İzmir' de Yaklaşık 5 Ay Önce İnce Bağırsak Nakliyle Birlikte Kök Hücre Nakli Yapılan Dünyadaki İlk Vaka Olan Gizem Kılıç Tıp Dünyasında Çığır Açma Umudu Oldu.
Gizem´e özel izinle kök hücre nakli yapan Uzm. Dr. Selçuk Kılınç, ''İnce bağırsak nakli yapılan hastaları kaybetmemek için bu yöntemi geliştirdik ve ilkinde başarılı olduk. Vaka sayımızı artırmalı, hücresel tedavi yöntemlerinde dünyanın gerisinde değil önünde olmalıyız. Aksi taktirde Türkiye kök hücre tedavisinde dışarıya mahkum olur ve ve sömürülür' dedi.
Travma sonucu ince bağırsağı kalmayan, nakil için aylarca kadavradan organ bekleyen, ancak daha önce yapılmış vakaların kaybedilmesi nedeniyle doktorların bile umut veremediği Gizem, Sağlık Bakanlığı´nın özel izniyle kök hücre ile birlikte yapılan ince bağırsak naklinin tutmasıyla yeniden hayat dolu bir genç kız oldu. Gizem, kendisini ameliyat eden Op. Dr. Selçuk Kılınç ve Op. Dr. Cezmi Karaca´nın evlerine ziyarete gelmesiyle ayrı bir mutluluk yaşadı. Geçtiğimiz 22 Şubat´ta Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde nakil olan Gizem, ikinci hayatında günlerini nasıl geçirdiğini anlatırken, şunları söyledi:
''Çifte nakilin üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Hasta olduğum, organ beklediğim dönemde yemek yiyemiyor, su içemiyor, yürüyemiyordum. 30 kiloya kadar düşmüştüm, 42 kilo oldum. Şimdi dershaneye gidiyorum, arkadaşlarımla geziyorum, avde kardeşim, ailemle birlikte çok mutluyum. En çok okula gitmeyi özledim. Olmam gereken ikinci bir ameliyat var. Onu da olayım ondan sonra tam olarak normal yaşama döneceğim. Çok zor günler geçirdim, 6 ay nakil için bekledim, organın bulunması kadar ameliyat dönemi de çok önemliydi. Benim gibi çok insan var. Onların da benim gibi hayata dönmesi için organ bağışı olması gerek. Herkes organlarını bağışlasın, sonuçta vefat ettikten sonra o organlar bir işe yaramayacak. En azından bir can kurtarabilirler. Şu an bana bağışlanan bir organ olmasaydı ben burada olamazdım. Benim gibi onlar da kurtulsun.'
TÜRKİYE HÜCRESEL TEDAVİDE VAR OLMAK ZORUNDA
Öte yandan hem biyokimya hem de genel cerrahi uzmanı olan Dr. Selçuk Kılınç, Gizem´e uyguladıkları yöntemin başarıya ulaşmasının Türkiye´nin gelecekte kök hücre pazarında yer alabileceğinin önemli bir işareti olduğunu söyledi. Bir vakadan elde edilen sonucun ''kesin kanıt' gibi gösterilemeyeceğini, ancak çalışmanın büyük hasta gruplarıyla desteklenmesi gerektiğini, bunun için ciddi bir değer taşıdığını belirten Dr. Kılınç, şunları söyledi:
''Bağışıklığı baskılayıcı ilaçlar böbrek, karaciğer nakillerinde olduğu gibi ince bağırsak nakillerinde etkili olmuyor. Maalesef hastalarımızı kaybediyoruz, kaybetmemek için nakil sırasında kök hücre yöntemini geliştirdik. Bunu Gizem´de denedik, başarılı olduk. Yaptığımız literatür taramalarında ince bağırsak konusunda ve insan üzerinde bizim uyguladığımız metodlarla, veriliş yollarıyla bir başka kök hücre çalışması bulamadık. Gizem dünyada bu yöntemin uygulandığı ilk vaka oldu. Dünyada özellikle ABD ve gelişmiş ülkelerde çok sayıda hücresel tedavi metodları üzerine çalışma yapılıyor. Bunlar hızla rutin tıp uygulamalarına girmeye başladı. Bu kanser tedavisinden tutun da organ nakline kadar geniş bir yelpazede inceleniyor. Türkiye´de de bu tür çalışmaların sınırlı sayıda olması yetersizliğini gösteriyor. Bir an evvel Türkiye´nin de bu konularda rüştünü ispat etmesi ve bilimsel çalışmaların üst seviyede çok sayıda yapılması gerekli. Türkiye bunu yapmazsa şimdiye kadar görüntüleme cihazı, ameliyat, tetkik kiti gibi pekçok parametrede yurtdışına bağımlı olarak sürdürdüğü hayatını maalesef bundan sonra da kök hücre tedavileri, kanser aşıları gibi parametrelerde de devam ettirmek zorunda kalacak. Kök hücre tedavisinde de dışa bağımlı kalacağız. Eğer ülkemizde Gizem´de olduğu gibi bu uygulamalar daha çok yapılırsa kök hücre tedavisindeki bilgi ve becerimizi yurtdışına satabilir hale gelebiliriz. Bu çalışmalarımıza Sağlık ve Sanayi Bakanlığımız ile ilgili kurumlarından destek aldık. Zaman zaman sayıları çok olmasa da bazı bilim adamları tarafından tutucu bakış açısıyla bu tür çalışmalara köstek çıkanlar oluyor. 1990´lı yılların başında cep telefonları yeni yeni girerken, hayal bile edemezken şimdi herkesin cebinde televizyon, internet var. Bu tedavi yönteminde dünya hızla yol alıyor, bağımlı olmamak, satan olmak istiyorsak elimizi çabuk tutmalıyız.'
