İŞİTME KAYBIMIZI NEDEN KAYBEDERİZ?
Yaşa bağlı işitme kaybı (Presbiakuzi) yaşımız ilerledikçe ortaya çıkabilen işitme kaybıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde 65 ila 74 yaşları arasındaki bireylerin yaklaşık dörtte birinde işitme kaybı olduğu ve 75 yaşından büyük olanların yaklaşık üçte birininde de kelimeleri zorlukla işitebildiği ifade edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 Sağlık Araştırması'na göre, Türkiye'de işitme cihazı kullanarak yaşamlarını sürdüren insanların oranı, toplam nüfusun %3,7'sini oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde ise işitme cihazı kullanım oranı %10 düzeyinde bulunmaktadır.
İşitme zorluğu, çevrenizdekilerin konuşmalarını anlamakta zorluk çekmek, televizyonun sesini olması gerekenden daha fazla açmak, kapı ve telefon gibi sesleri duymakta zorlanmak v.b örneklerle ifade edilmektedir. Bu tür işitme kaybı genellikle her iki kulakta da eşit şekilde ortaya çıkmaktadır. İşitme kaybı yavaş yavaş meydana geldiği için, duyma yeteneğinizin bir kısmını kaybettiğinizi kolayca fark edemeyebilirsiniz.
Yaşa bağlı işitme kaybı neden meydana gelmektedir?
Bu durum çoğunlukla iç kulaktaki değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Sesler dış kulak kanalımızdan girerek kulak zarını titreştirir bu titreşim kemikçikleri hareket ettirir. Orta kulaktaki bu kemikçikler sesleri yükselterek iç kulağa aktarmaktadır. İç kulakta salyangoz şekline benzeyen koklea dediğimiz bölgede içi sıvı dolu bir yapı bulunmaktadır. İç kulağa aktarılan ses sinyalleri burada ki sıvıyı hareket ettirir. Bu titreşimler, tüye benzeyen (sillia) hücreleri hareket ettirerek, kimyasal bir reaksiyon meydana getirmekte ve böylece ses sinyalleri elektirik sinyallerine çevrilmektedir. Bu sinyaller de işitme siniri vasıtasıyla beyne iletilmekte ve algılama meydana gelmektedir. Zamanla iç kulaktaki özellikle yüksek frekansları ileten hücreler zarar görmekte ve işlevini yeteri kadar yerine getirememektedir. Örneğin yüksek frekansda yer alan s,f,t,h gibi fonemler yüksek frekans bölgesinde işlemlenirken d,b,m,n,e,u gibi fonemler alçak frekansları işlemleyen tüy hücreleri tarafından aktarılmaktadır. Bu durum da yüksek frekansları işlemleyen hücrelerin zarar görmesi cümle içerisinde (s,t,f,) gibi fonemlerin anlaşılmasını engeleyecektir. Bu durum sesleri duymamıza rağmen özellikle kelimeleri anlamakta zorluğu meydana getirmektedir.
Yaşlandıkça işitme kaybını meydana getiren faktörler nelerdir?
Yaşlandıkça birçok faktör işitme kaybına katkıda bulunmaktadır. Özellikle meslek hayatı boyunca veya sosyal yaşamında sürekli yüksek sese maruz kalmak, iç kulaktaki özellikle yüksek frekanslı tüy hücrelerine zarar vermekte bu durumda sesleri algılamanızı engellemektedir. Bir diğer önemli durumda genetik mirastır. Aile kökenimizde işitme kaybı olan bireylerden de bize DNA ile aktarılan bu durum bir işitme kaybına sebebiyet verebilmektedir. Bir diğer durumda duyu hücrelerimizi etkileyen ototoksik etkiye sahip ilaç (örneğin bazı kemoterapi ilaçları) gruplarıdır. Aynı zamanda yüksek tansiyon veya şeker hastalığı gibi durumlarda işitme kaybına katkıda bulunabilir.
Yaşa bağlı işitme kaybını önleyebilir miyim?
