususu olduğunu dile getirdi. Keza mola yerlerinde bu arkadaşların nasıl hareket edeceğinin de önemli olduğunu vurguladı. Bazı otobüs şirketlerinin “şu an otobüste 15-20 tane sakat var, ona indirim, buna indirim, alayına indirim, eeee ben nasıl para kazanacağım?” gerekçesi ile veya benzeri yalan ve bahanelerle sakatlara indirim yapmak istemediği durumlarda derhal çekinmeden Otogar Zabıta Amirliğine müracaat edilmesi istendi. Zabıta amirliğine müracaat edildiğinde konuyla derhal ilgilenilip hakikaten otobüste 15-20 sakatın olup olmadığı veya öne sürülen yalan ve bahanelerin gerçek olup olmadığına bakılıp sakat vatandaşa hakları konusunda yardımcı olunuyormuş. Öte yandan Otobüs İşletmecileri Derneği Başkanı ile TOFD daha önce bu konuları görüşmüşler ancak Belediyeden yetkililerin de katılımı ile yeni bir toplantı yapılmasında mutabakata varıldı.
-Bakırköy İstanbul Caddesinde ikamet eden bir sakat arkadaşımız iş yeri ile evi arasındaki mesafe çok kısa olmasına rağmen sırf kaldırım işgalleri nedeniyle tekerlekli iskemlesi ile işe gidiş gelişlerinde çok büyük sorunlar yaşadığını, gidip gelemediğini, bu nedenle taksi tutmak istediğinde de mesafenin kısa olmasından ötürü bu kez taksicilerin kendisini almak ve bir de tekerlekli iskemleyi indirip bindirmekle uğraşmak istemediklerini ifade etti.Bu bayan ayrıca Bakırköy IDO iskelesine gitmek için Sahil Yolunda karşıdan karşıya geçmenin ne denli zor olduğunu bir güzel anlatıp oradaki köprüye rampa veya asansör istedi. Sahil yolunun (Keneddy Cd) Bakırköy IDO iskelesi kesimindeki üst geçit protokol yolunda bulunduğundan rampa yapılmasının imkansız olduğu ifade edildi, lakin IBB yetkilileri oraya mutlaka bir başka formül bulunacağı (sanırım asansör yapacaklar) belirttiler. Keza bu gibi durumlarda yani taksicilerin tekerlekli iskemledeki sakat arkadaşlarımızı almak istemediği durumlarda konunun derhal IBB’nin 153 numaralı telefonuna ihbar edilmesi istendi. İhbar esnasında PLAKA, SAAT ve OLAY YERİ mutlaka bildirilmesi gerekiyormuş.Lakin ilgili müdür bu ihbarlardan pek bir sonuç çıkmadığını zira taksi sahiplerin genellikle taksilerini başkalarına vermesi sebebiyle hadisenin karşı tarafça kabul edilmediğini, böyle olunca da IBB olarak yapabilecek bir şeylerinin olmadığını ve konunun adli makamlara intikal ettiğini belirtti. NOT.Bence bu tür terbiyesizlikleri, en azından karşı tarafın tadını tuzunu kaçırmak için de olsa, 153 numaralı telefona ihbar etmekten kaçınmıyalım sevgili arkadaşlar.
-ISPARK konusuna gelince….
