Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Kontrol Muayenesinde, konu olan hakkın kazanıldığı tarihteki mevzuat temel alınır [Hukuk]

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
678
Mesajlar
58,802
Reaksiyonlar
1,374
Kontrol Muayenesinde, konu olan hakkın kazanıldığı tarihteki mevzuat temel alınır [Hukuk]

Aşağıdaki içtihat metni kısaca diyor ki:
Kurumlar Kontrol Muayenesi yapma hakkına sahiptirler. Ancak kontrol muayenesi yapıldığında, kontrol muayenesine tabi tutulan kişinin konu olan hakkı elde ettiği tarihte geçerli olan mevzuat temel alınır.
Bir örnek verecek olursak: Ocak 2005 yılında o günün mevzuatına uygun olarak alınmış raporla emekli olan bir kişi, evet, bugün kontrol muayenesine tabi tutulabilir. Ama kontrolde, bugün yürürlükte olan işgücü kaybı cetveli/yönetmeliği/kanunu değil, Ocak 2005 yılında yürürlükte olan mevzuat temel alınır (18 Mart 1998 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 23290 Yönetmelik | Ekli Cetvel). Bu tarihten sonra yürürlüğe giren düzenlemeye bakıp, "artık bu sakatlığa %40'ın altında işgücü kaybı oranı veriliyor. O yüzden emekliliğini iptal ediyoruz" denilemez. Kazanılmış hak elden alınamaz.


  • 10. Hukuk Dairesi 2004/12699 E., 2005/2212 K.

    KONTROL MUAYENESİ

    5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA ... [Madde 1]

    "ÖZET"

    SAKATLIĞI NEDENİYLE YAŞLILIK AYLIĞI ALAN KİŞİLERİN KURUM TARAFINDAN YAPTIRILAN KONTROL MUAYENELERİNDE KONTROL TARİHİ DEĞİL BU AYLIĞIN BAĞLANMA TARİHİNDEKİ HÜKÜMLER ESAS ALINMALIDIR.

    "İçtihat Metni"

    Davacı, 15.06.1994-23.10.1999 tarihleri arasında fuzulen ödenen 2.019.351.377 liranın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    Şanlıurfa Devlet Hastanesince tanzim edilen heyet raporunda yer alan bulguların Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü nezdindeki Merkez Sağlık Kurulu'nca "18.03.1981 tarih ve 8/2620 sayılı sakatlık indiriminden yararlanacak hizmet erbabının sakat derecesinin tespit şekli ile uygulaması" hakkındaki yönetmelik hükümleri uyarınca değerlendirmesi sonucu davalının çalışma gücünün %63'ünü kaybetmiş olduğunun saptanmasıyla vergi indiriminden yararlanması nedeniyle kurum sigortalısı olan davalıya 15.06.1994 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa'nın 60/G-b madde ve fıkrası uyarınca yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak daha sonra Kurumun, davalıyı kontrol muayenesine sevk etmesi neticesinde SSK Ankara Eğitim Hastanesince düzenlenen 10.12.1998 günlü sağlık kurulu raporunda davalı sigortalının %25 olarak belirlenen çalışma gücü kaybı; Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Merkez Sağlık Kurulu'nca 18.03.1998 gün ve 23290 sayılı Resmi Gaze-te'de yayımlanan 98/23290 sayılı yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilerek çalışma güç kaybının %40'ın altına düşmesi nedeniyle vergi indiriminden yararlanamayacak hale düşen davalıya bağlanan aylığın Kurum tarafından kesildiği anlaşılmaktadır.

    506 sayılı Kanun'un 60/C-b maddesinde 4958 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle yapılan değişiklik kapsamında; sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı alanların Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulabileceklerine ilişkin olarak verilen yetki gözetildiğinde; Kurumun sigortalıyı kontrol muayenesine tabi tutması yerinde ise de; Mahkemenin eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olduğu görülmektedir. Zira; sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanan sigortalının çalışma gücü kayıp oranı (sonradan yürürlüğe konulan 18.03.1998 tarih ve 98/23290 sayılı yönetmelik hükümlerine göre değil) yaşlılık aylığı bağlama tarihi itibariyle yürürlükte olan 18.03.1981 tarih ve 8/2620 sayılı yönetmelik hükümleri esas alınarak belirlenmesi gerektiği gibi, yine bu çevre de, başlangıçtaki sakatlık indirimi oranının sonradan azalmış olup olmadığı hususunun açıklanan esaslar dahilinde incelenmesi gerekirken bu lâzimeye riayet edilmeden sonuca gidilmiş olması isabetsizdir.

    Açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

    O hâlde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 07.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
iyigeceler arkadaşlarbenim vergi indiriminden sonra üçkez raporum var birisi çorumdan almış olduğum çalışarakhayatınıkazanamaz ikincisi emekli sandığıonu kabul etmrdi hakem hastane olarak ankaraeğt araştırmaya sevk etti orasıda yüzde yetmişbeş iş gücükaybıverdi onunlada emekli etmedibende osıra keske üyeidim mahkemeye verdik ankara idare mahkemesi 1983 yılından sonraişe girdiğimden sağlamolarak işebaşladığımdan emekli sandığ kanunagöre bana mahkemeyi kaybettirdilerama ben vergi indirimini 1994 yılından itibaren yüzde elliüç ropor ornı ile almaktayım şu an yirmi üç yılım bitmek üzere tekrar eylülün onaltısında emeklilik için başvurdum yedi ekikmden berri dilekçem emekli sandığıaylık bağlama servisinde bekliyor onların işi hep yokuşa sürmek sanki kendilerinin sağlam olarak kalma gibi garantisi var başına gelmeyen bilmez selamlar dilekçesine cwvap gelen olursa bilgiveren olursa sevinirim oturan boğa ve tüm arkadaşlara selam ve sevgilerunuyorum allah yardımcımız olsun
 
Bülent kardeşim temiyizde verilen hakkı gerimi almışlar temiyzi bozmakla anladığım kadarıyla sgk temiyze göndermiş heralde yoksa ben mi yanlış aladım.
 
Hayır hayır, gerekçeleri okursan, öyle olmadığını anlarsın.
 
benzer bir karar olduğu için buraya ekledim

DANIŞTAY DERGİSİ 126. SAYISINDA YER ALAN KARAR ŞÖYLE:

T.C.
D A N I Ş T A Y
Onbirinci Daire

Esas No : 2008/10384
Karar No : 2010/8409

Özeti : Olay tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükmüne göre vazife malulü sayılan davacının, sağlık durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı halde, Yönetmelik değişikliği gerekçe gösterilerek maluliyetinin kalktığından bahisle aylığının kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.



Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

(T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü)

Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Ankara 1. İdare Mahkemesince verilen 7.3.2008 gün ve E:2007/1367, K:2008/524 sayılı kararın; davacı tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : Selma Çil

Düşüncesi : Olay tarihindeki Yönetmelik hükmüne göre askerliğe elverişli sayılmayan davacının, sağlık durumunda 5434 sayılı Kanun'un 62. maddesi kapsamında hiç bir değişiklik olmadığı halde, Yönetmelikte sonradan yapılan değişiklik üzerine askerliğe elverişli hale geldiğinden bahisle maluliyetinin kaldırılarak aylık ve tütün ikramiyesinin kesilmesinde, idari işlemlerin geriye yürümezliği, idari istikrar ve hukuki güvenlik ilkelerine uyarlık bulunmadığı, bu işlemlere karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının da bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Şenol Bolat

Düşüncesi : Askerlik görevini yaptığı sırada bir er tarafından vurulan ve malul sayılan davacı tarafından, devre muayenesi sonucunda malul olmadığı yolunda Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Sağlık Kurulu'nca tesis edilen işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının davacı vekilince bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının askerlik görevini yaparken 1.6.1999 tarihinde bir er tarafından vurularak yaralandığı, sağ bacağında 3 cm kısalık oluşması nedeniyle askerliğe elverişli olmadığına dair GATA tarafından 17.5.2000 tarihli rapor düzenlendiği ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 24.11.1996 tarih ve 19291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğindeki düzenlemelere göre sakatlık durumu dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucu 6. dereceden vazife malulü olduğu kabul edilerek aylık bağlandığı, daha sonra 5434 sayılı yasanın 61. maddesi uyarınca devre muayenesine tabi tutularak 9.6 2005 tarihli KKK. 5 nci Piyade Tugay Komutanlığı 100 Yataklı Asker Hastanesinde yapılan Sağlık Kurulu muayenesi sonucu anılan Yönetmeliğin eki olan Hastalık ve Arızalar Listesinin Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları bölümünün 59. maddesinde 7.11.2002 tarih ve 20002/3627 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Yönetmelikle yapılan değişiklik hükmü dikkate alınarak yedek askerlik görevini yapabilir kararı verildiği, bu raporun Sandık Sağlık Kurulu'nca 15.8.2005 tarihinde incelenerek davacının malül olmadığına karar verilmesi nedeniyle aylıkları ve tütün ikramiyesinin kesilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda askerlik görevini yaparken bir erin açtığı ateş sonucu yaralandığı, bu yaralanma sonucu sağ bacağında 3 cm kısalık oluştuğu ve bu sakatlığının askerlik görevinden kaynaklandığı konusunda ihtilaf bulunmadığından olay tarihindeki mevzuata göre vazife malulü olarak kabul edilen davacının, daha sonra anılan Yönetmelikte yapılan değişiklik hükmü dikkate alınarak düzenlenen rapor üzerine Sandık Sağlık Kurulunca vazife malulü olmadığına karar verilerek bağlanan aylıklarının kesilmesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde ve bu işleme karşı açılan davanın mahkemece reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.



TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, 6. derece vazife malulü sayılan davacının malullüğünün kaldırılarak aylık ve tütün ikramiyesinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, davacının devre muayenesinde yedek askerlik yapabileceğine dair rapor düzenlendiğinden artık malul sayılamayacağı, bu durumda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 61. maddesinde, vazife malullüğü aylığı bağlananların, malullük derecelerinin belirtilmesi için 50. maddedeki esaslara göre ilk defa yapılan muayeneye ait raporun sağlık kurulunca tasdik edildiği tarihten itibaren üçer yıl sonlarında ve yine aynı madde esaslarına göre iki defa muayenelerinin yapılacağı; 62. maddesinde ise, 61. madde gereğince malullük derecelerinin değiştiği veya malullüklerinin tamamıyla geçtiği sağlık kurulunca tasdik edilecek raporlarıyla anlaşılanların aylıklarının, bu raporların tasdik tarihlerini takibeden ay başlarından itibaren yeni derecelerine göre düzeltileceği veya kesileceği kurala bağlanmıştır.

Görüldüğü üzere, devre muayenesinde malullük dereceleri değişen veya malullükleri tamamen geçenlerin aylıkları da düzeltilecek ya da tamamen kesilebilecektir.

Dosyanın incelenmesinden; jandarma onbaşı olarak askerlik görevini yapmakta iken bir başka er tarafından yaralanan ve GATA Askeri Hastanesinin 17.5.2000 tarihli raporunda "sağ alt ekstremitede 3 cm kısalık" teşhisi ile Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin B/59 F-4 maddesi uyarınca askerliğe elverişli olmadığına karar verilen davacı hakkında 6. derece üzerinden vazife malullüğü aylığı bağlandığı, 2005 yılındaki devre muayenesi sonucu Sivas Askeri Hastanesince yine "sağ alt ekstremitede 3 cm kısalık" teşhisi konularak bu sefer ilgili yönetmeliğin A/59 F-3 maddesi uyarınca yedek askerlik yapabileceğine ilişkin rapor düzenlenmesi üzerine davacının maluliyetinin kaldırılarak aylıklarının kesildiği anlaşılmaktadır.

Hukukun amacı, toplumda adalet, istikrar ve güveni sağlamak olup, hukuki kazanımlara saygı gösterilmesi ve bunların korunması da Hukuk Devleti ilkesinin bir gereğidir. Uygulamada ve doktrinde idari işlemlerin geriye yürümeyeceği, düzenleyici tasarrufların yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren gerçekleşen olaylara uygulanacağı kabul edilmektedir ki bununla güdülen amaç da Hukuk Devleti ilkesini tesis etmektir.

Olayda, ilk muayenesinde sağ alt ekstremitede 3 cm kısalık teşhisi ile Türk Silâhlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin Hastalıklar ve Arızalar Listesinin 59. maddesinin B bölümüne göre askerliğe elverişli olmadığı yönünde karar verilen davacının, sakatlığı aynen devam ederken, bu yönetmelikte 2002/3627 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan değişiklik sonucu artık A bölümü kapsamında kalması üzerine Sağlık Kurulunca "yedek askerlik yapabilir" şeklinde düzenlenen rapor uyarınca vazife malullüğünün kaldırılması idari istikrar ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

Bu itibarla, olay tarihindeki Yönetmelik hükmüne göre askerliğe elverişli sayılmayan davacının, sağlık durumunda 5434 sayılı Kanun'un 62. maddesi kapsamında hiç bir değişiklik olmadığı halde, Yönetmelik değişikliği uyarınca askerliğe elverişli hale gelmesi üzerine maluliyetinin kaldırılarak aylık ve tütün ikramiyesinin kesilmesinde ve bu işlemlere karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak
 
Üst Alt