Dunya sağlık örgütüne gore; Psikiyatri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları olarak tanımlanan bir tip dalı olarak kabul edilmiştir..Bu bilim dalının tanımı ve işleyişi hakkindaki teknik izahati işin uzmanlarına bırakarak ben özellik bizim toplumumuzda yerleşen çok yanlış bir algı üzerine durmak istiyorum! Neden mi bahsediyorum Tabii ki; Psikolojik hasta=deli. Olarak formüle edilen. Anlayıştan...
Oysa ki; Bilim tarihine baktığımızda, Literatürdeki bütün isimlerin yolu psikiyatri koguslarindan geçmiştir.. Şimdi; Bu ifadeye göre; Pskilanalizin kurucusu Freud a deli, Psikanaliz Kuramına da deli saçması, Albert Einstein a Ha keza şizofreni ve akıl hastası, İzafiyet teorisine de deli saçması, Yaşayan en büyük matematik dehası John Nash e Akıl hastası, Quantum bilgisayarlarınin temeli olan Çok bilinmeyenleri denklemler kurami ",Oyun Teorisi" ne de deli saçması dememiz gerekmez mi? Eğer öyle ise; Bugün sahip olduğumuz bilimsel literatürün tüm.teorisyenlerine sırf yolları psikiyatri koğuşlarindan geçti diye akıl hastasi dememiz gerekmez mi? O zaman da sahip olduğumuz bilimsel literatür deli saçması haline gelmez mi? Oysa ki; Gerçek şudur. İnsan bir makine değildir..onu 1 ve 0 la açıklayamazsiniz..Onun duyguları, Arzulari, Beklentileri, Yaşamsal döngü ye muhatap ilişkiler ağı vardır. Ve bu ağ onun ilişkilerini sekillendiren hayatını dizayn eden duygusal Mekanizma lar ağı ni oluşturur. Sizin delilik ya da akıl hastalığı zannettiginiz şey ise; Aslında bu ilişkiler ağında meydana gelen. Kısa devre arizalaridir. Belki şaşıracaksınız ama bunlarin da pek çoğu çevresel faktörlere bağlıdır, Hic kimse kendi kendine benim " benim canım sıkıldi" gidip bı koşu psikolojik rahatsızlıga yakalanayim demez! Bu onların suçu değildir. Dolayısıyla kanser hastası birine NASIL Kİ YURUYEN BİR TÜMÖR gözüyle bakmiyorsaniz, Psikolojik hastalığa yakalanan bir insana da potansiyel terörist gözüyle bakamazsiniz! Tip bilimi dahi geçmişte bu tip rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan "İNSANLIK DİSİ disiplinleri terk etmişken size ne oluyor ki? Siz kim oluyorsunuz ki insanlar hakkında söz yetki ve karar hakkı kullanıyorsunuz bu onlarin iradesi onların hayatı! Bir iyilik yapacaksanız önce o kafanızdaki anlamsız duvarları kalıpları yikin; Ve İnsan a insan olduğu için değer veren bir anlayışı benimsemeye çalışın! Unutmayın ki; Onları o hale getiren irade size daha beterini yapma ve yaşatma kudretine sahiptir. Siz hiç kimsenin rızkını vermiyor yaşamasını temin etmiyorsunuz.Yaratilmis olmak cihetiyle sizin ne kadar yaşama hakkınız var ise onların da o kadar hakkı var; Unutmayın ki; Sahip olduğunuz her şey de o aşağıladiginiz hor gördüğünüz insanların hakkı vardir. Ve siz o insanlara nefsinizin asla kabul etmeyeceği şeyleri reva gördüğünüz sürece iflah olmayacaksınız... Unutmayin ki; Kınadığınizi yaşamadan ölmeyeceksiniz. Tarih buna şahittir...
Oysa ki; Bilim tarihine baktığımızda, Literatürdeki bütün isimlerin yolu psikiyatri koguslarindan geçmiştir.. Şimdi; Bu ifadeye göre; Pskilanalizin kurucusu Freud a deli, Psikanaliz Kuramına da deli saçması, Albert Einstein a Ha keza şizofreni ve akıl hastası, İzafiyet teorisine de deli saçması, Yaşayan en büyük matematik dehası John Nash e Akıl hastası, Quantum bilgisayarlarınin temeli olan Çok bilinmeyenleri denklemler kurami ",Oyun Teorisi" ne de deli saçması dememiz gerekmez mi? Eğer öyle ise; Bugün sahip olduğumuz bilimsel literatürün tüm.teorisyenlerine sırf yolları psikiyatri koğuşlarindan geçti diye akıl hastasi dememiz gerekmez mi? O zaman da sahip olduğumuz bilimsel literatür deli saçması haline gelmez mi? Oysa ki; Gerçek şudur. İnsan bir makine değildir..onu 1 ve 0 la açıklayamazsiniz..Onun duyguları, Arzulari, Beklentileri, Yaşamsal döngü ye muhatap ilişkiler ağı vardır. Ve bu ağ onun ilişkilerini sekillendiren hayatını dizayn eden duygusal Mekanizma lar ağı ni oluşturur. Sizin delilik ya da akıl hastalığı zannettiginiz şey ise; Aslında bu ilişkiler ağında meydana gelen. Kısa devre arizalaridir. Belki şaşıracaksınız ama bunlarin da pek çoğu çevresel faktörlere bağlıdır, Hic kimse kendi kendine benim " benim canım sıkıldi" gidip bı koşu psikolojik rahatsızlıga yakalanayim demez! Bu onların suçu değildir. Dolayısıyla kanser hastası birine NASIL Kİ YURUYEN BİR TÜMÖR gözüyle bakmiyorsaniz, Psikolojik hastalığa yakalanan bir insana da potansiyel terörist gözüyle bakamazsiniz! Tip bilimi dahi geçmişte bu tip rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan "İNSANLIK DİSİ disiplinleri terk etmişken size ne oluyor ki? Siz kim oluyorsunuz ki insanlar hakkında söz yetki ve karar hakkı kullanıyorsunuz bu onlarin iradesi onların hayatı! Bir iyilik yapacaksanız önce o kafanızdaki anlamsız duvarları kalıpları yikin; Ve İnsan a insan olduğu için değer veren bir anlayışı benimsemeye çalışın! Unutmayın ki; Onları o hale getiren irade size daha beterini yapma ve yaşatma kudretine sahiptir. Siz hiç kimsenin rızkını vermiyor yaşamasını temin etmiyorsunuz.Yaratilmis olmak cihetiyle sizin ne kadar yaşama hakkınız var ise onların da o kadar hakkı var; Unutmayın ki; Sahip olduğunuz her şey de o aşağıladiginiz hor gördüğünüz insanların hakkı vardir. Ve siz o insanlara nefsinizin asla kabul etmeyeceği şeyleri reva gördüğünüz sürece iflah olmayacaksınız... Unutmayin ki; Kınadığınizi yaşamadan ölmeyeceksiniz. Tarih buna şahittir...