İLK VAKAMIZ GİZEM
Op. Dr. Cezmi Karaca Gizem´in sağlık durumunun çok iyi olduğunu, kontrollerinin sürdüğünü ve biraz daha kilo almasını beklediklerini söyledi. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde 2005´ten bu yana ince bağırsak nakilleri yaptıklarını hatırlatan Karaca, ''Hemen hemen hiç ince bağırsağı kalmamış kişilere o durumda da hayatlarını devam ettiremeyecek hastalara yapıyorduk. Dünyada çok örnekleri var, ancak hastaları kaybettiğimiz için yeni arayışlar içerisine girdik. Nakil yaptığımız hastaları nasıl daha uzun yaşatabiliriz, nasıl daha başarılı oluruz diye kafa yorduk. İnce bağırsak nakliyle birlikte kök hücre naklini düşündük. Gizem ilk uygulanan hastamız oldu ve sonuç çok iyi' dedi.
HABER: Kk Hcre Nakli Yaplan Dnyadaki lk Hasta Artk Koup Oynuyor haberi
Gizem´e özel izinle kök hücre nakli yapan Uzm. Dr. Selçuk Kılınç, ''İnce bağırsak nakli yapılan hastaları kaybetmemek için bu yöntemi geliştirdik ve ilkinde başarılı olduk. Vaka sayımızı artırmalı, hücresel tedavi yöntemlerinde dünyanın gerisinde değil önünde olmalıyız. Aksi taktirde Türkiye kök hücre tedavisinde dışarıya mahkum olur ve ve sömürülür' dedi.
Travma sonucu ince bağırsağı kalmayan, nakil için aylarca kadavradan organ bekleyen, ancak daha önce yapılmış vakaların kaybedilmesi nedeniyle doktorların bile umut veremediği Gizem, Sağlık Bakanlığı´nın özel izniyle kök hücre ile birlikte yapılan ince bağırsak naklinin tutmasıyla yeniden hayat dolu bir genç kız oldu. Gizem, kendisini ameliyat eden Op. Dr. Selçuk Kılınç ve Op. Dr. Cezmi Karaca´nın evlerine ziyarete gelmesiyle ayrı bir mutluluk yaşadı. Geçtiğimiz 22 Şubat´ta Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde nakil olan Gizem, ikinci hayatında günlerini nasıl geçirdiğini anlatırken, şunları söyledi:
''Çifte nakilin üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Hasta olduğum, organ beklediğim dönemde yemek yiyemiyor, su içemiyor, yürüyemiyordum. 30 kiloya kadar düşmüştüm, 42 kilo oldum. Şimdi dershaneye gidiyorum, arkadaşlarımla geziyorum, avde kardeşim, ailemle birlikte çok mutluyum. En çok okula gitmeyi özledim. Olmam gereken ikinci bir ameliyat var. Onu da olayım ondan sonra tam olarak normal yaşama döneceğim. Çok zor günler geçirdim, 6 ay nakil için bekledim, organın bulunması kadar ameliyat dönemi de çok önemliydi. Benim gibi çok insan var. Onların da benim gibi hayata dönmesi için organ bağışı olması gerek. Herkes organlarını bağışlasın, sonuçta vefat ettikten sonra o organlar bir işe yaramayacak. En azından bir can kurtarabilirler. Şu an bana bağışlanan bir organ olmasaydı ben burada olamazdım. Benim gibi onlar da kurtulsun.'
