Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Karamsarlığımın zirve noktasındayım, yaşamak mı zor ölmek mi?

gul38

Üye
Üyelik
6 Haz 2013
Konular
19
Mesajlar
303
Reaksiyonlar
0
20 katlı bir binanın çatısında olmak isterdim şu an. Tam kenarda, hafif bir rüzgarla aşağıya bırakmak kendimi. Sonsuzmuş gibi süren bir süzülüş sonrası tepe üstü çakılmak. The End. Ama hayatta her istediğimiz olmuyor işte. Bina bulacanda, çatıya ulaşacanda, kararlı davranacan tırsmayacan ooo uzun iş. Bu bile zor valla. Yaşanakmı zor ölmekmi çözemedim daha. Birinciyi denedim ikinciyi denemek kısmet olmadı...
 
sabredip şükretmek varken neden intihar cehennem bileti kesmek rabbim sevdiği kuluna sıkıntı verir hiç düşündün mü ne eksiğim var hep yüksekten konuşuyoz ama bi de aşşagıyı göremiyoz
 
ikinci geldikten sonra birinciyi arasan da bulamıcan. ikincinin gelecegi de kesin, öyleyse birinciye iyi bak.
 
Birinci bize kıymet vermiyor siyah beyaz kardeş. Normalde çok pozitif biriyim ama çöküş dibe vuruş noktaları yaşıyorum bazen.
 
Anlat, Gül kardeş seni bir dinleyelim..

kurtları dök ki diğer kardeşler derdine derman olur...
 
Yok öyle belirgin bişey yok aslında. Fizik tedavi görüyorum yoruldum, birde grip olunca direncim düştü karamsarlığa teslim oldum. Oysaki ben burda hep arkadaşlara destek olurdum.
 
Sırf bunun için mi 20 katlı gökdelende çatı katında daire sahibi olmak istediniz?
 
Yoruluyor insan hayatta ama dert etme, ummadığın anda dinlenmiş bulursun kendini..
 
:) ama rüzgarda şiddetli olmalı yoksa insan cesaretini toplayamaz :)
 
sörf için haklısın; bir ara gökçeadada sörf yapmalısın, şiddetli rüzgar ile uçmak gibisi yoktur. cesaret ise işe; sörfe girişmekle olur.

bir dalgada üzerinde takla atıp atmamak içerisnde vereceğin cesaret kararlılıktır
 
işin ucunda cehennem olmasa durur mu beden 1 dk daha bu cihanda...en azından yaşadıklarımla yargılanırm..
 
Sizlerede karamsarlık yansıttığım için hakkınızı helal edin. Normalde neşeli biriyim, hastane ortamı içimi kararttı sanırım.
 
Gökçeadaya varmısın? istersen fizik tedavi eğitmenine bir sor bakalım ne dicek?

Hastane ortamını deniz mavisine boyamak ve deniz canlıları ile süslemek lazım..
 
Yüzme bilmiyorum korkarım denizden.
 
yüzlerin gülmedigi 10 sene de bir 10 sene de mi gülmeyecek ...anlaşılan gülmeycek...
 
Yapma be, 5 saatlık seansda yüzme öğrenilir. Yüzmek o kadar zor değil.
Bir kolu bir bacağı olmayan arkadaşım benden daha hızlı yüzüyor...
Belden aşağısı tutmayan yüzmeye hevesli öğrencim bile var.
Görme engelli arkadaşlarımız bile yüzüyor.
Sadece yüzmeyi öğrenmeyi istemek yetiyor...

bulunduğunuz ilde İl spor Müdürlüğüne bir sorun yüzme aktiviteleri var ise; Bildiğim kadarıyla ücretsizdir. Dediğim gibi var ise...
yok ise talep ediniz..
 
Bunlar için intiharı mı düşündün demeden edemiyorum..
Gerçi herkesin derdi kendine dağ görünürmüş yaşamadan o acıyı anlayabilmemiz mümkün değil
Ama her halükarda derdi benimkisinden bile az olup da intiharı düşünen insanlara gerçekten inanamıyorum bir şey diyemiyorum.

Allah kaldıramayacağımız dert vermesin buradaki tek birinin bile (sadece benimkisi bile yeterli) derdini dinlesen halime bin şükür dersin eminim
Ha tabi ki derdimden daha dertli olanlar var halime şükür diyip mutlu olmayla yetinmiyor olabilirsin ona diyecek bir şeyim yok.

Yaşamak mı zor ölmek mi sorusunun cevabını da ancak ölenler verebilir :)

Bir sirkele kendini irkil farklı bir şeylere odaklan..
 