İspark’ı temsilen Recep Kahraman Bey katıldı.Recep Bey İstanbul’un otopark sorununa yıllarca el atılmadığını, cadde ve sokakların değnekçilere kaldığını, Ispark’ın buna yavaş yavaş son verdiğini belirtti, Ispark faaliyetleri hakkında bilgi verip İstanbul’da 2.500.000 aracın bulunduğunu, bunlardan da 1.700.000 adedinin binek oto olduğunu ve yine İstanbul’da sadece 4.500 H plaka bulunduğunu ifade etti. Bu plakaların yol üstü otoparklarda 2, kapalı otoparklarda da 5 saat müddetince ücretsiz olduğunu ve bu konuda hiçbir tereddüdün olmadığını, bu süreler çerçevesinde hiçbir Ispark görevlisinin bu konuya itiraz etme veya ücret istemesinin söz konusu dahi olamayacağını açık ve net bir şekilde ifade etti. Benim gibi sadece sol ayağı felçli ancak sağ ayağı sağlam olduğu için plakasında özürlü plakası amblemi bulunmayan bir arkadaşımız, Ispark otoparklarından sakatların da ücretli veya %50 indirimli olarak faydalanabileceğini yani Ispark otoparklarının sakatlara bedava olmamasının normal olduğunu ancak sakatlara bu otoparklarda en azından bir öncelik verilmesini istedi. Ben ise bu arkadaşımızın bu önerisine şiddetle karşı çıktım. Şimdi arkadaşımız da kendi açısından haklı olabilir. Zira biz sakatlar ne diyoruz “bize ayrımcılık yapılmasın” diyoruz. Biz de sağlam insanlarla eşitiz “bize farklı gözle bakmayın” diyoruz. İyi tamam da İBB Beyaz kart vermiş toplu taşıma vasıtalarından sakatlar ücretsiz yararlansın demiş, Devlet baba bir kıyak yaparak Özürlü Kimlik Kartı vermiş sakatlar müzelerden bir refakatçısı ile birlikte ücretsiz yararlansın demiş. Yani bunun gibi az sayıda birkaç tane daha lehimize kolaylıklar var, fazla değil. Ayrıca hiç kimse de bu muafiyet veya kolaylıklardan yararlanmak için sakat olmayı da istemez. Zaten kaderin sillesini yemişiz o nedenle bize sağlanan 3-5 muafiyet veya kolaylığı ben şahsen “ayrımcılık istemiyoruz” gerekçesinin arkasına sığınarak veya böyle bir gerekçe ile felsefe üretmeye kalkarak kaybetmek istemiyorum. 12 Milyonluk koca şehirde 4500 H plakalı araçtan ücret almasa Ispark batacak mı? Kaldı ki bu plakaların hepsi de her gün trafiğe mi çıkıyor?Dolayısıyla sakatların Ispark otoparklarından kesinlikle ücretsiz olarak faydalanmaları gerektiğini söyledim. Ayrıca kıstas olarak özürlü plakasının değil ya “H” sınıfı ehliyetlerin, ya da Başbakanlığın verdiği “Özürlü Kimlik Kartı”nın alınması gerektiğini ifade ettim. Zira ehliyetiniz “H” sınıfı ehliyet olmasına ve elinizde de kapı gibi Özürlü Kimlik Kartı bulunmasına rağmen Ispark kraldan çok kralcı kesilerek “plakanda özürlü işareti yok” diye benim gibi olanları otoparklarından 2 saat ücretsiz olarak yararlandırmak istemiyor. Görevli ile papaz oluyorsunuz gereksiz yere. Görevli de” yönetmelik böyle, ben ne yapayım” diyor. Velhasıl bu sıkıntıyı dile getirdim ve yönetmelikte bu doğrultuda bir değişiklik yapılması gerektiğini Recep Bey’e ifade ettim.
Yaklaşık 2,5 saat süren toplantı bitiminde Recep Bey ile bir köşede daha da uzun bir süre baş başa görüşerek konuyu çok daha net ve açık bir şekilde izah etmeye çalıştım. Recep Bey mart ayı içerisinde tanıtımı yapılan ve muhtemelen bu yıl içerisinde çıkacak olan “İstanbul Kart” ile (ki bu karttan toplantıların organizatörü konumundaki Müberra Kavak Hanım da bahsetmiş idi) sorunların ortadan kalkabileceğini umduğunu söyledi.