Şu anda, bilim insanları bu tür işitme kaybını direkt olarak önleye bilecek bir ilaç veya cerrahi bir yöntem bilememektedirler. İşitme sağlığının daha iyi hale getirilmesi için uğraşan The National Institute on Deafness and Other Communication Disorders (NIDCD) ve benzeri kuruluşlar işitme kaybının nedenlere ilişkin araştırmaları desteklemektedirler.
Özellikle ilaç ve çeşitli gen terapileri kullanarak iç kulaktaki saç hücrelerini yeniden canlandırma potansiyelleri bilim insanları tarafından araştırılmaktadır. Bunun yanı sıra bizim alacağımız bir takım önlemlerde bulunmaktadır. Kulaklarımızı etkileyecek yüksek sesli veya uzun süreli gürültü oluşturan ortamlardan uzak durmak en önemli adımlardan biridir. Örneğin çim biçme makinası kullanmak zorunda isek her iki kulağımıza bir kulak tıkacı kullanmak işitme duyunuzu korumak için uygulanabilecek kolay bir yöntemdir.
İşitme güçlüğüm varsa, ne yapmam gerekir?
İşitme probleminiz olduğunu düşünüyorsanız yapabileceğiniz en önemli şey, bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı veya bir Uzman Odyolog ile görüşme yapmanızdır. Yapılacak bir kulak muayenesi ve işitme testi sonrasında işitme güçlüğünüzün nedenini araştırılarak size uygun tedavi seçenekleri kolayca önerebilecektir. İşitme kaybınız dış kulak ve orta kulaktan kaynaklanıyorsa genellikle medikal veya cerrahi bir tedavi önerilmektedir. Eğer ki işitme kaybınız iç kulaktan kaynaklanıyorsa o zaman bir işitme cihazı veya koklear imlant önerilmektedir. Bu durumda işitme kaybınıza uygun işitme cihazı seçimine başlayabilirsiniz.
İşitme cihazı seçerken nelere dikkat etmeliyim?
İşitme cihazları Kulak arkası (BTE, RITE), Kanal içi (ITC,CIC, IIC) ve Gözlük Tipi (Kemik Yolu) olmak üzere 3 tipe ayrılırlar. Bu üç tipin hangisinin size uygun olduğunuza tek başınıza karar vermeniz doğru bir yaklaşım değildir. İşitme kaybınızın tipi, derecesi, kulak kanalınızın yapısı işitme cihazı performansını belirleyecek önemli bir kriterdir. Örneğin kulak kanalınızda çok fazla serümen dediğimiz akıntı oluyorsa kulak içi bir işitme cihazı kullanmanız halinde cihazınızın filtresi sürekli tıkanacak veya sıklıkla arıza vermeye başlayacaktır. Bir diğer nokta da işitme cihazında sesi iletmek için kulak kanalına yerleştirilen kulak kalıbının tipi boyu, ve havalandırma deliğinin genişliğidir. Burada yapılan tercihler işitme cihazının verimini çok net şekilde etkilemektedir. Bu yüzden işitme cihazı alırken işitme cihazı merkezdeki işitme cihazı uzmanınızın bilgi birikimi ve eğitim derecesine dikkat edilmesi önemlidir. İşitme cihazı satış merkezlerinde üniversitelerin Odyoloji bölümünden Uzm.odyolog (Master derecesi), Odyolog (Lisans derecesi) veya Odyometrist (Önlisans) olarak mezun olmuş eğitimli kişiler size işitme cihazı uygulaması yapmalıdır. Unutmayın ki işitme cihazı duyu sisteminize rehabilite edilmesi gereken bir uygulamalıdır. Bu yüzden işitme cihazı markasından daha çok önemli olan, işitme cihazının sizin işitme kaybınıza ve kulak yapınıza göre doğru biçimde programlanmasıdır.
İşitme cihazı kullanmak işitme kaybımı artırır mı?
