2 kız bir erkek 3 kardeşiz. 9-10 yaşlarındayım o zamanlar. abime ait olan bir bisiklet var evde, zaten pek sıra gelmiyor ,keşke hiç gelmeseydi birgün bisiklete biniyorum, bisiklet deli gibi hızlanıyor, duramıyorum. karşıma beton bir direk çıkıyor, o sayede durabiliyorum. yerde buluyorum kendimi. o anki yaşadığım acıyı geçirdiğim ameliyatlarda bile yaşamamışımdır.
yerde bi müddet yatıyorum. olacak ya kimse geçmiyor ordan. toparlanıp kalkıyorum. o günün hayatımı değiştirecek gün olduğu aklıma gelmezdi. bende farkedilen birşey yok ama bende bitmek tükenmek bilmeyen bir ağrı başlıyor. herkes büyüme ağrısı olduğuna kanaat getiriyor... ve 17 yaşındayım, okulumu bitirdim, artık bir hemşireyim. yaşım tutmuyor maaş almaya kazai rüşt yaptırıyorum mahkeme kararıyla. hastane lojmanında kalmaya başlıyorum.
Yere oturduk birgün arkadaşlarla, bağdaş kuramadığımı farkediyorum. bu normal değil diyor arkadaşlar ve o güne kadar bunun normal bişey olmayacağı aklıma dahi gelmiyor. ortopedi uzmanının yolunu tutuyorum ertesi gün. yapılan tetkiklerin sayısını bilmiyorum ama dr um aynı zamanda iş arkadaşım, bişeyler saklıyor, kıvranıyor, söyleyemiyor. akşamüstü muayenehanemde görüşelim özlem diyor. çaresiz akşamüstü gidiyorum ve bana kızım bu ağrıyla nasıl yaşadın. kalçanın 2 yıllık ömrü kalmış diyor. ağrı eşiğimin yüksek olduğunu o gün öğrendim
Bir dr adı veriyor onun dışında kimseye ameliyat olduğunu duymayacağım diyor. Ne olduysa ondan sonra oluyor, ameliyatlar başladıktan sonra koşabilen yürüyebilen ben artık yürüyemez hale geliyorum. 4.ameliyatımdam çıktığımda sol bacağımı hissetmediğimi farkediyorum. yıkıyorum ortalığı sol ayağıma naptınız? ama bütün dr larım acilen izne çıkıyor. durumu anlatacak bi muhatap bulamıyorum. sonra öğreniyorum ki siyatik sinirimin perional dalı op sırasında sizlere ömür artık ayağım bir ayakkabıyı dahi taşıyamıyor. üzerinden 8 yıl geçti şu an daha iyi o günlere nazaran..
2 hafta önce adını duyduğum çok ünlü bir profun yolunu tutuyorum. kızım diyor sana yapılabilcek ne kadar yanlış operasyon varsa yapılmış, elimden geleni yapıcam ama başarı şansı %50 diyor.başarırsak çok rahat edeceksin. yine de çok ümitlenmiştim o masaya yatarken. geçen hafta ameliyat oldum ve başarısız geçti. ailem ameliyattan çıktığım ani gözyaşlarıyla anlatıyorlar, hatırlamıyorum çünkü. sonuç ne, biri bana açıklama yapsın... herkes susuyor, anlıyorum ki yine olmadı. kimseyle konuşmuyorum, gelen tlf lara bakmıyorum. dr um geçirdiğim ameliyatlardan dolayı oranın çok işlemden geçtiğini bu şekilde idare etmem gerektiğini söyledi. idare edebilsem zaten edicektim ziyaretime gelenler bu bir sınav diyorlar, diyorum ki içimden bir, iki, üç, dört, beş.. neden sınavlarım bitmiyor, neden hepsinden kalıyorum, neden her narkozdan ağlayarak uyanıyorum
şu an raporluyum, toparlanınca işe dönecem. gurur yapıyorum vergi indiriminden faydalanmak istemiyorum, erken emeklilik asla düşünmüyorum. her işimi kendim halledebiliyorum, zor da olsa üstesinden geliyorum. kendimi ne engelli diye adlandırabiliyorum ne de engelsiz. iki sınır ülkenin dikenli telleriyim ben..