Bu kart 65 yaş üstü yaşlılara, sakatlara, gazilere filan verilecekmiş, bilginiz olsun. Bu kartın ne işe yarayacağı tam olarak izah edilmedi ancak benim tahminim “Beyaz Kart” gibi bir takım ayrıcalık ve muafiyetler filan getirecek biz sakatlara.
dikkate alınmaması bunun yerine H sınıfı ehliyet veya özürlü kimlik kartının dikkate alınması konularını görüşmek üzere ayrıca ve dar sayıda katılımcı ile bir toplantı yapılmasını kararlaştırdı. Bir aksilik olmaz ise bu toplantıya da katılırsam sanırım bu konudaki sıkıntılarımızı çok daha net bir şekilde izah etme imkanı bulacağım inşallah.
Öte yandan toplantıda park tartışması yaşanırken Edirnekapı’da bulunan Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nü temsilen toplantıya katılan arkadaş müdürlük olarak isteyene OTOPARK KAĞIDI verdiklerini söyledi. Bunun için bazı evraklar istiyorlarmış: Aklımda kaldığı kadarıyla H sınıfı ehliyet, hastane raporu,araç ruhsatı vs. İstenilen belgelerin tamamını adı geçen müdürlüğe bir mail yollayarak öğrenebilirsiniz.B u kart sayesinde kavşak, yangın musluğu gibi önemli yerler dışında azami 20 dakikaya kadar sakat vatandaş arabasını park edebiliyor.Trafik de ceza yazamıyor.
Kısacası bugünkü toplantıdan aklımda kalanlar bunlar.
Şimdi de geçen Pazar günü gittiğimiz Emirgan Korusu ile ilgili çok kısa bir şeyler anlatayım. Birincisi henüz daha laleler solmamış, bitmemiş. Dolayısıyla imkanı olan arkadaşlar bu güzel koruyu gidip gezsinler. Her yer envai renkte laleler ile dolu. Hava zaten tertemiz. Nefis bir boğaz manzarası var. Güzergah tekerlekli iskemle ile rahatlıkla dolaşılabilecek durumda. Arabamda sakat işareti yok ancak kapıdaki görevliye hem TSD’den aldığım otopark kağıdını hem de özürlü kimlik kartımı gösterince para ödemeden içeri girdim aksi halde içeri giren araçlardan ücret alıyorlar. Böyle anlayışlı insanları gerçekten çok seviyorum. Bazıları gibi kuralcı olmuyorlar, arabanın plakasına takılıp kalmıyorlar. Koca parkta kaç tane WC var bilemiyorum lakin ben sadece bir tane gördüm, mescidin yanındaki WC. Ve burası maalesef tekerlekli iskemle kullanan arkadaşlarımız için uygun değil. Hem ayrı bir özürlü WC’si yok hem de zaten en azından 10-12 basamak merdivenle aşağı inmek gerek. Yani bu açıdan bir felaket maalesef. Bir diğer olumsuzluk da çok kalabalık. İnanın yaya olarak parka girmek daha kolay. Yürüyerek veya tekerlekli arabanızla çok daha çabuk içeri girersiniz zira arabayla girmek için en azından yarım saat 45 dakika santim santim ilerlemek zorundasınız.