Bu yanlış bir algıdır. İşitme cihazı işitme kaybına uygun ayarlandığı takdirde işitme kaybını asla artırmayacak bir biçimde tasarlanmıştır. Lakin bir çok kişi işitme cihazı kullandıktan sonra işitme cihazı kullanmadan önce duyduğu sesleri kulağında işitme cihazı olmadığı zaman duyamadığını belirtmektedir. Bunun nedeni beynin işitme algısını yukarı çekmesindendir. İşitme kaybı olanlar sesleri daha az algılamaya beyinleri alışmaktadır. (Bu karanlık bir ortama gözlerin alışması gibi yorumlanabilir.) İşitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra beyin algısı normal düzeye çekilmektedir. Kullanıcı işitme cihazını çıkardıktan sonra beyin algısı o seslere hemen adapte olamamaktadır. Kişi işitme cihazın bir hafta kullanamasın hemen herşey tersine dönmektedir.
İşitme Cihazı Kullanırken daha iyi nasıl anlayabilirim?
İşitme cihazından maksimimum fayda görmek için gelen sesleri elektirik sinyaline çevirecek iç kulak merkezinin (koklea) sağlıklı olması önemlidir. Burada ki sesleri çeviren tüy hücrelerin ölümü ne kadar fazla ise kişi işitme cihazından o kadar az fayda görmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki işitme cihazı kullanmak buradaki tüy hücrelerinin ve işitme sinirlerinin aktivitesini koruyarak, işitme algınızın maksimum düzeyde kalmasını sağlamaktadır. Bu yüzden işitme kaybınız var ise erken dönemde işitme cihazına başlamak işitme cihazından daha fazla fayda görmenizi sağlayacaktır.
Bir diğer hususta algılamanız çok zayıf ise, kiminle konuşuyorsanız yüzünüzün ona dönerek dudak hareketleri ile gelen sesi birleştirmeye çabalamanızdır. Bu yaklaşım kesinlikle algılamanızı artırmaktadır. Unutulmamalıdır ki işitme cihazı bir ses yükselteçdir. Çevredeki seslerin hepsini belli bir derecede yükseltmektedir. Eğer kalabalık veya gürültülü bir ortamda bulunuyorsanız yüzünüz konuşmacıya dönerek dikkatinizi o kişiye vermeniz anlamanızı kolaylaştıracaktır.
Anlamanızı kolaylaştıracak tavsiyeler
· Dudak okuma, işitme engelli kişilerin konuşmaları izlemelerine yardımcı olan bir seçenektir. Bu yöntemi kullanan insanlar konuşanın ağzını ve vücut hareketlerini izleyerek konuşmaları daha kolay algılayabilmektedir. (Özel eğitmenler dudak okumayı veya konuşmayı okumayı öğrenmenize yardımcı olabilirler.)
· Arkadaşlarınıza ve ailenize işitme kaybınızdan bahsedin. Ne kadar çok arkadaşınız ve aile bireyiniz işitme kaybınızdan haberdar olursa, sizinle ona göre iletişime geçecek işitme kaybınızla baş etmenize o kadar çok kişi yardımcı olacaktır.
· Arkadaşlarınızı ve ailenizi, konuştuklarında yüzlerini görebilmelerini isteyin. Yüzlerini hareket ettirdiklerini ve onların ifadelerini görürseniz, bu durum onları daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
· İnsanlardan daha yavaş ve tane tane konuşmalarını isteyin.
· Bulunduğunuz ortamda aktif olarak dinlemiyorsanız TV'yi veya radyonuzu kapatın.
· Çevrenizde gürültü olmamasına dikkat edin gürültülere yakın olmak algılamanızı daha da zorlaştırabilir. Örneğin bir restorana giderken, mutfağın yanında ya da müzik çalan bir grubun yanına oturmayın. Arka plan gürültüsü, insanların konuştuklarını anlamanızı zorlaştırır.
· Daha iyi duymak bir süre herkes için zor olabilir. İnsanları konuşurken izlemeye alışmak ve insanların daha gür ve daha belirgin konuşmaya davet etmeye alışmak zaman alacaktır. Sabırlı olun ve işitme uzmanınızdan danışmanlık almaya devam edin. Daha iyi işitmek bu çabaya değer.