yerde bi müddet yatıyorum. olacak ya kimse geçmiyor ordan. toparlanıp kalkıyorum. o günün hayatımı değiştirecek gün olduğu aklıma gelmezdi. bende farkedilen birşey yok ama bende bitmek tükenmek bilmeyen bir ağrı başlıyor. herkes büyüme ağrısı olduğuna kanaat getiriyor... ve 17 yaşındayım, okulumu bitirdim, artık bir hemşireyim. yaşım tutmuyor maaş almaya kazai rüşt yaptırıyorum mahkeme kararıyla. hastane lojmanında kalmaya başlıyorum.
Yere oturduk birgün arkadaşlarla, bağdaş kuramadığımı farkediyorum. bu normal değil diyor arkadaşlar ve o güne kadar bunun normal bişey olmayacağı aklıma dahi gelmiyor. ortopedi uzmanının yolunu tutuyorum ertesi gün. yapılan tetkiklerin sayısını bilmiyorum ama dr um aynı zamanda iş arkadaşım, bişeyler saklıyor, kıvranıyor, söyleyemiyor. akşamüstü muayenehanemde görüşelim özlem diyor. çaresiz akşamüstü gidiyorum ve bana kızım bu ağrıyla nasıl yaşadın. kalçanın 2 yıllık ömrü kalmış diyor. ağrı eşiğimin yüksek olduğunu o gün öğrendim
Bir dr adı veriyor onun dışında kimseye ameliyat olduğunu duymayacağım diyor. Ne olduysa ondan sonra oluyor, ameliyatlar başladıktan sonra koşabilen yürüyebilen ben artık yürüyemez hale geliyorum. 4.ameliyatımdam çıktığımda sol bacağımı hissetmediğimi farkediyorum. yıkıyorum ortalığı sol ayağıma naptınız? ama bütün dr larım acilen izne çıkıyor. durumu anlatacak bi muhatap bulamıyorum. sonra öğreniyorum ki siyatik sinirimin perional dalı op sırasında sizlere ömür artık ayağım bir ayakkabıyı dahi taşıyamıyor. üzerinden 8 yıl geçti şu an daha iyi o günlere nazaran..
2 hafta önce adını duyduğum çok ünlü bir profun yolunu tutuyorum. kızım diyor sana yapılabilcek ne kadar yanlış operasyon varsa yapılmış, elimden geleni yapıcam ama başarı şansı %50 diyor.başarırsak çok rahat edeceksin. yine de çok ümitlenmiştim o masaya yatarken. geçen hafta ameliyat oldum ve başarısız geçti. ailem ameliyattan çıktığım ani gözyaşlarıyla anlatıyorlar, hatırlamıyorum çünkü. sonuç ne, biri bana açıklama yapsın... herkes susuyor, anlıyorum ki yine olmadı. kimseyle konuşmuyorum, gelen tlf lara bakmıyorum. dr um geçirdiğim ameliyatlardan dolayı oranın çok işlemden geçtiğini bu şekilde idare etmem gerektiğini söyledi. idare edebilsem zaten edicektim ziyaretime gelenler bu bir sınav diyorlar, diyorum ki içimden bir, iki, üç, dört, beş.. neden sınavlarım bitmiyor, neden hepsinden kalıyorum, neden her narkozdan ağlayarak uyanıyorum
şu an raporluyum, toparlanınca işe dönecem. gurur yapıyorum vergi indiriminden faydalanmak istemiyorum, erken emeklilik asla düşünmüyorum. her işimi kendim halledebiliyorum, zor da olsa üstesinden geliyorum. kendimi ne engelli diye adlandırabiliyorum ne de engelsiz. iki sınır ülkenin dikenli telleriyim ben..