Saygılar
[FONT=Tahoma]ERİŞİLEBİLİR İSTANBUL 7. KOORDİNASYON TOPLANTISI[/FONT]
[FONT=Tahoma][/FONT]
[FONT=Verdana]Tarih - Saat : 30 Nisan 2009 - 10:00 / 12:00[/FONT][FONT=Tahoma][/FONT]
[FONT=Verdana]Yer : İBB Zeytinburnu Sosyal Tesisleri[/FONT]
[FONT=Verdana]TOPLANTI GÜNDEM BAŞLIKLARI[/FONT]
[FONT=Verdana]1) [/FONT][FONT=Verdana]Açılış Konuşması[/FONT]
[FONT=Verdana]2) [/FONT][FONT=Verdana]Zabıta Daire Başkanlığı[/FONT][FONT=Verdana] Faaliyet Sunumu ( Daire Başkanı Sn. Mustafa Tahmaz)[/FONT]
[FONT=Verdana]3) [/FONT][FONT=Verdana]Zabıta Daire Başkanlığına bağlı müdürlüklerin sunumları[/FONT]
- [FONT=Verdana]Anadolu Yakası Zabıta Müdürlüğü[/FONT]
- [FONT=Verdana]Avrupa Yakası Zabıta Müdürlüğü[/FONT]
- [FONT=Verdana]Zabıta Tedbir Müdürlüğü[/FONT]
- [FONT=Verdana]Zabıta Destek Hizmetleri Müdürlüğü[/FONT]
[FONT=Verdana]5) [/FONT][FONT=Verdana]Görüş, öneri ve talepler ve değerlendirmeler[/FONT]
[FONT=Verdana]6) [/FONT][FONT=Verdana]Kapanış[/FONT]
Aklımda kaldığı kadarıyla IBB tarafından aşağıdaki hususlar ifade edilmiştir:
-Zabıta ekipleri sokak ve caddelerde her zaman sakat vatandaşlara yardımcı olmaktadır. Hele hele kendilerinden yardımcı olunmasına dair bir talep geldiğinde zabıta kesinlikle bu talebe kayıtsız kalmamaktadır.
-Kaldırım işgalleri ile ciddi şekilde mücadele edilmeye çalışılmaktadır. IBB Zabıta Daire başkanı ısrarla kaldırım işgali yapanların kendilerine şikayet edilmesini istemektedir. Bu tür ihbarlar mail yolu ile ve mümkün ise bir resim de eklenmek suretiyle yapılabileceği gibi ERİŞEBİLİRLİĞİ ENGELLEYEN durumların bildirildiği IBB’nın 153 numaralı telefonuna da yapılabileceği ifade edildi. Önce 153 çevriliyor, akabinde de sırasıyla 3 ve 2 numaraları çevrilerek ihbar görevimizi yerine getirebiliyormuşuz. Bunun yanı sıra Anadolu yakasındaki kaldırım işgalleri için 0216.3421195 ve Avrupa yakasındaki kaldırım işgalleri için de 0212.5218465-66 numaralı telefonları da kullanma ve ihbarları bu telefonlara yapma imkanımızın olduğu belirtildi. Bu telefonlar 24 saat açıkmış ve başlarında da 24 saat görev yapan kişiler varmış.IBB Zabıta Daire Başkanı Beyefendi ihbarın noktasal olarak yapılmasını yani kesin yer ve doğru adresin ve keza iş yerinin adının da (mesela Cancan Kurutemizleme, Eksen Mobilya v.s gibi) net olarak bildirilmesini istedi.
NOT: Ben semtimiz Fatih’te kaldırımı iki dondurma buzdolabı ile tamamen işgal eden bir esnafımızı önce 2008 Ekiminde mail ortamından resim de ekleyerek şikayet ettim ve birkaç gün içerisinde işgal sona erdirildi. Akabinde aynı iş yeri bu kez mart 2009 tarihinde de dondurma tezgahları ile kaldırımı tekrar işgal edince bu kez çok daha sert bir ifade ile konuyu ikinci kez Fatih Belediyesine (direkt belediye başkanı Sn.Mustafa Bey’e) ilettim ve sağ olsun başkanımız Mustafa Bey’in talimatı ile işgal iki gün içerisinde sona erdirildi. Şikayette bulunmadan önce bu komşumuz olan esnafımıza dondurma dolaplarını kaldırıp kaldırmayacağını sorup kendisinden hayır cevabı alınca gereğini yapmakta tereddüt etmedim. Ltf sizler de çekinmeyin, insanlıktan nasiplenmemiş kişilere hadlerini anlayacakları dilden bildirmekten kaçınmayın. Öte yandan TOFD başkanı Ramazan Bey bazı caddelerde ve özellikle de ana arterlerde cafe ve lokantaların kaldırımlara özellikle bahar ve yaz mevsiminde masa attıklarını ve tekerlekli iskemledeki sakatların kaldırımları kullanamadıklarını, bu iznin belediyeler tarafından para karşılığında mı verildiğini sordu lakin o esnada bir karambol oldu ve daire başkanının bu soruya verdiği cevabı maalesef tam anlayamadım.