Uzm.Odyolog Murat Çeber
Yaşa bağlı işitme kaybı (Presbiakuzi) yaşımız ilerledikçe ortaya çıkabilen işitme kaybıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde 65 ila 74 yaşları arasındaki bireylerin yaklaşık dörtte birinde işitme kaybı olduğu ve 75 yaşından büyük olanların yaklaşık üçte birininde de kelimeleri zorlukla işitebildiği ifade edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 Sağlık Araştırması'na göre, Türkiye'de işitme cihazı kullanarak yaşamlarını sürdüren insanların oranı, toplam nüfusun %3,7'sini oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde ise işitme cihazı kullanım oranı %10 düzeyinde bulunmaktadır.
İşitme zorluğu, çevrenizdekilerin konuşmalarını anlamakta zorluk çekmek, televizyonun sesini olması gerekenden daha fazla açmak, kapı ve telefon gibi sesleri duymakta zorlanmak v.b örneklerle ifade edilmektedir. Bu tür işitme kaybı genellikle her iki kulakta da eşit şekilde ortaya çıkmaktadır. İşitme kaybı yavaş yavaş meydana geldiği için, duyma yeteneğinizin bir kısmını kaybettiğinizi kolayca fark edemeyebilirsiniz.
Yaşa bağlı işitme kaybı neden meydana gelmektedir?
Bu durum çoğunlukla iç kulaktaki değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Sesler dış kulak kanalımızdan girerek kulak zarını titreştirir bu titreşim kemikçikleri hareket ettirir. Orta kulaktaki bu kemikçikler sesleri yükselterek iç kulağa aktarmaktadır. İç kulakta salyangoz şekline benzeyen koklea dediğimiz bölgede içi sıvı dolu bir yapı bulunmaktadır. İç kulağa aktarılan ses sinyalleri burada ki sıvıyı hareket ettirir. Bu titreşimler, tüye benzeyen (sillia) hücreleri hareket ettirerek, kimyasal bir reaksiyon meydana getirmekte ve böylece ses sinyalleri elektirik sinyallerine çevrilmektedir. Bu sinyaller de işitme siniri vasıtasıyla beyne iletilmekte ve algılama meydana gelmektedir. Zamanla iç kulaktaki özellikle yüksek frekansları ileten hücreler zarar görmekte ve işlevini yeteri kadar yerine getirememektedir. Örneğin yüksek frekansda yer alan s,f,t,h gibi fonemler yüksek frekans bölgesinde işlemlenirken d,b,m,n,e,u gibi fonemler alçak frekansları işlemleyen tüy hücreleri tarafından aktarılmaktadır. Bu durum da yüksek frekansları işlemleyen hücrelerin zarar görmesi cümle içerisinde (s,t,f,) gibi fonemlerin anlaşılmasını engeleyecektir. Bu durum sesleri duymamıza rağmen özellikle kelimeleri anlamakta zorluğu meydana getirmektedir.
Yaşlandıkça işitme kaybını meydana getiren faktörler nelerdir?
Yaşlandıkça birçok faktör işitme kaybına katkıda bulunmaktadır. Özellikle meslek hayatı boyunca veya sosyal yaşamında sürekli yüksek sese maruz kalmak, iç kulaktaki özellikle yüksek frekanslı tüy hücrelerine zarar vermekte bu durumda sesleri algılamanızı engellemektedir. Bir diğer önemli durumda genetik mirastır. Aile kökenimizde işitme kaybı olan bireylerden de bize DNA ile aktarılan bu durum bir işitme kaybına sebebiyet verebilmektedir. Bir diğer durumda duyu hücrelerimizi etkileyen ototoksik etkiye sahip ilaç (örneğin bazı kemoterapi ilaçları) gruplarıdır. Aynı zamanda yüksek tansiyon veya şeker hastalığı gibi durumlarda işitme kaybına katkıda bulunabilir.
Yaşa bağlı işitme kaybını önleyebilir miyim?