TÜRKİYE HÜCRESEL TEDAVİDE VAR OLMAK ZORUNDA
Öte yandan hem biyokimya hem de genel cerrahi uzmanı olan Dr. Selçuk Kılınç, Gizem´e uyguladıkları yöntemin başarıya ulaşmasının Türkiye´nin gelecekte kök hücre pazarında yer alabileceğinin önemli bir işareti olduğunu söyledi. Bir vakadan elde edilen sonucun ''kesin kanıt' gibi gösterilemeyeceğini, ancak çalışmanın büyük hasta gruplarıyla desteklenmesi gerektiğini, bunun için ciddi bir değer taşıdığını belirten Dr. Kılınç, şunları söyledi:
''Bağışıklığı baskılayıcı ilaçlar böbrek, karaciğer nakillerinde olduğu gibi ince bağırsak nakillerinde etkili olmuyor. Maalesef hastalarımızı kaybediyoruz, kaybetmemek için nakil sırasında kök hücre yöntemini geliştirdik. Bunu Gizem´de denedik, başarılı olduk. Yaptığımız literatür taramalarında ince bağırsak konusunda ve insan üzerinde bizim uyguladığımız metodlarla, veriliş yollarıyla bir başka kök hücre çalışması bulamadık. Gizem dünyada bu yöntemin uygulandığı ilk vaka oldu. Dünyada özellikle ABD ve gelişmiş ülkelerde çok sayıda hücresel tedavi metodları üzerine çalışma yapılıyor. Bunlar hızla rutin tıp uygulamalarına girmeye başladı. Bu kanser tedavisinden tutun da organ nakline kadar geniş bir yelpazede inceleniyor. Türkiye´de de bu tür çalışmaların sınırlı sayıda olması yetersizliğini gösteriyor. Bir an evvel Türkiye´nin de bu konularda rüştünü ispat etmesi ve bilimsel çalışmaların üst seviyede çok sayıda yapılması gerekli. Türkiye bunu yapmazsa şimdiye kadar görüntüleme cihazı, ameliyat, tetkik kiti gibi pekçok parametrede yurtdışına bağımlı olarak sürdürdüğü hayatını maalesef bundan sonra da kök hücre tedavileri, kanser aşıları gibi parametrelerde de devam ettirmek zorunda kalacak. Kök hücre tedavisinde de dışa bağımlı kalacağız. Eğer ülkemizde Gizem´de olduğu gibi bu uygulamalar daha çok yapılırsa kök hücre tedavisindeki bilgi ve becerimizi yurtdışına satabilir hale gelebiliriz. Bu çalışmalarımıza Sağlık ve Sanayi Bakanlığımız ile ilgili kurumlarından destek aldık. Zaman zaman sayıları çok olmasa da bazı bilim adamları tarafından tutucu bakış açısıyla bu tür çalışmalara köstek çıkanlar oluyor. 1990´lı yılların başında cep telefonları yeni yeni girerken, hayal bile edemezken şimdi herkesin cebinde televizyon, internet var. Bu tedavi yönteminde dünya hızla yol alıyor, bağımlı olmamak, satan olmak istiyorsak elimizi çabuk tutmalıyız.'
İLK VAKAMIZ GİZEM
Op. Dr. Cezmi Karaca Gizem´in sağlık durumunun çok iyi olduğunu, kontrollerinin sürdüğünü ve biraz daha kilo almasını beklediklerini söyledi. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde 2005´ten bu yana ince bağırsak nakilleri yaptıklarını hatırlatan Karaca, ''Hemen hemen hiç ince bağırsağı kalmamış kişilere o durumda da hayatlarını devam ettiremeyecek hastalara yapıyorduk. Dünyada çok örnekleri var, ancak hastaları kaybettiğimiz için yeni arayışlar içerisine girdik. Nakil yaptığımız hastaları nasıl daha uzun yaşatabiliriz, nasıl daha başarılı oluruz diye kafa yorduk. İnce bağırsak nakliyle birlikte kök hücre naklini düşündük. Gizem ilk uygulanan hastamız oldu ve sonuç çok iyi' dedi.
HABER: Kk Hcre Nakli Yaplan Dnyadaki lk Hasta Artk Koup Oynuyor haberi