-İstanbul’a gelip de başta geçim sıkıntısı olmak üzere çeşitli nedenlerden ötürü tekrar memleketlerine dönmek isteyen maddi imkanı da yeterli olmayan kişilere zabıtanın maddi açıdan yardımcı olduğu belirtildi. Geri dönüş yapacak ailede bir özürlü var ise ve hele hele aile reisi özürlü ise bunlara öncelik verildiği ifade edildi.
-Sakatların şehirlerarası seyahatlerde otobüslerden indirimli seyahat etme imkanının bulunduğu hatırlatıldı. Bir arkadaşımız asıl meselenin indirim olmadığını, asıl meselenin bu otobüslere tekerlekli iskemlede bulunan arkadaşlarımızın nasıl inip bineceği hususu olduğunu dile getirdi. Keza mola yerlerinde bu arkadaşların nasıl hareket edeceğinin de önemli olduğunu vurguladı. Bazı otobüs şirketlerinin “şu an otobüste 15-20 tane sakat var, ona indirim, buna indirim, alayına indirim, eeee ben nasıl para kazanacağım?” gerekçesi ile veya benzeri yalan ve bahanelerle sakatlara indirim yapmak istemediği durumlarda derhal çekinmeden Otogar Zabıta Amirliğine müracaat edilmesi istendi. Zabıta amirliğine müracaat edildiğinde konuyla derhal ilgilenilip hakikaten otobüste 15-20 sakatın olup olmadığı veya öne sürülen yalan ve bahanelerin gerçek olup olmadığına bakılıp sakat vatandaşa hakları konusunda yardımcı olunuyormuş. Öte yandan Otobüs İşletmecileri Derneği Başkanı ile TOFD daha önce bu konuları görüşmüşler ancak Belediyeden yetkililerin de katılımı ile yeni bir toplantı yapılmasında mutabakata varıldı.
-Bakırköy İstanbul Caddesinde ikamet eden bir sakat arkadaşımız iş yeri ile evi arasındaki mesafe çok kısa olmasına rağmen sırf kaldırım işgalleri nedeniyle tekerlekli iskemlesi ile işe gidiş gelişlerinde çok büyük sorunlar yaşadığını, gidip gelemediğini, bu nedenle taksi tutmak istediğinde de mesafenin kısa olmasından ötürü bu kez taksicilerin kendisini almak ve bir de tekerlekli iskemleyi indirip bindirmekle uğraşmak istemediklerini ifade etti.Bu bayan ayrıca Bakırköy IDO iskelesine gitmek için Sahil Yolunda karşıdan karşıya geçmenin ne denli zor olduğunu bir güzel anlatıp oradaki köprüye rampa veya asansör istedi. Sahil yolunun (Keneddy Cd) Bakırköy IDO iskelesi kesimindeki üst geçit protokol yolunda bulunduğundan rampa yapılmasının imkansız olduğu ifade edildi, lakin IBB yetkilileri oraya mutlaka bir başka formül bulunacağı (sanırım asansör yapacaklar) belirttiler. Keza bu gibi durumlarda yani taksicilerin tekerlekli iskemledeki sakat arkadaşlarımızı almak istemediği durumlarda konunun derhal IBB’nin 153 numaralı telefonuna ihbar edilmesi istendi. İhbar esnasında PLAKA, SAAT ve OLAY YERİ mutlaka bildirilmesi gerekiyormuş.Lakin ilgili müdür bu ihbarlardan pek bir sonuç çıkmadığını zira taksi sahiplerin genellikle taksilerini başkalarına vermesi sebebiyle hadisenin karşı tarafça kabul edilmediğini, böyle olunca da IBB olarak yapabilecek bir şeylerinin olmadığını ve konunun adli makamlara intikal ettiğini belirtti. NOT.Bence bu tür terbiyesizlikleri, en azından karşı tarafın tadını tuzunu kaçırmak için de olsa, 153 numaralı telefona ihbar etmekten kaçınmıyalım sevgili arkadaşlar.