Şu anda, bilim insanları bu tür işitme kaybını direkt olarak önleye bilecek bir ilaç veya cerrahi bir yöntem bilememektedirler. İşitme sağlığının daha iyi hale getirilmesi için uğraşan The National Institute on Deafness and Other Communication Disorders (NIDCD) ve benzeri kuruluşlar işitme kaybının nedenlere ilişkin araştırmaları desteklemektedirler.
Özellikle ilaç ve çeşitli gen terapileri kullanarak iç kulaktaki saç hücrelerini yeniden canlandırma potansiyelleri bilim insanları tarafından araştırılmaktadır. Bunun yanı sıra bizim alacağımız bir takım önlemlerde bulunmaktadır. Kulaklarımızı etkileyecek yüksek sesli veya uzun süreli gürültü oluşturan ortamlardan uzak durmak en önemli adımlardan biridir. Örneğin çim biçme makinası kullanmak zorunda isek her iki kulağımıza bir kulak tıkacı kullanmak işitme duyunuzu korumak için uygulanabilecek kolay bir yöntemdir.
İşitme güçlüğüm varsa, ne yapmam gerekir?
İşitme probleminiz olduğunu düşünüyorsanız yapabileceğiniz en önemli şey, bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı veya bir Uzman Odyolog ile görüşme yapmanızdır. Yapılacak bir kulak muayenesi ve işitme testi sonrasında işitme güçlüğünüzün nedenini araştırılarak size uygun tedavi seçenekleri kolayca önerebilecektir. İşitme kaybınız dış kulak ve orta kulaktan kaynaklanıyorsa genellikle medikal veya cerrahi bir tedavi önerilmektedir. Eğer ki işitme kaybınız iç kulaktan kaynaklanıyorsa o zaman bir işitme cihazı veya koklear imlant önerilmektedir. Bu durumda işitme kaybınıza uygun işitme cihazı seçimine başlayabilirsiniz.
İşitme cihazı seçerken nelere dikkat etmeliyim?
İşitme cihazları Kulak arkası (BTE, RITE), Kanal içi (ITC,CIC, IIC) ve Gözlük Tipi (Kemik Yolu) olmak üzere 3 tipe ayrılırlar. Bu üç tipin hangisinin size uygun olduğunuza tek başınıza karar vermeniz doğru bir yaklaşım değildir. İşitme kaybınızın tipi, derecesi, kulak kanalınızın yapısı işitme cihazı performansını belirleyecek önemli bir kriterdir. Örneğin kulak kanalınızda çok fazla serümen dediğimiz akıntı oluyorsa kulak içi bir işitme cihazı kullanmanız halinde cihazınızın filtresi sürekli tıkanacak veya sıklıkla arıza vermeye başlayacaktır. Bir diğer nokta da işitme cihazında sesi iletmek için kulak kanalına yerleştirilen kulak kalıbının tipi boyu, ve havalandırma deliğinin genişliğidir. Burada yapılan tercihler işitme cihazının verimini çok net şekilde etkilemektedir. Bu yüzden işitme cihazı alırken işitme cihazı merkezdeki işitme cihazı uzmanınızın bilgi birikimi ve eğitim derecesine dikkat edilmesi önemlidir. İşitme cihazı satış merkezlerinde üniversitelerin Odyoloji bölümünden Uzm.odyolog (Master derecesi), Odyolog (Lisans derecesi) veya Odyometrist (Önlisans) olarak mezun olmuş eğitimli kişiler size işitme cihazı uygulaması yapmalıdır. Unutmayın ki işitme cihazı duyu sisteminize rehabilite edilmesi gereken bir uygulamalıdır. Bu yüzden işitme cihazı markasından daha çok önemli olan, işitme cihazının sizin işitme kaybınıza ve kulak yapınıza göre doğru biçimde programlanmasıdır.
İşitme cihazı kullanmak işitme kaybımı artırır mı?
