Bu kitapta öncelikle kişilerarası iletişimle ilgili bazı bilgiler sunuluyor. Bu bilgiler, hem çocukların eğitiminde yararlı olabilir, hem de ailede, iş yerinde ve benzeri ortamlarda görülen çatışmaların çözümüne ışık tutabilir. İkinci olarak kitapta, geleneksel kültürümüze ve bugünkü yaşam biçimimize yeni bir bakış açısı getirilerek bir iddia ortaya atılmıştır. Bu iddia, insanlarımızın genelde bireyselleşmek ve kendi akıllarını kullanmak konusunda çekingen davrandıkları yolundadır.
Bu iddiayı test etmek amacıyla çeşitli kültür ürünlerimiz, özellikle edebiyatımıza ve sanat dünyamıza ait ürünler psikolojik açıdan incelenmiştir. İncelemeler sonucunda, sanat eserlerimiz ile günlük yaşamımız ve tarihsel geçmişimiz arasında ilginç ilişkiler bulunmuştur. Örneğin, edebiyatımızdaki vezin-kafiye kalıpları ile çocuk yetiştirme düzenimiz arasında, ya da minyatürlerimizin iki boyutlu oluşuyla devlet-vatandaş etkileşimi ve misafirlere zorla ikramda bulunma arasında bir takım paralellikler kurulmuştur.
Üçüncü olarak da iletişim çatışmaları ve empati ile ilgili yeni kuramsal modeller ve sınıflamalar ortaya atılmıştır. Tüm bu yönleriyle kitap, hem psikolojiye ilgi duyanlara, hem de edebiyata ve sanat tarihine yeni bir bakış açısıyla bakmak isteyenlere ilginç gelebilir.