-ISPARK konusuna gelince….
İspark’ı temsilen Recep Kahraman Bey katıldı.Recep Bey İstanbul’un otopark sorununa yıllarca el atılmadığını, cadde ve sokakların değnekçilere kaldığını, Ispark’ın buna yavaş yavaş son verdiğini belirtti, Ispark faaliyetleri hakkında bilgi verip İstanbul’da 2.500.000 aracın bulunduğunu, bunlardan da 1.700.000 adedinin binek oto olduğunu ve yine İstanbul’da sadece 4.500 H plaka bulunduğunu ifade etti. Bu plakaların yol üstü otoparklarda 2, kapalı otoparklarda da 5 saat müddetince ücretsiz olduğunu ve bu konuda hiçbir tereddüdün olmadığını, bu süreler çerçevesinde hiçbir Ispark görevlisinin bu konuya itiraz etme veya ücret istemesinin söz konusu dahi olamayacağını açık ve net bir şekilde ifade etti. Benim gibi sadece sol ayağı felçli ancak sağ ayağı sağlam olduğu için plakasında özürlü plakası amblemi bulunmayan bir arkadaşımız, Ispark otoparklarından sakatların da ücretli veya %50 indirimli olarak faydalanabileceğini yani Ispark otoparklarının sakatlara bedava olmamasının normal olduğunu ancak sakatlara bu otoparklarda en azından bir öncelik verilmesini istedi. Ben ise bu arkadaşımızın bu önerisine şiddetle karşı çıktım. Şimdi arkadaşımız da kendi açısından haklı olabilir. Zira biz sakatlar ne diyoruz “bize ayrımcılık yapılmasın” diyoruz. Biz de sağlam insanlarla eşitiz “bize farklı gözle bakmayın” diyoruz. İyi tamam da İBB Beyaz kart vermiş toplu taşıma vasıtalarından sakatlar ücretsiz yararlansın demiş, Devlet baba bir kıyak yaparak Özürlü Kimlik Kartı vermiş sakatlar müzelerden bir refakatçısı ile birlikte ücretsiz yararlansın demiş. Yani bunun gibi az sayıda birkaç tane daha lehimize kolaylıklar var, fazla değil. Ayrıca hiç kimse de bu muafiyet veya kolaylıklardan yararlanmak için sakat olmayı da istemez. Zaten kaderin sillesini yemişiz o nedenle bize sağlanan 3-5 muafiyet veya kolaylığı ben şahsen “ayrımcılık istemiyoruz” gerekçesinin arkasına sığınarak veya böyle bir gerekçe ile felsefe üretmeye kalkarak kaybetmek istemiyorum. 12 Milyonluk koca şehirde 4500 H plakalı araçtan ücret almasa Ispark batacak mı? Kaldı ki bu plakaların hepsi de her gün trafiğe mi çıkıyor?Dolayısıyla sakatların Ispark otoparklarından kesinlikle ücretsiz olarak faydalanmaları gerektiğini söyledim. Ayrıca kıstas olarak özürlü plakasının değil ya “H” sınıfı ehliyetlerin, ya da Başbakanlığın verdiği “Özürlü Kimlik Kartı”nın alınması gerektiğini ifade ettim. Zira ehliyetiniz “H” sınıfı ehliyet olmasına ve elinizde de kapı gibi Özürlü Kimlik Kartı bulunmasına rağmen Ispark kraldan çok kralcı kesilerek “plakanda özürlü işareti yok” diye benim gibi olanları otoparklarından 2 saat ücretsiz olarak yararlandırmak istemiyor. Görevli ile papaz oluyorsunuz gereksiz yere. Görevli de” yönetmelik böyle, ben ne yapayım” diyor. Velhasıl bu sıkıntıyı dile getirdim ve yönetmelikte bu doğrultuda bir değişiklik yapılması gerektiğini Recep Bey’e ifade ettim.