Bu yanlış bir algıdır. İşitme cihazı işitme kaybına uygun ayarlandığı takdirde işitme kaybını asla artırmayacak bir biçimde tasarlanmıştır. Lakin bir çok kişi işitme cihazı kullandıktan sonra işitme cihazı kullanmadan önce duyduğu sesleri kulağında işitme cihazı olmadığı zaman duyamadığını belirtmektedir. Bunun nedeni beynin işitme algısını yukarı çekmesindendir. İşitme kaybı olanlar sesleri daha az algılamaya beyinleri alışmaktadır. (Bu karanlık bir ortama gözlerin alışması gibi yorumlanabilir.) İşitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra beyin algısı normal düzeye çekilmektedir. Kullanıcı işitme cihazını çıkardıktan sonra beyin algısı o seslere hemen adapte olamamaktadır. Kişi işitme cihazın bir hafta kullanamasın hemen herşey tersine dönmektedir.
İşitme Cihazı Kullanırken daha iyi nasıl anlayabilirim?
İşitme cihazından maksimimum fayda görmek için gelen sesleri elektirik sinyaline çevirecek iç kulak merkezinin (koklea) sağlıklı olması önemlidir. Burada ki sesleri çeviren tüy hücrelerin ölümü ne kadar fazla ise kişi işitme cihazından o kadar az fayda görmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki işitme cihazı kullanmak buradaki tüy hücrelerinin ve işitme sinirlerinin aktivitesini koruyarak, işitme algınızın maksimum düzeyde kalmasını sağlamaktadır. Bu yüzden işitme kaybınız var ise erken dönemde işitme cihazına başlamak işitme cihazından daha fazla fayda görmenizi sağlayacaktır.
Bir diğer hususta algılamanız çok zayıf ise, kiminle konuşuyorsanız yüzünüzün ona dönerek dudak hareketleri ile gelen sesi birleştirmeye çabalamanızdır. Bu yaklaşım kesinlikle algılamanızı artırmaktadır. Unutulmamalıdır ki işitme cihazı bir ses yükselteçdir. Çevredeki seslerin hepsini belli bir derecede yükseltmektedir. Eğer kalabalık veya gürültülü bir ortamda bulunuyorsanız yüzünüz konuşmacıya dönerek dikkatinizi o kişiye vermeniz anlamanızı kolaylaştıracaktır.
Anlamanızı kolaylaştıracak tavsiyeler
· Dudak okuma, işitme engelli kişilerin konuşmaları izlemelerine yardımcı olan bir seçenektir. Bu yöntemi kullanan insanlar konuşanın ağzını ve vücut hareketlerini izleyerek konuşmaları daha kolay algılayabilmektedir. (Özel eğitmenler dudak okumayı veya konuşmayı okumayı öğrenmenize yardımcı olabilirler.)
· Arkadaşlarınıza ve ailenize işitme kaybınızdan bahsedin. Ne kadar çok arkadaşınız ve aile bireyiniz işitme kaybınızdan haberdar olursa, sizinle ona göre iletişime geçecek işitme kaybınızla baş etmenize o kadar çok kişi yardımcı olacaktır.
· Arkadaşlarınızı ve ailenizi, konuştuklarında yüzlerini görebilmelerini isteyin. Yüzlerini hareket ettirdiklerini ve onların ifadelerini görürseniz, bu durum onları daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
· İnsanlardan daha yavaş ve tane tane konuşmalarını isteyin.
· Bulunduğunuz ortamda aktif olarak dinlemiyorsanız TV'yi veya radyonuzu kapatın.
· Çevrenizde gürültü olmamasına dikkat edin gürültülere yakın olmak algılamanızı daha da zorlaştırabilir. Örneğin bir restorana giderken, mutfağın yanında ya da müzik çalan bir grubun yanına oturmayın. Arka plan gürültüsü, insanların konuştuklarını anlamanızı zorlaştırır.
· Daha iyi duymak bir süre herkes için zor olabilir. İnsanları konuşurken izlemeye alışmak ve insanların daha gür ve daha belirgin konuşmaya davet etmeye alışmak zaman alacaktır. Sabırlı olun ve işitme uzmanınızdan danışmanlık almaya devam edin. Daha iyi işitmek bu çabaya değer.
Uzm.Odyolog Murat Çeber