Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İlkokul veya lisede öğretmenleiniz engelli olduğunuz için hiç torpil yaptı mı?

ferdi57

Yeni Üye
Üyelik
5 Nis 2014
Konular
5
Mesajlar
32
Reaksiyonlar
0
İlkokul veya lisede öğretmenleriniz sınavlarda sözlülerde size engelli olduğunuz için torpil geçtimi?
Veya size daha hoşgörülü ilgili davrandımı?
Dürüst olalım lütfen 🙂
 
Stelph engelin nedir öğrenebilirmiyim
 
Ben engelli değilim ilkokulda sınıfımda bir arkadaşım hem duyamıyor hem konuşamıyordu . Sınıftaki herkes vuruyordu oda bağıramayıp ses çıkartamayınca daha da alay ediyolardı . Ben hep uzulurdum ama ne kiii sınıftakiler iğrençti. benimde kulaklarıma buyuk deyip alay ederlerdi oysaki hiç buyuk değildi onlar yüzünden hiç saçımı uzatamadm ilkokulda, zorla bağlattıkları için hep kısa kestirirdim liseye kadar , herneyse o arkadasın birkez ağlarken yanına gittim bana vurdu heralde benide alay edecek sandı , bayag artık kimseyle konuşmuyodu kendi içine çekilmişti Sınıf oğretmenimizın ona ayırım da yapmak değil az bir desteği bile olsa iyiydi fakat varsa yoksa çok zengin ailelerin çocukları orta zengin değil memur çocuğu değil bayag bayag varlıklılarn çocuklarına yapışırdı . Bu sitede duyma engeli olan arkadasların yazdıklarını okudukca hep aklıma geliyor . Aslında ailesi başka sınıfa yazdırsaydı keşke yada başka özel bi okula dersleride hiç anlamıyordu ama aileside ilgisizdi . Kısacası bu başlığı görünce dedim ki ne ayırımı bildiğin ilgisizlik vardı benim sınıfımda
 
ilkokulda ogretmenlerim duymadigim,boyumda kucuk oldugu icin en on sirada oturturlardi:eek:buda benim torpilim galiba.
origamiyi bilmeyen sinif arkadaslarimda heves eder her teneffus ellerinde kagit. bildiklerimden yaptirirlardi. matematiktende kuvvetli olunca hep kopya verirdim . burdanda arkadaslar arasinda torpilli olurdum genelde:)
 
Kaderortakları; anlattığın olay çok üzücü 😔

Shukufe; keşke sınıf arkadaşı olaydık senle ya 😀 matematik den hiç bi şey anlamam 🙂
 
8.sınıfta dershanede sınıfım en üst kattaydı, en alttaki sınıfla yerlerini değiştirmişlerdi. (Lisede de en üst kattaydım ama değişen bişey olmadı).

Bunun dışında bir ayrıcalık görmedim. Ayrıcalık deyince de kayırılmak istemezdim tabiki, adil davranılmasını isterdim. Ama benim yaşamımı kolaylaştıracak bir ayrıcalık söz konusu olmadı.
 
bir defa torpil olmuştu ama engelle alakası yoktu .tarih hocamız yapmıştı:) ben çok severdim tarihi yazılılarım 60-80 sözlüm 60 falan dı sadece o yıl.ilk yazılı notu ile sözlü notunu başka bir hocadan almıştım sonra başka hoca gelmişti ondan 80 almıştım. çok deli dolu bir adamdı 60 ı veren hoca. 90 dan aşağı inmeyen tarihten ilk defa onda 60 almıştım.ikinci gelen hoca melek gibi bir bayandı. benim delice gayretimden ve çok sevmem den dolayı 60 sözlüsünü kaldırmış çift 100 vermiş 85 ten 5 gelmişti tarih :)benim tarihim hep 90-95 arasıydı.yazılılarım o yıl dışında.ama gene de tarihe olan müthiş ilgim ve sevgimden dolayı hoca kıyak çekmişti. ama bunun engelle alakası yoktu. bir gönül mevzusundan dolayı yazılılarım ilk kez o kadar düşüktü :) kafa başka yerdeydi :) ona rağmen o ilk gelen kıl hocadan 60 alan 2-3 kişiden biriydim. ezberim müthiş kuvvetliydi hala öyledir çok şükür :) tarihide müthiş severdim. derste arkadaşlara ilgili dersi deftere yazdırırken ben duymuyorum diye benim defterime kendisi yazardı. bu iyiliğini hiç unutamam. çok iyi bir hocaydı.Tarih,Edebiyat ve imam hatip olduğumuz için ezbere dayalı dini dersler harikaydı. sözel de harika çocuk derlerdi okulda. tarih sınavından çıkar çıkmaz diğer sınıflar hemen koşarlardı sorular ney diye :) ama sayısal zayıftı ondan arkadaşlarla grup kurmuştuk. kim hangi derste uzmansa diğerlerine kopya verirdi :) öylece geçip giderdik sınıfları :)
 
zekamda bir engel olmadığı için diğer arkadaşlarımdan hiç farkım yoktu :)
 
