Bir aksilik olmadığı takdirde İBB’nin organizatörlüğü altında düzenlenen Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Toplantılarına katılmaktayım. Uzun süredir katıldığım bu toplantıların sonuncusu Maltepe Belediyesinin katılımı ile geçen Perşembe günü yine mutat toplantı mekânı olan Zeytinburnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde yapıldı ve konu ile ilgili de ayrı bir forum konusu açıp Maltepe Belediyesinin biz sakatlarla ilgili faaliyetlerinden akılda kalanları orada sıralamıştım. Ve yine o forumda kaldırım işgaline ilişkin bir başka başlık açacağımı ifade etmiş idim.
Yukarıda bahsi geçen toplantılarda inanın ana şikâyet konusu her zaman kaldırım işgalleridir. Tüm katılımcılar her belediyeye bundan şikâyet edip bu işgale karşı bir çözüm bulmalarını istiyorlar. Her belediye de bu konuda titiz davrandığını, bundan sonra daha da titiz olacağını ifade ediyor, yani Dede Korkut’tan masallar anlatıyor katılımcılara, enayiyiz ya bizler de yutuyoruz. Ben Fatih Belediyesi sınırları içerisinde oturuyorum ve bu konudaki bir hadiseden size bahsedeceğim. Forumlarda yazdıklarıma baktım da bu konuya değindiğimi göremedim. Şayet bunları daha önce yazdıysam haliylen bu tekrar olacak, tekrar oluyorsa da kusura bakmayın.
Ana cadde üzerinde oturmaktayız ve tam karşımızda da bir başka cadde var. Bu karşımızdaki cadde oturmuş olduğumuz caddeyle birleştiği yerde haliylen caddeler T harfi şeklini alıyor. Oturduğumuz caddede trafik oldukça yoğun zira ana yol. Karşı caddemizdeki trafik ana cadde trafiği gibi yoğun olmasa da oldukça hareketli. Bu iki caddenin birleştiği köşede bir kuruyemişçi dükkânı var. Cephesinin biri ana caddeye bir diğeri de tali caddeye bakıyor. Dükkân sahibi esnaf dükkanın her bir cephesine birer adet dondurma buzdolabı koyarak kaldırımların her ikisini de işgal ediyor. Hadi ana cadde tarafındaki kaldırım nispeten geniş olduğu için buzdolabı fazla sıkıntı yaratmıyorsa da tali cadde cephesindeki kaldırım dar olduğundan buzdolabı kaldırımı kullanılmaz hale getiriyor ve yayalar mecburen caddeye inmek zorunda kalıyor. Yaya caddeye inmeye kalksa yağmurlu havalarda zaten bu mümkün değil zira o kısımdaki logarlar genelde tıkandığından su seviyesi genelde bilek hizasında. Kuru havalarda da yoğun trafik var dönemeçte, bir araba vurduğunda Allah korusun öteye gidiverirsin anında. Bu anlattıklarım sakatlığı bulunmayan kişilerin çektiği çile. Tekerlekli iskemledeki veya ama arkadaşlar da esnafın işgali nedeniyle bu durumda zaten kaldırımı kullanamıyor. Durumu ilk olarak, tarihe dikkat edin, 16/10/2008 tarihinde Fatih belediyesi başkanına, zabıta müdürlüğüne bildirdim. Belediye bana verdiği cevapta iş yerinin ruhsatsız olduğunun tespit edildiğini ve konunun takip edileceğini bildirerek dolapları kaldırttı. Aradan inanın 20 gün veya bilemediniz 1 ay geçti geçmedi dolaplar yeniden çıktı ortaya. Bu kez 6 ay sonra 16/04/2009 tarihinde yine ayni mercilere bir kez daha durumu belgeledim resimleri ile. İki gün içerisinde zabıta ekipleri geldi ve dolaplar yine kaldırıldı ama kısa bir süre için tabii ki. Son olarak da 02/02/2010 tarihinde konuyu üçüncü kez aynı mercilere yazdım, ilave olarak zabıta komiserine kısa mesaj da çektim ve daha ağır ifadeler kullandım. Yine bir iki gün içinde zabıta ekipleri geldiler ve dolaplar kaldırıldı. Bu kez süre biraz uzadı, 1 ay içerisinde değil de yaklaşık 1,5-2 ay sonra dolaplar yine çıktı ortaya. Yani bakın 16 Ekim 2008 tarihinden beri ısrarla konunun takipçisi oldum ama kalıcı netice elde etmek mümkün olmadı maalesef. Ve ben de iki nedenden ötürü artık işin ucunu bırakmaya karar verdim. Birincisi mahallenin diğer sakinleri de benim gibi ilgilensinler, ikincisi ise Fatih Belediyesi ekiplerinin olaya göstermelik olarak müdahale etmesi ve bir müddet sonra her şeyin eski haline dönmesi.
Velhasıl belediyelerin zaman zaman caddelere astıkları bez afişlerde “kaldırımlar yayalarımıza aittir” yazıyor ama siz siz olun buna inanmayın, kaldırımlar aslında esnafın işgali içindir ve bunu ilgili yerlere hatta bizzat belediye başkanının kendisine dahi defalarca şikâyet etseniz bile inanın durum değişmeyecektir.