Yaklaşık 2,5 saat süren toplantı bitiminde Recep Bey ile bir köşede daha da uzun bir süre baş başa görüşerek konuyu çok daha net ve açık bir şekilde izah etmeye çalıştım. Recep Bey mart ayı içerisinde tanıtımı yapılan ve muhtemelen bu yıl içerisinde çıkacak olan “İstanbul Kart” ile (ki bu karttan toplantıların organizatörü konumundaki Müberra Kavak Hanım da bahsetmiş idi) sorunların ortadan kalkabileceğini umduğunu söyledi.
Bu kart 65 yaş üstü yaşlılara, sakatlara, gazilere filan verilecekmiş, bilginiz olsun. Bu kartın ne işe yarayacağı tam olarak izah edilmedi ancak benim tahminim “Beyaz Kart” gibi bir takım ayrıcalık ve muafiyetler filan getirecek biz sakatlara.
dikkate alınmaması bunun yerine H sınıfı ehliyet veya özürlü kimlik kartının dikkate alınması konularını görüşmek üzere ayrıca ve dar sayıda katılımcı ile bir toplantı yapılmasını kararlaştırdı. Bir aksilik olmaz ise bu toplantıya da katılırsam sanırım bu konudaki sıkıntılarımızı çok daha net bir şekilde izah etme imkanı bulacağım inşallah.
Öte yandan toplantıda park tartışması yaşanırken Edirnekapı’da bulunan Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nü temsilen toplantıya katılan arkadaş müdürlük olarak isteyene OTOPARK KAĞIDI verdiklerini söyledi. Bunun için bazı evraklar istiyorlarmış: Aklımda kaldığı kadarıyla H sınıfı ehliyet, hastane raporu,araç ruhsatı vs. İstenilen belgelerin tamamını adı geçen müdürlüğe bir mail yollayarak öğrenebilirsiniz.B u kart sayesinde kavşak, yangın musluğu gibi önemli yerler dışında azami 20 dakikaya kadar sakat vatandaş arabasını park edebiliyor.Trafik de ceza yazamıyor.
Kısacası bugünkü toplantıdan aklımda kalanlar bunlar.
Şimdi de geçen Pazar günü gittiğimiz Emirgan Korusu ile ilgili çok kısa bir şeyler anlatayım. Birincisi henüz daha laleler solmamış, bitmemiş. Dolayısıyla imkanı olan arkadaşlar bu güzel koruyu gidip gezsinler. Her yer envai renkte laleler ile dolu. Hava zaten tertemiz. Nefis bir boğaz manzarası var. Güzergah tekerlekli iskemle ile rahatlıkla dolaşılabilecek durumda. Arabamda sakat işareti yok ancak kapıdaki görevliye hem TSD’den aldığım otopark kağıdını hem de özürlü kimlik kartımı gösterince para ödemeden içeri girdim aksi halde içeri giren araçlardan ücret alıyorlar. Böyle anlayışlı insanları gerçekten çok seviyorum. Bazıları gibi kuralcı olmuyorlar, arabanın plakasına takılıp kalmıyorlar. Koca parkta kaç tane WC var bilemiyorum lakin ben sadece bir tane gördüm, mescidin yanındaki WC. Ve burası maalesef tekerlekli iskemle kullanan arkadaşlarımız için uygun değil. Hem ayrı bir özürlü WC’si yok hem de zaten en azından 10-12 basamak merdivenle aşağı inmek gerek. Yani bu açıdan bir felaket maalesef. Bir diğer olumsuzluk da çok kalabalık. İnanın yaya olarak parka girmek daha kolay. Yürüyerek veya tekerlekli arabanızla çok daha çabuk içeri girersiniz zira arabayla girmek için en azından yarım saat 45 dakika santim santim ilerlemek zorundasınız.
Saygılar