Liseyi öğretmen lisesinde okudum, malum yatılı okullarda öğretmenler her öğrencinin herşeyini bilir ve derle ilgili olsun olmasın her şeyiyle ilgilenirler, anne baba gibidirler.
Orta son, lise başlarında işitme kaybım başladı. Hocalarım yazılılarda soruları yazdırırken normalde yasak olan sıra arkadaşıma bakarak yazmama izin verirler, bazıları da sınıfa soru yazdırırken soruların yazılı olduğu kağıdı benim önüme koyar kendileri oradan okurdu.
Üniversitede çok aradım bu ayrıcalığı...
İstanbul Üniversitesi'nde Türkoloji okuyordum.
Bir gün yaşadığım ve beni çok derinden etkileyen o talihsiz olay sonrası okulu terkettim ve eğitim hayatıma noktayı koydum :(
Bir profesör vardı, ağzından her çıkanın yazılacağını belşrtir yoksa disipline vermekle tehdit ederdi.
Ben ise işitme sorunumdan dolayı sessizce oturur hatta çekindiğimden bazen yazar gibi yapar, gün sonu arkadaşlardan fotokopi çektirirdim.
Bir gün yazmadığımı fark etti ve bana sertçe çıkıştı.
Hocam dedim... sorunum var dedim, mazaretim var dedim, sonra yazıyorum ben dedim...
O kadar insanın içinde ben engelliyim diyemedim, gençlik işte...
Bir yakın arkadaşım kalktı ve kimsenin çıt çıkaramadığı hocaya çıkıştı durumu anlattı.
İnsan bir tatlı söz, özür olmasa bile gönül alıcı cinsten bir iki kelam bekler, nerdee...
Ne dedi biliyor musunuz?
- Seninle sınavda görüşürüz dedi.
Ne yapmıştım ki ben?
Ne yapmamıştım ki... Duymuyordum, engelliydim ya daha ne olsun.
Dünyam kararmıştı sanki, oturmuş ve ders sonuna kadar kafamı masaya koyup ağlamıştım.
Karar beynimde çok ani olarak o gün verilmişti, o günden sonra derslere girmedim, ama memlekete de dönmedim.
Sınavda görüşeceğiz demişti... habire bu söz çınlayıp duruyordu beynimde.
Günlerce sadece o sınava hazırlandım, öyle bir gayret ile çalışıyordum ki hırs mı, kin mi, acı mı bilmiyorum.
Son gece yatağa bile girmedim, son yerleri de hafızama kazıdım iyice ve sınav günü geldi çattı.
Bütün soruları cevaplamak çok kolay olmuştu o kadar çalışmaktan sonra. Tabi edebiyat olunca yazı ve imlaya da maksimum dikkat ederek sınavı bitirdim.
Yine dönmedim eve görüşmemiştik, yüzleşmemiştik henüz.
Sınav sonuçlarının okunacağı gün gittim fakülteye ve derse girdim.
Hoca elinde sınav kağıtları, ismini okuduğu öğrenciye kaç beklediğini soruyor, ardından notunu okuyordu.
Ve ismim okundu, ayağa kalkmadan elimi kaldırdım, saygı denen bir şey kalmamıştı ki içimde.
Bozulur gibi oldu ama aldırış etmeden kaç beklediğimi sordu.
- Sizden bir şey beklemiyorum, elinizdeki kağıdı okuyun dedim.
Bir an şaşkına döndü, tanıdı sonra, kızardı, bozardı...
- Yüz dedi.
En ufak şeyden not kırılan, 80 bile almanın mucize göründüğü dersten 100 almıştım.
Ayağa kalktım ve kapıya yöneldim, göz yaşlarım beynimi dinlemiyor, kontrolsüzce akıyordu artık.
Şaşırdı hoca, ne yapacağını bilemedi önce, sonra dersinin terkedilmesini yediremedi kendine ve önümü kesti.
- Otur yerine dedi.
Aldırış etmedim, kapıya ilerlerken,
- Görüştük hocam, ve bitti dedim.
Çıktım...
Bir anda arkadaşların bir çoğu terketti sınıfı ve peşimden koştular, vaz geçirmeye, sınıfa döndürmeye çalıştılarsa da kararım kesindi.
Profesör olmuş ama insanlıktan nasipsiz kalmış insancıklar bana edebi öğretemezlerdi, onlarda bana verecek bir şey yoktu.
Ve öğrenim hayatım bu şekilde sona erdi.
Bu vesileyle tüm lise öğretmenlerimi minnetle anıyorum...
 
Ufukalp :( abicim çok yazık olmuş bana da lisede yukarıda yazdığım gibi çok torpil oldu. o yönden üniversiteyi ise açıköğretim okuduğum için bir sıkıntı olmadı. hala o tarih öğretmenimi sevgiyle hatırlarım bende.
 
Üst Alt