Eskiden İstanbul cadde ve sokakları değnekçiler tarafından istila edildiğinden park ettiğiniz arabanız için bunlara haraç vermediğiniz takdirde dönüşte arabanızı çizili veya tekerleği delinmiş olarak bulurdunuz. Belediye çok güzel bir karar alarak bu değnekçileri İstanbul sokak ve caddelerinden temizledi. Temizledi ama “gelen gideni aratır” atasözünün doğruluğu burada da ortaya çıktı. Değnekçiler zamanında üç beş dakika park edip gittiğinizde ekseriyetle para vermiyordunuz lakin şimdiki üniformalı eşkiyanın üç beş dakikaya tahammülü olmuyor nedense. Bakın görün ISPARK eşkiyası yakında ölmüş yakınınıza dua etmek için mezarlığa arabanızla gittiğinizde de sizden haraç alacak.
Geçenlerde Sarıyer’de bir işimiz çıkınca Sarıyer’e çevre yolundan değil de sahilden gidelim istedik ve Karaköy’den başlayarak deniz kenarını takip ettik. İstanbul dışından olanlara şöyle bir kısa bilgi vereyim: boğazın Avrupa yakasının bir ucundan diğer ucuna kadar yani boğazın Karadeniz’e çıkışına kadar denize paralel olan sahil yolundan gideceğiz. 20-25 Kmlik güzergah boyunca yolun sağı ve solunda araç park etmeye müsait ne kadar yer var ise, tek bir yer hariç olmak üzere, bir kere hepsinin başına ISPARK’ın üniformalı jandarmaları dikilmiş. Eski ile mukayese ettiğinizde o boğaz güzergahında bu kadar çok değnekçi yok idi yani arabanızı haraç ödemeden park edebileceğiniz yerler var idi. Belki içinizden bazıları “ne güzel eskiden eşkiyaya giden para şimdi belediyenin cebine giriyor, ne güzel” diyebilir. Bu görüşte olanlara saygı duyarım ancak asıl önemli olan kısım şimdi değineceğim husus.
Kireçburnu mevkii vardır, İstanbul’lu olanlar bilirler, meşhur Façyo Balık Lokantasının olduğu mevkidir, Sarıyer’e giderken Büyükdere’nin az öncesidir. Burada beş veya altı tane balık lokantası yan yana sıralanmış durumda. Lokantaların karşı tarafı da deniz ve deniz tarafında da arabaların cadde üzerinde yan yana park etmelerine müsait genişce bir alan var. Karaköy’den oraya gelinceye kadar olan park yerlerinin hepsinde ISPARK’ın bir tabelası var ve kimi yerde bir saat kimi yerde iki saat ücreti şu kadar TL diye yazıyor. Ancak bu balık lokantalarının karşısındaki oldukça geniş park alanındaki ISPARK tabelasında ise park alanında park etmenin ücretsiz olduğu yazıyor.
Allah Allahhhhh park etmek her yerde paralı iken boğazın o kısmındaki park alanında neden ücretsiz acaba?
Babam ve ben o alana araç park etmenin ücretsiz olduğuna dair ISPARK tabelasını görünce ikimiz de aynı yorumu yaptık, anında hem de. Balık lokantaları o alanı lokantalarına gelen müşterilerinin araçlarını park etmek için kullanıyorlar. Dolayısıyla da o alanın ücretli olmasına şiddetle karşı çıkınca ve muhtemeldir ki lokantacılar belediyede bu konuda kendilerine destek çıkanları besleyince, ISPARK o alanı paralı yapamadı. Gezmeye giden bir vatandaş arabasını oraya park etmeye niyetlendiğimde lokanta garson veya komileri geliyor ve bu alanın müşterilerine ait olduğunu söyleyip aracın park etmesine izin vermiyor.
Velhasıl kimin gücü kime yeterse misali ISPARK yine bizlere geçiriyor yağsız kazığı ama boğazda balık yemeye gelip de asgari 250-300 TL hesap ödeyerek masadan kalkanlara yani ensesi kalın olanlara ücretsiz otopark alanı tahsis ediyor.
Tüm park alanlarını haraca bağladığı gibi balık lokantalarının önündeki alan da ücretli olsa ISPARK’ın değnekçilerden beter eşkiyalığını belki sineye çekeceğim ama bizlere geçirip ensesi kalınlara dolaylı olarak ayrı muamele yapınca bu iğrençliğe ve bu iğrençliğe alet olanlara okkalı bir şekilde tükürmek geliyor içimden.