Sizlerede karamsarlık yansıttığım için hakkınızı helal edin. Normalde neşeli biriyim, hastane ortamı içimi kararttı sanırım.
hastanede niye canin aciyor gul. aci cekmiyosundur insallah. ona buna bosver. fizik tedavi olan kafa baristirac birini bul. ordan burdan derken bi arkadas kazaniverirsin:eek:

dersinki orda hemsireler filan:paldirma biz neler gorduk. yapmadiklari isleri bile bi guzel yaptik diyen kayit defterlerini okurum ben hastanede yatarken gizliden:pyokmu seninde yapcagin hasarilik:eek:
 
Yok intihar haşa, rüzgar ittirecek aşağıya, hepsi rüzgarın suçu. 1 aydır hastanedeyim çok bunaldım grip oluncada hepten duygusallaştım. Birde dün kantinde 60 yaşında amca yeni felç olmuş öyle bir içli ağladı ki, dokundu işte. Hepsi birden isyana dönüştü.
 
hastanede niye canin aciyor gul. aci cekmiyosundur insallah. ona buna bosver. fizik tedavi olan kafa baristirac birini bul. ordan burdan derken bi arkadas kazaniverirsin:eek:

dersinki orda hemsireler filan:paldirma biz neler gorduk. yapmadiklari isleri bile bi guzel yaptik diyen kayit defterlerini okurum ben hastanede yatarken gizliden:pyokmu seninde yapcagin hasarilik:eek:

keşke hastanlerde içim acısa ama ondan da beter hayat yaşayan olarak gül38 durumunda olmak isterdim..bu yaşıma kadar çok insanla karşılaştım hayat boyu yalnızdım ...
 
bi dok bakalim, gulun basligi ama.nasi beter hayatmisbu:confused: gerci yasayan bilir, ama obur dunyaya zaten gitcez.hazir burda yasarken en ufak birseyi zevk yasam amaci yapip mutlu olmakmi,olan dertleri dusune dusune buyutmekmi daha kazanc saglar:confused:
 
Ben Kuran okuduğum zaman otomatik olarak vücut, beyin, akıl direncim artıyor. Okumazsam her şey ters gidiyor. Size iyi gelen ne ise karamsarlıktan uzaklaşmak için onu yapın. Ne mutluluk ne de karamsarlık dünya şartlarında kalıcı değildir, imtihan sırrı gereği sürekli değişir. Allah a yaklaştıracak eylemler maneviyatımızı güçlendirerek zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır. Bu yılların bana öğretiği....
 
gul38, sıkmayın canınızı geçiyor, sizde benim gibisiniz sanırım çikolata konusunda, bir fıstıklı nestle patlatın tamamdır:)
 
Selda az önce senin yöntemi denedim epey tesirli :)
 
gul38 ben de çok geliyorum kayseriye, hastaneden dolayı bende çok bunalıyorum. ama sizin yazılarınız olumlu oluyordu. şaşkınlık yaşadım yani. geçiçi bir durum yaşıyosun yani ben öleyim. umarım ilk msdaki karamsarlığın kalmamıştır.
 
Benim derdim senin derdini delerde geçer gibi sözler söyleyen kardeşler sizi seviyorum ve diyorum ki siz sessizken ne şirin olduğunuzu bilseniz klavyeye el sürmezdiniz :p
Çikolata diyen arkadaşa %100 destek veriyoruz :rolleyes:
Gül38 7 miyar insandan hangisi hayatının bir anında dahi düşünmemiştir? Sen kaç kez uçlara geldin? Hepsi geçtiine göre bununda geçmesini beklemek en iyisi. Fakat paraşütle atlamak isterdim:eek:
 
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayak...kabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini öntarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona b
ir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
- Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!.
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.
İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder. Çocuk biraz düşünüp:
Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek
- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
- Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!'
demişti.
* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.
 
:) valla sizin gibi dostlar varken yalnız olmadığımı gördüm hepinize tek tek teşekkür ederim. İnşallah Rabbim hepinizede şifa verir, hastanın duası kabul olurmuş felaket gribim bolca dua ediyorum hepinizede. Normal halim polyannanın bir alt versiyonudur ama bazan böyle devrelerin yandığı zamanlar oluyo. Yapacağımdanda değil ha, öyle hani hayatım film gibi gözümün önünden geçti derlerya, işte anlık şeyler. Sizleride üzüp karamsarlığa sevk ettimse hakkınızı helal edin. Yıllardır burda birbirimizin yazdıklarını okuyoruz, dertleşiyoruz, büyük bir aile olduğumuzu fark ettim. Rabbim hepimizin kalbinde olanı versin.
 
Üst Alt