Bunun tek yolu var aslında:bir araya gelip, basını da alıp kararlaştırılan bir bölgedeki kaldırım işgallerine karşı eylem koymak. Peki bunu organize etmek kimin işi? Dernekler ne güne duruyor? Ama hangi dernek buna ön ayak olacak, TSD mi, veya Körler Derneği mi? Hangisi? Hepsi başka hesaplar peşinde. Biz sakatlar sadece Mayıs ayında İstiklal Caddesinde biraz yürürüz ve gelecek seneyi bekleriz yeniden yürümek için.
İyi istirahatlar herkese.
Yukarıda bahsi geçen toplantılarda inanın ana şikâyet konusu her zaman kaldırım işgalleridir. Tüm katılımcılar her belediyeye bundan şikâyet edip bu işgale karşı bir çözüm bulmalarını istiyorlar. Her belediye de bu konuda titiz davrandığını, bundan sonra daha da titiz olacağını ifade ediyor, yani Dede Korkut’tan masallar anlatıyor katılımcılara, enayiyiz ya bizler de yutuyoruz. Ben Fatih Belediyesi sınırları içerisinde oturuyorum ve bu konudaki bir hadiseden size bahsedeceğim. Forumlarda yazdıklarıma baktım da bu konuya değindiğimi göremedim. Şayet bunları daha önce yazdıysam haliylen bu tekrar olacak, tekrar oluyorsa da kusura bakmayın.
Ana cadde üzerinde oturmaktayız ve tam karşımızda da bir başka cadde var. Bu karşımızdaki cadde oturmuş olduğumuz caddeyle birleştiği yerde haliylen caddeler T harfi şeklini alıyor. Oturduğumuz caddede trafik oldukça yoğun zira ana yol. Karşı caddemizdeki trafik ana cadde trafiği gibi yoğun olmasa da oldukça hareketli. Bu iki caddenin birleştiği köşede bir kuruyemişçi dükkânı var. Cephesinin biri ana caddeye bir diğeri de tali caddeye bakıyor. Dükkân sahibi esnaf dükkanın her bir cephesine birer adet dondurma buzdolabı koyarak kaldırımların her ikisini de işgal ediyor. Hadi ana cadde tarafındaki kaldırım nispeten geniş olduğu için buzdolabı fazla sıkıntı yaratmıyorsa da tali cadde cephesindeki kaldırım dar olduğundan buzdolabı kaldırımı kullanılmaz hale getiriyor ve yayalar mecburen caddeye inmek zorunda kalıyor. Yaya caddeye inmeye kalksa yağmurlu havalarda zaten bu mümkün değil zira o kısımdaki logarlar genelde tıkandığından su seviyesi genelde bilek hizasında. Kuru havalarda da yoğun trafik var dönemeçte, bir araba vurduğunda Allah korusun öteye gidiverirsin anında. Bu anlattıklarım sakatlığı bulunmayan kişilerin çektiği çile. Tekerlekli iskemledeki veya ama arkadaşlar da esnafın işgali nedeniyle bu durumda zaten kaldırımı kullanamıyor. Durumu ilk olarak, tarihe dikkat edin, 16/10/2008 tarihinde Fatih belediyesi başkanına, zabıta müdürlüğüne bildirdim. Belediye bana verdiği cevapta iş yerinin ruhsatsız olduğunun tespit edildiğini ve konunun takip edileceğini bildirerek dolapları kaldırttı. Aradan inanın 20 gün veya bilemediniz 1 ay geçti geçmedi dolaplar yeniden çıktı ortaya. Bu kez 6 ay sonra 16/04/2009 tarihinde yine ayni mercilere bir kez daha durumu belgeledim resimleri ile. İki gün içerisinde zabıta ekipleri geldi ve dolaplar yine kaldırıldı ama kısa bir süre için tabii ki. Son olarak da 02/02/2010 tarihinde konuyu üçüncü kez aynı mercilere yazdım, ilave olarak zabıta komiserine kısa mesaj da çektim ve daha ağır ifadeler kullandım. Yine bir iki gün içinde zabıta ekipleri geldiler ve dolaplar kaldırıldı. Bu kez süre biraz uzadı, 1 ay içerisinde değil de yaklaşık 1,5-2 ay sonra dolaplar yine çıktı ortaya. Yani bakın 16 Ekim 2008 tarihinden beri ısrarla konunun takipçisi oldum ama kalıcı netice elde etmek mümkün olmadı maalesef. Ve ben de iki nedenden ötürü artık işin ucunu bırakmaya karar verdim. Birincisi mahallenin diğer sakinleri de benim gibi ilgilensinler, ikincisi ise Fatih Belediyesi ekiplerinin olaya göstermelik olarak müdahale etmesi ve bir müddet sonra her şeyin eski haline dönmesi.
Velhasıl belediyelerin zaman zaman caddelere astıkları bez afişlerde “kaldırımlar yayalarımıza aittir” yazıyor ama siz siz olun buna inanmayın, kaldırımlar aslında esnafın işgali içindir ve bunu ilgili yerlere hatta bizzat belediye başkanının kendisine dahi defalarca şikâyet etseniz bile inanın durum değişmeyecektir.
Bunun tek yolu var aslında:bir araya gelip, basını da alıp kararlaştırılan bir bölgedeki kaldırım işgallerine karşı eylem koymak. Peki bunu organize etmek kimin işi? Dernekler ne güne duruyor? Ama hangi dernek buna ön ayak olacak, TSD mi, veya Körler Derneği mi? Hangisi? Hepsi başka hesaplar peşinde. Biz sakatlar sadece Mayıs ayında İstiklal Caddesinde biraz yürürüz ve gelecek seneyi bekleriz yeniden yürümek için.
İyi istirahatlar herkese.