Ben ISPARK’ın haktan adaletten yoksun ahlaksız uygulamasına bir ad bulamadım. Aslında buldum da burada söylemeye dilim varmıyor.Siz ne dersiniz bu işe, daha doğrusu sizler bu uygulamaya ne ad takarsınız?
Geçenlerde Sarıyer’de bir işimiz çıkınca Sarıyer’e çevre yolundan değil de sahilden gidelim istedik ve Karaköy’den başlayarak deniz kenarını takip ettik. İstanbul dışından olanlara şöyle bir kısa bilgi vereyim: boğazın Avrupa yakasının bir ucundan diğer ucuna kadar yani boğazın Karadeniz’e çıkışına kadar denize paralel olan sahil yolundan gideceğiz. 20-25 Kmlik güzergah boyunca yolun sağı ve solunda araç park etmeye müsait ne kadar yer var ise, tek bir yer hariç olmak üzere, bir kere hepsinin başına ISPARK’ın üniformalı jandarmaları dikilmiş. Eski ile mukayese ettiğinizde o boğaz güzergahında bu kadar çok değnekçi yok idi yani arabanızı haraç ödemeden park edebileceğiniz yerler var idi. Belki içinizden bazıları “ne güzel eskiden eşkiyaya giden para şimdi belediyenin cebine giriyor, ne güzel” diyebilir. Bu görüşte olanlara saygı duyarım ancak asıl önemli olan kısım şimdi değineceğim husus.
Kireçburnu mevkii vardır, İstanbul’lu olanlar bilirler, meşhur Façyo Balık Lokantasının olduğu mevkidir, Sarıyer’e giderken Büyükdere’nin az öncesidir. Burada beş veya altı tane balık lokantası yan yana sıralanmış durumda. Lokantaların karşı tarafı da deniz ve deniz tarafında da arabaların cadde üzerinde yan yana park etmelerine müsait genişce bir alan var. Karaköy’den oraya gelinceye kadar olan park yerlerinin hepsinde ISPARK’ın bir tabelası var ve kimi yerde bir saat kimi yerde iki saat ücreti şu kadar TL diye yazıyor. Ancak bu balık lokantalarının karşısındaki oldukça geniş park alanındaki ISPARK tabelasında ise park alanında park etmenin ücretsiz olduğu yazıyor.
Allah Allahhhhh park etmek her yerde paralı iken boğazın o kısmındaki park alanında neden ücretsiz acaba?
Babam ve ben o alana araç park etmenin ücretsiz olduğuna dair ISPARK tabelasını görünce ikimiz de aynı yorumu yaptık, anında hem de. Balık lokantaları o alanı lokantalarına gelen müşterilerinin araçlarını park etmek için kullanıyorlar. Dolayısıyla da o alanın ücretli olmasına şiddetle karşı çıkınca ve muhtemeldir ki lokantacılar belediyede bu konuda kendilerine destek çıkanları besleyince, ISPARK o alanı paralı yapamadı. Gezmeye giden bir vatandaş arabasını oraya park etmeye niyetlendiğimde lokanta garson veya komileri geliyor ve bu alanın müşterilerine ait olduğunu söyleyip aracın park etmesine izin vermiyor.
Velhasıl kimin gücü kime yeterse misali ISPARK yine bizlere geçiriyor yağsız kazığı ama boğazda balık yemeye gelip de asgari 250-300 TL hesap ödeyerek masadan kalkanlara yani ensesi kalın olanlara ücretsiz otopark alanı tahsis ediyor.
Tüm park alanlarını haraca bağladığı gibi balık lokantalarının önündeki alan da ücretli olsa ISPARK’ın değnekçilerden beter eşkiyalığını belki sineye çekeceğim ama bizlere geçirip ensesi kalınlara dolaylı olarak ayrı muamele yapınca bu iğrençliğe ve bu iğrençliğe alet olanlara okkalı bir şekilde tükürmek geliyor içimden.
Ben ISPARK’ın haktan adaletten yoksun ahlaksız uygulamasına bir ad bulamadım. Aslında buldum da burada söylemeye dilim varmıyor.Siz ne dersiniz bu işe, daha doğrusu sizler bu uygulamaya ne ad takarsınız?